Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 13. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/375 E. 2021/194 K. 18.03.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. İstanbul Anadolu 13. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2020/375 Esas
KARAR NO: 2021/194
DAVA: Alacak (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 24/02/2020
KARAR TARİHİ: 18/03/2021
Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda dosya incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ /
DAVA/TALEP ;
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalı şirket ile müvekkili olan şirket arasında süregelen ticari ilişki bulunduğunu, davalı şirket ile müvekkili olan şirket kayıtlarındaki ticari alım satımdan kaynaklı cari hesabında —– tutarında borç bakiyesi bulunduğunu, müvekkili olan şirketin taleplerine rağmen ödenmediğini, müvekkilinin bu alacağını tahsil etmek amacı ile —- sayılı dosyası ile davalı firma aleyhine ilamsız icra takibi başlatıldığını, davalı şirketin başlatılan ilamsız icra takibine —- tarihinde itiraz ettiğini, ve takibin durduğunu, davalı şirketin itirazının haksız ve hukuka aykırı olduğunu, takibe konu edilen alacağın müvekkili olan şirketin ticari defter ve kayıtları ile sabit olduğunu, — muavin defter kayıtlarında —– borç bakiyesi göründüğünü, ticari defter ve kayıtlar üzerinde yapılacak inceleme ile de bu alacağın varlığının ispatlanacağını, davalı şirketin borcun varlığını bildiğini, söz konusu alacağın likit olduğunu, davalının borcun miktarını, borcun kaynağını net bir şekilde bilebilecek durumda olduğunu, buna rağmen kötü niyetli olarak itiraz ettiğini, belirterek itirazın iptaline, takibin devamına, yargılama giderleriyle vekalet ücretinin davalı tarafa yükletilmesini ve icra inkar tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP /TALEP: 6100 Sayılı HMK’nın 126-131 maddeleri kapsamında cevap dilekçesi verilmemiştir. Davalı şirket temsilcisi duruşmalara katılmamış;şirket kendisini vekille de temsil ettirmemiştir.
DELİLLER:———— sayılı dosyası ,—— BA-BS formları, Faturalar, Bilirkişi Raporu, dosyadaki diğer bilgi ve belgeler.
DEĞERLENDİRME VE SONUÇ:
Dava İtirazın İptali ve tazminat (Ticari Satımdan Kaynaklanan) istemine ilişkindir.
Basit yargılama usulüne tabi işbu davada mahkememizce dilekçeler aşaması tamamlanmış ve usulüne uygun olarak yapılan davet sonucunda duruşma açılarak ön inceleme duruşması icra edilmiş, uyuşmazlık belirlenmiş ve vaki davete karşın tarafların sulh olmak istememeleri üzerine tahkikata geçilerek deliler toplamış, tahkikat işlemleri yerine getirilmiş ve karar duruşmasına katılan davacı vekilinin son sözleri dinlenerek aşağıdaki hüküm sonucuna ulaşılmıştır.
Davaya konu —– sayılı dosyası getirtilerek, incelenmiştir. Yapılan incelemede icra dosyasının davanın tarafları ve konusu ile uyumlu olduğu görülmüştür. Dosyaya mübrez Arabuluculuk tutanağına göre de zorunlu arabuluculuk dava şartının yerine getirildiği ve anlaşmazlık üzerine işbu davanın açıldığı anlaşılmıştır.
Öncelikle davanın yasal dayanığının hatırlatılmasında yarar vardır.2004 Sayılı İİK.’nın 67.maddesi; —– Takip talebine itiraz edilen alacaklı, itirazın tebliği tarihinden itibaren bir sene içinde mahkemeye başvurarak, genel hükümler dairesinde alacağının varlığını ispat suretiyle itirazın iptalini dava edebilir.—–Bu davada borçlunun itirazının haksızlığına karar verilirse borçlu; takibinde haksız ve kötü niyetli görülürse alacaklı; diğer tarafın talebi üzerine iki tarafın durumuna, davanın ve hükmolunan şeyin tahammülüne göre, red veya hükmolunan meblağın —– yüzde yirmisinden aşağı olmamak üzere, uygun bir tazminatla mahkum edilir. İtiraz eden veli, vasi veya mirasçı ise, borçlu hakkında tazminat hükmolunması kötü niyetin sübutuna bağlıdır. —-Birinci fıkrada yazılı itirazın iptali süresini geçiren alacaklının umumi hükümler dairesinde alacağını dava etmek hakkı saklıdır. (—— Bu Kanunda öngörülen icra inkar tazminatı, kötü niyet tazminatı ve benzeri tazminatların tespitinde, takip talebi veya davadaki talep esas alınır.” hükmüne amirdir.
Yapılan açıklamalar, toplanan deliller ve yargılamaya göre somut olaya bakıldığında; ——sayılı dosyasından davalı-borçlu hakkında cari hasap sözleşmesi kapsamında kesilen faturalara dayalı olarak icra takibi başlatıldığı ,icra takibe yapılan itiraz üzerine icra takibinin durdurulduğu ve bir senelik hak düşürücü süre içinde işbu davanın açıldığı anlaşılmıştır. Mahkememizce davalı, davaya cevap vermediğinden münkir kabul edilerek davacı şirket vekilince gösterilen deliller toplanmış, tarafların bağlı bulunduğu vergi dairelerinden uyuşmazlığa ilişkin döneme ait BA-BS formları getirtilmiş ve dosya bilirkişi raporu düzenlenmesi için bir serbest muhasebeci mali müşavir bilirkişiye verilmiştir. Bilirkişi ——– tarafından davacının ticari defterleri üzerinde yapılan inceleme sonucunda hazırlanan işbu raporlara göre davacının ticari defterlerinin usulüne uygun olarak tutulduğu ve sahibi ve halefleri lehine delil vasfı taşıdıkları, taraflar arasında ticari ilişki bulunduğu, bildirim limitinin üstünde olan tüm faturaların karşılıklı olarak vergi dairelerine beyan edildiği ve kayıtların birbirleriyle uyumlu olduğu, yapılan ödemeler düşüldüğünde takip tarihi itabariyle davacının —— alacaklı olduğu görüşüyle birlikte rapor verilmiştir. Mahkememizce bilirkişi raporu taraf ve taraf vekillerine usulüne uygun olarak tebliğ edilerek sunulan beyan ve itirazlar da değerlendirilmiştir. Mahkememizce bilirkişi raporunun denetimi yapılmış ve dosya kapsamı ile uyumlu olduğu, limit üstü faturaların davalı tarafça da vergi dairesine beyan edildiği ve buna göre sözleşme ilişkisinin açık olduğu , bir kısım ödeme yapıldığı ve cari hesap ilişkisi gereği bakiye alacağın bulunduğu , davalının bakiye alacağın ödendiğine ilişkin bir savunma ve belge sunmadığı anlaşılmakla takibe konu alacak sabit ve likit kabul edilmiştir. Mamafih davalı şirketin ticari defterleri üzerinde ayrıca bilirkişi incelemesi yapılarak rapor alınmasına gerek görülmemiştir. Binaenaleyh davacı şirketin davasını, TMK’nın 6. ve HMK’nın 190 ve 222/3 maddeleri nazarında usulüne uygun olarak tutulan ticari defter ve kayıtları ile bilirkişi raporuna göre ispat ettiği sonuç ve kanaati hasıl olmuştur. Bu kapsamda dosyaya mübrez sözü geçen bilirkişi raporunun gerekçeli, denetime açık, hüküm kurmaya elverişli ve yerinde olduğu kabul ve takdir edilerek davacının davasının kabulü ile, davalı-borçlunun —- sayılı takip dosyasına yapmış olduğu itirazın iptali ile icra takibinin asıl alacağa —- takip tarihinden itibaren avans işlemlerinde uygulanan %19,50 ve değişen oranlarda ticari temerrüt faizi işletilmek suretiyle aynen devamına karar verilmiştir.
Davacı tarafın İcra İnkar Tazminatı İsteğine ilişkin yapılan değerlendirmede ise ——kararlılık kazanmış uygulamasına göre itirazın iptali davalarında İİK’nın 67/2. maddesi çerçevesinde alacaklı yararına icra inkar tazminatına hükmedilebilmesi için usulüne uygun şekilde yapılmış bir icra takibinin bulunması, borçlunun süresi içerisinde ödeme emrine itiraz etmesi, alacaklının bir yıl içinde itirazın iptali davasını açması ve davasında haklı çıkarak inkar tazminatı talep etmiş olması gereklidir. Burada borçlunun itirazının kötü niyetle yapılmış olması ve alacağın bir belgeye bağlanmış bulunması koşulları aranmamaktadır. Bu yasal koşullar yanında takibe konu alacağın likit olması da zorunludur. Her uyuşmazlığın kendine özgü somut özelliklerine göre değişmekle birlikte, bir uyuşmazlıkta alacağın likit olup olmadığı belirlenirken, alacak ve onun borçlusu birlikte değerlendirilmelidir. Buna göre likit bir alacaktan söz edilebilmesi için ya alacağın gerçek miktarının belli ve sabit olması ya da borçlusu tarafından belirlenebilmesi için bütün unsurların bilinmesi veya borçlunun borç tutarını tahkik ve tayin etmesinin mümkün bulunması, başka bir ifadeyle borçlunun yalnız başına ne kadar borçlu olduğunu tespit edebilir durumda olması gerekir. Gerek borç gerekse borçlu bakımından bu koşullar mevcut ise ortada likit bir alacak bulunduğu kabul edilmelidir. Somut olayda alacağın gerçek miktarı belli olmasının yanında, davalı taraf da borcunun varlığı ve miktarını açık ve net olarak belirleyip tespit edebilir durumdadır. Bu nedenlerle davalının itirazının haksızlığına karar verildiğinden ve davalı-borçlu yönünden alacak/borç likit ve muayyen olduğundan İcra İflas Kanunu’nun 67/2.maddesi gereğince koşulları oluşmakla asıl alacağın %20’si olan —– icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine hükmedilmiştir.
6100 Sayılı HMK’nın 332/1 maddesine göre, 323. Maddesinde sayılan yargılama giderlerinden, 326/1. Maddesi gereğince tamamen davalı taraf sorumlu tutulmuştur. Ayrıca bu kapsamda Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanununun 18/A maddesi ile Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu Yönetmeliğinin 26/2. Maddeleri gözetilerek dava öncesi ——bütçesinden ödenen arabuluculuk ücretinin de davalıdan alınarak hazineye gelir kaydına da karar verilmek suretiyle 6100 Sayılı HMK’nın 26, 297/2 maddeleri gereğince aşağıdaki şekilde hüküm ihdas edilmiştir.
HÜKÜM :Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-) Davanın KABULÜNE,
2-) 2004 sayılı İİK’nın 67/I maddesi gereğince davalı-borçlunun—–sayılı takip dosyasına yapmış olduğu itirazın İPTALİ ile icra takibinin asıl alacağa—– takip tarihinden itibaren avans işlemlerinde uygulanan %19,50 ve değişen oranlarda ticari temerrüt faizi işletilmek suretiyle aynen DEVAMINA,
3-)Davacının, 2004 sayılı İİK’nın 67/II maddesi gereğince icra inkar tazminatı talebinin kabulü ile, asıl alacağın (—– icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
4-)Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 4.634,36 TL karar ve ilam harcınına 819,38 TL peşin ile ilamsız icra takibinde yatırılan 339,20 TL harcın mahsubuyla bakiye 3.475,77 TL karar ve ilam harcının davalıdan alınarak Hazineye gelir kaydına,
5-)Arabuluculuk Kanununun 18/A-(13).maddesi ve Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu Yönetmeliği’nin 26/2. Maddeleri ile AÜT uyarınca —– bütçesinden ödenen 1.320,00 TL arabuluculuk ücretinin davalıdan alınarak hazineye irad kaydına,
6-)Davacı tarafından yapılan 54.40 TL başvurma harcı 819,38 TL peşin harç, 7,80 TL vekalet harcı, ve 95,00 TL posta masrafı ve 650,00 TL bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 1.626,58 TL yargılama giderinın davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
7-)Davacı kendisini bir vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan A.A.Ü.T. 13/1 maddesi uyarınca 9.619,57 TL nispi vekalet ücretinın davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
8-)6100 sayılı HMK’nın 333. maddesi gereğince hükmün kesinleşmesinden sonra kullanılmayan gider avansının yatırana iadesine ve bu konuda Bölge Adliye ve Adli Yargı İlk Derece Mahkemeleri İle Cumhuriyet Başsavcılıkları İdari ve Yazı İşleri Hizmetlerinın Yürütülmesine Dair Yönetmeliğin 207/1 maddesi gereğince Yazı İşleri Müdürü tarafından resen işlem yapılmasına,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı davalının yokluğunda; gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içinde mahkememize verilecek dilekçeyle ——- Adliye Mahkemesinde İstinaf Kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 18/03/2021