Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 13. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/522 E. 2021/917 K. 07.12.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 13. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO: 2020/522 Esas
KARAR NO: 2021/917
DAVA: İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ: 28/06/2020
KARAR TARİHİ: 07/12/2021
Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkil Şirketin, yurt içi elektrik, doğalgaz ve madencilik alanında hizmet veren, ait olduğu sektörün önde gelen kuruluşlarından olduğunu, müvekkil şirket ile davalı/borçlu arasında akdedilen— kapsamında doğan fatura alacağına istinaden; —- dosyası ile davalı/borçlu aleyhine icra takibi başlatıldığını, takibe davalı/borçlu tarafından haksız ve kötüniyetli olarak itiraz edildiğini, müvekkil şirket — hayatına —- devam etme kararı aldığını ve işbu hususun resmi gazete ile de resmiyet kazandığını, her ne kadar davalı aleyhine başlatılan icra takibinde alacaklı Müvekkil — olarak gözükmekte ise de, davanın —–ikame edildiğini, taraflar arasında akdedilen sözleşme uyarınca yetkili icra müdürlüklerinin —— olarak belirlendiğini, davalının yetki itirazının reddi gerektiğini, davalının, müvekkil şirket ile imzalamış olduğu elektrik enerjisi satış sözleşmesi uyarınca doğmuş bulunan cari hesap borcunu ödemediğini ve haksız olarak borca itiraz ettiğini, davalının —– adet fatura bedelini vadesi geçmiş olmasına rağmen hiç ödemediğini ve/veya eksik ödediğini, kendisi ile yapılan yazılı ve sözlü görüşmelerde ise herhangi olumlu sonuç alınamadığından aleyhine ——sayılı dosyası kapsamında icra takibi başlatıldığını ancak davalı tarafın borcu bulunmadığını iddia ederek takibe itiraz ettiğini, tarafların arabuluculuk sürecinde anlaşamadıklarını, taraflar arasında cari hesap ilişkisi bulunduğunu, bu nedenle davalı adına her ay fatura kesildiğini, fakat davalının ödenmemiş yahut eksin ödenmiş —- adet faturası bulunduğunu, davalının takibe herhangi bir haklı veya geçerli bir neden ileri süremediğini, borcun ödendiğine ilişkin herhangi bir belge de sunamadığını ileri sürerek davanın kabulü ile, davalının ——- sayılı dosyasına yapmış olduğu haksız ve mesnetsiz itirazın iptaline ve takibin aynı koşullarla devamına, alacağın %20’sinden aşağı olmamak üzere davalı aleyhine icra inkar tazminatına hükmedilmesine, yargılama gideri ve vekalet ücretinin davalıya tahmiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Davalının ikametgahı —– olduğundan davanın yetkisiz mahkemede açıldığını, müvekkil tarafından imzalanmış herhangi bir sözleşme bulunmadığını, dava konusuyla ilgili olarak zımni bir sözleşme imzalanmasının da mümkün olmadığını, davacı tarafın fatura olarak nitelendirdiği ve— olarak dava dilekçesinde sıralamış olduğu ve alacaklı olduğunu iddia ettiği bedelleri kabul etmediklerini, özellikle ——- tutarında olduğu söylenen faturayı kesinlikle kabul etmediklerini, böyle bir bedelin karşılığı olacak tüketimi gerçekleştirmenin müvekkilince mümkün olmadığını, davacının dayandığı alacağa ilişkin faturaların ve karşılığı olan enerji harcamalarının davacı tarafından ispat edilmesi gerektiğini ileri sürerek haksız ve hukuki dayanaktan yoksun davanın reddine, yargılama giderleri ve kanuni vekalet ücretinin davacı üzerine bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
Deliller
Davacı tarafın — kaydı dosya arasına alınmış, eski ünvanının —- değişikliği ile karar başlığında belirtilen ünvanı aldığı anlaşılmıştır.
—- icra dosyası dosya arasına alınmıştır.
—- yazılan müzekkere cevabı dosya arasına alınmıştır.
—- yazılan müzekkere cevabı dosya arasına alınmıştır.
Davacı şirkete yazılan müzekkere cevabı dosya arasına alınmıştır.
Elektrik elektronik mühendisi bilirkişi raporu dosyaya sunulmuştur.
Delillerin değerlendirilmesi ve gerekçe:
Dava, davalı tarafından—-sayılı icra dosyasına yapmış olduğu itirazın iptali davasıdır.
Mahkememizce dava dilekçesi, cevap dilekçesi, —–dosyası değerlendirilmiştir. Buna göre, taraflar arasında, elektrik tüketiminden kaynaklı alacağa ilişkin ——- sayılı dosyası ile icra takibi başlatıldığı, davalı tarafından yapılan itiraz üzerine takibin durdurulmasına karar verildiği anlaşılmıştır.
Dosyada, davalı tarafın yetki itirazı ön inceleme duruşmasında incelenmiş, —– davanın yetkili mahkemede açıldığı, ayrıca dava şartı olarak da icra dairesinin yetkili olduğu tespitiyle yargılamaya devam olunmuştur.
Dosya, elektrik elektronik mühendisi bilirkişiye tevdi edilmiş; —- havale tarihli rapora göre dosyadaki bilgi, belge, faturalar ve sözleşme ışığında, taraflar arasında imzalanan — elektrik abonelik sözleşmesi uyarınca, davalıya ait — faturadan itibaren ödenmemiş faturalarının bulunduğu, bu sürecin — dönemi faturalarında da devam ettiği, sözleşme taraflarından tedarikçinin ödenmemiş faturalarla ilgili olarak, —- dönemi faturalarında — başlığı altındaki bölümde, borç miktarını belirten bildirim mesajlarının olduğu, ilgili uyarıların — başlığındaki açıklamalarla uyumlu olduğuna, bu durumun sözleşmenin —- belirtilen sonuçları doğurduğunu, tedarikçinin bundan kaynaklı olarak— dönemi faturasına yansıttığı en yüksek bedelli tüketim faturasının — katı oranında ceza bedeli yansıtmasının uygun olduğu, fatura bedellerinin —-olduğu rapor edilmiş olup, bilirkişi raporunun bu yönleriyle birlikte denetime elverişli, gerekçeli ve hükme esas alınabilir nitelikte olduğu, davacı tarafça fatura dönemlerine ilişkin —— miktarının yapılmasına dair davalı tarafa gönderilen —-, sayaca ilişkin tüketim bilgileri ve —— ve yine üç zamanlı sayaç okuma durum listesinin rapora karşı beyan dilekçesi ile birlikte sunulduğu, davacının takip talebinde yıllık — oranında ve değişen oranlarda yasal faiz isteminde bulunduğu ve yasal faize hükmedilebileceği, her ne kadar icra takibi —asıl alacak ve —–işlemiş faiz olmak üzere toplam —üzerinden yapılmış ise de, takip tarihi itibariyle davacının davalıdan —- alacağı olduğu, davalının takipten önce temerrüde düşürüldüğüne dair dosyada herhangi bir noter ihtarı mevcut olmadığı ve takip ile birlikte temerrüdün gerçekleşmesi sebebiyle işlemiş faize hükmedilemeyeceğinin tespitiyle beraber davanın kısmen kabulü ile —takip dosyasında asıl alacak —- üzerinden takibin devamına karar vermek gerekmiştir.
Ayrıca davalı vekili tarafından bilirkişi raporun karşı beyan dilekçesi ile birlikte, sözleşmedeki imza inkar edilmiş;
—– tarihli celsede,
—–
Davalı vekilinden soruldu: Rapora karşı beyan dilekçemizi tekrar ederiz, müvekkilim sözleşmedeki imzaları kabul etmediğinden imza incelemesi yapılmasını talep ederiz, davanın reddine karar verilsin dedi.
İmza incelemesi hususunda davacı vekilinden soruldu : İmza incelemesi yapılmasına açıkca muvafakat etmiyoruz dedi.
G.D:
Davanın basit yargılama usulüne tabi bir dava olduğu, iddia ve savunmanın genişletilmesi yasağının dava ve cevap dilekçesi ile başladığı, davalı tarafın cevap dilekçesinde açıkça imza inkarında bulunmadığı, davacı tarafın ise imza inkarına açıkça muvafakat etmediği anlaşılmakla davalı tarafın imza incelemesi yapılması talebinin reddine karar verilerek tefhim ile açık yargılamaya devam olundu.
Dosya incelendi.
Dosyanın aydınlandığı, HMK 320 gereği tahkikatın bittiği, davanın basit yargılama usulüne tabi bir dava olup dilekçeler teatisinin ve taraf teşkilinin sağlandığı, —- kanun ile getirilen değişikliğe uygun olarak sözlü yargılama duruşması için ayrı bir gün tayinine yer olmadığı anlaşılmakla sözlü yargılamaya geçildi.
…”
Şeklinde ara kararlar oluşturularak savunmanın genişletilmesi yasağı kapsamında kalan ve açıkça muvafakat edilmeyen imza inkarı yönünden herhangi bir imza incelemesi yapılmayarak yargılamaya devam olunmuştur.
Öte yandan davacı tarafça davalıdan icra inkar tazminat talebinde bulunulmuş olup —– asıl alacağın likid olması karşısında 2004 sayılı İİK’da yer alan İcra İnkar Tazminatının yasal koşulları oluştuğundan talebin kabulüne karar vermek gerekmiştir.
Son olarak belirtmek gerekir ki, her ne kadar dava kısmen kabul edilmiş ve davalı taraf vekille temsil edilmiş ise de, dava konusu uyuşmazlıkla ilgili olarak yapılan arabuluculuk görüşmelerine davalının katılmadığı, mazeret de göndermediği anlaşıldığından Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanununun 18/A maddesi ile Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Yönetmeliğinin 25/9 ve 26/2. Maddeleri gözetilerek yargılama giderlerinden davalı taraf sorumlu tutulmuş, davalı taraf lehine vekalet ücretine hükmedilmemiş ve dava öncesi ——bütçesinden ödenen arabuluculuk ücretinin davalıdan alınarak hazineye gelir kaydına da karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın KISMEN KABULÜ İLE,
2-Davalının —- sayılı takip dosyasına yaptığı İTİRAZIN İPTALİNE, asıl alacak —- üzerinden takibin devamına, alacağa takip tarihinden itibaren yıllık —– oranında ve değişen oranlarda yasal faiz uygulanmasına,
3-İİK 67/2. maddesi gereğince — asıl alacak üzerinden %20 oranında belirlenen 4.689,63 TL icra inkar tazminatının davalı taraftan alınarak davacı tarafa verilmesine,
4-Karar tarihi itibariyle alınması gereken 1.601,74 TL harçtan peşin alınan 284,20 TL harcın mahsubu ile bakiye 1.317,54 TL harcın davalıdan tahsili ile hazine adına irad kaydına,
5-Arabuluculuk Kanununun 18/A maddesi ile Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Yönetmeliğinin 25/9 ve 26/2. Maddeleri gereğince davacı tarafından yapılan 284,20 TL harç gideri, 850,00 TL bilirkişi ücreti ve 75,00 TL posta masrafı olmak üzere toplam 1.209,20 TL yargılama giderinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
6-Arabuluculuk Kanununun 18/A-(13).maddesi ve Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Yönetmeliği’nin 26/2. Maddeleri ile AÜT uyarınca —–bütçesinden ödenen 1.320,00 TL arabuluculuk ücretinin davalıdan tahsili ile hazineye irad kaydına,
7-Davacı kendisini vekille temsil ettirdiğinden yürürlükte bulunan AAÜT uyarınca 5.100,00 TL vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
8-Her ne kadar davalı kendisini vekille temsil ettirmiş ise de, Arabuluculuk Kanununun 18/A maddesi ile Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Yönetmeliğinin 25/9 ve 26/2. Maddeleri gereğince davalı lehine vekalet ücretine hükmedilmesine yer olmadığına,
9-Davalı tarafından yargılama gideri bulunmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
10-Karar kesinleştiğinde varsa bakiye gider avansının yatırana iadesine,
Dair, davacı vekilinin ve davalı vekilinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde ——Adliye Mahkemesi İlgili Hukuk Dairesi nezdinde İstinaf yasa yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 07/12/2021