Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 13. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/523 E. 2021/387 K. 10.06.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 13. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2020/523 Esas
KARAR NO: 2021/387
DAVA : İtirazın İptali (Haksız Eylemden Kaynaklanan Zarar Nedeniyle)
DAVA TARİHİ: 29/06/2020
KARAR TARİHİ: 10/06/2021
Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Haksız Eylemden Kaynaklanan Zarar Nedeniyle rücuen tazminat ) davasında yapılan açık yargılaması sonunda dosya incelendi:
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ/
DAVA/TALEP ;
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; ——- adresindeki işyerinin —– —- teminat altına alındığını, — üzerindeki ——- meydana geldiğini, yapılan inceleme ile —-geçen elektrik hattından —-kaçak olduğunu ve bunun patlamaya sebebiyet verdiğini, bu patlama ile —- elektronik eşyaların da zarar gördüğünü,—-tarihli ekspertiz raporuna göre sigortalı işyerindeki elektrikli aletlerin hasar gördüğünü, oluşan hasarın —- ait elektrik hattındaki kısa devrenin patlamanın—- hattına sirayet etmesi ile sigortalıya ait cihazların zayıf akım hattı üzerinden yüksek gerilime maruz kalması nedeniyle meydana geldiğinin kanaatine varıldığını, müvekkili şirketin — bulunduğunu, davalı aleyhine başlatılan———– sayılı dosyasına yapılan itirazın iptali ile takibin devamına, yüzde yirmi tazminata ve yargılama giderleriyle vekalet ücretinin davalı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir..
CEVAP /TALEP :
Davalı vekili tarafından sunulan cevap dilekçesinde; Davacı şirket tarafından —- tarihinde dava dışı——– geldiği ve meydana gelen bu patlamaya ise müvekkil şirketin elektrik hattının sebep olduğu iddia edildiğini, meydana geldiği iddia edilen hasarın incelenmesi için davacı şirket bir ekspertiz şirketi ile anlaştığını, tanzim edilen ekspertiz raporu neticesinde de davacı şiıketin sigortalısına — tutarında ödeme yaptığını, yapılan bu ödemenin müvekkil şirkete rücu edilmesi için—– numaralı dosyası ile icra takibi başlatıldığını, ödeme emrinin müvekkili şirkete —– tarihinde tebliğ edildiğini, bunun üzerine müvekkil şirket tarafından ———- tarihinde gerçekten de iddia edildiği gibi patlama veya hasara yol açabilecek başka herhangi bir durumun meydana gelip gelmediği araştırıldığını, yapılan araştırmalar sonucunda belirtilen tarih ve adreste herhangi bir kayda rastlanmadığını, Ayrıca meydana geldiği iddia edilen olay ile ilgili olarak müvekkil şirkete hasar meydana geldikten sonra ulaşan herhangi bir bildirim de bulunmadığı tespit edildiğini,————–kullanıcının kusuru bulunmaması şartıyla dağıtım şebekesinden kaynaklı olarak kendisine ait teçhizatta bir hasar meydana geldiği takdirde, hasar tarihinden itibaren—- iş günü içinde dağıtım şirketinden tazminini talep etme imkanı mevcut olduğunu, izahtan ——olduğu üzere söz konusu yönetmelik maddesinde belirtilen —– başvuru süresinin hak düşürücü nitelikte olduğunu, dava dışı sigortalı tarafından işbu süre içinde müvekkil şirkete herhangi bir başvuru yapılmadığı gibi davacı şirket tarafından da başvuru yapılmadığını, kaldı ki davacı şirket, dava dışı sigortalının haklarının yasal halefi olduğunu, dava dışı sigortalı tarafından süresi içinde başvuruda bulunulmadığı için davacı şirketin de söz konusu alacağın tahsilini talep etme hakkı bulunmadığını, bu nedenle huzurdaki dava yönünden davacı şirketin hukuki yararı bulunmadığını, hak düşürücü süre içinde başvuru yapılmadığından davanın reddine karar verilmesi gerektiği belirtildiğini, sonuç olarak ; Davanın reddine ,Haksız olarak icra takibi başlatıldığı için % 20 den az olmamaqk üzere kötü niyet tazminatına hükmedilmesine Yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı şirkete yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER: ——- dosyadaki sair bilgi ve belgeler.
DEĞERLENDİRME VE SONUÇ:
Dava İtirazın İptali ve tazminat (Haksız Eylemden Kaynaklanan Zarar Nedeniyle rücuen tazminat) istemine ilişkindir.
Basit yargılama usulüne tabi işbu davada mahkememizce dilekçeler aşaması tamamlanmış ve usulüne uygun olarak yapılan davet sonucunda duruşma açılarak ön inceleme duruşması icra edilmiş, uyuşmazlık belirlenmiş ve tarafların sulh olmaması nedeniyle tahkikata geçilmiştir. Tahkikat aşamasında ise toplanıp tartışılmış ve değerlendirilerek son celse duruşmaya katılan taraf vekillerinin son sözleri dinlenip tutanağa geçirilerek aşağıdaki hüküm sonucuna ulaşılmıştır.
Öncelikle davanın yasal sebepleri ve dayanaklarının kısaca hatırlatılmasında yarar vardır; Bilindiği üzere Haksız fiil öğretide hukuka aykırı zarar verici fiil olarak tanımlanmaktadır. Haksız fiilin unsurları ise eylem, hukuka aykırılık, zarar, kusur ve illiyet bağı olarak gösterilmektedir. Buna göre haksız fiilden bahsedebilmek için hukuka aykırı bir eylem bulunmalı, bu eylemden bir zararın doğmalı, zararlandırıcı eylemde bulunan kişinin kusurlu bulunması ile zarar ile kusur arasında illiyet bağının olması gerekmektedir. Bu beş unsurun varlığı halinde zarar veren kişi eylemden dolayı zarara uğrayan kişi ya da kişileri maddi ve manevi zararlarını karşılamak durumundadır. Türk Medeni Kanunu’nun 6. maddesine göre haksız fiilin unsurlarını ispat etme yükü davacıdadır. Davacı zararı haksız eylemi ve zarar ile haksız eylem arasındaki illiyet bağını ispat etmek durumundadır. 6102 sayılı TTK’nın 1472. maddesinde “sigortacı, sigorta bedelini ödediğinde, hukuken sigortalının yerine geçer. Sigortalının gerçekleşen zarardan dolayı sorumlulara karşı dava hakkı varsa bu hak, tazmin ettiği bedel kadar sigortacıya intikal eder” hükmü bulunmaktadır. 2004 Sayılı İİK.’nın 67.maddesinde ise ——- Takip talebine itiraz edilen alacaklı, itirazın tebliği tarihinden itibaren bir sene içinde mahkemeye başvurarak, genel hükümler dairesinde alacağının varlığını ispat suretiyle itirazın iptalini dava edebilir.——– Bu davada borçlunun itirazının haksızlığına karar verilirse borçlu; takibinde haksız ve kötü niyetli görülürse alacaklı; diğer tarafın talebi üzerine iki tarafın durumuna, davanın ve hükmolunan şeyin tahammülüne göre, red veya hükmolunan meblağın —— yüzde yirmisinden aşağı olmamak üzere, uygun bir tazminatla mahkum edilir. İtiraz eden veli, vasi veya mirasçı ise, borçlu hakkında tazminat hükmolunması kötü niyetin sübutuna bağlıdır. —Birinci fıkrada yazılı itirazın iptali süresini geçiren alacaklının umumi hükümler dairesinde alacağını dava etmek hakkı saklıdır.—- Bu Kanunda öngörülen icra inkar tazminatı, kötü niyet tazminatı ve benzeri tazminatların tespitinde, takip talebi veya davadaki talep esas alınır.” düzenlemesi bulunmaktadır.
Davaya esas——- esas ayılı dosyası getirtilerek, incelenmiştir. Yapılan incelemede icra dosyasının davanın tarafları ve konusuyla uyumlu olduğu görülmüştür. Takibe yapılan itiraz üzerinde bir senelik hak düşürücü süre içinde davanın açıldığı anlaşılmıştır. Dosyaya mübrez —– tutanağına göre de zorunlu arabuluculuk şartının yerine getirildiği ve anlaşmazlık üzerine işbu davanın açıldığı anlaşılmıştır. Dava, görüldüğü üzere dava dışı sigortalısının haklarına halef olan sigorta şirketi tarafından açılmış haksız fiile dayalı itirazın iptali davasıdır.
Yukarıda yapılan açıklamalar, yapılan yargılama ve toplanan delillere göre somut olayda uyuşmazlığın temelininin, elektrik kofrasında meydana gelen patlama nedeniyle dava dışı dava dışı sigortalı iş yerindeki elektronik eşyalarda meydana gelen zarardan davalının sorumlu tutulup tutulamayacağı, kusur ve hasar üzerinde yoğunlaştığı anlaşılmıştır. Bu kapsamda taraf beyanları alınmış ve delileri toplanıp, usulü işlemler yerine getirilerek dosya hasar ve kusura ilişkin rapor düzenlemesi için resen seçilen —– bilirkişiye verilmiştir.Bilirkişi —- tarafından hazırlanan rapor taraf vekillerine tebliğ edilerek vaki itiraz ve beyanlarda değerlendirilmiştir. Bilirkişi tarafından yapılan inceleme sonucunda hazırlanan işbu rapora göre —— tarihinde meydana gelen—— patlamanın sorumluluğunun davalı dağıtım şirketinde olduğu, hasarın davalı şirkete ait elektrik hattındaki kısa devrenin /patlamanın dava dışı —– hattına sirayet etmesi ile dava dışı sigortalıya ait iş yerinde bulunan elektronik cihazların zayıf akım hattı üzerinden yüksek gerilime aruz kalması nedeniyle meydana geldiği, davalının kusurlu ve zarardan sorumlu olduğu, —- hasarın belgeli ve rayiç piyasa şartlarına uygun olduğu yönünde tespit ve görüşlere yer verilmiştir. Mahkememizce sunulan bilirkişi raporunun denetimi yapılmış ve genel olarak dosya kapsamıyla uyumlu olduğu değerlendirilmiştir. Yapılan değerlendirmede meydana gelen zarar ve hasar ile davalı arasında sebep sonuç ilişkisi kurulduğu, davacı sigorta şirketince sigortalısına ödenen hasar bedelinin; mübrez ekspertiz raporu ve bilirkişi raporunun dosya kapsamıyla birlikte değerlendirildiğinde günün rayiç piyasa şartlarına uygun, yerinde ve kadri maruf olduğu kabul edilmiştir. Öte yandan davacı tarafça ödeme tarihinden itibaren ticari avans faizi işletilmesi usul ve yasaya uygun bulunmuştur. Binaenaleyh davacı sigorta şirketinin, TTK-1472 ,TBK-49, TMK-6 ve HMK- 190. maddeleri nazarında davada aktif dava ehliyetinin bulunduğu, davasını ispat ettiği ve davasında haklı olduğu sonuç ve kanaatiyle dosyaya mübrez işbu bilirkişi raporunun da gerekçeli, denetime açık, hüküm kurmaya elverişli ve yerinde olduğundan benimsenerek davanın kabulü ile, kısa kararda icra dosya numarası ile asıl alacak miktarına ilişkin yapılan yazı ve hesap hataları HMK’nın 304.maddesi kapsamında düzeltilmek ve teseselsül ettirilmek suretiyle davalı-borçlunun 2004 sayılı İİK’nın 67/I maddesi gereğince——-işlemiş faiz olmak üzere toplam — yönünden yapmış olduğu itirazın iptali ile icra takibinin asıl alacağa —– takip tarihinden itibaren avans işlemlerinde uygulanan— ve değişen oranlarda ticari temerrüt faizi işletilmek suretiyle aynen devamına karar verilmiştir.
Davacı tarafın İcra İnkar Tazminatı İsteğine ilişkin yapılan değerlendirmede ise——- kazanmış uygulamasına göre itirazın iptali davalarında İİK’nın 67/2. maddesi çerçevesinde alacaklı yararına icra inkar tazminatına hükmedilebilmesi için usulüne uygun şekilde yapılmış bir icra takibinin bulunması, borçlunun süresi içerisinde ödeme emrine itiraz etmesi, alacaklının bir yıl içinde itirazın iptali davasını açması ve davasında haklı çıkarak inkar tazminatı talep etmiş olması gereklidir. Burada borçlunun itirazının kötü niyetle yapılmış olması ve alacağın bir belgeye bağlanmış bulunması koşulları aranmamaktadır. Bu yasal koşullar yanında takibe konu alacağın likit olması da zorunludur. Her uyuşmazlığın kendine özgü somut özelliklerine göre değişmekle birlikte, bir uyuşmazlıkta alacağın likit olup olmadığı belirlenirken, alacak ve onun borçlusu birlikte değerlendirilmelidir. Buna göre likit bir alacaktan söz edilebilmesi için ya alacağın gerçek miktarının belli ve sabit olması ya da borçlusu tarafından belirlenebilmesi için bütün unsurların bilinmesi veya borçlunun borç tutarını tahkik ve tayin etmesinin mümkün bulunması, başka bir ifadeyle borçlunun yalnız başına ne kadar borçlu olduğunu tespit edebilir durumda olması gerekir. Gerek borç gerekse borçlu bakımından bu koşullar mevcut ise ortada likit bir alacak bulunduğu kabul edilmelidir. Bu açıklamalar ışığında somut olaya baktığımızda ——hasar dosyası açılarak ekspertiz inceleme ve raporuna göre ödeme yapılmış ve işbu rapor dayanak yapılarak ve icra dosyasına örneği konularak takip icra edilmiştir. Bilindiği üzere —- yasal mevzuata bağlı olarak düzenlenmekte olup tek taraflı düzenlenmiş veya düzenletilmiş bir belge niteliğinde olduğu söylenemez. Öte yandan itiraz dilekçesi içeriğinde de miktara ve rapora yönelik açık bir itiraz olmayıp sorumluluğa ilişkin genel itiraz sebeplerinin öne sürüldüğü görülmektedir. Bilindiği üzere inkar tazminatı borcun tahsilini geciktirmeye getirilen yasal bir yaptırımdır. Tüm bu hususlar gözetildiğinde alacağın gerçek miktarı belli olmasının yanında, davalı taraf da borcunun sebebini, varlığını ve miktarını takibe dayanak edilen ekspertiz raporu ve ödemeye ilişkin gösterilen banka havale belgesi karşısında açık ve net olarak tespit edebilir durumdadır. Bu nedenlerle davalının itirazının haksızlığına karar verildiğinden ve davalı-borçlu yönünden takibe konu alacak/borç likit ve muayyen olduğundan İcra İflas Kanunu’nun 67/2.maddesi gereğince koşulları oluşmakla asıl alacağın %20’si olan—– icra inkar tazminatının da davalıdan alınarak davacıya verilmesine hükmedilmesi gerekmiştir.
6100 Sayılı HMK’nın 332/1 maddesine göre, 323. Maddesinde sayılan yargılama giderlerinden, 326/1. Maddesi gereğince tamamen davalı taraf sorumlu tutulmuştur. Ayrıca bu kapsamda Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanununun 18/A maddesi ile Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu Yönetmeliğinin 26/2. Maddeleri gözetilerek dava öncesi——– bütçesinden ödenen arabuluculuk ücretinin davalıdan alınarak hazineye gelir kaydına da karar verilmek suretiyle 6100 Sayılı HMK’nın 26 ve 297/2 maddesi gereğince aşağıdaki şekilde hüküm ihdas edilmiştir.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-)Davanın KABULÜNE,
2-)2004 sayılı İİK’nın 67/I maddesi gereğince davalı-borçlunun —– sayılı takip dosyasına— işlemiş faiz olmak üzere toplam —- yönünden yapmış olduğu itirazın İPTALİ ile icra takibinin asıl alacağa —-takip tarihinden itibaren avans işlemlerinde uygulanan —değişen oranlarda ticari temerrüt faizi işletilmek suretiyle aynen DEVAMINA,
3-)Davacının, 2004 sayılı İİK’nın 67/II maddesi gereğince icra inkar tazminatı talebinin kabulü ile, asıl alacağın ——- icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
4-)Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 451,68 TL karar ve ilam harcına, peşin alınan 79,86 TL harcın ve icra dosyasında alınan 33.06 TL peşin harcın mahsubuyla bakiye 338,06 TL harcın davalıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
5-)Arabuluculuk Kanununun 18/A-(13).maddesi ve Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Yönetmeliği’nin 26/2. Maddeleri ile AÜT uyarınca ——- bütçesinden ödenen 1.320,00 TL arabuluculuk ücretinin davalıdan alınarak hazineye irad kaydına,
6-)Davacı tarafından yapılan 54,40 TL başvurma harcı, 79,86 TL peşin harç ve 7,80 TL vekalet harcı ,42,00 TL posta masrafı ve 700,00 TL bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 884,06 TL yargılama giderinın davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
7-)Davacı kendisini bir vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan A.A.Ü.T. 13/1, maddesi uyarınca 4.080,00 TL nispi vekalet ücretinın davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
8-)6100 sayılı HMK’nın 333. maddesi gereğince hükmün kesinleşmesinden sonra kullanılmayan avansının yatırana iadesine ve bu konuda —-Adliye ve Adli Yargı İlk Derece Mahkemeleri İle Cumhuriyet Başsavcılıkları İdari ve Yazı İşleri Hizmetlerinın Yürütülmesine Dair Yönetmeliğin 207/1 maddesi gereğince Yazı İşleri Müdürü tarafından resen işlem yapılmasına,
Dair, davacı vekilinin ve davalı vekilinin yüzüne karşı gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki hafta içinde mahkememize verilecek dilekçeyle ———– Adliye Mahkemesinde İstinaf Kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 10/06/2021