Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 13. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/400 E. 2023/319 K. 09.05.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 13. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2022/571 Esas
KARAR NO : 2023/354

DAVA : 3. Şahıs Tarafından Açılan Menfi Tespit
DAVA TARİHİ : 11/08/2022
KARAR TARİHİ : 18/05/2023

Mahkememizde görülmekte olan 3. Şahıs Tarafından Açılan Menfi Tespit davasının yapılan açık yargılaması sonunda, dosya incelendi.

GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ/
DAVA/TALEP;
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkili —–6361 sayılı kanun kapsamında —– şirketi olduğunu, 7 Mart 2021 tarihinde yürürlüğe giren “7292 Sayılı Finansal Kiralama, Faktoring ve Finansman Şirketleri Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun” ile “6361 Sayılı Finansal Kiralama, Faktoring, Finansman ve —- Şirketleri Kanunu”nda bir takım düzenlemelere gidilmiştir. Kanunun yürürlüğü ile birlikte finansal aracı statüsüne kavuşturulan —– şirketlerinin kuruluş, faaliyet, ortaklık yapısı ve müşteriler ile akdettikleri sözleşmeler başta olmak üzere bu şirketlere ilişkin geniş kapsamlı düzenlemeler yapıldığını, —— şirketleri müşterileri ile akdettikleri sözleşme kapsamında sözleşmedeki ve kanundaki diğer şartların oluşması, müşterinin sözleşmede belirlenen oranda —- miktarını tasarruf fon havuzunda toplaması ve diğer şartları sağlaması akabinde edineceği taşıt, konut veya çatılı iş yeri edinimleri karşılığında müşterinin biriktirdiği tasarruf tutarını ve şirketten kullanacağı finansmanı, edinimin satıcısı konumundaki 3. kişiye ödediklerini, şartların oluşması halinde şirket tarafından satıcıya yapılacak ödeme tahsisat olarak adlandırılmakta olup yine 6361 sayılı yasada tahsisat şeklinde tanımlandığını, —–şirketleri ile müşterileri arasında bir alacak, borç veya kredi ilişkisi kurulmamakta —— şirketleri müşterilerinin şartları sağlaması ve edinimini belgelemesi halinde sözleşmede kararlaştırılan tutarı satıcıya ödediklerini, —- şirketleri bu hizmet karşılığında sözleşmede belirlenen tutarda organizasyon ücretine hak kazandıklarını, somut olayda ise, davalı —— müvekkili şirket müşterisi dava dışı 3. Kişi borçlu —–karşı —–İcra Müdürlüğü’nün—–Sayılı dosyası tahtında 19/02/2020 Tanzim Tarihli, 15/03/2021 vade tarihli senet mesnet olmak üzere kambiyo senetlerine özgü haciz yolu ile takip başlattığını, icra dosyası kapsamında müvekkili şirkete 05/06/2022 tarihinde İİK 89/1 maddesi kapsamında haciz ihbarnamesi gönderildiğini, 07/06/2022 tarihinde birinci ihbarnameye taraflarınca cevap verildiğini, cevaba rağmen usul ve yasaya aykırı olarak icra müdürlüğünce bu defa 18/06/2022 tarihinde İİK 89/2. Maddele kapsamında haciz ihbarnamesi gönderildiğini ve ikinci ihbarnameye de 20/06/2022 tarihinde itiraz edildiğini, itiraza rağmen icra müdürlüğünün bu defa 26/07/2022 tarihinde İİK 89/3. Madde kapsamında ihbarname gönderdiğini ve bu ihbarnameye de 28/07/2022 tarihinde itiraz edildiğini, her ne kadar dosya kapsamında gönderilen haciz ihbarnameleri usul ve yasaya aykırı olsa da müvekkili şirketin borçlu olmadığının sayın mahkemece tespitini talep etme ihtiyacı hasıl olduğunu, müvekkili şirketin haciz ihbarnameleri tarihlerinde dava dışı 3. kişiye karşı herhangi bir borcu bulunmadığını, müvekkili şirket ile dava dışı 3. Kişi borçlu —— arasında 13.02.2022 tarihinde gruplu (çekilişli) sistem —– sözleşmesi akdedildiğini, sözleşmenin 4. Maddesinde müşterinin üyelik bedelinin (120.000TL) %10 u nispetinde organizasyon ücreti (12.000TL) ödemesi gerektiğini ve 5.1. Maddesinde organizasyon ücretinin peşin ödeneceği üyelik tutarının taksitler halinde ödeneceği kararlaştırıldığını, sözleşmenin 8. Maddesinde ise üyelik bedelinin (kanuni ifadesi ile tahsisatın) teslim şartları kararlaştırıldığını, müşteri şartları sağlamış olsa idi alacağını aracı belirleyecek ve teslimatın araç satıcısına yapılmasını talep edeceğini, müşterinin henüz tasarruf, yani finansman kullanabilmek için para biriktirme aşamasında olduğunu, tasarruf finansmanının temelinde tüm müşterilerin biriktirdiği tasarrufların diğer müşterilere finansman olarak kullandırılması, bu şekilde müşterilerin konut, taşıt veya çatılı iş yeri edinebilmeleri yer aldığını, bu sebeple de kanun koyucu 6361 sayılı yasa ile müşteri tasarruflarının tasarruf fon havuzunda bulunması, tasarruf fon havuzunun haczedilememesi ve sistemden ayrılma halinde dahi tasarruf miktarlarının kurumun(BDDK) belirleyeceği süreye (6 ay) kadar iade edilebileceği yönünde hükümler ihdas ettiğini, dolayısıyla müvekkili şirketin haciz tarihi itibariyle dava dışı 3. Kişiye borçlu olmamasının yanı sıra 3. Kişi sistemden ayrılma iradesinde (fesih) olsaydı dahi müvekkili şirketin hem sözleşmenin 10. Maddesinin c bendi hemde 6361 sayılı yasanın 39/A maddesinin 4. Fıkrası gereği fesih talebinden itibaren 6 ay boyunca muaccel bir borcu bulunmayacağını, yargılama sırasında ortaya çıkacak veya karşı tarafça sunulacak delillere karşı delil sunma hakkı mahfuz kalmak kaydıyla; öncelikle müvekkili şirketin borçlu olmadığının tespit edilmesi, yargılama harç ve masraflar ile ücreti vekaletin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

CEVAP /TALEP :
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle;Davacı tarafından açılan menfi tespit davasının konusu itibari ile yanlış olduğunu, dava yanlış mahkemede yanlış dava türünde açıldığını, usulen ve esasen davacının davasının reddi gerektiğini, dava dilekçesinde ve—– İcra Dairesinin —— esas sayılı dosyasında —– ve —- taleplerine davacı kurumun vermiş olduğu beyan dilekçelerinde borçlu ——- belirli bir miktar bakiyesinin kendi uhdelerinde olduğunun fakat bu paranın kendilerine ait olduğunu defalarca beyan ettiğini, bu sebeple dava türü ve davanın açıldığı mahkemenin yanlış olduğundan davanın reddi gerektiğini, —— Şirketinin kendisinin borçlu olduğu durumlarda aleyhine başlatılan icra takibinin haciz ve satış işlemlerinde şirket bünyesinde bulunan tasarruf fon havuzu varlıklarının haczedilemeyeceğini ve iflas masasına konu edilemeyeceğini belirttiğini, bu kanun maddesi tasarruf şirketlerinin kendi borçlarından dolayı aleyhlerine başlatılacak icra takipleri sonucunda ve devlet alacağının tahsili durumlarında müşterileri olan vatandaşın parasını korumayı amaçladığını, bu sebeple müşterilerinin bulunduğu fon havuzu hesabını tasarruf şirketlerinin borçlarından doğacak alacaklara karşı korumak amacı ile kanun koyucu fon havuzlarını ayrı tuttuğunu, nasıl ki bir bankanın kendi borcu nedeni ile o bankada hesabı bulunan vatandaşların parası alınıp haczedilemiyor ya da devlet alacağına konu edilemiyorsa belirtilen kanun maddesi ile kanun koyucu tasarruf şirket borçlarının müşteri hesaplarından karşılanmasının önüne geçilmesini amaçladığını, —–şirketinde parası bulunan müşterinin aleyhine başlatılan icra takipleri sonucunda fon havuzundan parasının ayrılıp alacaklıya verilmemesini emretmediğini, aksine bankalarda olduğu gibi fon havuzunda parası bulunan şirket müşterisinin aleyhine icra takibi olması durumunda tasarruf şirketi o borçlu müşterinin bakiyesini alacaklıya icra dairesi kanalı ile ödemek zorunda olduğunu, izah edilen ve mahkemece re’sen nazara alınacak sebeplerle fazlaya ilişkin dava ve şikayet haklarımız saklı kalmak kaydıyla öncelikle davacının davasının reddine ve yargılama harç ve masraflar ile vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini beyan ve talep etmiştir.

DELİLLER: —– İcra Dairesinin ——Esas sayılı dosyası, —– Sözleşmesi, dosyadaki sair bilgi ve belgeler. İDDİA VE SAVUNMA KAPSAMINDA UYUŞMAZLIĞIN NİTELİĞİ VE VAKIALARA GÖRE DELİLLERİN TARTIŞILIP DEĞERLENDİRİLMESİ, HUKUKİ SEBEP VE SONUÇLARI:
Dava, 2004 Sayılı İİK’nin 89/3 maddesi kapsamında 3. Şahıs Tarafından Açılan Menfi Tespit davasıdır.
6102 sayılı TTK’nin 4/2 maddesi gereğince dava değerine göre 6100 Sayılı HMK’nin 316 ilâ 322. maddeleri gereğince basit yargılama usulüne ve davanın niteliği gereği maktu harca tabi işbu davada; Mahkememizce dilekçeler aşaması tamamlanmış, usulüne uygun olarak yapılan davet sonucunda duruşma açılmış, taraf teşkili sağlanmıştır . Öncelikle davaya esas—– İcra Dairesinin ——Esas sayılı dosyası UYAP sistemi üzerinden getirtilerek, incelenmiştir. Yapılan incelemede icra dosyasının davanın tarafları ve konusu ile uyumlu olduğu anlaşılmıştır. Ne var ki ön inceleme duruşması tamamlanmadan taraf vekillerinin beyanlari ve incelenen icra dosyası kapsamına göre davaya konu —– İcra Dairesi’nin ——Esas Sayılı icra dosyasına konu borcun haricen tahsil edilmek suretiyle ödendiği ve dosyanın kapatıldığı anlaşılmıştır. Buna göre dava konusuz kaldığından, davanın esası hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir.6100 Sayılı HMK’nin 332/1 maddesine göre, 323. maddesinde sayılan yargılama giderlerinden, 331/1. maddesi gereğince; 6361 sayılı Finansal Kiralama, Faktoring ve — Şirketleri Kanunun 39/B (2) fıkrasında bulunan düzenlemedeki haczedilmezlik düzenlemesinin olayda olduğu gibi alacaklı olan üçüncü kişilerin alacaklarına ilişkin yaptıkları işlemleri kapsamadığı, davacının dava dışı müşterisi ile aralarındaki sözleşme ilişkisini ve müşterisi dava dışı icra dosyası borçlusunun şirketlerindeki tasarrufunun varlığını kabul ettiğinden, davalının davacı şirkete kanuna uygun olarak haciz ihbarnamesi göndermesi haklı ve hukuka uygun bulunmuş ve davalının davanın açılmasına sebebiyet vermediği düşüncesiyle yargılama giderlerinden davacı şirket sorumlu tutulmak suretiyle 6100 Sayılı HMK’nin 297/2 maddesi gereğince aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.

HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-)Dava konusuz kaldığından; DAVANIN ESASI HAKKINDA KARAR VERİLMESİNE YER OLMADIĞINA,
2-)Yapılan yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına,
3-)Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 179,90 TL karar ve ilam harcından peşin alınan 80,70 TL harcın mahsubuyla bakiye 99,20 TL harcın davacıdan alınarak hazineye gelir kaydına, ,
4-)Davalı kendisini bir vekil ile temsil ettirdiğinden; Avukatlık Kanunu’nun 164/5 maddesine göre davalı vekili için karar tarihinde yürürlükte bulunan A.A.Ü.T. 6. (ön inceleme duruşması yapılmadığından -1/2 maktu ) maddesi uyarınca 4.600,00 TL maktu vekalet ücretinin ve 11.50 TL vekalet harcının davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
5-)Davalı tarafından vekille temsil dışında (HMK.323/1/ğ) yapılmış başkaca yargılama gideri bulunmadığından işbu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
6-)6100 sayılı HMK’nin 333. maddesi gereğince hükmün kesinleşmesinden sonra kullanılmayan gider avansının yatırana iadesine, ( Yazı İşleri Müdürü tarafından Bölge Adliye ve Adli Yargı İlk Derece Mahkemeleri İle Cumhuriyet Başsavcılıkları İdari ve Yazı İşleri Hizmetlerinin Yürütülmesine Dair Yönetmeliğin 207/1 maddesi gereğince resen işlem yapılmasına) Dair, taraf vekillerinin yokluğunda ; 6100 sayılı HMK’nin 341/1, 342, 343, 344 ve 345/1 maddeleri gereğince gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki hafta içinde istinaf harç ve giderleri yatırılmak suretiyle mahkememize veya başka bir yer mahkemesine verilecek dilekçeyle; —— Bölge Adliye Mahkemesinde İstinaf Kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.