Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 13. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/537 E. 2021/980 K. 20.12.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 13. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO: 2020/431 Esas
KARAR NO: 2021/931
DAVA: İtirazın İptali (Haksız Eylemden Kaynaklanan Zarar Nedeniyle)
DAVA TARİHİ: 17/03/2020
KARAR TARİHİ: 09/12/2021
Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Haksız Eylemden Kaynaklanan Zarar Nedeniyle) davasının yapılan açık yargılaması sonunda dosya incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ /
DAVA/TALEP ;
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davalı konumundaki— sigortalı bulunan emtiayı taşıyan — plaka nolu araç ile, müvekkili ——–plaka nolu aracın — tarihinde çarpışmış olmaları sonucunda, maddi hasarlı trafik kazasının meydana geldiğini, Söz konusu maddi hasarlı trafik kazasının dilekçeleri ekindeki —– da belirtildiği üzere; müvekkili şirket nezdinde trafik sigortalı olduğunu, kaza anında yol dışındaki —– kısmında arıza nedeni ile bekleme yapmakta olan — plaka nolu araca, davalı sigortacı şirketin — kapsamında sigortacısı olan — plaka nolu aracın, — istikametinden —— istikametine doğru seyir halinde bulunmakta olduğu sırada, taşıt yolundan çıkmak suretiyle çarpmış olduğunu bunun sonucunda meydana geldiğini, müvekkili şirket tarafından, —- plaka nolu araçta taşınmakta olan ve davalı şirket nezdinde sigortalı bulunan ticari emtialarda meydana gelen hasarın tespiti amacıyla, davalı sigortacı şirketin yaptırmış olduğu ekspertiz çalışmasına istinaden; müvekkili şirket nezdinde — bulunan araca isnat edilen %100 kusur esası ve yapılan ödeme talebi üzerine,—- olarak hesaplanan hasar tazminat tutarı,müvekkili şirket tarafından davalı sigortacı şirkete ödendiğini, ancak daha sonrasında; meydana gelen hasar ve kusurların tespiti amacıyla, —- dosyası aracılığı ile yaptırılan delil tespiti dosyasına sunulan bilirkişi raporunda, kazaya karışan — plakalı araç sürücünün %75 oranında asli derecede kusurlu olduğunun tespit edilmiş olduğunu ve buna karşın —- tutarındaki hasar tazminat bedelinin esasen davalı sigortacı şirkete fazla ödenmiş olduğunun anlaşılmış olduğunu, fazla ödendiği anlaşılan ve bu şekilde davalı şirket uhdesinde sebepsiz zenginleşme teşkil etmekte olan tutarın, B.K.nun 77. maddesi gereğince müvekkili şirkete geri verilmesinin gerektiğini, her ne kadar takip ve dava öncesinde, gerekli ödemenin yapılması amacı ile davalı konumundaki sigortacı şirkete müvekkili şirket tarafından bir başvuru yapılmış ise de, anılan başvuru sonucunda olumlu bir netice alınamadığını, davalı konumundaki —- borçlu şirket hakkında, yukarıda belirtilen miktarın ödenmesi için,—–nolu icra takip dosyası aracılığı ile bir ilamsız takip başlatıldığını, davalı şirketin takibe haksız şekilde itiraz etmesi üzerine takibin durduğunu, daha sonra gerçekleştirilen —– da olumlu sonuç elde edilememiş olduğunu belirterek itirazın iptali ile takibin devamına, %20 icra inkar tazminatına, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalı yana tahmiline karar verilmesi talep ve dava etmiştir.
CEVAP /TALEP: Davalı vekilinin cevap dilekçesinde özetle; Müvekkili şirket —-numaralı—- poliçesi ile dava dışı sigortalı —-tarihleri arasında sigortalandığını, müvekkili şirketin — kapsamında sigortalı bulunan emtiayı taşıyan — nezdinde —- nolu aracın —– tarihinde çarpışmış olmaları sonucunda, maddi hasarlı trafik kazası meydana geldiğini, işbu trafik kazasının ardından müvekkili şirket nezdinde sigortalı bulunan emtiaların hasara uğradığını ve alınan ekspertiz raporuyla tespit edilen hasara karşılık —- tazminat ödemesi dava dışı sigortalı şirkete yapıldığını, sigortalı emtianın hasara uğramasına neden olan trafik kazası sonrası tutulan kaza tespit tutanağında, “Sürücü —- plakalı — istikametinden —-geldiğinde, ——-arıza yapıp ve gerekli önlemleri almadan duran sürücü, —kendi aracının sağ ön yan kısmı, ayrıca —— sağ yan ön kısmı ile kamyonun sol arka yan kısmına ve tekerleğine çarpması neticesi, çekiciden —— bulunan gıda maddesinin de bir kısmını kaza yerinde hasar görmesi sonucu maddi hasarlı trafik kazası meydana gelmiştir. Bu kazanın oluşumunda, —plakalı————dışındaki karayolunda zorunlu haller dışında duraklamak veya park etmek, zorunlu hallerde gerekli önlemleri almamak” kuralını ihlal ettiği diğer —— ise bu kazanın oluşumunda kusuru olmadığı , kaza yerinde yapılan inceleme ve sürücü beyanlarından anlaşılmıştır.
” ifadelerine yer verildiğini, kazaya karışan araç sürücülerinin huzurunda polis memurlarınca tutulan kaza tespit tutanağında davacı sigorta şirketine sigortalı araç sürücüsünün kazanın oluşumunda %100 kusurlu olduğu net bir şekilde tespit edildiğini, olayın üzerinden — yıldan fazla bir süre geçtiğini ve davacı şirketin —- sayılı dosyası
na sunulan bilirkişi raporunu dayanak göstererek dava dışı sigortalısı araç sürücüsünün kusurunun aslında %25 olduğunu iddia ettiğini ve davaya konu —- Sayılı icra takibini müvekkili şirket aleyhine başlattığını, işbu haksız ve hukuki gerekçeden yoksun talebe itiraz ettiklerini ve takip durdurulduğunu, davacının talebinin haksız ve hukuki dayanaktan yoksun olduğunu, zira sunulan dosyada tespiti yaptıranın davacı olmadığı gibi, aleyhine tespit istenen de davalı müvekkili olmadığını, ayrıca dosyada alınan bilirkişi raporunun da tarafımıza tebliğ edilmediğini belirterek davanın reddine, alacaklı/davacı aleyhine %20’den aşağı olmamak üzere kötüniyet tazminatına, karşı vekalet ücreti ve yargılama giderlerinin davacıya tahmiline karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER: —- sayılı dosyası, —-dosya kapsamındaki sair bilgi ve belgeler.
DEĞERLENDİRME VE SONUÇ:
Dava , İtirazın İptali ve tazminat (Haksız Eylemden Kaynaklanan Zarar Nedeniyle) istemine ilişkindir.
Basit yargılama usulüne tabi işbu davada mahkememizce dilekçeler aşaması tamamlanmış ve usulüne uygun olarak yapılan davet sonucunda duruşma açılarak ön inceleme duruşması icra edilmiş, uyuşmazlık belirlenmiş ve vaki davete karşın tarafların sulh olmak istememeleri üzerine tahkikata geçilerek tahkikat işlemleri yerine getirilmiş ve karar duruşmasına katılan davacı vekilinin son sözleri dinlenip zapta geçilerek aşağıdaki hüküm sonucuna ulaşılmıştır.
Davaya esas——- esas sayılı dosyası getirtilerek, incelenmiştir. Yapılan incelemede icra dosyasının davanın tarafları ve konusu ile uyumlu olduğu görülmüştür. Dosyaya mübrez Arabuluculuk tutanağına göre de zorunlu arabuluculuk dava şartının yerine getirildiği ve anlaşmazlık üzerine işbu davanın açıldığı anlaşılmıştır.
2004 Sayılı İİK.’nın 67.maddesinde —– Takip talebine itiraz edilen alacaklı, itirazın tebliği tarihinden itibaren bir sene içinde mahkemeye başvurarak, genel hükümler dairesinde alacağının varlığını ispat suretiyle itirazın iptalini dava edebilir. ——– Bu davada borçlunun itirazının haksızlığına karar verilirse borçlu; takibinde haksız ve kötü niyetli görülürse alacaklı; diğer tarafın talebi üzerine iki tarafın durumuna, davanın ve hükmolunan şeyin tahammülüne göre, red veya hükmolunan meblağın———yüzde yirmisinden aşağı olmamak üzere, uygun bir tazminatla mahkum edilir. İtiraz eden veli, vasi veya mirasçı ise, borçlu hakkında tazminat hükmolunması kötü niyetin sübutuna bağlıdır.——-Birinci fıkrada yazılı itirazın iptali süresini geçiren alacaklının umumi hükümler dairesinde alacağını dava etmek hakkı saklıdır. ——– Bu Kanunda öngörülen icra inkar tazminatı, kötü niyet tazminatı ve benzeri tazminatların tespitinde, takip talebi veya davadaki talep esas alınır.” hükmü bulunmaktadır.
Bilindiği üzere Haksız fiil öğretide hukuka aykırı zarar verici fiil olarak tanımlanmaktadır. Haksız fiilin unsurları ise eylem, hukuka aykırılık, zarar, kusur ve illiyet bağı olarak gösterilmektedir. Buna göre haksız fiilden bahsedebilmek için hukuka aykırı bir eylem bulunmalı, bu eylemden bir zararın doğmalı, zararlandırıcı eylemde bulunan kişinin kusurlu bulunması ile zarar ile kusur arasında illiyet bağının olması gerekmektedir. Bu beş unsurun varlığı halinde zarar veren kişi eylemden dolayı zarara uğrayan kişi ya da kişileri maddi ve manevi zararlarını karşılamak durumundadır. Türk Medeni Kanunu’nun 6. maddesine göre haksız fiilin unsurlarını ispat etme yükü davacıdadır. Davacı zararı haksız eylemi ve zarar ile haksız eylem arasındaki illiyet bağını ispat etmek durumundadır.
Yukarıdaki yapılan genel açıklamalar ışığında somut olaya baktığımızda; — tarihinde davacıya sigorta şirketine sigortalı — plakalı araç ile davalı sigorta şirketine taşıyıcı sorumluluk sigortası ile sigortalı emtiayı taşıyan ——–araçların karıştığı trafik kazası meydana geldiği tartışmasızdır. Bu kaza sonucunda düzenlenen trafik kazası tespit tutanağındaki kusur durumuna göre davacı siğorta şirketi tarafından karşı tarafın aracında bulunun emtianın zarar görmesi nedeniyle —- tazminat ödenmiştir. Davaya konu olayda uyuşmazlık kusur durumunda yapılan tespit sonucuna göre haksız ödenen tazminatın değişen kusur oranında iade edilmesi için başlatılan icra takibine itirazın iptaline ve takibin devamına ilişkindir. Filvaki olayda uyuşmazlığın temelinin meydana gelen maddi hasarlı trafik kazası nedeniyle doğrudan kusur üzerinde yoğunlaştığı ve kusur oranının tespiti ile uyuşmazlığın aydınlanacağı anlaşılmıştır. Öncelikle delil olarak dayanıldığı için dosyaya—— üzerinden kazandırılan —— sayılı dosyasından alınan bilirkişi raporuna göre davacı şirket sorumluluğundaki araç sürücüsünün — davalı şirket sorumluluğundaki araç sürücüsünün — oranında kusurlu olduğu yönünde tespit ve görüş bulunduğu görülmüştür. İşbu rapor itiraza uğradığından dosya kusura ilişkin rapor düzenlenmesi çin — gönderilmiş ve rapor düzenlenmesi istenmiştir. —- tarihinde meydana gelen kazada davalı sorumluluğundaki araç sürücüsü— % 75 davalı sigorta şirketi sorumluluğunda bulunan —- % 25 oranında kusurlu olduğu yönünde rapor düzenlenmiştir. Mahkememizce yapılan değerlendirmede kusur durum ve oranını belirlenmesinin sonuç olarak mahkemeye ait olması hususu gözetilerek işbu raporun dosya kapsamı ile uyumlu ve yeterli olduğu kanaatiyle hükme esas alınmıştır. Bu durumda davacının, tespit ve tayin olunun kusur durumuna göre ödemiş olduğu fazla miktarı işbu kusur oranına göre sebepsiz zenginleşme kuralları ve sigorta şirketlerinin sigortalı araç sürücülerinin kusur oranında sorumlu tutulmaları ilkesi gereğince isteyebileceği değerlendirilmiştir. Binaenaleyh davacının, TBK,49, KTK,91/1,85/1-son, TBK,77 ,Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartları, TMK, 6 ve HMK, 190. maddeleri nazarında davasını ispat ettiği ve davasında haklı olduğu sonuç ve kanaatiyle davanın kabulü ile olayda TBK, 117.maddesi gereğince temerrütün icra takibiyle oluştuğu, tarafların tacir sıfatına göre avans faizi uygulanması gerekleri dikkate alınarak ve maddi yazım ve hesap hataları düzeltilerek 2004 sayılı İİK’nın 67/I maddesi gereğince davalı-borçlunun — sayılı takip dosyasına —- asıl alacak kısmına yapmış olduğu itirazın iptali ile icra takibinin asıl alacağa takip tarihinden itibaren yıllık %— değişen oranlarda avans faizi uygulanmak suretiyle devamına, fazlaya ilişkin —-davanın reddine, karar verilmiştir.
2004 Sayılı İİK’nın 67/2 maddesine göre tarafların tazminat talepleri yönünden yapılan değerlendirmede ise olayın haksız fiilden kaynaklanması, uyuşmazlığın yargılamayı gerektirmesi ve sonuca yapılan yargılama ve kusura ilişkin aılnan bilirkişi raporu sonucunda ulaşılması, kusur durumunun ve oranının mahkememizce tayin edilmesi karşısında davalı borçlu yönünden alacağın likit ve muayyen olmadığının anlaşılması nedeniyle davacının icra inkar tazminatı talebi dinlenmemiştir. Davalı vekilinin kötü niyet tazminatı talebinin de yargılama sonucunda takibin ve alacaklı-davacının kısmen de olsa haklı çıkması ve davacı-alacaklının kötü niyetli olarak hareket ettiğine müteallik hiçbir delil de bulunmadığından koşulları oluşmadığı anlaşılmakla reddine karar verilmiştir.
Yukarıda yapılan açıklamalar ışığında 6100 Sayılı HMK’nın 332/1 maddesine göre, 323. Maddesinde sayılan yargılama giderlerinden sorumluluk, aynı yasanın 326/2 Maddesi gereğince tarafların haklılık durumu ve oranı (kabul-ret) esas alınarak belirlenmiştir. Bu kapsamda Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanununun 18/A maddesi ile Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu Yönetmeliğinin 26/2. Maddeleri gözetilerek dava öncesi —— bütçesinden ödenen arabuluculuk ücretinin de kabul ve ret oranına göre karşılıklı olarak taraflardan alınarak hazineye gelir kaydına da karar verilmek suretiyle 6100 Sayılı HMK’nın 26 ve 297/2 maddeleri gereğince aşağıdaki şekilde hüküm ihdas edilmiştir.
HÜKÜM :Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-)Davanın KISMEN KABUL;KISMEN REDDİNE,
2-)2004 sayılı İİK’nın 67/I maddesi gereğince davalı-borçlunun—— asıl alacak kısmına yapmış olduğu itirazın İPTALİ ile icra takibinin asıl alacağa takip tarihinden itibaren yıllık— değişen oranlarda avans faizi uygulanmak suretiyle DEVAMINA, fazlaya ilişkin —- davanın REDDİNE,
3-)Davacının, 2004 sayılı İİK’nın 67/II maddesi gereğince icra inkar tazminatı talebinin REDDİNE,
4-)Davalının, 2004 sayılı İİK’nın 67/II maddesi gereğince haksız ve kötü niyetli takip nedeniyle tazminat talebinin REDDİNE,
5-)Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 322,80 TL karar ve ilam harcından başlangıçta alınan 56,07 TL ve icra dosyasında alınan 23,21 TL’nin mahsubu ile bakiye 243,50 TL harcın davalı sigorta şirketinden alınarak Hazineye gelir kaydına,
6-)Davacı tarafından yapılan 54,40 TL başvurma harcı, 56,07 TL peşin harç, 7,80 TL vekalet harcı olmak üzere toplam 117,27 TL harcın davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
7-)Davacı tarafından yapılan 73,50 TL posta masrafı ve 700,00 TL Adli Tıp Raporu masrafı olmak üzere toplam 773,50 TL yargılama giderinden davanın kabul (%83) ve ret (%17) oranına göre 642,00 TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, kalan kısmın davacı üzerine bırakılmasına, davalı tarafından vekille temsil dışında yapılan yargılama gideri bulunmadığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,
8-)Arabuluculuk Kanununun 18/A-(13).maddesi ve Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Yönetmeliği’nin 26/2. Maddeleri ile AÜT uyarınca ——– bütçesinden ödenen kabul edilen miktar (%83) üzerinden hesaplanan 1.095,60 TL arabuluculuk ücretinin davalıdan alınarak Hazineye gelir kaydına,
9-)Arabuluculuk Kanununun 18/A-(13).maddesi ve Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Yönetmeliği’nin 26/2. Maddeleri ile AÜT uyarınca ————bütçesinden ödenen ret edilen miktar (%17) üzerinden hesaplanan 224,40 TL arabuluculuk ücretinin davacıdan alınarak Hazineye gelir kaydına,
10-)Davacı kendisini bir vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan A.A.Ü.T. 13/1, 13/2 maddeleri uyarınca 3.974,78 TL nispi vekalet ücretinın davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
11-)Davalı kendisini bir vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan A.A.Ü.T. 13/1,13/2 maddeleri uyarınca reddedilen kısım üzerinden hesaplanan 667,43 TL nispi vekalet ücretinın davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
12-)6100 sayılı HMK’nın 333. maddesi gereğince hükmün kesinleşmesinden sonra kullanılmayan avansının yatırana iadesine, ( Yazı İşleri Müdürü tarafından Bölge Adliye ve Adli Yargı İlk Derece Mahkemeleri İle Cumhuriyet Başsavcılıkları İdari ve Yazı İşleri Hizmetlerinın Yürütülmesine Dair Yönetmeliğin 207/1 maddesi gereğince resen işlem yapılmasına )
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı, davalı vekilinin yokluğunda 6100 sayılı HMK.’nın 341/2. maddesi gereğince karar tarihi itibariyle kararın kabul ve reddedilen kısımlar yönünden ayrı ayrı miktar itibariyle ——– İstinaf kanun yoluna başvuru sınırının altında kaldığı anlaşılmakla KESİN olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 09/12/2021