Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 13. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/336 E. 2020/354 K. 22.09.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. İstanbul Anadolu 13. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2020/336 Esas
KARAR NO: 2020/354
DAVA : Tazminat (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ: 06/02/2020
KARAR TARİHİ : 22/09/2020
Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Ticari Satımdan Kaynaklanan davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davalının ————-kayıtlı arsası üzerinde inşaa etmeyi vaat ettiği ——-isimli konut- ofis-ticari alanlardan oluşan karma inşaat projesinden, düzenleme şeklinde ön ödemeli konut satış vaadi sözleşmesi yaparak —— adet bağımsız bölüm aldığını, mezkur sözleşmenin ——- tarihinde taraflar arasında akdedildiğini, bahsi geçen bağımsız bölümlerin henüz proje aşamasında iken kat irtifakı şeklinde tapuda devir işleminin yapıldığını, müvekkili tarafından kararlaştırılan tüm ödemelerin zamanında yapıldığını, gayrımenkulün anahtar tesliminin ise —– olarak davalı tarafından vaad ve taahhüt edildiğini ancak taahhüt edilen anahtar teslimi gerçekleştirilmediği gibi vaad edilen tarih üzerinden — yıl geçtiğini, sözleşmede kararlaştırılan — dairenin toplam bedeli olan —— ödendiğini, sözleşmeye konu taşınmazların yapı ruhsatı —— tarihinde alındığını beyan ederek davaya konu sözleşmede kararlaştırılan mezkur taşınmazların anahtar teslimi olan ——-tarihinden bilirkişi tarafından yapılacak tespit ile fiili teslim süresinin hesaplanarak geçen süre zarfında her bir daire için ayrı ayrı tespit edilecek kira bedellerinin tespiti ile ayrı ayrı ticari faiz işletilerek, alacaklarının belirsiz olduğundan talep arttırım, ıslah ile fazlaya ilişkin tüm dava ve talep haklarının saklı kalmak kaydıyla bu alacaklardan şimdilik —— tazminat olarak ticari faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; İlgili projenin inşası sırasında müvekkil Şirket’in denetimi dışında olan, Müvekkil Şirket’ten kaynaklanmayan ve önceden öngörülmesi mümkün olmayan haller ortaya çıktığını, bu hallerin Sözleşme’nin 10. maddesi kapsamında Sözleşme süresine ekleneceği ve bu haller nedeniyle gecikme yaşanması durumunda herhangi bir cezai şart talep edilmeyeceği taraflarca kararlaştırıldığı, gerçekleşen birtakım mücbir sebepler ile teslim tarihinin revize edilmesi zorunluluğu doğduğunu, bu hallerin teslim süresine ekleneceği ve cezai şarttan müstesna olduğu davacının sözleşmedeki cezai şart maddesi dışında kira alacağı isteyemeyeceği sözleşme ile kararlaştırılmış olduğundan davacının cezai şart talebi reddedilmesi gerekeceğini ayrıca usule ilişkin olarak davanın belirsiz alacak davası olarak açılmasında hukuki yarar bulunmadığından reddinin gerekeceği, HMK 107. Maddesinde belirsiz alacak davalarının söz konusu alacağın “Davanın açıldığı tarihte alacağın miktarını yahut değerini tam ve kesin olarak belirleyebilmesinin kendisinden beklenemeyeceği veya bunun imkânsız olduğu hâllerde” denilerek hüküm altına alındığı, davacının davayı——– tutarında fazlaya dair haklarını saklı tutarak açması tamamen davanın kendisine yükleyeceği yargılama giderlerini düşük gösterme amacı taşımakla birlikte, davanın bu haliyle kabul edilerek, hukuki yarardan bahsedilebilmesi HMK 107. Maddesinde yer alan belirsiz alacak davasının düzenlemesi ile uygun düşmeyeceğini beyan ederek davacı tarafından hukuki yarar yokluğundan davanın öncelikle usulden reddine karar verilmesini, davacının tazminat talebinin şartları oluşmadığından esastan reddine karar verilesini, yargılama gideri ve ücreti vekaletin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini savunmuştur.
Deliller
Tarafların——– sorguları dosya arasına alınmıştır.
——– müzekkere cevabı dosya arasına alınmıştır.
———— yazılan müzekkere cevapları dosya arasına alınmıştır .
Delillerin değerlendirilmesi ve gerekçe:
Dava arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesine dayalı tazminat davasıdır.
6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 4.maddesinde,bu kanundan doğan hukuk davalarının ticari dava sayıldığı, aynı kanunun 5. maddesinin 2. fıkrasında, bir yerde ticaret mahkemesi varsa asliye hukuk mahkemesinin vazifesi içinde bulunan ve bu kanunun 4. maddesi hükmünce ticari sayılan davalara, Ticaret Mahkemesinde bakılacağı hususları düzenlenmiştir.
6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 4.maddesine göre tarafların sıfatına veya bir ticari işletme olup olmamasına bakılmaksızın kanun gereği ticari dava olarak sayılan davalar mutlak ticari dava; tarafların tacir sıfatını haiz olduğu ve her iki tarafın da ticari işletmesiyle ilgili uyuşmazlıklardan doğan davalar ise nispi ticari davadır.
Yukarıda belirtilen kanun maddeleri ışığında somut olaya gelindiğinde; taraflar arasındaki uyuşmazlığın arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesine dayalı tazminat davası olduğu, dava türü bakımından TTK’da sayılan mutlak ve nispi ticari davanın şartlarının oluşmadığı, ———– yazılan müzekkere cevaplarına göre davacının ticaret sicilinde kaydının bulunmadığı, dolayısıyla davacının tacir olmaması ve aralarındaki ilişkinin ticari iş olmaması sebebiyle mal varlığı haklarına ilişkin olan davanın genel hükümlere göre Asliye Hukuk Mahkemesinde görülüp sonuçlandırılmasının gerektiği anlaşıldığından mahkememizin görevsizliğine, görevli mahkemenin ———– Nöbetçi Asliye Hukuk Mahkemeleri olduğuna karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın 6100 sayılı HMK 114/1 – c ve 115/2 maddeleri gereği usulden REDDİNE,
2-Mahkememizin GÖREVSİZLİĞİNE,
3-Görevli ve yetkili mahkemenin ——–Nöbetçi Asliye Hukuk Mahkemeleri olduğuna,
4-Hukuk Muhakemeleri Kanunu 20. Maddesi gereğince kararın kesinleşmesine müteakiben iki hafta içinde talep halinde dava dosyasının yetkili ve görevli mahkeme olan——– Nöbetçi Asliye Hukuk Mahkemesi’ne gönderilmesine, aksi halde aynı madde gereğince davanın açılmamış sayılmasına karar verileceğinin ihtarına (kararın tebliği ile ihtarat yapılmış sayılmasına), bu usuli kararın verilmesi ve bu kararla birlikte harç hususunun re’sen karara bağlanması hususlarının re’sen gözetilmesine; re’sen gözetilmesi gereken hususlar dışında kalan yönlerden ise gerekirse talebe bağlı olarak değerlendirme yapılmasına,
5-Yargılama harç ve giderlerinin 6100 Sayılı HMK 331/2. maddesi gereğince görevli ve yetkili mahkemede verilecek nihai kararla birlikte değerlendirilmesine,
Dair, davacı vekilinin ve davalının yüzüne karşı, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde ——– Adliye Mahkemesi İlgili Hukuk Dairesi nezdinde İstinaf yasa yolu açık olmak üzere karar verildi.22/09/2020