Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 13. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/399 E. 2022/33 K. 17.01.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 13. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2020/399 Esas
KARAR NO : 2022/33

DAVA : İtirazın İptali (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 04/03/2020
KARAR TARİHİ : 17/01/2022

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA; Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkili—- ile davalı
borçlu şirket arasında mevcut — ilişkiye binaen kesilen faturaların karşılığının
ödenmemesi nedeniyle borçlu şirket aleyhine —-tarihinde icra
takibi başlatıldığı, borçlu şirketin yetki itirazı üzerine dosya —-esas sayılı dosyasıyla borçluya ödeme emri tebliğ
edildiği, borçlu şirketin 24.02.2020 tarihinde borca itiraz ettiğinden takibin durduğu, ——- sözleşmesi yapıldığı, sözleşme hükümlerine
göre sözleşmenin konusu işverenin —- bulunan ———- sözleşme bedelini müvekkiline ödemesi
gerektiği, müvekkilinin sözleşmeden—- borcunu yerine getirdiği ancak işveren şirket sözleşmeden
—- borcunu ifa etmeyip başlatılan icra takibine haksız olarak itiraz ettiği ileri sürülerek davalarının kabulüne, itirazın iptali ile takibin devamına, %20’den az olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesi, Yargılama ücreti ile vekalet ücretinin davalı tarafa yükletilmesine karar verilmesi talep ve dava edilmiştir.
CEVAP : Davalı vekili cevap dilekçesi ile; müvekkili şirket aleyhine —– sayılı dosyasında başlatılan icra takibine süresinde itiraz
edildiği, ödeme emrinin tebliği —- kayıtların tetkiki
neticesinde davacı şirketin müvekkili şirketten herhangi bir alacağının olmadığının tespiti
üzerine süresinde takibe itiraz edildiği, davacı tarafın dava dilekçesi içeriğinde ve/veya ekinde
iddiasını ispata elverişli belgeleri dosyaya ibraz etmediğinden bu aşamadan sonra dava
dilekçesinde ve/veya dilekçe ekinde yer almayan belgelerle iddiasını ispat edemeyeceği, itirazın
iptali talebi ile dava açan davacı tarafın bu hususta elinde var olan tüm bilgi ve belgeleri dosyaya
ibraz etmesi gerektiği, alacağın varlığı iddiasının ispatı için öncelikle müvekkili şirket imza
sirkülerinde yer alan şirket yetkilileri tarafından imza altına alındığı bir sözleşmenin varlığı
gerektiği, müvekkili şirket iş —– birçok
yerinde —-gösterdiği, bu nedenle zaman zaman herhangi bir yetkisi
olmayan, imza sirkülerinde şirketi temsil ve ilzama yetkili olarak belirtilmeyen kişiler üzerinden
işlemler yapılması ihtimal dahilinde olduğu, huzurda görülen dava ile ilgili olarak müvekkili şirket yetkilileri tarafından imza altına alınmış herhangi bir sözleşmeye şirket kayıtlarında
rastlanılmadığı, davacı taraf da bu hususta herhangi bir belgeyi ibraz etmediği, davacı taraf öncelikli olarak temeldeki hukuki ilişkiyi ispat etmesi gerektiği, ödeme emrinde borcun
kaynağı olarak “23.12.2019 cari hesaptan kaynaklanan fatura alacağı” şeklinde genel ve soyut
bir ifade kullanıldığı, Hangi cari hesaptan kaynaklı bir alacak olduğu anlaşılmadığı, cari hesap şeklinde ilerleyen bir ilişkinin ispatı için öncelikle bu hususta akdedilmiş
bir sözleşmenin bulunması gerektiği, cari hesaptan kaynaklı bir alacağın talep edilebilmesi için öncelikli
olarak yazılı bir cari hesap sözleşmesinin akdedilmiş olması gerektiği, takip talebinde
alacağın kaynağı olarak “———-ile yine soyut ve genel bir tabir kullanıldığı, hangi tarihli ve hangi —– kaynaklı bir alacak olduğu, faturanın taraflarına tebliğ edildi ise tebliğ tarihi ve kime tebliğ edildiği gibi davanın esasını ve temelini teşkil eden
hususlarda herhangi bir açıklama yapılmadığı,—– —-
davacının üzerine düşen yükümlülüklerini süresinde ve sözleşmeye uygun olarak yerine
getirmemiş olması sebebi ile müvekkili şirketin çok —— kaybına uğradığı, fatura nedeni ile alacaklı olduğunu iddia eden davacı taraf öncelikle ve —- sözleşme gereğince
üzerine düşen yükümlülükleri süresinde ve eksiksiz olarak yerine getirdiğini ispat etmesi gerektiği savunularak davanın reddine karar verilmesi talep edilmiştir.
DELİLLER: Dava dilekçesi ve ekleri, cevap dilekçesi, — sayılı dosyası, bilirkişi raporları,—–, dosyadaki diğer bilgi ve belgeler.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava İtirazın İptali (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasıdır.
Mahkememizce dilekçeler aşaması tamamlanmış ve usulüne uygun olarak yapılan davet sonucunda duruşma açılarak ön inceleme duruşması icra edilmiş ve tarafların sulh olmaması ve arabuluculuğa da başvurmaması nedeniyle uyuşmazlık belirlenerek işin esasının incelemesine geçilmiştir.
2004 Sayılı İİK.’nın 67.maddesi; “(Değişik fıkra: 17/07/2003-4949 S.K./15. md.) Takip talebine itiraz edilen alacaklı, itirazın tebliği tarihinden itibaren bir sene içinde mahkemeye başvurarak,—- alacağının varlığını ispat suretiyle itirazın iptalini dava edebilir. (Değişik fıkra: 09/11/1988-3494/1 md.) Bu davada borçlunun itirazının haksızlığına karar verilirse borçlu; takibinde haksız ve kötü niyetli görülürse alacaklı; diğer tarafın talebi üzerine iki tarafın durumuna, davanın ve hükmolunan şeyin tahammülüne göre, red veya hükmolunan meblağın (Değişik ibare:02/07/2012-6352 S.K./11.md.) yüzde yirmisinden aşağı olmamak üzere, uygun bir tazminatla mahkum edilir. İtiraz eden veli, vasi veya mirasçı ise, borçlu hakkında tazminat hükmolunması kötü niyetin sübutuna bağlıdır. (Mülga fıkra:17/07/2003-4949 S.K./103.md.)Birinci fıkrada yazılı itirazın iptali süresini geçiren alacaklının umumi — alacağını dava etmek hakkı saklıdır. (Ek fıkra:02/07/2012-6352 S.K./11.md.) Bu Kanunda öngörülen icra inkar tazminatı, kötü niyet tazminatı ve benzeri tazminatların tespitinde, takip talebi veya davadaki talep esas alınır.” hükmüne amirdir.
Davaya konu —-sayılı icra dosyası getirtilerek incelenmiştir. Yapılan incelemede icra dosyasının davanın tarafları ve konusu ile örtüştüğü görülmüştür.
Yapılan yargılama ve toplanan delillere göre, taraflar arasında mal ve hizmet alım-satımına dayalı ticari ve hukuki ilişki bulunduğu ve bu kapsamda davacı tarafından cari alacaktan kaynaklı alacağının davalı tarafından ödenmemesi üzerine davacı tarafından bu cari alacağa ilişkin olarak ilamsız icra takibi başlattığı, davalının vaki itirazı nedeniyle takibin durduğu ve yasal süresi içinde işbu davanın açıldığı anlaşılmıştır.
Davacı ve davalı tarafın bildirdiği tüm deliller toplanmıştır. Böylelikle dosya taraflar arasındaki alacağın varlığı ve miktarına ilişkin rapor verilmesi için bilirkişi incelemesine sunulmuştur.
Davacı şirketin adresinin —- olması nedeniyle davacı şirketin ticari defter ve kayıtlarının incelenmesi için — talimat yazılmış, —Sayılı dosyasında—- — tarihli raporda özetle; Davacı şirketin ticari defter ve kayıtlarının usulüne uygun tutulduğu, dava ve takibe konu —- faturanın davacı şirket defterlerinde usulüne uygun bir şekilde kayıt edildiği, bahse konu faturanın davalı tarafa gönderilmesi üzerine herhangi bir itirazın bulunmadığı, davacı tarafın —-tarihli—-davalı tarafa teslim ettiği, tutanağın davalı yetkilisi — imzalandığı, tutanak ekinde—-edildiği, dosya kapsamındaki bilgi ve belgeler dikkate alındığında, davacının davalıdan 105.354,36 TL alacaklı olduğu ve faiz talebinin yerinde olduğu beyan ve rapor edilmiştir.
Davalı tarafın defterlerinin incelenmesi ve dosya kapsamının birlikte değerlendirilmesi bakımından dosya Mali Müşavir— tevdi edilmiştir. Bilirkişi heyetinin 26/11/2021 tarihli raporunda özetle; Davalı firma —– — tasdik bilgilerine göre, davalı ——beratlarının yasal süresi içerisinde oluşturulduğu, kapanış beratlarının yasal süreden sonra oluşturulduğu, fiziki olarak tutulması gereken —-tasdikinin yasal süre içerisinde yapıldığı, davacı firma tarafından düzenlenen alacağa konu faturanın, davacı ve davalı firmanın ticari defter kayıtlarında yer aldığı, davacı ——- davalı ——alacaklı olduğu, davalı firma — cari hesap ekstresine göre, davacı firma —borçlu olduğu, dava dosyasında bulunan davacı——veya hizmet satımı) bildirim — incelenmesinde, davacı firmanın davalı firma — yılında mal veya hizmet alımının — olmadığı, buna karşılık davalı — karşılığında — mal veya hizmet satım —— bulunduğu, davalı— satımı) bildirim formlarının incelenmesinde, davalı firmanın davacı — yılında mal veya hizmet satımının —olmadığı, buna karşılık davacı firma —– mal veya hizmet alım — bildiriminde bulunduğu, davacı ve davalı firmanın ticari defter kayıtlar—- satım) bildirim formlarında herhangi bir uyumsuzluk ve çelişki olmadığı, davalı şirket — içinde itiraz etmediği ve bu nedenle içeriğini kabul etmiş sayıldığı (TTK. m. 21/no.2), bu faturanın dayanağı olan söz konusu sözleşmenin — taraflar arasında kurulduğu; davacı şirketin, fatura konusu işi, yani—- ve teslimi işini, sözleşme ve yapılacak işe uygun olarak eksiksiz ve ayıpsız şekilde yerine getirdiğinin sabit olduğu, bütün bunlar uyarınca davacı firma — beyan ve rapor edilmiştir.
Yapılan yargılamaya, toplanan delillere, alınan bilirkişi raporlarına ve tüm dosya kapsamına göre, taraflar arasında cari hesap ve faturadan kaynaklı alacak borç ilişkisi bulunduğu anlaşılmıştır. Her ne kadar davalı tarafından, alacağın ve faturanın dayanağı olmak üzere davacı ile aralarında, kendilerini temsile yetkili kişilerce imzalanmış bir sözleşme bulunmamasına yönelik bir itirazda bulunulmuş ise de, davalının aynı zamanda davacı tarafın sözleşme hükümleri çerçevesinde yükümlülüklerini eksiksiz ve kusursuz olarak yerine getirmediğini beyan etmesi, taraflar arasındaki e-mail yazışmaları, 28.03.2019 tarihli taraf yetkililerince imzalı teslim tutanağının olması, ayrıca davalının söz konusu faturayı ticari defterlerine kaydetmesi ve —- ile ilgili — bildirmesi, ayrıca —, faturayı alan tarafın itiraz etmeyerek ticari defterlerine kaydetmesi halinde, taraflar arasında sözleşmesel ilişkinin var olduğunu kabul ettiğine yönelik içtihadı — — Sayılı kararı), bir bütün olarak değerlendirildiğinde taraflar arasında sözleşme ilişkinin kurulduğu kanaatine varılarak davalının bu yöndeki itirazı yerinde görülmemiştir.
Yine, tarafların imzaladığı —– tutanakta, söz konusu —-incelenerek teslim alındığının belirtildiği, söz konusu—- formları da fatura kapsamındaki malın teslim edildiğini, işin yapıldığını gösterdiği, — uygulamasının da bu yönde olduğu,— — bunlara karşılık, davacının sözleşme çerçevesindeki yükümlülüklerinin yerine getirilmesinde eksiklik veya kusur bulunduğuna, ilgili —- sözleşme ve yapılacak işe uygun olmadığına, ayıplı olduğuna ilişkin olarak davalı şirket tarafından yapılmış bir ihtar ve ihbar bulunmadığı, bütün bunlar uyarınca; davacı şirketin, fatura konusu işi, yani ilgili — işini, sözleşme ve yapılacak işe uygun olarak eksiksiz ve ayıpsız şekilde yerine getirdiğinin sabit bulunduğu kanaatine varılmıştır.
Dosyaya mübrez işbu bilirkişi raporlarının dosya kapsamı ile uyumlu, gerekçeli, denetime açık, hüküm kurmaya elverişli ve yerinde olduğu kabul ve takdir edilerek davacının davasının kabulü ile davalının —sayılı takip dosyasına yaptığı itirazın iptaline, toplam 105.354,36 TL üzerinden takibin aynen devamına, asıl alacak 105.354,36 TL’ye takip tarihinden itibaren değişen oranlarda avans faiz uygulanmasına karar verilmiştir.
Davacının İcra İnkar Tazminatı İsteğine ilişkin yapılan değerlendirmede ise — kazanmış uygulamasına göre itirazın iptali davalarında İİK’nın 67/2. maddesi çerçevesinde alacaklı yararına icra inkar tazminatına hükmedilebilmesi için usulüne uygun şekilde yapılmış bir icra takibinin bulunması, borçlunun süresi içerisinde ödeme emrine itiraz etmesi, alacaklının bir yıl içinde itirazın iptali davasını açması ve davasında haklı çıkarak inkar tazminatı talep etmiş olması gereklidir. Burada borçlu itirazının kötü niyetle yapılmış olması ve alacağın bir belgeye bağlanmış bulunması koşulları aranmamaktadır. Bu yasal koşullar yanında takibe konu alacağın likit olması da zorunludur. Her uyuşmazlığın kendine özgü somut özelliklerine göre değişmekle birlikte, bir uyuşmazlıkta alacağın likit olup olmadığı belirlenirken, alacak ve onun borçlusu birlikte değerlendirilmelidir. Buna göre likit bir alacaktan söz edilebilmesi için ya alacağın gerçek miktarının belli ve sabit olması ya da borçlusu tarafından belirlenebilmesi için bütün unsurların bilinmesi veya bilinmesinin gerekmekte olması böylece borçlunun borç tutarını tahkik ve tayin etmesinin mümkün bulunması başka bir ifadeyle, borçlunun yalnız başına ne kadar borçlu olduğunu tespit edebilir durumda olması gerekir. Gerek borç gerekse borçlu bakımından bu koşullar mevcut ise ortada likit bir alacak bulunduğu kabul edilmelidir. Olayımızda davalının borcunun cari hesap ve ticari defterlere göre açık ve net olarak belirli ve belirlenebilir olduğundan İcra İflas Kanununun 67/2.maddesi gereğince asıl alacağın %20’si olan —- tazminatının da davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmesi gerekmiştir.
6100 Sayılı HMK’nın 332/1 maddesine göre, 323. Maddesinde sayılan yargılama giderleri, 326/1. Maddesi gereğince tamamen davalı taraf sorumlu tutulmuştur. Ayrıca bu kapsamda Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanununun 18/A maddesi ile Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Yönetmeliğinın 26/2. Maddeleri gözetilerek dava öncesi— arabuluculuk ücretinin davalıdan alınarak hazineye gelir kaydına da karar verilerek HMK’nın 297/2 maddesi gereğince aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-) Davanın KABULÜNE,
Davalının — Esas sayılı takip dosyasına yaptığı İTİRAZIN İPTALİNE, toplam 105.354,36 TL üzerinden takibin aynen DEVAMINA, asıl alacak 105.354,36 TL’ye takip tarihinden itibaren değişen oranlarda avans faiz uygulanmasına,
2-) Asıl alacağın %20’si olan 21.070,00 TL icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
3-) Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 7.196,76 TL karar ve ilam harcının, peşin alınan 1.272,44 TL harçtan mahsubuyla bakiye 5.924,32 TL harcın davalıdan alınarak Hazineye gelir kaydına,
4-) Davacı tarafından yapılan 54,40 TL başvurma harcı, 1.272,44 TL peşin harç, 7,80 TL vekalet harcı, 5,10 TL posta ve dosya masrafı, 1.950,00 TL bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 3.289,74‬ TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-) Davalı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
6-) Davacı kendisini bir vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan— 13/1, 13/2 maddesi uyarınca 13.959,00 TL nispi vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
7-) Arabuluculuk Kanununun 18/A-(13).maddesi ve Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Yönetmeliği’nin 26/2. Maddeleri ile— ödenen —– davalıdan alınarak Hazineye irad kaydına,
😎 HMK’nın 333. maddesi gereğince hükmün kesinleşmesinden sonra kullanılmayan avansının yatırana iadesine ve bu konuda Bölge Adliye ve Adli Yargı İlk Derece Mahkemeleri İle Cumhuriyet Başsavcılıkları İdari ve Yazı İşleri Hizmetlerinın Yürütülmesine Dair Yönetmeliğin 207/1 maddesi gereğince— tarafından resen işlem yapılmasına,
Dair, davacı ve davalı vekilinin yüzüne karşı gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içinde Mahkememize verilecek dilekçe ile İstanbul Bölge Adliye Mahkemesinde istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı