Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 13. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/417 E. 2021/975 K. 20.12.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. İstanbul Anadolu 13. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO: 2020/417 Esas
KARAR NO: 2021/975
DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 11/03/2020
KARAR TARİHİ : 20/12/2021
Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA;
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davacının davalıya ürün verdiği işbu ürünleri için —-ödenmediği —temerrüt faizi olmak üzere toplam —– davacının davalıdan alacağının
doğduğunu, işbu alacağı davalının ödemediği bu sebepten dolayı icra takibi başlattıklarını,
davalının icra takibine itiraz ettiği, takibin durduğunu, arabuluculuğa başvurduklarını ancak
anlaşma sağlanamadığını ileri sürerek borçlunun——- icra takibine karşı yaptığı haksız ve hukuki dayanaktan yoksun alacağın
tahsilini engellemeye ya da geciktirmeye matuf borca, işlemiş faize, faiz oranına ve diğer feri taleplere dair itirazın iptaline, lehlerine asıl alacağın %20’sinden aşağı olmamak üzere icra
inkar tazminatına hükmedilmesine, asıl alacağa takip tarihinden itibaren işleyecek —– takibin devamına, masraf ve vekalet ücretinin davalı borçlu tarafa
yüklenmesine karar verilmesi talep ve dava edilmiştir.
CEVAP:
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; dava dilekçesinde ileri sürülen iddiaların gerçeği yansıtmadığını, davanın yetkisiz
mahkemede açıldığını, davacı tarafından bildirilen delillerin hiçbirisinin taraflarına tebliğ edilmediğini, davacı ile davalı şirket arasında yapılmış yazılı geçerli bir sözleşme bulunmadığını, fatura, sevk irsaliyesi ve sair bir evrak da taraflarına tebliğ edilmediğini,
davacının takip konusu faturalar istinaden mal ve hizmet tedarikinden bulunmadığını, sevk irsaliyelerinde geçen isimlerin şirketlerinde çalışmadıklarını, davacı tarafından davalıya
verilmiş bir hizmetin de bulunmadığını, temerrüde düşürülmeden faiz talep edilmesi usul ve yasaya aykırı olduğunu savunarak davanın reddi ile davacının icra inkar tazminatına çarptırılmasına, Mahkeme masrafları ile vekalet ücretin davacıya yüklenmesine
karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
DELİLLER: dava dilekçesi, cevap dilekçesi—— Mahkememizce temin edilen bilirkişi raporu, Arabuluculuk Tutanağı, Dosya kapsamındaki bilgi ve belgeler.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasıdır.
Mahkememizce dilekçeler aşaması tamamlanmış ve usulüne uygun olarak yapılan davet sonucunda duruşma açılarak ön inceleme duruşması icra edilmiş ve tarafların sulh olmaması ve arabuluculuğa da başvurmaması nedeniyle uyuşmazlık belirlenerek işin esasının incelemesine geçilmiştir.
2004 Sayılı İİK.’nın 67.maddesi;—-talebine itiraz edilen alacaklı, itirazın tebliği tarihinden itibaren bir sene içinde mahkemeye başvurarak, —–alacağının varlığını ispat suretiyle itirazın iptalini dava edebilir. —- davada borçlunun itirazının haksızlığına karar verilirse borçlu; takibinde haksız ve kötü niyetli görülürse alacaklı; diğer tarafın talebi üzerine iki tarafın durumuna, davanın ve hükmolunan şeyin tahammülüne göre, red veya hükmolunan meblağın —- yüzde yirmisinden aşağı olmamak üzere, uygun bir tazminatla mahkum edilir. İtiraz eden veli, vasi veya mirasçı ise, borçlu hakkında tazminat hükmolunması kötü niyetin sübutuna bağlıdır.—Birinci fıkrada yazılı itirazın iptali süresini geçiren alacaklının umumi hükümler dairesinde alacağını dava etmek hakkı saklıdır. —- Kanunda öngörülen icra inkar tazminatı, kötü niyet tazminatı ve benzeri tazminatların tespitinde, takip talebi veya davadaki talep esas alınır.” hükmüne amirdir.
Davaya konu ——- icra dosyası getirtilerek incelenmiştir. Yapılan incelemede icra dosyasının davanın tarafları ve konusu ile örtüştüğü görülmüştür.
Yapılan yargılama ve toplanan delillere göre, taraflar arasında mal ve hizmet alım-satımına dayalı ticari ve hukuki ilişki bulunduğu ve bu kapsamda davacı tarafından cari alacaktan kaynaklı alacağının davalı tarafından ödenmemesi üzerine davacı tarafından bu cari alacağa ilişkin olarak ilamsız icra takibi başlattığı, davalının vaki itirazı nedeniyle takibin durduğu ve yasal süresi içinde işbu davanın açıldığı anlaşılmıştır.
Davacı tarafın bildirdiği tüm deliller toplanmış, davalı taraf ise davaya cevap vermiş, ancak Mahkememiz tarafından defterlerinin incelenmesi için —— Adliyesine talimat yazıldığı, ancak davalı tarafın defterlerini ibraz etmemesi sebebiyle bilirkişi raporunun yazılamamış olduğu, işbu sebeplerden dolayı davalı tarafın ticari defter ve belgeleri üzerinde inceleme yapılamamıştır. Böylelikle dosya taraflar arasındaki alacağın varlığı ve miktarına ilişkin rapor verilmesi için bilirkişiye tevdi edilmiştir. Bilirkişi tarafından verilen rapor taraflara tebliğ edilmiş ve denetimi yapılmıştır.
Bilirkişinin —- tarihli raporunda özetle; Taraflar arasında ticari ilişki olduğu, davacı şirket tarafından ibraz edilen —- göre açılış ve — tasdiklerinin usulüne uygun olarak yaptırıldığı, davacı şirketin ticari defterlerinin, kayıt nizamı bakımından—- uygun olduğu, davacı şirketin ticari defter ve dayanaklarına göre; davacının davalıya— fatura düzenlendiği, karşılığında davalının davacıya toplam —-yaptığı neticesinde takip tarihi itibari ile davacı şirketin davalı şirketten kaydi —- alacaklı olduğu, Yukarıda bahsi geçen işbu faturanın davacı tarafından davalı adına düzenlenmiş olduğu, davacı şirketin ticari defterlerinde kayıtlı olduğu, davalı şirketin kısmi ödeme yaptığı, işbu fatura irsaliyeli fatura olup teslim alan kısmında —– isimi ve imzasının bulunduğu, ayrıca davalının ilgili faturaya itiraz etmediği, iade faturası düzenlemediği beyan ve rapor düzenlenmiştir.
HMK’nın 22’inci maddesine göre;
“(1) Mahkeme, ticari davalarda tarafların ticari defterlerinin ibrazına kendiliğinden veya taraflardan birinin talebi üzerine karar verebilir.
(2) Ticari defterlerin, ticari davalarda delil olarak kabul edilebilmesi için, kanuna göre eksiksiz ve usulüne uygun olarak tutulmuş, açılış ve kapanış onayları yaptırılmış ve defter kayıtlarının birbirini doğrulamış olması şarttır.
(3) İkinci fıkrada belirtilen şartlara uygun olarak tutulan ticari defter kayıtlarının sahibi ve halefleri lehine delil olarak kabul edilebilmesi için, diğer tarafın aynı şartlara uygun olarak tutulmuş ticari defterlerindeki kayıtların bunlara aykırı olmaması veya diğer tarafın ticari defterlerini ibraz etmemesi yahut defter kayıtlarının aksinin senet veya diğer kesin delillerle ispatlanmamış olması gerekir. —– Diğer tarafın ikinci fıkrada yazılan şartlara uygun olarak tutulan ticari defterlerinin, ilgili hususta hiçbir kayıt içermemesi hâlinde ticari defterler, sahibi lehine delil olarak kullanılamaz. Bu şartlara uygun olarak tutulan defterlerdeki sahibi lehine ve aleyhine olan kayıtlar birbirinden ayrılamaz.(1)
(4) Açılış veya kapanış onayları bulunmayan ve içerdiği kayıtlar birbirini doğrulamayan ticari defter kayıtları, sahibi aleyhine delil olur.
(5) Taraflardan biri tacir olmasa dahi, tacir olan diğer tarafın ticari defterlerindeki kayıtları kabul edeceğini belirtir; ancak, karşı taraf defterlerini ibrazdan kaçınırsa, ibrazı talep eden taraf iddiasını ispat etmiş sayılır.”
Yapılan yargılamaya, toplanan delillere, alınan bilirkişi raporlarına ve tüm dosya kapsamına göre, taraflar arasında cari hesaptan ve faturadan kaynaklı ticari ilişki olduğu, davacının bu ilişkiden kaynaklı alacağın tahsili amacıyla davalı aleyhine takip başlattığı anlaşılmıştır. Her ne kadar davalı taraf davacıya borcunun bulunmadığını bildirerek takibe itiraz etmiş olsa da, HMK’nın 222’inci maddesi gereğince davalı taraf defterlerini ibrazdan kaçındığı sabit olmuş ve davacının usulüne uygun bir şekilde tuttuğu defterlerin davacının alacağının varlığını ispat etmiş sayıldığı Mahkememizce kanaat getirilmiştir.
Tüm bu nedenlerle davacının incelenen kayıtlarında davalının davacıya —– tutarda borçlu bulunduğu ve davacının alacağının varlığını ispat ettiği anlaşılmıştır. Dosyaya mübrez işbu bilirkişi raporunun dosya kapsamı ile uyumlu, gerekçeli, denetime açık, hüküm kurmaya elverişli ve yerinde olduğu kabul ve takdir edilerek davacının davasının kabulü ile davalının — takip dosyasına yapmış olduğu itirazın iptali ile icra takibinin asıl alacak —- takip tarihinden itibaren değişen oranlarda avans faiz uygulanmak suretiyle aynen devamına karar verilmiştir.
Davacının İcra İnkar Tazminatı İsteğine ilişkin yapılan değerlendirmede ise —– kazanmış uygulamasına göre itirazın iptali davalarında İİK’nın 67/2. maddesi çerçevesinde alacaklı yararına icra inkar tazminatına hükmedilebilmesi için usulüne uygun şekilde yapılmış bir icra takibinin bulunması, borçlunun süresi içerisinde ödeme emrine itiraz etmesi, alacaklının bir yıl içinde itirazın iptali davasını açması ve davasında haklı çıkarak inkar tazminatı talep etmiş olması gereklidir. Burada borçlu itirazının kötü niyetle yapılmış olması ve alacağın bir belgeye bağlanmış bulunması koşulları aranmamaktadır. Bu yasal koşullar yanında takibe konu alacağın likit olması da zorunludur. Her uyuşmazlığın kendine özgü somut özelliklerine göre değişmekle birlikte, bir uyuşmazlıkta alacağın likit olup olmadığı belirlenirken, alacak ve onun borçlusu birlikte değerlendirilmelidir. Buna göre likit bir alacaktan söz edilebilmesi için ya alacağın gerçek miktarının belli ve sabit olması ya da borçlusu tarafından belirlenebilmesi için bütün unsurların bilinmesi veya bilinmesinin gerekmekte olması böylece borçlunun borç tutarını tahkik ve tayin etmesinin mümkün bulunması başka bir ifadeyle, borçlunun yalnız başına ne kadar borçlu olduğunu tespit edebilir durumda olması gerekir. Gerek borç gerekse borçlu bakımından bu koşullar mevcut ise ortada likit bir alacak bulunduğu kabul edilmelidir. Olayımızda davalının borcunun cari hesap ve ticari defterlere göre açık ve net olarak belirli ve belirlenebilir olduğundan İcra İflas Kanununun 67/2.maddesi gereğince asıl alacağın %20’si olan —- icra inkar tazminatının da davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-) Davanın KABULÜNE,
Davalının —– sayılı takip dosyasına yapmış olduğu İTİRAZIN İPTALİ ile icra takibinin asıl alacak 2.502,00
TL’ye takip tarihinden itibaren değişen oranlarda avans faiz uygulanmak suretiyle AYNEN DEVAMINA,
2-) Asıl alacağın %20’si olan 500,40 TL icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
3-) Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 170,91 TL karar ve ilam harcından peşin alınan 54,40 TL harcın mahsubu ile bakiye 116,51 TL harcın davalıdan alınarak Hazineye gelir kaydına,
4-) Davacı tarafından yapılan 54,40 TL başvurma harcı 54,40 TL peşin harç, 7,80 TL vekalet harcı, 171,50 TL posta masrafı ve 600,00 TL bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 888,10 TL yargılama giderinın davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-) Davacı kendisini bir vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan A.A.Ü.T. 13/1, 13/2 maddesi uyarınca 2.502,00 TL maktuı vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
6-) Arabuluculuk Kanununun 18/A-(13).maddesi ve Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Yönetmeliği’nin 26/2. Maddeleri ile AÜT uyarınca ——– bütçesinden ödenen 1.320,00 TL arabuluculuk ücretinin davalıdan alınarak Hazineye irad kaydına,
7-) HMK’nın 333. maddesi gereğince hükmün kesinleşmesinden sonra kullanılmayan avansının yatırana iadesine ve bu konuda Bölge Adliye ve Adli Yargı İlk Derece Mahkemeleri İle Cumhuriyet Başsavcılıkları İdari ve Yazı İşleri Hizmetlerinın Yürütülmesine Dair Yönetmeliğin 207/1 maddesi gereğince Yazı İşleri Müdürü tarafından resen işlem yapılmasına,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı davalı tarafın yokluğunda HMK.’nın 341/2. maddesi gereğince karar tarihi itibariyle kararın miktar yönünden İstinaf kanun yoluna başvuru sınırının altında kaldığı anlaşılmakla, KESİN olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.20/12/2021