Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 13. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/338 E. 2020/100 K. 14.02.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 13. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2020/338 Esas
KARAR NO : 2020/100

DAVA : Menfi Tespit (Kıymetli Evraktan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 09/01/2020
KARAR TARİHİ : 14/02/2020

Mahkememizde görülmekte olan Menfi Tespit (Kıymetli Evraktan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davalı …—- şirket hakkında İstanbul Anadolu —–.İcra Dairesinde kambiyo senetlerine mahsus haciz yoluyla icra takibi başlattığını, icra takibine konu çekin ciro silsilesinde kopukluk olduğundan iptalinin gerektiğini, müvekkili ile çekin ciro ve teslim edildiği ———arasında taşeronluk sözleşmesi mevcut olduğunu, bu şirketin müvekkilinin yüklenicisi olduğu inşaat firmasında faaliye gösterdiğini, söz konusu çekin ———- kendileri aralarında alt taşeronluk ilişkisi bulunduğunu, ————– işçilerine olan borcunu ödeyebilmesi ve müvekkilinin yüklenicisi olduğu inşaat projesinin devamının sağlanabilmesi için ——– olduğunu, bu şirketin de ciroladığı takip konusu çeki — tarihinde —- teslim ettiğini ve bu telimin de 30/11/2019 tarhli tahsilat makbuzu ile belgelendirilerek cari hesaplarına kaydedildiğini, fakat takibe konu çekin ciro sıralaması incelendiğinde———-ait ciro görülmekte olduğunu, ciro silsilesinde kopukluk olduğunu, icra takibine konu çekin son hamili ve takip alacaklısı olan davalının ——– yetkilisi olarak çalışmış olduğunu durumdan haberdar olduğunu, her ne kadar çekin ciro silsilesinde kopukluk olduğu görünürde anlaşılır değil ise de takip alacaklısı davalının ciro silsilesindeki kopukluğu bilebilecek durumda olduğunu, davalının kambiyo senedini iktisap ederken bile bile müvekkilinin zararına hareket ettiğini, kötüniyetli davrandığını, ayrıca ——— detayları incelendiğinde takip alacaklısının davalı şirket ile ortak ve yetililerinin soyadlarının aynı olduğunu, davalının durumdan haberdar olmamasının mümkün olmadığını, davalının kötü niyetli olduğunu belirterek müvekkilinin borçlu olmadığının tespiti ve çekin iptaline, dava sonuna kadar teminat karşılığında icra veznesine yatan paranın davalıya ödenmemesi için ihtiyati tedbir kararı verilmesine, davalının kötüniyetli olmasından dolayı %20 tazminata mahkum edilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir
SAFAHAT
İstanbul Anadolu ——.Asliye Hukuk Mahkemesinin —- karar sayılı görevsizlik kararıyla “—– tarihinde yürürlüğe giren 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 4/1-c maddeleri gereğince Mahkememizin GÖREVSİZLİĞİNE, davanın usulden reddine, 2-Karar kesinleştiğinde 6100 sayılı HMK’nun 20. maddesi gereğince davacının iki hafta içinde mahkememize başvurması halinde dava dosyasının görevli ve yetkili İstanbul Anadolu ASLİYE TİCARET Mahkemesine gönderilmesine, aksi halde mahkememizce davanın açılmamış sayılmasına karar verilmesine” dair karar verilmiş, dosya mahkememize tevzi edilmiştir.
Delillerin değerlendirilmesi ve gerekçe:
Dava menfi tespit davasıdır.
01/01/2019 tarihinde yürürlüğe giren 03/01/2011 tarihli ve 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 5’inci maddesinden sonra gelmek üzere eklenen 5/A maddesine göre: “(1) Bu kanunun 4’üncü maddesinde ve diğer kanunlarda belirtilen ticari davalardan, dava konusu bir miktar paranın ödenmesi olan alacak ve tazminat talepleri hakkında dava açılmadan önce arabulucuya başvurulmuş olması dava şartıdır.”
6235 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu’nun 3’üncü maddesinin birinci fıkrasına eklenen 18/A maddesine göre: “(1) İlgili kanunlarda arabulucuya başvurulmuş olması dava şartı olarak kabul edilmiş ise arabuluculuk sürecine aşağıdaki hükümler uygulanır.
(2) Davacı, arabuluculuk faaliyeti sonunda anlaşmaya varılmadığına ilişkin son tutanağın aslını veya arabulucu tarafından onaylanmış bir örneğini dava dilekçesine eklemek zorundadır. Bu zorunluluğa uyulmaması halinde mahkemece davacıya, son tutanağın bir haftalık kesin süre içinde mahkemeye sunulması gerektiği, aksi takdirde davanın usulden reddedileceği ihtarını içeren davetiye gönderilir. İhtarın gereği yerine getirilmez ise dava dilekçesi karşı tarafa tebliğe çıkarılmaksızın davanın usulden reddine karar verilir. Arabulucuya başvurulmadan dava açıldığının anlaşılması halinde herhangi bir işlem yapılmaksızın davanın, dava şartı yokluğu sebebiyle usulden reddine karar verilir.”
Tüm dosya kapsamından; dava arabuluculuğa el verişli olmakla beraber dava şartı arabuluculuk kapsamında kalabilmesi için uyuşmazlık konusunun para alacağının ödenmesine ilişkin olması ve talep sonucunun tazminat veya alacağa ilişkin olması ya da her ikisini birlikte içermesi gerekir. TTK nun 5/A maddesindeki düzenleme ile talep sonucuna değil dava konusuna açıkça vurgu yapılarak dava konusunun bir miktar paranın ödenmesi olması şartı aranmış olduğu, menfi tespit davalarının esas itibariyle bir miktar paranın ödemesine ilişkin olmaları da dikkate alındığında dava şartı arabuluculuk kapsamında kaldığının kabulü gerekmiştir. Aksinin kabulü halinde hem kanun koyucunun amacına aykırı yorum yapılmış olacak hem de uygulamada büyük bir kargaşa yaşanacaktır.
Bu hali ile davacı yanın arabuluculuğa başvurmadan doğrudan dava açtığı, dava konusu menfi tespit talebi bakımından davanın ilk açılış tarihi olan 09.01.2020 tarihi itibarıyle zorunlu arabuluculuğun söz konusu olduğu, dava şartının gerçekleşmediği, bu hususun da hakim tarafından re’sen gözetilmesi gereken ve eksikliği giderilemeyecek bir konu olduğu, 6100 sayılı HMK 114/2 maddesi gereğince özel kanunlardaki dava şartlarının da incelenmesi gerekeceğinden HMK 115/2 maddesi gereğince davanın dava şartı yokluğundan usulden reddine karar verilmiştir.(Aynı yönde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi —–.Hukuk Dairesi—— sayılı ilamı).
6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 138. Maddesi Gereğince: ”(1) Mahkeme, öncelikle dava şartları ve ilk itirazlar hakkında dosya üzerinden karar verir; gerektiği takdirde kararını vermeden önce, bu konuda tarafları ön inceleme duruşmasında dinleyebilir. ”
Ayrıca her ne kadar iş bu dosyaya henüz ön inceleme günü tayin edilmemiş ise de usulen dinlenmesi mümkün olmayan davanın dava şartı yokluğundan usulden reddine karar verilmiş olup, dava şartlarının hakim tarafından yargılamanın her aşamasında resen incelenmesi gerektiğinden dosya üzerinden yapılan inceleme sonucu karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın 6100 sayılı HMK 114/2 ve HMK 115/2 maddeleri gereği dava şartı yokluğundan usulden REDDİNE,
2-Kararın mahiyeti gereği davacının tedbir talebi hakkında karar verilmesine yer olmadığına,
3-Karar tarihi itibariyle alınması gereken 54,40 TL karar ve ilam harcından peşin alınan 3.729,76 TL harcın mahsubuyla arta kalan 3.675,36 TL harcın karar kesinleştiğinde talep halinde davacıya iadesine,
4-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına,
5-Davalı vekil ile temsil edildiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan — gereğince 3.400,00 TL avukatlık ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
6-Karar kesinleştiğinde varsa bakiye gider avansının yatırana iadesine,
Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki hafta içinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi İlgili Hukuk Dairesi nezdinde İstinaf yasa yolu açık olmak üzere oy birliği ile karar verildi