Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 13. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/425 E. 2021/879 K. 24.11.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 13. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO: 2020/425
KARAR NO: 2021/879
DAVA : İtirazın İptali (Bankacılık İşlemlerinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ: 13/03/2020
KARAR TARİHİ: 24/11/2021
Tarafları yukarıda belirtilen davanın Mahkememizce yapılan açık yargılaması sonunda;
GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili tarafından verilen dilekçe ile davacı bankanın —- davalı şirket arasında imzalanan —- dayalı olarak söz konusu şahsa kredi kullandırıldığı; davalıların ise bu — müşterek borçlu ve müteselsil kefil sıfatıyla imzaladıkları; borcun ödenmemesi üzerine davalılara —- yevmiye numaralı ihtarnamesi ile alacağın ödenmesi için ihtar gönderildiği halde borcun ödenmemesi üzerine müşterek borçlu ve müteselsil kefil olan davalılar aleyhine —- sayılı icra dosyası üzerinden fazlaya ilişkin talepler saklı kalmak kaydıyla —asıl alacak ve ferileri üzerinden takibe geçildiği, itiraz üzerine takibin durduğu, bunun üzerine arabuluculuk başvurusu yapıldığı halde anlaşmama tutanağı düzenlendiği ve bunun üzerine dava açmak durumunda kalındığı, borca itirazla birlikte icra dairesinin yetkisine de itiraz edildiği, taraflar arasındaki söz konusu kredi sözleşmesinin yetkiye ilişkin maddesinde — adresinin yetkili kılındığı, yetki itirazının ve borca itirazın haksız olduğu ileri sürülerek söz konusu icra takibine itirazların iptaline, takibin devamına ve %20’den az olmamak üzere icra inkar tazminatına karar verilmesi talep ve dava edilmiştir.
Davacı vekili duruşmada da dava dilekçesini tekrar etmiştir.
Davalılar vekili tarafından sunulan cevap dilekçesinde HMK. Madde 6 uyarınca davalı tüzel kişinin davanın açıldığı tarihteki yerleşim yeri Mahkemesinin yetkili olduğunun belirtildiği ve buna göre davalı şirketin adresinin bağlı olduğu —-yetkili olduğu ileri sürülerek Mahkemenin yetkisine itirazla birlikte kredi limitinin tamamının kullanılmadığı, takibe konu borcun kullanılan kredi miktarı üzerinden değil, tanımlanan kredi miktarı üzerinden yapıldığı ve davalı şirket tarafından ödenen miktarların hesap yapılırken borçtan düşülmediği, hesap kat’ının usulüne uygun yapılmadığı ve ayrıca fahiş miktarda faiz talep edildiği ileri sürülerek Mahkemenin yetkisizliğine, davanın reddine ve %20’den aşağı olmamak üzere kötü niyet tazminatına karar verilmesi talep edilmiştir.
İbraz edilen Hukuk Uyuşmazlıklarında Dava Şartı Arabuluculuk Son Tutanağına göre —— tarihinde yapılan başvurunun taraflarla ilgili olduğu, tarafların davete uyduğu ancak anlaşma sağlanamadığına dair —–tarihli son tutanak düzenlendiği, arabuluculuğa başvuruya ilişkin dava şartının yerine getirilmiş olduğu belirlenmiştir.
Celp edilip incelenen söz konusu icra dosyasına göre taraflarla ilgili olduğu, —-ihtiyati haciz vekalet ücreti olmak üzere toplam —–tarihinde takibe konulduğu, takibin yukarıda özetlenen dava dilekçesinde belirtilen —– ihtarnameye dayalı olduğu, her iki davalı yönünden de süresinde yapılan itirazla takibin durmuş olduğu, icra dairesinin yetkisine de itiraz edildiği, derkenar yazısına göre de takip açılışı sırasında —- peşin harç yatırılmış olduğu belirlenmiştir.
Ön inceleme duruşmasında yapılan irdelemeye bağlı olarak taraflar arasındaki sözleşmedeki yetki şartına ilişkin 5. Madde düzenlemesi, davacı bankanın genel müdürlük adresi, yetkiye ilişkin HMK. hükümleri ve dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde icra dairesinin yetkisine itiraz yerinde görülmeyerek icra dairesinin yetkisine itirazın her iki davalı yönünden de kaldırılmasına karar verilerek borca itirazın esası yönünden ön inceleme duruşmasına devamla aynı gerekçelerle Mahkemenin yetkisine itirazın reddine de karar verilmek suretiyle ön inceleme duruşması tamamlanarak tahkikata geçilmiştir.
İtiyati hacze ilişkin —- sayılı dosyası celbedilip deliller toplanarak taraflar arasındaki genel kredi sözleşmesi içeriği ve davanın niteliği gözetilerek banka kayıtları ile davacı defterleri üzerinde bilirkişi incelemesi yapılmasına karar verilerek bir bankacılık konusunda uzman bilirkişiden rapor temini yoluna gidilmiştir.
—-yevmiye numaralı ihtarnamesi ile takibe ve davaya konu borcun ödenmesi için davalılara gönderilen kat ihtarnamesi ile —- tarihinde tebliğ edildiği ve ihtar ile birlikte —–süre tanınmış olduğu anlaşılmıştır.
Bilirkişi tarafından yukarıda açıklanan şekilde dosya kapsamına uygun olarak ve davanın esasının aydınlatılması yönünden Mahkememizce de yeterli görülen — tarihli maddi hataları düzeltilmiş raporda : Davacı tarafından ibraz edilen ilişkin ticari defterlerin; açılış ve kapanış tasdiklerinin
usulüne uygun olarak yaptırıldığı ve defter kayıtlarının birbiri doğruladığı, davacı şirketin
defterlerinin kayıt nizamı bakımından uygun olduğu, Davacı—- ile davalı şirketin borçlu ve diğer davalının müşterek borçlu-müteselsil kefil olduğu — kredi çerçeve sözleşmesi imzalandığı, —- edildiği, bu
sözleşmenin kefili olarak davalı —- usulüne uygun kefil beyanı ile
imzası ve sorumluluğunun bulunduğu; şirketin yetkili ve ortağı olması nedeni ile eş muvafakatine gerek olmadığı, davacının ticari defter ve dayanaklarına göre; takip tarihi itibariyle —- ihtiyati haciz vekalet ücreti olmak üzere toplam olarak —-nakdi alacaklı olduğu ve yine takip talebindeki miktardan yüksek olacak şekilde —- —-tutarının bankada bir hesapta bloke edilmesi gerektiği belirtilip hesaplanarak değerlendirilmek suretiyle ulaşılan kanaat açıklanmış ve ihtiyati haciz vekalet ücreti yönünden aynı miktar teyit edilmekle birlikte diğer bütün kalemler yönünden ve nihayetinde toplam miktar bakımından talebin üzerinde miktarlara ulaşıldığı belirtilerek taleple bağlılık hatırlatılmıştır.
Raporun tebliğine rağmen davalılar vekili tarafından rapora karşı süresinde her hangi bir beyanda bulunulmamış ve itiraz edilmemiş olup, davacı vekili tarafından yazılı beyanda bulunulmakla birlikte herhangi bir itiraz ileri sürülmemiştir.
İlgili yasal düzenlemeler:
”6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu:
…TİCARİ DEFTERLERİN İBRAZI VE DELİL OLMASI
Madde 222 – (1) Mahkeme, ticari davalarda tarafların ticari defterlerinin ibrazına kendiliğinden veya taraflardan birinin talebi üzerine karar verebilir.
(2) Ticari defterlerin, ticari davalarda delil olarak kabul edilebilmesi için, kanuna göre eksiksiz ve usulüne uygun olarak tutulmuş, açılış ve kapanış onayları yaptırılmış ve defter kayıtlarının birbirini doğrulamış olması şarttır.
(3) İkinci fıkrada belirtilen şartlara uygun olarak tutulan ticari defter kayıtlarının sahibi ve halefleri lehine delil olarak kabul edilebilmesi için, diğer tarafın aynı şartlara uygun olarak tutulmuş ticari defterlerindeki kayıtların bunlara aykırı olmaması veya diğer tarafın ticari defterlerini ibraz —- yahut defter kayıtlarının aksinin senet veya diğer kesin delillerle ispatlanmamış olması gerekir. Diğer tarafın ikinci fıkrada yazılan şartlara uygun olarak tutulan ticari defterlerinin, ilgili hususta hiçbir kayıt içermemesi hâlinde ticari defterler, sahibi lehine delil olarak kullanılamaz. —–Bu şartlara uygun olarak tutulan defterlerdeki sahibi lehine ve aleyhine olan kayıtlar birbirinden ayrılamaz.
(4) Açılış veya kapanış onayları bulunmayan ve içerdiği kayıtlar birbirini doğrulamayan ticari defter kayıtları, sahibi aleyhine delil olur.
(5) Taraflardan biri tacir olmasa dahi, tacir olan diğer tarafın ticari defterlerindeki kayıtları kabul edeceğini belirtir; ancak, karşı taraf defterlerini ibrazdan kaçınırsa, ibrazı talep eden taraf iddiasını ispat etmiş sayılır.
2004 Sayılı İcra ve İflas Kanunu:
A İTİRAZIN İPTALİ :
—–
—- Takip talebine itiraz edilen alacaklı, itirazın tebliği tarihinden itibaren bir sene içinde mahkemeye başvurarak, genel hükümler dairesinde alacağının varlığını ispat suretiyle itirazın iptalini dava edebilir.
—– davada borçlunun itirazının haksızlığına karar verilirse borçlu; takibinde haksız ve kötü niyetli görülürse alacaklı; diğer tarafın talebi üzerine iki tarafın durumuna, davanın ve hükmolunan şeyin tahammülüne göre, red veya hükmolunan meblağın —–yüzde yirmisinden aşağı olmamak üzere, uygun bir tazminatla mahkum edilir.
İtiraz eden veli, vasi veya mirasçı ise, borçlu hakkında tazminat hükmolunması kötü niyetin sübutuna bağlıdır.
—–
Birinci fıkrada yazılı itirazın iptali süresini geçiren alacaklının umumi hükümler dairesinde alacağını dava etmek hakkı saklıdır.
—– Kanunda öngörülen icra inkar tazminatı, kötü niyet tazminatı ve benzeri tazminatların tespitinde, takip talebi veya davadaki talep esas alınır.
6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunun madde 18/A düzenlemesinde yargılama gideri yönünden yer alan ilgili fıkralar:
Dava şartı olarak arabuluculuk
—-
(1) İlgili kanunlarda arabulucuya başvurulmuş olması dava şartı olarak kabul edilmiş ise arabuluculuk sürecine aşağıdaki hükümler uygulanır.

(11) Taraflardan birinin geçerli bir mazeret göstermeksizin ilk toplantıya katılmaması sebebiyle arabuluculuk faaliyetinin sona ermesi durumunda toplantıya katılmayan taraf, son tutanakta belirtilir ve bu taraf davada kısmen veya tamamen haklı çıksa bile yargılama giderinin tamamından sorumlu tutulur. Ayrıca bu taraf lehine vekâlet ücretine hükmedilmez. Her iki tarafın da ilk toplantıya katılmaması sebebiyle sona eren arabuluculuk faaliyeti üzerine açılacak davalarda tarafların yaptıkları yargılama giderleri kendi üzerlerinde bırakılır.
(12) Tarafların arabuluculuk faaliyeti sonunda anlaşmaları hâlinde, arabuluculuk ücreti, Arabuluculuk Asgari Ücret Tarifesinin eki Arabuluculuk Ücret Tarifesinin İkinci Kısmına göre aksi kararlaştırılmadıkça taraflarca eşit şekilde karşılanır. Bu durumda ücret, Tarifenin Birinci Kısmında belirlenen iki saatlik ücret tutarından az olamaz.
(13) Arabuluculuk faaliyeti sonunda taraflara ulaşılamaması, taraflar katılmadığı için görüşme yapılamaması veya iki saatten az süren görüşmeler sonunda tarafların anlaşamamaları hâllerinde, iki saatlik ücret tutarı Tarifenin Birinci Kısmına göre —–bütçesinden ödenir. İki saatten fazla süren görüşmeler sonunda tarafların anlaşamamaları hâlinde ise iki saati aşan kısma ilişkin ücret aksi kararlaştırılmadıkça taraflarca eşit şekilde uyuşmazlığın konusu dikkate alınarak Tarifenin Birinci Kısmına göre karşılanır. —- bütçesinden ödenen ve taraflarca karşılanan arabuluculuk ücreti, yargılama giderlerinden sayılır.
(14) Bu madde uyarınca —– tarafından yapılması gereken zaruri giderler; arabuluculuk faaliyeti sonunda anlaşmaya varılması hâlinde anlaşma uyarınca taraflarca ödenmek, anlaşmaya varılamaması hâlinde ise ileride haksız çıkacak taraftan tahsil olunmak üzere —- bütçesinden karşılanır.
…”
şeklinde olup yukarıya aynen aktarılmıştır.
Sonuç olarak celp edilip incelenen icra dosyası, kredi sözleşmesi, kat ihtarı, buna ilişkin ihtarnamenin içeriği ve tebliğ tarihi; dosya kapsamına uygun, denetime ve hükme esas alınmasına elverişli olup Mahkememizce de dosya kapsamına uygun ve yeterli görülen rapor; rapora itiraz edilmemiş olması; yukarıya aktarılan ilgili yasal düzenlemeler ve tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde davanın sübuta erdiği kanaatine varılarak aşağıdaki şekilde davanın kabulüne karar verilmiştir.
Davacı tarafın icra inkar tazminatı adı altında talep ettiği icra tazminatı yönünden yukarıya aynen alınan İcra ve İflas Kanunu’nun 67.maddesinin 2. Fıkrası hükmü, bu konuda yerleşen yargısal uygulama, davanın niteliği, davalının takibe itirazının haksız çıkması, kabule konu asıl alacak yönünden alacağın davalı tarafça hesaplanabilir-bilinebilir olması nedeni ile likit ve belirli olması ve tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde davalı aleyhine icra tazminat şartlarının somut olayda gerçekleştiği anlaşıldığından kabule konu asıl alacak miktarı olan—- üzerinden %20 oranında icra tazminatına da karar verilmesi gerektiği sonucuna varılmış olup, söz konusu asıl alacak miktarının %20 oranına tekabül eden —- icra tazminatına da hükmolunmuş ise de, teselsül talebi olmadığı için davalılardan müştereken tahsili yönünde karar verilmiştir.
Harç yönünden kabule konu toplam dava değeri olan —- matrah üzerinden işlem yapılmış ve avukatlık ücreti hesabı yönünden de harca esas alınan bu bedel gözetilmiştir.
Harç yönünden davanın niteliğine karşılık gelen 492 Sayılı Harçlar Kanununun;
”…
İLAMSIZ TAKİPLERDE PEŞİN HARÇ:
Madde 29 – İlama dayanmıyan takip isteklerinden alacak miktarının binde beşi peşin alınır.
Peşin harçlar takip sonunda alınacak asıl harca mahsup olunur.
İlama dayanmıyan takiplerde alacaklı mahkemeye müracaata mecbur kalırsa, peşin alınan harç kendisine iade olunur. Veya alacaklının isteği üzerine mahkeme harçlarına mahsup edilir.
…”
şeklindeki ilgili maddesinde yer alan söz konusu düzenleme, derkenar yazısı ve icra dosyası kapsamına göre davacı tarafın takibi başlatırken —– peşin harç yatırmış olması, eldeki davanın söz konusu derkenara bağlı olarak açılmış olması karşısında söz konusu takip için yatırılan peşin harç miktarı da işleme tabi tutulmuştur.
HÜKÜM :Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere:
1-Davanın kabulü ile —– sayılı icra dosyası üzerinden yapılan takibe davalılar tarafından ileri sürülen itirazların iptaline ve takibin devamına,
2-%20 icra tazminatı — davalılardan müştereken alınarak davacı tarafa verilmesine,
3-Kabule konu toplam değer üzerinden hesaplanan — nispi karar harcından, Mahkeme veznesine yatan — peşin harç ile İcra veznesine yatan söz konusu—mahsubu ile EKSİK —- davalılardan müteselsilen alınarak Hazineye gelir kaydına,
4-6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunun madde 18/A-(13) ve (14) düzenlemelerine ve Arabuluculuk Asgari Ücret Tarifesine bağlı olarak ——Bütçesinden karşılanan — zaruri giderin davalılardan müteselsilen alınarak Hazineye gelir kaydına,
5-Davacı tarafından İcra veznesine ve Mahkeme veznesine yatırılan söz konusu peşin harçlar da dahil olmak üzere davacı tarafından yapılan toplam 14.062 TL yargılama giderinin davalılardan müştereken alınarak davacıya verilmesine,
6-Davalı tarafça yapılmış bir gider olmadığından bu konuda başkaca bir hüküm oluşturulmasına yer olmadığına,
7-Kabule konu toplam değer üzerinden davacı vekili yararına tarife gereğince hesap ve takdir edilen 54.220 TL nispi avukatlık ücretinin davalılardan müştereken alınarak davacıya verilmesine,
8-Artan avansın karar kesinleştiğinde ilgilisine iadesine,
İlişkin olmak üzere davacı vekilinin yüzüne karşı yapılan yargılama sonunda gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içinde ———— Adliye Mahkemesinde İstinaf Kanun yolu açık olmak üzere oy birliği ile verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.24/11/2021