Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 13. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/502 E. 2022/147 K. 15.02.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 13. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO: 2020/502 Esas
KARAR NO: 2022/147
DAVA: Alacak (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ: 17/06/2020
KARAR TARİHİ: 15/02/2022
Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkili ile davalı arasında yüklenici sözleşmesi gereğince davalı şirketin müvekkili şirkete ait işverenin—- işin karşılığı davalı şirkete ödenecek ücretin ödeme zamanı yapılan ödeme, borç bakiyesi, bu akdin—davalı tarafından, inşaatın seyrine göre —ay olarak belirlenen sürede yapılacak iş karşılığı —–toplanan işin malzemeli olarak — kullanılacak malzemeler ve bunların vasıflarının da tesbit edildiğini, buna göre — hesaplanacak ücretin ödenme şeklinin de akdin — kararlaştırıldığını, ödemeye mahsuben iş yapılan binada —— dairenin —-olarak fiyatlandırıldığını, bu dairenin, işin —tamamlanmasını müteakip davalı tarafa temlik edilecek bakiye de işin tamamlanmasından sonra ödeneceğini, dairenin temlik edildiğini, bakiyenin ise her iki şirketin ticari defterlerinde — olarak yer aldığını, davalı tarafından daha önce, müvekkil şirket aleyhinde —- asıl alacak talepli bir icra takibine girişildiğini, itirazları üzerine takibin durduğunu, davaya konu alacak talepli —-asil alacak ve işlemiş faizi toplam —- talep edildiğini, arabuluculukta uzlaşma sağlanamadığını, davalının, aradaki sözleşme gereği yaptığı iş ile ilgili —– tesbitinin müvekkili tarafından talep edildiğini, buna istinaden —- delil tesbiti —–dosya ile bilirkişi tarafından rapor sunularak yapımın bozuk ve eksik bulunduğu ve giderilmesi için de— civarında bir masrafın gerektiğinin bildirildiğini, davalı şirketin, yapım bozukluklarını ve eksikliklerini gidermemesi üzerine, müvekkili tarafından yaptırıldığını, malzeme ve işçilik olarak da—- üstünde bir masraf da yapıldığını, eksik ve bozuklukların müvekkili tarafından yapılması nedeniyle sözleşmenin feshedildiğini ileri sürerek fazlaya ilişkin talep ve dava hakları saklı kalmak üzere şimdilik —— davalı şirketten, yapılan harcamaların, harcama tarihinden itibaren ticari temerrüt faizi ile birlikte tahsiline, dava giderleri ve avukatlık ücretinin davalı şirkete yüklenmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Davacının ayıba ilişkin iddialarının haksız ve mesnetsiz olduğunu, ayıp ihbarında bulunulmadığından talebin zaman aşımına uğradığını, müvekkili şirket ve davacı şirket arasındaki —– olmak üzere yapılacak olan bina inşaatına———- için anlaşıldığını, davacı şirketin, müvekkilinin işi eksiksiz bitirmesine rağmen borcunu ödemediğini ve sözleşme gereği ödemeye mahsuben iş yapılan binada —- olarak belirlenen daireyi işin — bittikten sonra devrettiğini, müvekkilinin daireyi ancak — satabildiğini, müvekkili tarafından davacı aleyhine icra takipleri yapıldığını ve alacak davası açıldığını, davacı tarafından müvekkili aleyhine menfi tespit davası açıldığını, davacının açtığı dava ile müvekkilinin açtığı davaların— dosyasında birleştiğini, — tarihinde şirket hissesini satan — şirketteki tüm yetkilerinin sona erdiğini, — hissesini—sattığını, — tarihinde müvekkil şirket ortakları ve eski ortak —–mutabakat sözleşmesinin ticari sır niteliğinde olup, ortaklar arasında şahsen imzalandığını, müvekkili şirketi bağlayıcı bir yanı olmadığını, davacının müvekkil şirket ile sözleşme yaptığını, müvekkili tarafından yapılan hiçbir işin yapımında eksiklik ve bozukluk bulunmadığını,—– sayılı dosyasından yapılan incelemenin eksik bilgi ile yapıldığını, müvekkilinin sözleşme gereğince üstlenmiş olduğu işi binanın ——–yarısı yapılmış yarısı yapılmamış olmasına rağmen iskeleleri söktürdüğünü, sigorta primi ve stopajları ustaların maaşından kesmeye çalıştığını, daha sonra ise yarım kalan tek cephe dış cephe malzemesini davacının müvekkilinden aldığını, Sulh Hukuk Mahkemesinin tespitinde sadece binanın su alması ve zarar meydana gelmesi hesabının yapıldığını, meydana gelen su alma hadisesinin neden kaynaklandığı konusunda illiyet bağı kurulmadan iş bu davanın açılmasının yersiz olduğunu, davacının açmış olduğu davanın kendi yaptırmış olduğu imalatlardan kaynaklanan zarardan meydana gelmiş olması sebebiyle fazlaya ilişkin hakları saklı tutarak davacının haksız ve mesnetsiz olan tüm taleplerinin ve davasının reddine, yargılama giderlerinin ve vekalet ücretinin davacıdan alınarak müvekkiline ödenmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Deliller
Tarafların —- sorguları dosya arasına alınmıştır.
—–sayılı dosyasının —kayıtları dosya arasına alınmıştır.
—- sayılı dosyasının — kayıtları dosya arasına alınmıştır.
—-sayılı dosyasının — kayıtları dosya arasına alınmıştır.
—sayılı dosyasının — kayıtları dosya arasına alınmıştır.
—- yazılan müzekkere cevabı dosya arasına alınmıştır.
Mahkememizce bir kısım tanıkların beyanları alınmış, bir kısım tanıkların ise usuli sebeplerden beyanları alınamamıştır.
Delillerin değerlendirilmesi ve gerekçe:
Dava, taraflar arasında akdedilen sözleşme uyarınca tarafların edimlerini yerine getirip getirmediği, buna bağlı olarak davacının davalıdan alacağı olup olmadığı, var ise miktarının ne olduğuna ilişkin alacak davasıdır.
Dosyada, tensip zaptı ile 492 sayılı harçlar kanunu uyarınca —–tazminat talebi yönünden davacı tarafça harcın tamamlanmasına yönelik ara karar oluşturulmuş ve harç eksiliği ikmal edilmiş, davalı vekilinin zaman aşımı itirazı ön inceleme duruşmasında değerlendirilmiş, davanın süresinde açıldığı kabulüyle yargılamaya devam olunmuştur.
Tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde, Mahkememizin —- celsesinde uyuşmazlığın esasını çözmesi amacıyla dosyanın sözleşme yorum denetim uzmanı, dış cephe konusunda uzmanlığı bulunan inşaat mühendisi ve mali müşavir bilirkişi heyetine tevdiine karar verilmiş olmakla, dava açan kişinin gerekli delil ve yargılama giderlerini yatırması gerektiği, davacı tarafa bilirkişi incelemesi yapılabilmesi için gerekli bilirkişi ücretini yatırmak üzere iki hafta kesin süre verildiği, aksi takdirde bilirkişi incelemesi delilinden vazgeçilmiş sayılarak dosya kapsamı ile yetinilmek sureti ile değerlendirme yapılacağının ihtar edildiği, davacı tarafça kesin süre içerisinde, — kişilik bilirkişi heyeti oluşturulmasına ve her bir bilirkişi için —- yatırıldığı, dosyada bakiye gider avansının —olduğu, verilen kesin süreden sonraki tarihlerde bilirkişi incelemesi yapılması için gerekli eksik gider avansı yatırılmadığından bilirkişi incelemesi yapılamadığı anlaşılmıştır.
— tarihli celsede davacı vekili tarafından gerekli avansın yatırılması amacıyla yeniden süre verilmesi talebinde bulunulmuş olup;
—- tarihli celsede:
“G.D:
1-Davacı vekilinin ücretini tamamlaması için yeniden süre verilmesi talebinin verilen ilk sürenin kesin süre olması, bu hususun karşı taraf yönünden usuli kazanılmış hak doğurması ve HMK 94 amir hükmü gereğince yeniden süre verilmesine yer olmadığına,
2-Davalı vekilinin mazeretinin vekil-müvekkil ilişkisi içinde sonuç doğurmak ve talik sebebi olmamak üzere kabulüne karar verilerek tefhim ile açık yargılamaya devam olundu.
Dosya incelendi.
Araştırılacak başkaca bir husus kalmadığı anlaşıldı. Açık yargılamaya son verildi.” şeklinde ara kararlar oluşturularak yukarıya aynen akratılmıştır.
Sonuç olarak davacı tarafça kesin süre içerisinde ve dahi sonraki tarihlerde bilirkişi incelemesi yapılması için gerekli bilirkişi ücretinin eksik yatırıldığı anlaşıldığından davacı bilirkişi incelemesi delilinden vazgeçilmiş sayılarak ispatlanamayan davanın reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın REDDİNE,
2-Karar tarihi itibariyle alınması gereken 80,70 TL karar ve ilam harcından peşin alınan 854,78 TL harcın mahsubuyla arta kalan 774,08 TL harcın dosyanın kesinleşmesinden sonra talep halinde davacıya iadesine,
3-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına,
4-Arabuluculuk Kanununun 18/A-(13).maddesi ve Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Yönetmeliği’nin 26/2. Maddeleri ile AÜT uyarınca—– bütçesinden ödenen 1.320,00 TL arabuluculuk ücretinin davacıdan alınarak hazineye irad kaydına,
5-Davalı kendisini vekille temsil ettirdiğinden yürürlükte bulunan AAÜT uyarınca 7.300,00 TL vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalıya verilmesine,
6-Davalı tarafından yapılan yargılama gideri olmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
7-Karar kesinleştiğinde varsa bakiye gider avansının yatırana iadesine,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde————Mahkemesi İlgili Hukuk Dairesi nezdinde İstinaf yasa yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 15/02/2022