Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 13. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/41 E. 2021/962 K. 16.12.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 13. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2020/41 Esas
KARAR NO : 2021/962

DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 07/01/2020
KARAR TARİHİ : 16/12/2021

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda dosya incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ /
DAVA/TALEP :
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; taraflar arasında ticari ilişkinin mevcut olduğu, taraflar arasında eser sözleşmesi kurulduğunu, cari hesap bakiye alacağının tahsil edilememesi sebebiyle —- sayılı dosyasında icra takibi başlatıldığı, takibe davalının itiraz ettiği, davalı tarafça icra takibine itiraz edildiğini ve takibin durduğunu belirterek borçlunun icra takibine yaptığı itirazının iptaline, borçlunun takip konusu borcu takip dosyasında belirtilen faiziyle ödemesine ve takip konusu alacağın % 20’sinden az olmamak üzere tazminata mahkum edilmesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP /TALEP :
Davalı vekili tarafından yasal süresi geçtikten sonra verilen cevap dilekçesinde özetle; ticari defterlerin incelenmesinde davacı tarafın kendilerine borçlu olduğunun görüleceğini, davacıya —– faturası kesildiğini, bu faturanın incelenmesinde davacıdan alacaklı olduklarının görüleceğini, davacı tarafın dava dilekçesinde ayıbı ve faturaları ikrar ettiğini bu nedenle başka delil sunulmasına gerek görülmediğini, ispat yükünün davacı tarafta olduğunu, davacının haksız taleplerini kabul etmediklerini, icra dosyasına yapılan itirazlarını —, davacı şirkete hiçbir borçlarının olmadığını belirterek haksız ve mesnetsiz davanın reddine karar verilmesini, vekalet ücreti ve yargılama giderinin davacı taraf üzerinde bırakılmasına karar verilmesini beyan ve talep etmiştir.
DELİLLER : —– Esas sayılı dosyası ,—- formları,——–
DEĞERLENDİRME VE SONUÇ:
Dava , 2004 Sayılı İİK’nın 67.maddesi gereince İtirazın İptali ve tazminat (Ticari Satımdan Kaynaklanan) istemine ilişkindir.
Basit yargılama usulüne tabi işbu davada mahkememizce dilekçeler aşaması tamamlanmış ve usulüne uygun olarak yapılan davet sonucunda duruşma açılarak ön inceleme duruşması icra edilmiş, uyuşmazlık belirlenmiş ve vaki davete rağmen davacı vekilinin sulh olmak istemediklerine yönelik beyanı üzerine tahkikata geçilerek tahkikat işlemleri yerine getirilmiş ve karar duruşmasına katılan davacı vekilinin son sözleri dinlenip zapta geçirilerek aşağıdaki hüküm sonucuna ulaşılmıştır.
Davaya esas —- sayılı dosyası getirtilerek, incelenmiştir. Yapılan incelemede icra dosyasının davanın tarafları ve konusu ile uyumlu olduğu görülmüştür. Dosyaya mübrez Arabuluculuk tutanağına göre de zorunlu arabuluculuk dava şartının yerine getirildiği ve anlaşmazlık üzerine işbu davanın açıldığı anlaşılmıştır.
2004 Sayılı İİK.’nın 67.maddesinde; “(Değişik fıkra: 17/07/2003-4949 S.K./15. md.) Takip talebine itiraz edilen alacaklı, itirazın tebliği tarihinden itibaren bir sene içinde mahkemeye başvurarak, genel hükümler dairesinde alacağının varlığını ispat suretiyle itirazın iptalini dava edebilir. (Değişik fıkra: 09/11/1988-3494/1 md.) Bu davada borçlunun itirazının haksızlığına karar verilirse borçlu; takibinde haksız ve kötü niyetli görülürse alacaklı; diğer tarafın talebi üzerine iki tarafın durumuna, davanın ve hükmolunan şeyin tahammülüne göre, red veya hükmolunan meblağın (Değişik ibare:02/07/2012-6352 S.K./11.md.) yüzde yirmisinden aşağı olmamak üzere, uygun bir tazminatla mahkum edilir. İtiraz eden veli, vasi veya mirasçı ise, borçlu hakkında tazminat hükmolunması kötü niyetin sübutuna bağlıdır. (Mülga fıkra:17/07/2003-4949 S.K./103.md.)Birinci fıkrada yazılı itirazın iptali süresini geçiren alacaklının umumi hükümler dairesinde alacağını dava etmek hakkı saklıdır. (Ek fıkra:02/07/2012-6352 S.K./11.md.) Bu Kanunda öngörülen icra inkar tazminatı, kötü niyet tazminatı ve benzeri tazminatların tespitinde, takip talebi veya davadaki talep esas alınır.” hükmü bulunmaktadır.
Yapılan açıklamalar, anılan yasal düzenlemeler, toplanan deliller ve yapılan yargılama sonucunda somut olaya bakıldığında evvelin, —–sayılı dosyasından davalı-borçlu hakkında satış sözleşmesi ilişkin faturalara ve cari hesap ilişkine dayalı olarak icra takibi başlatıldığı ,icra takibe yapılan itiraz üzerine icra takibinin durdurulduğu ve bir senelik yasal hak düşürücü süre içinde işbu davanın açıldığı anlaşılmıştır. Mahkememizce açılan dava üzerine taraf teşkili sağlanarak işin esasının incelenmesine geçilmiş, davalı süresi içinde cevap vermediğinden davacı tarafından gösterilen ve resen toplanması gereken deliller toplanmış ve inceleme gün ve saati belirlenerek tarafların ticari defter ve belgeleri üzerinde resen bilirkişi incelemesi yapılmasına karar verilmiş ve bu kapsamda dosya bilirkişiye tevdi edilmiştir. Bilirkişi SMMM —- tarafından tarafların ticari defterleri üzerinde yapılan inceleme sonucunda hazırlanan raporda özetle; tarafların incelenen 2019 yılı ticari defterlenin usulüne uygun olarak tutulduğunu ve sahibi lehine delil vasfı taşıdıkları, 2 adet faturanın davalı kayıtlarında yer almadığı, bu faturalara ilişkin mal ve hizmetlerin teslimine ilişkin belge bulunmadığı, bunun ispatının davacı da olduğu, bu duruma göre tarafların 21.458,22 TL alacaklı/borçlu olduğu yönünde tespit ve görüşlerini içeren rapor verilmiştir. Bilirkişi raporu taraf vekillerine tebliğ edilmiş ve vaki itiraz ve beyanlar da değerlendirilmiştir. Bu kapsamda dosya özellikle davacı vekili tarafından sunulan itiraz ve bayan dilekçeleri ve ekli belgeler de gözetilerek ek rapor için yeniden bilirkişiye verilmiştir. Bilirkişi tarafından düzenlenen ve dosyaya konulan ek raporda ise özetle; dosyaya sunulan sevk irsaliyelerindeki davalı tarafa ait olduğunun kabulü halinde 6 adet fatura miktarı olan 17.294,08 TL davacını ilk rapordaki alacağına eklenmesi halinde 38.568,22 TL alacaklı olacağı görüş ve kanaati serdedilmiştir. İşbu bilirkişi ek raporu da taraf vekillerine tebliğ edilmesine karşın herhangi bir itiraz vuku bulmamıştır. Mahkememizce yapılan değerlendirmede davalı tarafın icra dosyasına genel ve soyut bir itirazda bulunduğu, süresinde verilmeyen cevap dilekçesinde ise ayıplı mal savunmasında bulunulsa da usulüne uygun ayıp ihbarında bulunulduğuna dair bilgi ve belge sunulmadığı, aşamalarda taraflar arasındaki ticari ve akdi ilişkiyi inkar etmediği ve böylece taraflar arasında sözleşme ilişkisinin sabit olduğu, ayrıca davalının dosyaya ibraz edilen faturalar ile sevk irsaliyelerine ve teslim olgusuna yönelik ilişkin hiçbir açıklama getirmediği gibi kendi ticari defter ve belgelerinde bile kısmen de olsa borçlu göründüğü, sunulan sevk irsaliyelerine göre davacının alacağını aynen doğrulayan ek rapora da itiraz edilmediği ve böylece raporun doğrulandığı, takibe ve davaya konu borcun ödendiğine ilişkin bir savunma ve hiçbir belge de bulunmadığı anlaşılmakla, davacı şirketin ticari defterlerinde kayıtlı olan faturalara ve cari/açık hesap ilişkisine bağlı alacağının aynen sabit kabul edilmesi gerektiği düşünülmüştür. Binaenaleyh davacı şirketin davasını, TMK’nın 6 ve HMK’nın 190, 222/3 maddeleri gereğince kendi ticari defterleri, — dairesi kayıtları, mevcut bilirkişi raporları ve sair tüm deliller de gözetildiğinde açıkça ispatladığı ve takibe itirazın haksız olduğu sonuç ve kanaatiyle dosyaya mübrez sözü geçen bilirkişi ek raporunun da gerekçeli, denetime açık, hüküm kurmaya elverişli ve yerinde olduğu kabul ve takdir edilerek taleple bağlılık ilkesi nazarında tarafların tacir sıfatına göre takip tarihindeki ticari avans faiz oranı da denetlenmek ve gözetilmek suretiyle davacının davasının kabulü ile, davalı-borçlunun,—- dosyasına yapmış olduğu haksız ve hukuka aykırı itirazının iptali ile, icra takibinin asıl alacağa (38.568,22 TL) takip tarihinden itibaren yıllık %19,50 ve değişen oranlarda avans faizi uygulanmak suretiyle aynen devamına karar verilmiştir.
Davacı tarafın İcra İnkar Tazminatı İsteğine ilişkin yapılan değerlendirmede ise Yargıtay’ın kararlılık kazanmış uygulamasına göre itirazın iptali davalarında İİK’nın 67/2. maddesi çerçevesinde alacaklı yararına icra inkar tazminatına hükmedilebilmesi için usulüne uygun şekilde yapılmış bir icra takibinin bulunması, borçlunun süresi içerisinde ödeme emrine itiraz etmesi, alacaklının bir yıl içinde itirazın iptali davasını açması ve davasında haklı çıkarak inkar tazminatı talep etmiş olması gereklidir. Burada borçlunun itirazının kötü niyetle yapılmış olması ve alacağın bir belgeye bağlanmış bulunması koşulları aranmamaktadır. Bu yasal koşullar yanında takibe konu alacağın likit olması da zorunludur. Her uyuşmazlığın kendine özgü somut özelliklerine göre değişmekle birlikte, bir uyuşmazlıkta alacağın likit olup olmadığı belirlenirken, alacak ve onun borçlusu birlikte değerlendirilmelidir. Buna göre likit bir alacaktan söz edilebilmesi için ya alacağın gerçek miktarının belli ve sabit olması ya da borçlusu tarafından belirlenebilmesi için bütün unsurların bilinmesi veya borçlunun borç tutarını tahkik ve tayin etmesinin mümkün bulunması, başka bir ifadeyle borçlunun yalnız başına ne kadar borçlu olduğunu tespit edebilir durumda olması gerekir. Gerek borç gerekse borçlu bakımından bu koşullar mevcut ise ortada likit bir alacak bulunduğu kabul edilmelidir. Somut olayda alacağın gerçek miktarı belli olmasının yanında, davalı taraf da borcunun varlığı ve miktarını açık ve net olarak belirleyip tespit edebilir durumdadır. Bu nedenlerle davalının itirazının haksızlığına karar verildiğinden ve davalı-borçlu yönünden icra takip dosyası, faturalar, sevk irsaliyeleri ve bilirkişi raporları itibariyle mevcut alacak/borç likit/muayyen olduğundan İcra İflas Kanunu’nun 67/2.maddesi gereğince şartları oluşmakla asıl alacağın —–icra inkar tazminatının da davalıdan alınarak davacıya verilmesine hükmedilmiştir.
6100 Sayılı HMK’nın 332/1 maddesine göre, 323. Maddesinde sayılan yargılama giderlerinden, 326/1. Maddesi gereğince tamamen davalı taraf sorumlu tutulmuştur. Ayrıca Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanununun 18/A maddesi ile Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu Yönetmeliğinin 26/2. maddeleri gözetilerek dava öncesi — ödenen arabuluculuk ücretinin de yargılama gideri kapsamında davalıdan alınarak hazineye gelir kaydına da karar verilmek suretiyle 6100 Sayılı HMK’nın 26, 297/2 maddeleri gereğince aşağıdaki şekilde hüküm ihdas edilmiştir.
HÜKÜM :Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
A- 1-)Davanın KABULÜNE,
2-)2004 sayılı İİK’nın 67/I maddesi gereğince davalı-borçlunun,——- asıl alacağa (38.568,22 TL) takip tarihinden itibaren yıllık %19,50 ve değişen oranlarda avans faizi uygulanmak suretiyle aynen DEVAMINA,
3-)Davacının, 2004 sayılı İİK’nın 67/II maddesi gereğince icra inkar tazminatı talebinin kabulüyle, asıl alacağın (38.568,22 TL) %20’si olan 7.713,64 TL icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
B-1-)Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 2.634,60 TL karar ve ilam harcının 658,65 TL peşin harcın mahsubuyla bakiye 1.975,95 TL karar ve ilam harcının davalıdan alınarak Hazineye gelir kaydına,
2-)Arabuluculuk Kanununun 18/A-(13).maddesi ve Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Yönetmeliği’nin 26/2. Maddeleri ile AÜT uyarınca —- ücretinin davalıdan alınarak hazineye irad kaydına,
3-)Davacı tarafından yapılan 54,40 TL başvurma harcı 658,65 TL peşin harç , 7,80 TL vekalet harcı, 81,75 TL posta masrafı ve 900,00 TL bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 1.702,60 TL yargılama giderinın davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
4-)Davacı kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan ——13/1 maddesi uyarınca hesaplanan 5.785,23 TL nispi vekalet ücretinın davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
C-1-)6100 sayılı HMK’nın 333. maddesi gereğince hükmün kesinleşmesinden sonra kullanılmayan gider avansının yatırana iadesine, ( Yazı İşleri Müdürü tarafından Bölge Adliye ve Adli Yargı İlk Derece Mahkemeleri İle Cumhuriyet Başsavcılıkları İdari ve Yazı İşleri Hizmetlerinin Yürütülmesine Dair Yönetmeliğin 207/1 maddesi gereğince resen işlem yapılmasına,)
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı, davalı vekilinin yokluğunda ;6100 sayılı HMK’nın 341/1, 342, 343, 344 ve 345/1 maddeleri gereğince gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki hafta içinde mahkememize veya başka bir yer mahkemesine verilecek dilekçeyle; istinaf harç ve giderleri yatırılmak suretiyle İstanbul Bölge Adliye Mahkemesinde İstinaf Kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.