Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 13. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/313 E. 2020/258 K. 02.07.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 13. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2020/313 Esas
KARAR NO : 2020/258

DAVA : Zayi Belgesi Verilmesi
DAVA TARİHİ : 05/02/2020
KARAR TARİHİ : 02/07/2020

Mahkememizde görülmekte olan Zayi Belgesi Verilmesi davasının yapılan açık yargılaması sonunda dosya incelendi:
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ /
DAVA-TALEP ;
Davacı dava dilekçesinde özetle; Müvekkili şirketin—-tarihinde şube açılışı kararı almak üzere— defterine karar almak istediğini, ancak bütün aramalara rağmen bulunamadığını, şirketin yeni bir karar defteri çıkartabilmesi ve faaliyetlerini sürdürebilmesi için noterliklerce zayi belgesinin istendiğini, şu halde müvekkil şirketin yönetim organı olan —defteri zayi olduğu için toplanamadığını, bu nedenlerle müvekkili şirket yönetim kurulu karar defterinin zayi olduğunun tespitine ve zayi belgesi verilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP -TALEP : Dava HMK’nin 382 (2) e-1( Ticari defterlerin ziyaı halinde belge verilmesi) maddesi gereğince çekişmesiz yargı işidir.
DELİLLER : Türk Ticaret Kanunu 82/7 maddesi ve ilgili yasal mevzuat,—- Vergi dairesi kayıtları, Noter Kayıtları, Dosya kapsamındaki sair tüm bilgi ve belgeler.
DEĞERLENDİRME VE SONUÇ:
Dava, 6102 sayılı TTK’nin 82/7 maddesi gereğince zayi belgesi verilmesi istemine ilişkindir.
6100 Sayılı HMK’nin 382 vd. maddeleri gereği zayi belgesi verilmesi talebi çekişmesiz yargı işi olup, TTK’nin 82.maddesi uyarınca işbu talep ticari işletmenin bulunduğu yer yetkili mahkemesinden istenebileceğinden Mahkememizin yetkili olduğu anlaşılmıştır. Dava dilekçesine göre hukuki dinlenilme hakkı kapsamında davacıya defterlerin kaybolmasına ilişkin açıklama yapması için süre verilmiş, duruşma açılmış ve TTK’nin 82/7 uyarınca şirketin bağlı bulunduğu —-şirkete ilişkin bilgi ve belgeler istenerek değerlendirilmiştir. Ayrıca davacı vekili tarafından sunulan şirketin karar defterinin açılışına ilişkin noter evrakı da delil olarak gözetilmiştir.
6102 sayılı TTK’nin 82. maddesinde belgelerin saklanması ve saklama süresi başlığı altında düzenleme yapılmış bu kapsamda her tacirin ticari defterlerini sınıflandırılmış şekilde saklamakla yükümlü olduğu belirtilmiştir. TTK’nin 64/4 maddesinde yönetim kurulu karar defteri ticari defter olarak tanımlanmıştır.6102 sayılı TTK’nin 82. maddesinin 7. fıkrasında defter ve belgelerin bir afet veya hırsızlık sebebiyle kanuni saklama süresi içinde zıyaa uğrarsa tacir zıyaı öğrendiği tarihten itibaren onbeş gün gün içinde ticari işletmenin bulunduğu yer yetkili mahkemesinden kendisine bir belge verilmesini isteyebilmektedir. TTK’nin 18/3 maddesine göre ise her tacirin —– ait bütün faaliyetlerinde basiretli bir iş adamı gibi hareket etmesi gerekmektedir.
Yukarıda açıklanan hususlar ve anılan yasal düzenlemelere göre somut olaya bakıldığında, davacı tarafça, zayi olduğu bildirilen şirketin yönetim kurulu karar defterine yönelik olarak doğal afet ya da hırsızlık iddiasında bulunmadığı görülmektedir. Davacı taraf şirket karar defterinin kaybolduğunu ve şirket merkezinde tüm aramalara rağmen bulunamadığını iddia etmiştir. Dava dilekçesindeki açıklamadaki olayların gerçekleşme biçimine göre tacir sıfatına haiz olan davacının tacir olmanın hüküm ve sonuçları bakımından basiretli bir iş adamı gibi davranma yükümlülüğünü yerine getirmediği çok açıktır. Zira zayi olduğu iddia edilen ticari defterin özenle korunması ve saklanması zorunludur. Öte yandan davacı şirketin maddi kayıplar yaşama ihtimali ve işlerini yürütebilmesi de zayi belgesi verilme koşulu olarak yasada düzenlenmemiştir. Öyleyse kanunun saklanması zorunlu ticari defterin kaybolduğu iddiasının TTK’nin 82/7. fıkrasında düzenlenen doğal afetler ( yangın, su baskını, yer sarsıntısı) veya hırsızlık kavramlarına girmediği açıktır. Bu nedenlerle dosya kapsamına göre davanın aydınlandığı anlaşılmakla başkaca araştırma yapılmasına ve delil toplanmasına gerek görülmemiştir. Kaldı ki, zayi nedeniyle ticari defter ve belgelerin iptal edilebilmesi için yaklaşık ispat yeterli olmayıp tam ispat aranmaktadır. Binaenaleyh, TTK’nin 82/7. fıkrasına dayanmayan ve bu kapsamda yerinde bulunmayan davanın reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere ;
1-)Davanın REDDİNE,
2-)Yapılan yargılama giderlerinin davanın mahiyetine göre davacı üzerinde bırakılmasına,
3-)Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 54,40 TL karar ve ilam harcın peşin olarak alındığından başkaca bir harç alınmasına yer olmadığına,
4-)6100 sayılı HMK’nin 333. maddesi gereğince hükmün kesinleşmesinden sonra kullanılmayan avansının yatırana iadesine, bu konuda Bölge Adliye ve Adli Yargı İlk Derece Mahkemeleri İle Cumhuriyet Başsavcılıkları İdari ve Yazı İşleri Hizmetlerinin Yürütülmesine Dair Yönetmeliğin 207/1 maddesi gereğince Yazı İşleri Müdürü tarafından resen işlem yapılmasına,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde mahkememize verilecek dilekçe ile İstanbul Bölge Adliye Mahkemesinde İstinaf Kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.