Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 13. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/471 E. 2020/261 K. 03.07.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. İstanbul Anadolu 13. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO: 2020/471 Esas
KARAR NO: 2020/261
DAVA : Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
DAVA TARİHİ: 12/05/2020
KARAR TARİHİ: 03/07/2020
Mahkememizde görülmekte olanTazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat) davasında davacı vekili tarafından verilen ———- tarihli dilekçesi üzerine dosya resen incelendi:
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ /
DAVA-TALEP ;
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle;——————- kapsamında, toplanacak delillere göre (6100 sayılı Yasanın 107. maddesi uyarınca) maddi tazminat tutarının belirlenerek (fazlaya ilişkin haklarımız saklı kalmak üzere), Şimdilik ——– sürekli iş göremezlik tazminatı,——– geçici İş göremezlik tazminatı olmak üzere toplamda ————— maddi tazminatın temerrüt tarihinden itibaren işleyecek faiziyle müvekkile ödenmesini ve yargılama harç ve giderleri ile vekalet ücretinin davalı taraf üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP -TALEP: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Öncelikle davanın dava şartı olan arabuluculuk başvurusu yapılmadan ikame edildiğini, davanın esasa girilmeden usulden reddinin gerektiğini, haksız ve mesnetsiz davanın öncelikle usulden reddine, Usulden ret sebebimiz şu aşamada kabul görmeyecek ise yapılacak yargılama sonucunda davanın esastan reddine, Yargılama masrafları ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine, karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER : Dosya kapsamındaki bilgi ve belgeler.
DEĞERLENDİRME VE SONUÇ:
Dava Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)istemidir.
Davacı vekili tarafından verilen ———- tarihli dilekçe ve davalı vekilinin cevap dilekçesi içeriğine göre dosya resen ele alınmış ve usul ekonomisi ilkesi kapsamında değerlendirilmiştir. Bu itibarla dosyaya bakıldığında;
6/12/2018 tarihli, 7155 sayılı Kanun’un 20. maddesiyle TTK’ye eklenen 5/A maddesi uyarınca, “(1) Bu Kanunun 4 üncü maddesinde ve diğer kanunlarda belirtilen ticari davalardan, konusu bir miktar paranın ödenmesi olan alacak ve tazminat talepleri hakkında dava açılmadan önce arabulucuya başvurulmuş olması dava şartıdır.”
6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu’ nun 18/A maddesi uyarınca, “(1) İlgili kanunlarda arabulucuya başvurulmuş olması dava şartı olarak kabul edilmiş ise arabuluculuk sürecine aşağıdaki hükümler uygulanır.
(2) Davacı, arabuluculuk faaliyeti sonunda anlaşmaya varılamadığına ilişkin son tutanağın aslını veya arabulucu tarafından onaylanmış bir örneğini dava dilekçesine eklemek zorundadır. Bu zorunluluğa uyulmaması hâlinde mahkemece davacıya, son tutanağın bir haftalık kesin süre içinde mahkemeye sunulması gerektiği, aksi takdirde davanın usulden reddedileceği ihtarını içeren davetiye gönderilir. İhtarın gereği yerine getirilmez ise dava dilekçesi karşı tarafa tebliğe çıkarılmaksızın davanın usulden reddine karar verilir. Arabulucuya başvurulmadan dava açıldığının anlaşılması hâlinde herhangi bir işlem yapılmaksızın davanın, dava şartı yokluğu sebebiyle usulden reddine karar verilir.”
Dava şartlarına ilişkin kurallar kamu düzenindendir. “Mahkeme, dava şartlarının mevcut olup olmadığını, davanın her aşamasında kendiliğinden araştırır. Taraflar da dava şartı noksanlığını her zaman ileri sürebilirler”(HMK115.md.). Yasada açıkça dava şartlarının her aşamada mahkemece kendiliğinden araştırılacağı düzenlendiğinden ve 6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu’nun 18/A maddesinin 2. Bendinin son cümlesi uyarınca “arabulucuya başvurulmadan dava açıldığının anlaşılması hâlinde herhangi bir işlem yapılmaksızın davanın, dava şartı yokluğu sebebiyle usulden reddine karar verilmesi” gerekmektedir.
HMK’nın 137, 138 ve 140. maddedeki ön inceleme aşamasında dava şartlarının inceleneceğine dair düzenlemeler, henüz incelenmemiş ise tahkikata geçilmeden önce dava şartlarının incelenmesi zorunluluğunu belirtmektedir. Bu hükümler her aşamada dava şartlarının incelenebileceğine dair 115. madde düzenlemesine inceleme zamanı bakımından en erken zaman olarak sınır çizen bir düzenleme olmayıp incelemenin en geç ne zaman yapılması gerektiğini göstermektedir.
Bu hukuki açıklamalar ışığında somut olaya bakıldığında; davacının istemi tazminat olarak bir miktar paranın ödenmesi istemine ilişkindir. Dava dilekçesine arabuluculuk faaliyeti sonunda anlaşmaya varılamadığına ilişkin son tutanağın aslını veya arabulucu tarafından onaylanmış bir örneği eklenmediği gibi dava dilekçesinde bu yönde hiçbir açıklama da yapılmamıştır. Davacı tarafa verilen süre içinde işbu belge sunulmamıştır. Ayrıca ——– üzerinden yapılan araştırmada da Arabuluculuk dosyası bulunmadığı anlaşılmıştır. Yasaya göre Arabulucuya başvurulmadan dava açıldığının anlaşılması hâlinde herhangi bir işlem yapılmaksızın davanın, dava şartı yokluğu sebebiyle usulden reddine karar verilmesi gerekmektedir.
Bu nedenlerle, 6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 114(2) ve 115. maddeleri gereğince, dava açılmadan önce arabulucuya başvurulmadan işbu davanın açılmış olduğu anlaşıldığından, davanın dava şartı yokluğu sebebiyle usulden reddine karar verilmesi gerektiği sonuç ve kanaatine varılmıştır.
Yukarıda yapılan açıklamalar ve gösterilen yasal düzenlemeler ve yapılan yargılamaya göre TTK’nın 5/A, 6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu’nun 18/A maddesinin 2. Bendinin son cümlesi ve HMK’nın 114/(2) ve 115. Maddeleri uyarınca davanın dava şartı yokluğu nedeniyle usulden reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere ;
1)-Davanın, TTK’nın 5/A, 6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu’nun 18/A maddesinin 2. Bendinin son cümlesi uyarınca ‘arabulucuya başvurulmadan dava açılması nedeniyle’ 6100 sayılı HMK’nın 114/(2) ve 115. maddelerine göre dava şartı yokluğundan USULDEN REDDİNE,
2-)Yapılan yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına,
3-)Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 54.40 TL karar ve ilam harcı peşin olarak alındığından başkaca harç alınmasına yer olmadığına,
4-)Davalı kendisini bir vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan A.A.Ü.T. 7/2,13/1,13/2 maddeleri uyarınca 200,00 TL nispi vekalet ücretinın davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
5-)6100 sayılı HMK’nın 333. maddesi gereğince hükmün kesinleşmesinden sonra kullanılmayan avansının yatırana iadesine, bu konuda Bölge Adliye ve Adli Yargı İlk Derece Mahkemeleri İle Cumhuriyet Başsavcılıkları İdari ve Yazı İşleri Hizmetlerinin Yürütülmesine Dair Yönetmeliğin 207/1 maddesi gereğince Yazı İşleri Müdürü tarafından resen işlem yapılmasına,
Dair, tarafların ve taraf vekillerinin yokluğunda dosya üzerinden yapılan inceleme neticesinde gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içinde mahkememize verilecek dilekçe ile ——————- Adliye Mahkemesinde İstinaf Kanun yolu açık olmak üzere karar verildi. 03/07/2020