Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 13. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/357 E. 2020/364 K. 24.09.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 13. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO: 2020/357 Esas
KARAR NO: 2020/364
DAVA : Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
DAVA TARİHİ : 14/02/2020
KARAR TARİHİ : 24/09/2020
Mahkememizde görülmekte olanTazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat) davasında yapılan açık yargılaması sonunda dosya incelendi:
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ /
DAVA/TALEP ;
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; —- tarihinde davalı şirket nezdinde sigortalı olan ——– plakalı aracın karışmış olduğu yaralanmalı ve maddi hasarlı trafik kazasında davacı ——– yaralanarak bedensel güç kaybına uğradığını, kazada ——–plakalı araç sürücüsü 2918 sayılı KTK ‘nun ilgili maddeleri uyarınca asli ve tam kusurlu olduğunu, ——- kazada bedensel güç kaybına uğrayarak kalıcı olarak malul kaldığının tespit edildiği, kazada asli ve tam kusurlu olan — plakalı araç, kaza tarihi itirabiyle —– Nezdinde düzenlenen ——– ile sigortalı olduğunu, davalı ———daha önceden yapmış olduğu bir ödemenin mevcut olması ve şirket bünyesinde hasar dosyasının mevcut olması başvuru şartının yerine getirildiği açıkça ortaya koymakta olduğunu, herhangi bir uyuşmazlığın mevcut olmadığını, somut olayda uyuşmazlığın tazminat miktarı açısından yaşanmakta olduğunu, ilgili hasar dosyasının celbini istendiğini, tüm bu nedenlerden dolayı kaza sonucu bedensel güç kaybına uğrayan davacı —— zarar süresine göre yapılacak bilirkişi incelemesine göre hesaplanacak tazminattan karşı tarafça yapılan ödemenin mahsup edilmesi suretiyle oluşacak tazminat üzerindeki talep değerini artırmak üzere, daimi iş göremezlik tazminatına ve temerrüt tarihinden itibaren işleyecek avans faizine karşılık gelmek üzere fazlaya ilişkin haklar saklı tutularak şimdilik — maddi tazminatın —– Tarafından davacı tarafa ödenmesine, vekalet ücreti ve yargılama giderlerinin —– tahmiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davacı vekilinin — tarihli ——- üzerinden sunmuş olduğu dilekçesinde ve ——- tarihli duruşmadaki beyanında; davalı taraf ile dava konusu hukuki uyuşmazlık üzerinde sulh olduklarından davanın konusuz kalması nedeniyle davanın esası hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar verilmesini istemiş ve yargılama gideri ve vekalet ücreti taleplerinin bulunmadığını belirtmiştir.
CEVAP /TALEP: Başvurana —— tarihinde yapılan ödemenin üzerinden — yıldan fazla geçtiğini, hak düşürücü sürenin göz önünde bulundurulması gerekmekte olduğunu, başvuran —- yıllık hak düşürücü süre içerisinde , yapılan tazminat ödemesine karşı hukuki yollara başvurmadığından tazminat talebinin reddi gerekmekte olduğunu, poliçe ve teminat limitinin belirtilmesi gerektiğini, kusur durumunun tespiti gerekmekte olduğunu, tazminat hesaplaması aktüer sıfatına sahip bilirkişiler tarafından ——- çerçevesinde yapılması gerektiğini, başvuranın dosyaya sunmuş olduğu maluliyet raporuna istinaden tazminat ödemesi gerçekleştirmesinin gerektiğini, müterafik kusur indirimi yapılması gerektiğini, davacıların ceza yargılaması sırasında şikayetlerinden vazgeçmeleri ya da uzlaşma bildirimleri mahkemece ceza dosyasından tetkik edilerek araştırılması gerektiğini, faiz talebinin reddi gerektiğini, davacının yargılama giderleri ve vekalet ücreti taleplerinin reddi gerekmekte olduğunu, bu nedenlerden dolayı davanın hak düşürücü sürenin geçirilmiş olması nedeniyle reddine, davanın, davacıya yeterli ödemenin gerçekleştirilmiş olması nedeniyle reddine, dosyada kusur ve maluliyet tespiti için dosyanın ——– gönderilmesine, eğer esas incelemesi yapılacak ise müterafik kusur araştırması yapılmasına, yasal faize hükmedilmesine, aleyhte yargılama ücreti ve vekalet ücretine hüküm kurulmamasını talep etmiştir.
DELİLLER: Dosya kapsamındaki sair tüm bilgi ve belgeler.
DEĞERLENDİRME VE SONUÇ:
Delillerin değerlendirilmesi ve gerekçe:
Dava cismani zarar nedeniyle maddi tazminat davasıdır.
6100 sayılı HMK 313.maddesinde:”(1) Sulh, görülmekte olan bir davada, tarafların aralarındaki uyuşmazlığı kısmen veya tamamen sona erdirmek amacıyla, mahkeme huzurunda yapmış oldukları bir sözleşmedir.
(2) Sulh, ancak tarafların üzerinde serbestçe tasarruf edebilecekleri uyuşmazlıkları konu alan davalarda yapılabilir.
(3) Dava konusunun dışında kalan hususlar da sulhun kapsamına dâhil edilebilir.
(4) Sulh, şarta bağlı olarak da yapılabilir.”
6100 sayılı HMK 314.maddesinde:”1) Sulh, hüküm kesinleşinceye kadar her zaman yapılabilir.”
6100 sayılı HMK 315.maddesinde:”(1) Sulh, ilgili bulunduğu davayı sona erdirir ve kesin hüküm gibi hukuki sonuç doğurur. Mahkeme, taraflar sulhe göre karar verilmesini isterlerse, sulh sözleşmesine göre; sulhe göre karar verilmesini istemezlerse, karar verilmesine yer olmadığına karar verir.
(2) İrade bozukluğu ya da aşırı yararlanma hâllerinde sulhun iptali istenebilir.” denmektedir.
Dava dilekçesi, beyan dilekçeleri ve tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; tarafların sulh olduklarının anlaşıldığı, 6100 sayılı HMK 313 ve devamı maddeleri gereği sulhün hüküm kesinleşinceye kadar her zaman yapılabileceği, sulhün, ilgili bulunduğu davayı sona erdirdiği ve kesin hüküm gibi hukuki sonuç doğurduğu, mahkemenin taraflar sulhe göre karar verilmesini isterlerse, sulh sözleşmesine göre karar vereceği, tarafların sulh sözleşmesine göre karar verilmesini talep etmedikleri anlaşılmakla konusuz kalan dava hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
Ayrıca tarafların birbirinden yargılama gideri ve vekalet ücreti talepleri olmadığından yargılama giderleri davacı üzerinde bırakılmış, yargılama gideri kapsamında Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanununun 18/A maddesi, Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Yönetmeliği’nin 26/2. maddesi ile Hukuk Muhakemeleri Kanununun 297/1-ç ve 326. Maddeleri de gözetilerek dava öncesi ———- bütçesinden ödenen arabuluculuk ücreti de yargılama gideri olarak hesaplanmış, taraf vekilleri lehine vekalet ücreti takdir edilmemiştir.
Ayrıca sulh ön inceleme aşamasında yapılmış olduğundan Harçlar Kanunu 22.maddesi gereği karar ve ilam harcının 1/3’ü alınmıştır.
HÜKÜM :Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-6100 Sayılı HMK 315 Maddesi gereğince tarafların sulh olduğu anlaşılmakla konusuz kalan dava hakkında KARAR VERİLMESİNE YER OLMADIĞINDAN ,
2-Karar tarihi itibariyle alınması gereken 18,14 TL karar ve ilam harcından peşin alınan 54,40 TL harcın mahsubuyla arta kalan 36,26 TL harcın dosyanın kesinleşmesinden sonra talep halinde davacıya iadesine,
3-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına,
4-Arabuluculuk Kanununun 18/A-(13).maddesi ve Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Yönetmeliği’nin 26/2. Maddeleri ile AÜT uyarınca ——-bütçesinden ödenen 1.320,00 TL arabuluculuk ücretinin davacıdan alınarak hazineye irad kaydına,
5-Davalı tarafından yapılan yargılama gideri olmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
6-Tarafların beyanları doğrultusunda vekalet ücretine hükmedilmesine yer olmadığına,
7-Karar kesinleştiğinde varsa bakiye gider avansının yatırana iadesine,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde ———- Adliye Mahkemesi ilgili hukuk dairesi nezdinde İstinaf yolu açık olmak üzere verilen kararın açıkça okunup usülen anlatıldı. 24/09/2020