Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 13. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/349 E. 2020/366 K. 24.09.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. İstanbul Anadolu 13. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2020/128 Esas
KARAR NO: 2020/351
DAVA: İtirazın İptali (Haksız Eylemden Kaynaklanan Zarar Nedeniyle)
DAVA TARİHİ : 15/01/2020
KARAR TARİHİ: 21/09/2020
Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Haksız Eylemden Kaynaklanan Zarar Nedeniyle) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkil şirketin sigortalısı olan ———— poliçe numaralı İşyeri Sigortası kapsamında——- tarihinde sigortalanmış olduğunu, davalı——- ait atık su kanallarından taşan hasardan dolayı müvekkil şirket tarafından alacaklısına ——– ödeme yapıldığını bu hasarı tahsil etmek amacıyla davalıya ihtar yapıldığını ancak yapılan ihtara rağmen davalı yanca herhangi bir ödeme yapılmamasından dolayı —– İcra Müdürlüğünün ——– sayılı dosyası ile icra takibi başlatılmış olduğunu ancak, davalı yan tarafından söz konusu icra dosyasına yapılan itiraz nedeniyle icranın durdurulduğunu, bu nedenle —İcra Müdürlüğünün ——— sayılı dosyasına yapılan itirazın İptaline, takibin devamına, asgari %20’si oranında icra inkâr tazminatına hükmedilmesine, yargılama giderleri ile vekâlet ücretinin davalı tarafa yükletilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle;Söz konusu davayı kabul etmediklerini yetkili mahkemenin haksız fiilllerin işlendiği veya zararın meydana geldiği yahut gelme ihtimalinin bulunduğu yer ya da zarar görenin yerleşim yeri mahkemesi olduğunu bu nedenle davanın husumetten red edilmesini talep ve dava etmektedir.
Deliller
Tarafların ——- sorguları dosya arasına alınmıştır.
Delillerin değerlendirilmesi ve gerekçe:
Dava İtirazın İptali (Haksız Eylemden Kaynaklanan Zarar Nedeniyle davasıdır.
6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 6’ıncı maddesi gereğince;
(1) Genel yetkili mahkeme, davalı gerçek veya tüzel kişinin davanın açıldığı tarihteki yerleşim yeri mahkemesidir.
(2) Yerleşim yeri, 22/11/2001 tarihli ve 4721 sayılı Türk Medenî Kanunu hükümlerine göre belirlenir.
Kanununun 116’ıncı maddesi gereğince;
(1) İlk itirazlar aşağıdakilerden ibarettir:
a) Kesin yetki kuralının bulunmadığı hâllerde yetki itirazı.
b) Uyuşmazlığın tahkim yoluyla çözümlenmesi gerektiği itirazı.
c) İş bölümü itirazı.”
Kanununun 117’inci maddesi gereğince;
(1) İlk itirazların hepsi cevap dilekçesinde ileri sürülmek zorundadır; aksi hâlde dinlenemez.
(2) İlk itirazlar, dava şartlarından sonra incelenir.
(3) İlk itirazlar, ön sorunlar gibi incelenir ve karara bağlanır.
Kanununun 138’inci maddesi gereğince;
(1) Mahkeme, öncelikle dava şartları ve ilk itirazlar hakkında dosya üzerinden karar verir; gerektiği takdirde kararını vermeden önce, bu konuda tarafları ön inceleme duruşmasında dinleyebilir.
hükümleri bulunmaktadır.
Dava dilekçesi, cevap dilekçesi ve tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde, davacı tarafça davalı aleyhine tazminat davası açıldığı, davalı tarafça dava dilekçesini tebliğ aldığı tarihten itibaren iki haftalık cevap süresi içinde davanın yetkisiz mahkemede açıldığına dair yetki itirazında bulunulduğu; yetki itirazının usul ve yasaya uygun olup süresinde yapıldığı, HMK’nın 6’ıncı maddesi uyarınca genel yetki düzenlemesi ışığında, davalının yerleşim yerinin ——— olduğu, haksız fiilin işlendiği yerin ——— olduğu, davacı —-genel merkezinin ise———— olduğu, bahse konu dava ise davacının şubesinin bulunduğu yer olan mahkememizde açılmış olduğu anlaşılmıştır.
Davacı taraf ise şubenin bulunduğu mahkemelerin de yetkili olduğunu belirtmiştir. HMK’nın 14’üncü maddesine göre “Bir şubenin işlemlerinden doğan davalarda, o şubenin bulunduğu yer mahkemesi de yetkilidir.” Görüldüğü üzere şubenin yetkili mahkeme olarak kabul edilebilmesi için söz konusu işlemin şubenin işlemlerinden doğmuş olması gerekmektedir. Somut uyuşmazlığımızda ise bahse konu haksız eylemin şubenin işlemlerinden doğduğuna dair bilgi ve belge bulunmadığı gibi davacı vekilinin beyan dilekçesinde de belirtildiği üzere eylemin şubenin işlemlerinden kaynaklanmadığı ortadadır. Bu nedenlerle davacı tarafın bu savunması yerinde görülmemiştir.
Tüm bu nedenlerle HMK’nın 114/1-ç ve 115/2 maddeleri uyarınca mahkememizin yetkisizliğine, davalının da yetki itirazında belirttiği ve haksız eylemin gerçekleştiği yerin — bağlı olduğu ———- mülhakat adliyesi olması ve ———–Adliyesinde ayrı bir ticaret mahkemesi olmaması olguları bir bütün olarak değerlendirilerek görevli ve yetkili mahkemenin———- Nöbetçi Asliye Ticaret Mahkemeleri olduğuna karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-6100 sayılı HMK’nın 116/1-a 117 maddeleri gereğince mahkememizin yetkisizliğine,
2-Görevli ve yetkili mahkemenin ——- Nöbetçi Asliye Ticaret Mahkemesi olduğuna,
3-Hukuk Muhakemeleri Kanunu 20. Maddesi gereğince kararın kesinleşmesine müteakiben iki hafta içinde talep halinde dava dosyasının yetkili ve görevli mahkeme olan ———–Nöbetçi Asliye Ticaret Mahkemesi’ne gönderilmesine, aksi halde aynı madde gereğince davanın açılmamış sayılmasına karar verileceğinin ihtarına (kararın tebliği ile ihtarat yapılmış sayılmasına), bu usuli kararın verilmesi ve bu kararla birlikte harç hususunun re’sen karara bağlanması hususlarının re’sen gözetilmesine; re’sen gözetilmesi gereken hususlar dışında kalan yönlerden ise gerekirse talebe bağlı olarak değerlendirme yapılmasına,
4-Yargılama harç ve giderlerinin 6100 Sayılı HMK 331/2. maddesi gereğince görevli ve yetkili mahkemede verilecek nihai kararla birlikte değerlendirilmesine,
Dair davacı vekilinin yüzüne davalı vekilinin yokluğunda 2 hafta içerisinde mahkememize bir dilekçe ile ————- Adliyesi ilgili hukuk dairesi nezdinde istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.21/09/2020