Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 13. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/516 E. 2023/703 K. 24.10.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 13. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO: 2020/516 Esas
KARAR NO: 2023/703
DAVA: Sözleşmenin İptali, Tazminat (Sözleşmeden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ: 24/06/2020
KARAR TARİHİ: 24/10/2023

Mahkememizde görülmekte olan Sözleşmenin İptali, Tazminat (Sözleşmeden Kaynaklanan) ve birleşen tazminat davalarının yapılan açık yargılaması sonunda,

GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Taraflar arasında imzalanan ——— sözleşmesi ve eklerinin mücbir sebebe bağlı imkansızlık/aşırı ifa güçlüğü gibi sebeplerle sona erdiğini, ——— İcra Dairesinden takibe konulan bonolar yönünden borçlu olmadıklarını, icranın takip öncesinde teminatsız olarak durdurulması gerektiğini, senetlerin üzerindeki yazıların tamamına, senetlerin bedellerine açıkça itiraz ettiklerini, taraflar arasında 08.07.2019 tarihli ekli ——— sözleşmeleri ve sözleşmeye bağlı senetler imza edilmiş olup sözleşmelerin ve sözleşmeye bağlı sorumlulukların bundan böyle yerine getirilmesinin mümkün olmadığını, taraflar arasında 08.07.2019 tarihli ekli ——— sözleşmeleri ve sözleşmeye bağlı senetlerin imza edildiğini, sözleşmelerin ve sözleşmeye bağlı sorumlulukların bundan böyle yerine getirilmesinin mümkün olmadığını beyan ederek taraflar arasında imza edilmiş ——– sözleşmesi ve ek sözleşmelerinin 22.03.2020 itibariyle faiz ve ferileri dahil tüm sonuçlarıyla sona erdiğinin tespiti ile vadesi gelmiş ve gelecek tüm senetlerin ödenmesinin iptaline, ——— esas sayılı dosyadan borçlu olmadığımızın tespiti ile icra dosyasının ödeme emirlerinin ve senetlerin iptaline, kötü niyetli alacaklı hakkında yüzde %20’den az olmayacak kötü niyet tazminatına hükmedilmesine, yargılama gider ve vekalet ücreti dahil tüm giderlerin karşı tarafa tahmiline karar verimesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Ek protokol kapsamında işyerinde yapılan proje ve tadilat işlemlerini içeren yatırım maliyetine ilişkin olarak davacı yana 3 adet fatura düzenlendiğini ve davacı tarafından faturaların kabul edildiğini, 8 gün içerisinde herhangi bir iade gerçekleştirilmediğini, borcun sona erdiğine ilişkin iddiaların tamamıyla mesnetsiz olduğunu, hukuki ve sözleşmesel hiçbir dayanak ihtiva etmediğini, müvekkili şirket ile davacı şirket arasında imzalanan 08.07.2019 tarihli ———- sözleşmesi ve ek protokol, davalı müvekkil şirket tarafından ——— Noterliğinin 16.07.2020 tarihli ——— yevmiye numaralı ihtarnamesi ile haklı nedenle tek taraflı olarak feshedildiğini, söz konusu sözleşme ve eklerinin ifada imkansızlık sebebiyle sona erdiği, bu nedenle borcun mevcut olmadığı iddiaları hukuka aykırı ve mesnetsiz olduğunu, sözleşme ve ekinin, ifada imkansızlığa sebebiyet veren herhangi bir sebeple sona erdirildiğine dair ileri sürülen bir beyan bulunmadığını, davacı vekili dava dilekçesinde ifa imkansızlığı durumunun ve hatta münakit sözleşmenin sona erdiği hususunun davalı müvekkili şirkete derhal bildirildiği ifade edilmiş ise de, sözleşmeyi sona erdirecek nitelikte bir irade beyanı veya ihtar mektubunun müvekkili şirkete gönderilmediğini, aksi bir an için düşünülse dahi bir kambiyo senedinin kurulmasını sağlayan temel ilişkinin sona ermesinin, kambiyo senedi üzerindeki diğer imzaların geçerliliğini etkilemeyeceğini, davacı tarafından kambiyo ilişkisi dışındaki nedenlerle, bir diğer ifadeyle temel borç ilişkisine dayanılarak, bir defi öne sürülmekte olup iş bu definin 6102 sayılı TTK’nın 687. maddesi uyarınca doğrudan doğruya bir kişisel defi niteliğinde olması nedeniyle yalnızca keşideci davacı şirket tarafından senet lehdarı müvekkili şirkete karşı ileri sürülebileceğini, davacı şirket ile müvekkili şirket arasından 08.07.2019 tarihli ——— sözleşmesi ve ek protokol’den kaynaklanan bir temel borç ilişkisi bulunmaktaysa da bu durum senet üzerinde ——— sıfatıyla imzası bulunan ——— sorumluluğunu etkilemediğini, davaya konu takibe dayanak senetlerin, sebepten mücerret olup kayıtsız şartsız borç ikrarını içerdiğini, bu sebeple, davacılar vekilince borçu bulunmadıklarına dair yapılan itiraz haksız ve hukuka aykırı olduğunu, davacı, takibin dayanağı olan senetlere karşı borçlu olmadığını yasal deliller ile ispatla mükellef olup bu hususta ispata elverişli hiçbir somut delili dosyaya sunamadığını, borca itiraz davasının, ——— e. sayılı dosya ile derdest olduğunu, huzurdaki davada talep edilen ödeme emrinin iptali talebinin usule aykırı olması nedeniyle reddi gerektiğini, davacıların 08.07.2019 tarihli ———- Sözleşmesi ve Ek Protokolünün sona erdiğinin tespiti talebinin reddi gerektiğini beyan ederek davacıların, vadesi gelmiş ve gelecek tüm senetlerin ödenmesinin iptali talebinin reddini, davacıların, ——— E. sayılı dosyasından kaynaklı olarak borçlu olmadığının tespiti talebinin reddine, iş bu icra dosyasından kaynaklanan ödeme emirlerinin ve senetlerin iptali talebinin reddine, davacının borca, senet üzerindeki yazılara, senetlerdeki çift imzanın şahsi sorumluluk yarattığı hususunda imzaya ilişkin yapmış olduğu tüm itirazların reddine, davacının kötüniyet tazminatı talebinin reddine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı yana yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.Davacı vekili 14.12.2020 tarihli ıslah dilekçesinde özetle; Taraflar arasındaki sözleşme ve eki protokolün yürürlüğünün imkansız hale geldiğini, işlem temelinin çöktüğünü ve 22.03.2020 tarihi itibariyle TBK m. 138 hükmü uyarınca feshinin gerektiğini, taraflar arasındaki sözleşme ve ek protokolün geçersizliğinin tespitine karar verilmesini talep ederek davayı ıslah ettiklerini beyan etmiştir.Davalı vekili ıslaha karşı beyan dilekçesinde özetle; Islah edilen davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.

SAFAHAT:——– sayılı ilamıyla “1-Mahkememizin ——– Esas sayılı dava dosyası ile ——— Esas sayılı dava dosyalarının birleştirilmesine,2-Mahkememizin ——– Esasının birleştirme nedeniyle kapatılmasına,3-Yargılamanın bundan sonra ———- Esas sayılı dosyası üzerinden yürütülmesine,” karar verilmiş olup birleşen dosya mahkememiz asıl dosyası arasına alınmış ve birleşen ——— esas sayılı dosya yönünden taraflar arasında yapılan yetki sözleşmesine ve yetki itirazının usulüne uygun yapılmasına bağlı olarak, yetki itirazı hakkında karar verilmek üzere, iş bu dosyadan tefrik edilerek ——— esasına kaydedildiği ve dosyada yetkisizlik kararı verildiği görülmüştür.

Deliller:Tarafların ticaret sicil sorguları dosya arasına alınmıştır.———- E. sayılı dosyasının uyap kayıtları dosya arasına alınmıştır.——– E. sayılı dosyasının uyap kayıtları dosya arasına alınmıştır.——— E. sayılı dosyasının uyap kayıtları dosya arasına alınmıştır. Trend analizi yapmaya ehil iktisatcı/işletmeci, havacılık uzmanı bilirkişi, sözleşme yorum ve denetim uzmanı ile bir mali müşavir bilirkişi heyeti kök ve ek raporları dosyaya sunulmuştur.

Delillerin değerlendirilmesi ve gerekçe:Dava, davacılardan ———- tarafından açılan davanın tefrik edilerek açılmamaış sayılmasına karar verilmesi sonucu davacı şirket yönünden, taraflar arasında akdedilen ——— sözleşmesinin sona erip ermediği,sona ermiş ise feshin haklı olup olmadığı, ——- esas sayılı dosyasındaki takip yönünden davacının borçlu olup olmadığına dair sözleşmenin, ek protokolün sona erdiğinin tespiti ve menfi tespit davasıdır.Dosyada, davacı tarafın tedbir talebi ara kararla değerlendirilmiştir.23.02.2021 tarihli celsede, davacılar vekili tarafından, davacı şirketin iflasına karar verildiğinden, tasfiye süreci itibariyle davanın durdurulmasına dair mazeret sunulmuş olup, aynı celsede oluşturulan ara kararlar uyarınca, ilgili iflas dosyasının celbine ve iflas memurlarının bildirilmesine karar verildiği görülmüştür.15.06.2021 tarihli celsede;”…Davacı vekili tarafından davacı şirket yönünden ——- esas sayılı dosyasından nihai iflas kararı verildiğinden davacı şirket yönünden mazeret dilekçesi sunulduğu, ek olarak mahkeme kararının belirtildiği ancak uyaptan yapılan kontrolde herhangi bir ekin mevcut olmadığı görüldü. ——– İcra Müdürlüğü’ne yazılan müzekkereye yanıt verildiği görüldü. ——— İflas Müdürüğü’ne yazılan mezekkereye, tasfiyenin şeklinin belirlenmemiş olduğu, iflas idaresinin henüz oluşmadığından bahisle yanıt verildiği görüldü. Davalı vekilinden soruldu: Önceki beyanlarımızı tekrar ederiz, davacı şirket yönünden şirket tasfiye sürecinde olduğundan dava konusuz kalmıştır, davacı şahıs yönünden herhangi bir mazeret sunulmadığından davacı gerçek kişi yönünden davayı takip etmiyoruz, bu kişi yönünden dosyanın işlemden kaldırılmasını talep ederiz, davacı şirket yönünden davanın reddini talep ederiz dedi. Beyanı okundu. İmzası alındı Davalı vekili
Dosya incelendi
G.D:
1-Davacı şirket yönünden şirket vekilinin mazeretinin kabulüne,
2———- Esas sayılı dosyasındaki 01/03/2021 tarihli cevabi yazı doğrultusunda iflas idaresinin oluşmasının beklenmesine,
3-2 nolu ara karar gereği ——— Esas sayılı dosyasına yeniden müzekkere yazılarak davacı şirketin iflas idaresi oluştuğunda tasfiye memuru/ memurlarının bildirilmesinin istenmesine,
4-3 nolu ara karar gereği bildirimde bulunulduğu taktirde tasfiye memurlarının uyap ‘a eklenmesine, davacı şirket statüsünün uyapta güncellenmesine,
5- Tasfiye memurlarına ön inceleme duruşma gün ve saatini bildirir meşruhatlı tebligat çıkartılmasına, eklenmesi gerekenlerin eklenmesine,
6-Yukardaki ara kararlara bağlı olarak ön inceleme duruşmasının ötelenmesine,
7-Davacı ——– yönünden herhangi bir mazeret sunulmadığından taraflarca takip edilmeyen dosyanın 6100 sayılı HMK 150 ve 320/4 maddeleri uyarınca yenileninceye kadar 1. Kez işlemden kaldırılmasına,”
Şeklinde tespitler yapılarak ve ara karar kararlar oluşturularak yukarıya aynen aktarılmıştır.
23.11.2021 tarihli celsede;”…Davacı vekili tarafından müvekkil şirket yönünden verilen iflas kararını henüz kesinleşmediği, iflasın kesinleşmesinin ve sıra cetveli düzenlenmesinin beklenmesi talepli mazeret dilekçesi sunduğu görüldü.Geçen celse 3 nolu ara kararı uyarınca ——– İflas Müdürlüğüne müzekkere yazıldığı, iflas idaresine dair herhangi bir bildirimde bulunulmadığı, müzekkeremize yanıt verilmediği görüldü. Geçen celse 3 nolu ara kararı uyarınca yazılan müzekkereye yanıt verilmediğinden geçen celse 4 ve 5 nolu ara kararların yerine getirilemediği görüldü.Davacı ——— yönünden geçen celse işlemden kaldırılan davanın yenilenmediği görüldü. Davalı vekilinden soruldu: Önceki beyanlarımızı tekrar ederiz, davacı şirket tasfiye sürecinde olduğundan dava konusuz kalmıştır, öte yandan ——— iflas dosyasında basit tasfiye karar verilmiş olduğundan dosyanın iflas idaresine bildirilmesine ve eksik hususların giderilmesini talep ederim dedi.
Dosya incelendi
G.D:
1-Davacı şirket yönünden şirket vekilinin mazeretinin kabulüne,
2——– Esas sayılı dosyasındaki 01/03/2021 tarihli cevabi yazı doğrultusunda iflas idaresinin oluşmasının beklenmesine,
3-2 nolu ara karar gereği——– Esas sayılı dosyasına yazılan müzekkerenin ivedi kayıtlı tekidi ile davacı şirketin iflas idaresi oluştuğunda tasfiye memuru/ memurlarının bildirilmesinin istenmesine,
4-3 nolu ara karar gereği bildirimde bulunulduğu taktirde tasfiye memurlarının uyap ‘a eklenmesine, davacı şirket statüsünün uyapta güncellenmesine,
5- Tasfiye memurlarına ön inceleme duruşma gün ve saatini bildirir meşruhatlı tebligat çıkartılmasına, eklenmesi gerekenlerin eklenmesine,
6-Yukardaki ara kararlara bağlı olarak ön inceleme duruşmasının ötelenmesine,
7-Davacı ——– yönünden geçen celse işlemden kaldırılan ve yenilenmeyen davanın tefriki ile hakim … iş cetveline düşecek şekilde ayrı bir esasa kaydına,”
Şeklinde tespitler yapılarak ve ara karar kararlar oluşturularak yukarıya aynen aktarılmıştır.

08.03.2022 tarihli celsede;”…Geçen celse 7 nolu ara karar uyarınca davacı ———- yönünden tefrik edilen dosyanın mahkememiz ——— esasına kaydedildiği, bu davacı yönünden davanın HMK 150. maddesi uyarınca açılmamış sayılmasına karar verildi.Geçen celse 3 nolu ara karar uyarınca davacı şirket yönünden iflas idaresine sehven yazı yazılmamış olduğu görüldü.Davacı vekilinden soruldu: Müvekkil şirket yönünden verilen iflas kararı kaldırılmıştır ve kesinleşmiştir, sunmak üzere tarafımıza süre verilsin, ancak konkordato süreci ——– esas sayılı dava dosyası ile devam etmektedir, şirketin herhangi bir tasfiye memuru bulunmamaktadır, bu sebeple duruşmaya biz katıldık,dedi. Davalı vekilinden soruldu: Önceki beyanlarımızı tekrar ederiz,eksik hususlar giderildikten sonra ön inceleme yapılsın, dedi.
Dosya incelendi.
G.D:
1-Geçen celse 3 nolu ara karar gereği ——– Esas sayılı dosyasına yazılan müzekkerenin ivedi kayıtlı tekidi ile davacı şirketin iflas idaresi oluştuğunda tasfiye memuru/ memurlarının bildirilmesinin istenmesine ayrıca tasfiyenin kapatılıp kapatılmadığı hakkında bilgi verilmesinin istenmesine,
2-Yukarıdaki ara karar gereği davacı şirketin tasfiye memurlarının bulunması halinde, tasfiye memurlarının uyap ‘a eklenmesine, davacı şirket statüsünün uyapta güncellenmesine,
3-Tasfiye memurlarına ön inceleme duruşma gün ve saatini bildirir meşruhatlı tebligat çıkartılmasına, eklenmesi gerekenlerin eklenmesine,
4-Yukardaki ara kararlara bağlı olarak ön inceleme duruşmasının ötelenmesine,
5-Davacı vekiline zapta geçen talebi gibi beyanda bulunmak üzere süre verilmesine,
6———- esas sayılı dosyasının celbine,”
Şeklinde tespitler yapılarak ve ara karar kararlar oluşturularak yukarıya aynen aktarılmıştır.
10.05.2022 tarihli celsede;
“…Geçen celse ara kararı uyarınca ——– İflas İdaresi’ne yazılan müzekkereye yanıt verildiği, iflasına karar verilen şirketin iflasının kaldırılması sebebi ile dosyanın muameleden kaldırıldığının bildirildiği görüldü.——— ATM ‘ne yazılan müzekkereye yanıt verildiği, ——— esas sayılı dosyasının uyap kayıtlarının incelenmesinde, ——— sayılı, 08/12/2021 tarihli kaldırma kararı ile davacı şirket yönünden verilen iflas kararının kaldırılmasına karar verildiği, Mahkemesince davacı şirkete bir yıl kesin mühlet verildiği ve yeniden komiser atandığı, bu hali ile davacı şirketin tüzel kişiliğinin devam ettiği anlaşıldı.”Şeklinde tespitler yapılarak ön inceleme aşaması tamamlanmış ve yukarıya aynen aktarılmıştır.Dosyada,——–sayılı ilamıyla “1-Mahkememizin ——— Esas sayılı dava dosyası ile ———- Esas sayılı dava dosyalarının birleştirilmesine,2-Mahkememizin ——— Esasının birleştirme nedeniyle kapatılmasına,3-Yargılamanın bundan sonra———- Esas sayılı dosyası üzerinden yürütülmesine,” karar verilmiş olup birleşen dosya mahkememiz asıl dosyası arasına alınmış ve birleşen ——— esas sayılı dosya yönünden taraflar arasında yapılan yetki sözleşmesine ve yetki itirazının usulüne uygun yapılmasına bağlı olarak, yetki itirazı hakkında karar verilmek üzere, 16.05.2023 tarihli celsede, iş bu dosyadan tefrik edilerek ——— esasına kaydedildiği ve tefrik edilen dosyada yetkisizlik kararı verildiği görülmüştür.Mahkememizce dava dilekçesi, cevap dilekçesi, gelen müzekkere cevapları, taraflarca dosyaya sunulan deliller ve tüm dosya kapsamı hep birlikte değerlendirilmiştir.Dosya, bilirkişilere yerinde inceleme yetkisi verilerek ve gerekli ihtaratlar yapılarak sözleşme yorum denetim uzmanı ile mali müşavir bilirkişi heyetine tevdi edilmiş; 30/06/2022 tarihli rapora göre dosyadaki bilgi, belge ve sözleşme ışığında, tarafların ticari defterlerinin usulüne uygun tutulduğu ve lehlerine delil teşkil ettiği, davacı yanın ticari defter kayıtlarına göre 22/10/2020 tarihi itibarı ile, davalı yanın davacı yana 338.005,60 TL borcu olduğunu kayıt altına aldığı, davalı yanın ticari defter kayıtlarına göre, 31/12/2020 tarihi itibarı ile davalı yanın davacı yana 36.659,31 TL borcu olduğunu kayıt altına aldığı, davacı yan ve davalı yan ticari defter muavin hesap dökümlerinde birbirini doğrulamayan birden çok hususun olduğu, davacı yanın 2019 yılı içerisinde davalı yanla ilgili herhangi bir muhasebe kaydının olmadığı, davalı yanın kayıtlarında ise pek çok kayda rastlanmakla birlikte 2019 kapanış kaydında, davacı yandan 279.231,89 TL alacaklı olduğunu kayıt altına aldığı ve bu alacağı 2020 açılış fişi ile 2020 yılına devrettiği, pandeminin yarattığı olumsuz koşullara rağmen faaliyetini sürdüren şirketlerin mevcudiyeti, kamu otoritesinin aldığı önlemlerle işletmelerin kısmen de olsa rahatlamasının sağlanması, tacirlerin TTK m. 18/2 uyarınca basiretli iş adamından beklenecek şekilde ileride oluşacak risklerin karşılığını ayırmasının ya da girişim planlaması yapılırken (işin başlangıcında) olası riskleri nazara almasının gerekmesi, davacının bono vadelerinin ertelenmesi ya da sözleşme koşullarının pandemi şartlarına uygun hale getirilmesi konusunda da davalıya usulüne uygun bir başvurusunun, bildiriminin olmaması ve faaliyetlerini sürdürmeye devam etmesi, davacının, işletmesinde ciro sağlayamazsa sözleşme gereğince bir ödeme yapmasının da söz konusu olmaması, davacıya ait işletmenin yatırım faaliyeti iş ve masraflarının bütünüyle davalı şirket tarafından yapılmış olması ve bu durumun davalıya aktif değer sağlaması, davalının yapmış olduğu masraflar karşılığı aldığı bonoların bedelini tahsil etmemesinin kendisinden beklenemeyeceği hususları birlikte değerlendirildiğinde, kendi işletmesi için davalı şirket tarafından yapılan işletme masraflarının karşılığı olan bono bedellerini ödemeyen davacının, 22/03/2020 tarihinde sözleşmeden döndüğünün tespiti ya da sözleşmenin feshi talebinin hukuka, hak/menfaat dengesine uygun düşmediği, öte yandan davacının bu talebinin kabulü halinde, yaptığı masraflar karşılığı aldığı bono bedelleri ödenmeyen davalı aleyhine olarak davacının haksız zenginleşmesinin söz konusu olacağı, böylelikle davacının, ilk vade tarihi 01/04/2020 olan bono ve müteakip bonoların borç yükünden kurtulmuş olabileceği, netice olarak, davacının sözleşmeden dönme/sözleşmenin feshi taleplerinin hukuka, hak ve menfaat dengesine uygun düşmediği, davalının sözleşmeyi feshinin sözleşme ve ek protokol hükümlerine ve TBK m.126 hükümlerine uygun olduğu, rapor edilmiş olup, davacı tarafça sunulan rapora itirazların değerlendirilmesi amacıyla aynı bilirkişi heyetinden ek rapor alınmış, itirazlar irdelenerek sunulan ek rapora göre, bilirkişilerin ek rapordaki görüş ve kanaatleri ile kök rapordaki görüş ve kanaatlerinin aynı olduğu, bununla birlikte, davacı tarafın hizmet verdiği sektör ve hizmet verdiği lokasyon açısından ekonomi/finans yönünden spesifik bir araştırma ve değerlendirme gerektiği kanaati hasıl olursa, bu konuda ilave uzman/uzmanlar görüşüne başvurulabileceği rapor edilmiştir.Dosya kapsamı, sunulan kök ve ek raporların içeriği ve taraf beyanları nazara alınarak, dosyanın aydınlatılması amacıyla, trend analizi yapmaya ehil iktisatcı/işletmeci, havacılık uzmanı bilirkişi ile sözleşme yorum ve denetim uzmanı bilirkişi heyetinden rapor alınmış, 22/05/2023 tarihli rapora göre, taraflar arasındaki ——– sözleşmenin süreklilik arz ettiği, davacı ——— alanın asli edimin ücret ödeme borcu olduğu, asli edim borcu para borcu olduğundan, davacının borcunun imkansızlaşamayacağı, şartları varsa aşırı ifa güçlüğü hükümlerinin tatbik edilebileceği, hukukumuzda mücbir sebep sayılan salgın hastalık, taraflar arasında sözleşme kurulduğu sırada bilinemediğinden, ortaya çıkan pandeminin sözleşme kurulduktan sonra davacı açısından aşırı ifa güçlüğüne sebep olabileceği, yapılan trend analizinde de davacı açısından meydana gelen pandeminin, sektöründe aşırı ifa güçlüğüne sebep olacağı, fakat ortaya çıkan bu mücbir sebebin geçici mahiyet arz ettiği, sürekli olmadığı, bu bakımdan ifa güçlüğünün de geçici mahiyette olacağı, niteliği itibariyle ——— alt ilişkisi ile bağlantısı kurulan aşırı ifa güçlüğüne sebep olabilecek kambiyo borçları, vadesi belirli para borcu olmalarına binaen uyarlanmalarının mümkün olduğu, pandemi süreci de süreklilik arz etmediğinden uyarlama imkanı olduğu takdirde sözleşmenin aşırı ifa güçlüğüne bianen fesh edilemeyeceği, mahkemenin aksi kanaatte olup sözleşmenin davacı tarafından talep edildiği üzere kapanma sürecinin başlangıcından itibaren feshine hükmedilmesi durumunda dahi, taraflar arasındaki sözleşme niteliği itibarıyla sürekli sözleşme olduğundan ileriye etkili sonuç doğuracağı, sözleşme devam ettiği süre boyunca tarafların birbirlerine karşı edim yükümlülüklerinden kaynaklanan alacaklarını talep edebileceği, bu sebeple davacının fesih talep ettiği 22.03.2020 tarihinden önce doğan franchise yatırım maliyetleri alt ilişkisine binaen davalıya verilmiş olan kambiyo evrakları sebebiyle, davalının sair şartları varsa bu alacaklarını davacıdan talep edebileceği, bu durumda sözleşmenin feshinin de tek başına bu alacak hakkına etki etmeyeceği rapor edilmiş olup, sunulan raporların bu yönleriyle gerekçeli, denetime elverişli ve hükme esas alınabilir nitelikte bulunması sebebiyle ek rapor alınması cihetine gidilmeyerek ve davanın mahiyeti, miktarı ve HMK 202 ve devamı maddeleri gereği tanık dinlenmeyerek yargılamaya son verilmiş, ortaya çıkan Covid-19 pandemisinin, geçici mahiyet arz ettiği, tarafların akdi ilişkiyi devam ettirdikleri, bahse konu salgının aşırı ifa güçlüğüne sebebiyet verdiğine dair iddianın ispatına yarar dosyaya herhangi bir delil sunulmadığı, davacının, Sözleşme ve Ek Protokolde belirlenen yükümlülüklerini yerine getirmemesine bağlı olarak, davalı tarafın haklı sebeple fesih yoluna gittiği kanaati mahkememizde hasıl olmuş olup, ispat yükünün davacıda olduğu, TMK 6. maddesi hükmüne göre davacının ileri sürdüğü iddiaları ve borçlu olmadığını ispat etmesi gerektiği, davacının, davanın ispatına yönelik yeterli delilleri sunmadığı, bu hali ile davacının davasını ispat edemediği anlaşılmakla sübut bulmayan davanın reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.

HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın REDDİNE,
2-Karar tarihi itibariyle alınması gereken 269,85 TL karar ve ilam harcından peşin alınan 5.177,65 TL (5.123,25 TL+54,40 TL) mahsubuyla arta kalan 4.907,80 TL harcın dosyanın kesinleşmesinden sonra talep halinde davacıya iadesine,
3-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına,
4-Davalı tarafından yapılan 33,00 TL posta masrafından oluşan yargılama giderinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
5-Davalı kendisini vekille temsil ettirdiğinden yürürlükte bulunan AAÜT uyarınca 32.000,00 TL vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalı verilmesine,
6-Karar kesinleştiğinde varsa bakiye gider avansının yatırana iadesine,
Dair, davacı vekilinin ve davalı vekilinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde ——— Bölge Adliye Mahkemesi İlgili Hukuk Dairesi nezdinde İstinaf yasa yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 24/10/2023