Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 13. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/343 E. 2020/422 K. 21.10.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 13. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2019/56 Esas
KARAR NO : 2020/441
DAVA : Tazminat (Özel Sigorta Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 07/09/2019
KARAR TARİHİ : 27/10/2020
Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Özel Sigorta Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkiline ait ——- plakalı aracın ——— tarihinde tek taraflı maddi hasarlı kazaya uğradığını, kazanın akabinde müvekkilinin davalı ———- gerekli prosedürü öğrendikten sonra alkol raporu aldığını, aracın çekilmesi için davalı tarafından yönlendirilen çekiciyi beklediğini, çekici aracın geldikten sonra müvekkiline ait aracı ———götürdüğünü, servis tarafından ———– tamir bedeli belirlendiğini, bunun üzerine davalı tarafından aracın perte ayrılacağını ve araç bedeli olarak ——- esas alınacağını ve müvekkiline ——–ödeyerek aracı müvekkiline terk edileceğinin beyan edildiğini, bu gelişmelerin akabinde müvekkilinin herhangi bir ödeme alamadığını ve aracının davalı tarafından başka bir firmaya ——— satıldığını öğrendiğini, müvekkilinin, aracı elinde bulunduran 3. Şahıs firmaya ulaştığını ve aracını geri istediğini, 3. Şahıs firma tarafından da araca masraf yapıldığını ve aracı geri verebilmeleri için ———- ödeme yapmasını istediklerini, müvekkilinin kaza tarihinden yaklaşık 4 ay sonra ——– ödemek zorunda kalarak aracını geri aldığını, müvekkilinin aracını 3. şahıslardan aldıktan sonra davalı şirket çalışanları ve görevlendirilen müfettişler tarafından yaklaşık 1 sene oyalandığını ve bir senenin sonunda müvekkilinin davalı şirket yetkililerinin telefonlarına ulaşamadığını, davalı şirketin —— nolu poliçeye istinaden müvekkiline rakamını tam bilmemekle birlikte ——– civarında bir icra ödemesi dışında herhangi bir ödeme yapmadığını, hasarlanan aracı onarmadığını, aksine müvekkilinin —— daha ödemesine neden olduğunu, davalının poliçeden kaynaklı müvekkiline hak ettiği menfaati sağlamadığını, müvekkilinin tüm alacakları açısından zamanaşımının dava tarihinden itibaren kesildiğini, ——– istinaden müvekkiline ait aracın rayiç bedeli ve davalının müvekkili haksız eylemleri ile uğratmış olduğu zarara ilişkin olarak şimdilik ———- yasal faiziyle davalıdan alınarak müvekkiline verilmesini, yargılama giderleri ve ücreti vekaletin de davalı üzerinde bırakılmasını talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Davanın, zamanaşımı süresi geçtikten sonra açılmış olması nedeniyle, öncelikle davanın zamanaşımı nedeniyle reddine karar verilmesi gerektiğini, söz konusu araca ilişkin gerekli onarım kontrollerinin tamamlanması ile birlikte düzenlenen eksper raporunda parça ve işçilik bedeli olarak —– tespit edildiğini, davacı tarafça aracın onarımının anlaşmasız (özel) serviste yapılacağı beyan edildiğinden, eksper raporu ile tespit edilen onarım tamamlandıktan sonra davacının borcu nedeniyle, hakkında başlatılan ——- İcra Müdürlüğündeki takip dosyası üzerinden konulan haciz nedeniyle söz konusu onarım bedelinin —– İcra müdürlüğü’nün ——- hesap nolu banka hesabına ———– olmak üzere ödendiğini, davaya konu olayda, müvekkil sigorta şirketince yaptırılan inceleme sonucu düzenlenen eksper raporu uyarınca tespit edilen hasar miktarı üzerinden onarımın özel serviste yaptırılacağı konusunda mutabık kalınarak yapıldığını ve onarımın tamamladığını, davaya konu aracın, davacının muvafakati ile onun tercih ettiği serviste onarıldığını bu nedenle davacı tarafın aradan geçen bunca zaman sonrasında, gerek poliçe genel şartlarına ve gerekse usul ve yasaya aykırı olarak haksız kazanç sağlamaya yönelik olarak açılan davanın reddine karar verilmesini beyan ettmiştir.
Deliller
————- dosyaya sunulmuştur.
İlgili ———-yazılan müzekkere cevabı dosya arasına alınmıştır.
Delillerin değerlendirilmesi ve gerekçe:
Dava ———- poliçesinden kaynaklanan tazminat davasıdır.
6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 4.maddesinde,bu kanundan doğan hukuk davalarının ticari dava sayıldığı, aynı kanunun 5. maddesinin 2. fıkrasında, bir yerde ticaret mahkemesi varsa asliye hukuk mahkemesinin vazifesi içinde bulunan ve bu kanunun 4. maddesi hükmünce ticari sayılan davalara, Ticaret Mahkemesinde bakılacağı hususları düzenlenmiştir.
6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 4.maddesine göre tarafların sıfatına veya bir ticari işletme olup olmamasına bakılmaksızın kanun gereği ticari dava olarak sayılan davalar mutlak ticari dava; tarafların tacir sıfatını haiz olduğu ve her iki tarafın da ticari işletmesiyle ilgili uyuşmazlıklardan doğan davalar ise nispi ticari davadır.
————— tarihinde yürürlüğe giren, —————- Tüketicinin “Ticari veya mesleki olmayan amaçlarla hareket eden gerçek veya tüzel kişi” olarak tanımlandığı, 3/1- ı- bendinde Tüketici işleminin ise ” Mal veya hizmet piyasalarında kamu tüzel kişileri de dâhil olmak üzere ticari veya mesleki amaçlarla hareket eden veya onun adına ya da hesabına hareket eden gerçek veya tüzel kişiler ile tüketiciler arasında kurulan, eser, taşıma, simsarlık, sigorta, vekâlet, bankacılık ve benzeri sözleşmeler de dâhil olmak üzere her türlü sözleşme ve hukuki işlem” olarak tanımlanmış olduğu anlaşılmıştır.
Tüketici Mahkemelerinin görevini düzenleyen 73/1 Maddesinde “Tüketici işlemleri ile tüketiciye yönelik uygulamalardan doğabilecek uyuşmazlıklara ilişkin davalarda tüketici mahkemeleri görevlidir.”
——————- Taraflardan birini tüketicinin oluşturduğu işlemler ile ilgili diğer kanunlarda düzenleme olması, bu işlemin tüketici işlemi sayılmasını ve bu Kanunun görev ve yetkiye ilişkin hükümlerinin uygulanmasını engellemez.” hükmüne yer verildiği, anlaşılmıştır.
Yukarıda belirtilen kanun maddeleri ve yerleşik içtihatlar ışığında somut olaya gelindiğinde; davacı, davalı ile aralarındaki —————- gereği, trafik kazası sonucu araçta meydana geldiği iddia edilen hasarın tazminini talep etmekte; talebinin dayanağını da davalı ile aralarındaki ————oluşturmaktadır. Araç hususi oto olup ve davacı tacir olmayıp, davacı ile davalı arasında da herhangi bir ticari ilişki bulunmadığı anlaşılmakla, uyuşmazlıkta davalı sigortacı hizmet sunucusu; davacı sigortalı ise tüketici konumunda olup, taraflar arasında akdedilen sigorta sözleşmesi bir tüketici işlemidir. O halde, davanın tüketici hukuku hükümleri çerçevesinde tüketici mahkemesinde görülüp sonuçlandırılması gerektiğinden mahkememizin görevsizliğine, görevli mahkemenin ——- Nöbetçi Tüketici Mahkemeleri olduğuna karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.———–
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın 6100 sayılı HMK 114/1-c ve 115/2 maddeleri gereği usulden REDDİNE,
2-Mahkememizin GÖREVSİZLİĞİNE,
3-Görevli ve yetkili mahkemenin ———— Nöbetçi Tüketici Mahkemeleri olduğuna,
4-Hukuk Muhakemeleri Kanunu 20. Maddesi gereğince kararın kesinleşmesine müteakiben iki hafta içinde talep halinde dava dosyasının yetkili ve görevli mahkeme olan ———— Nöbetçi Tüketici Mahkemesi’ne gönderilmesine, aksi halde aynı madde gereğince davanın açılmamış sayılmasına karar verileceğinin ihtarına (kararın tebliği ile ihtarat yapılmış sayılmasına), bu usuli kararın verilmesi ve bu kararla birlikte harç hususunun re’sen karara bağlanması hususlarının re’sen gözetilmesine; re’sen gözetilmesi gereken hususlar dışında kalan yönlerden ise gerekirse talebe bağlı olarak değerlendirme yapılmasına,
5-Süresinde başvuruda bulunulması halinde yargılama harç ve giderlerinin 6100 Sayılı HMK 331/2. maddesi gereğince görevli ve yetkili mahkemede verilecek nihai kararla birlikte değerlendirilmesine,
Dair, davacı vekilinin ve davalı vekilinin yüzlerine karşı gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde —————- Adliye Mahkemesi İlgili Hukuk Dairesi nezdinde İstinaf yasa yolu açık olmak üzere karar verildi.27/10/2020