Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 13. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/31 E. 2022/346 K. 31.03.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 13. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO: 2020/31 Esas
KARAR NO: 2022/346
DAVA: İtirazın İptali (Taşıma Sözleşmesi Kaynaklı)
DAVA TARİHİ : 06/01/2020
KARAR TARİHİ: 31/03/2022
Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Taşıma Sözleşmesi Kaynaklı) davasının yapılan açık yargılaması sonunda dosya incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ/
DAVA/TALEP;
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkil şirketi ile davalı arasında yapılan ——taşıma işlemi kapsamında —- karşılığında, —-alıcısının — adresine ulaştırılmak üzere —- bedelli ürün/ürünlerin davalıya — halinde —– teslim edildiğini, müvekkili tarafından, ürünün davalı tarafça taahhüt edilen süre zarfında teslimatının yapılmadığı fark edildiğinde davalıya —-tarafından ürünün kaybolduğu bilgisinin verildiğini, ürünün alıcıya ulaşmaması sebebiyle yeni ürün tedarik etmek zorunda kalındığından ürün bedelleri kadar maddi zararın meydana geldiğini, bunun yanında müvekkil şirketin ürünü bizzat teslim etmek zorunda kaldığını ve buna ilişkin yakıt/ mesai kaybı gibi masraf kalemleri de doğduğunu, bu maddi zararın yanında, serbest rekabet ortamında itibar kaybı ve zayıf düşme tehlikesiyle karşı karşıya kalındığını ve telafisi güç durumlar doğurduğunu, davalıya — yevmiye no’lu ihtarnamesi gönderildiğini, davalı tarafça ihtarnameye cevaben—— yevmiye nolu ihtarnamesinin gönderildiğini ve ihtarnamede özetle; ürünün kaybolmadığını, ürüne sistemden kaynaklanan teknik bir kusur nedeniyle — yapıştırılması üzerine, teslim ——karışıklıklar yaşandığını ve halihazırda kargonun yerinin tespit edilemediğini, ürünün en kısa zamanda iade edileceğini, ayrıca ihtarnameüzerine ürüne ait iade sürecinin başlatılmış olduğunun belirtildiğini, davalı tarafın ürünün kendi kusurlarıyla kaybolduğunu kabul etmiş durumda olduğunu, —- tarihinde ihtarnamede belirtilen tutarın tahsili amacıyla —- dosyası ile takibe geçildiğini, takibi sürüncemede bırakmak kastıyla davalı tarafça takibe itiraz edildiğini ve takibin durdurulduğunu, yasal zorunluluk gereği —– yapıldığını ancak anlaşmanın sağlanamadığını ileri sürerek fazlaya ilişkin her tür dava, beyan ve talep hakları saklı kalmak kaydıyla, davalı borçlunun ——-dosyasına vaki itirazının iptali ile takibin kaldığı yerden devamına, alacağına davalının temerrüde düştüğü tarihten (ihtarname tebliğ tarihi) itibaren faiz işletilmesine, davalının kötü niyetinin sabit olması ve alacağın likit olması sebebiyle borçlu aleyhine %20’den az olmayan icra inkar tazminatına hükmedilmesine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalı tarafa tahmiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP /TALEP :
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; —– sayılı kararı ile müvekkil şirket yönetimi kayyımlara devredildiğini, sonrasında ise ———devredildiğini, davalı sıfatı ile davada yer alan müvekkil şirketin adresinin —-olduğundan davaya —– Mahkemelerinin yetkili olduğunu, davaya konu — içeriğinin bilinmediğini, —- şirketlerinin paketin içeriği ile ilgili bilgi sahibi olma olanağının bulunmadığını, — içerisinde — değerinde bir ürün olduğunun kabul edilemez olduğunu, bahsi geçen kargonun sahibine ihtirazı kayıtsız, eksiksiz olarak —— teslimatın gerçekleştirildiğini, sonrasında ise davacı yanca teslim alınmadığının iddia edildiğini, kabul anlamına gelmemek kaydıyla müvekkil şirketin sorumluluğunun —-sınırlı olduğunu ileri sürerek yetki itirazının kabulü ile dosyanın yetkili ——- Ticaret Mahkemelerine gönderilmesine, davanın usulden reddine, haksız ve hukuki dayanaktan yoksun işbu davanın esastan reddine, tüm yargılama giderleri ve vekâlet ücretinin davacı tarafa tahmiline karar verilmesini beyan ve talep etmiştir.
DELİLLER: —– Tanık, dosyadaki sair bilgi ve belgeler.
Davacı Tanığı — Beyanında: Ben —- yılında davacı şirkette —– teslimat biriminde çalışıyordum, halen şirkete danışmanlık hizmeti vermekteyim, davacı şirket —yılının yaz aylarında ülkenin değişik yerlerinde bulunan —– daha önce sürekli yaptığı sattığı malları göndermek için teslim etmiştim, bu teslimi de bizzat hatta —- gelip teslim alarak doğrudan aktarma —–götürmüşlerdi zira ——çalıştığımız —– şubesinin işinin yaklaşık %75’inin —- karşılıyordu bu hususu o dönem şubenin müdürü olan —- ifade ediyordu, bu nedenle ——- teslim ettiğimiz ürünlerin içeriğini ve değerini daima biliyordu, hatta kendilerine ——-ürünleri aktarma ——-taşımaları konusunda resmi ——– araçta kiralamıştık, —– gönderdiğimiz ürünün kaybolduğunu ve teslim edilmediğini öğrendik, bu durumu —- beye ilettiğimiz de bize aktarma ——- bilmediklerini bu nedenle karışıklık yaşadıklarını ve en kısa sürede ürünü teslim edeceklerini beyan ettiği ancak aradan uzun süre geçmesine rağmen ürünün teslim edilmediği gibi davacı şirket ———iade de edilmedi, —–olup değerli bir üründür, zaten buna ilişkin faturada şirket tarafından kesilmiştir ancak daha sonra iptal edilmiştir zira müşteri ile de sıkıntı yaşanmıştır, zira ———–gönderdiğimiz malzeme görsel çalışmalara ilişkin —- kullanılan malzeme ve ürünlerdir, aynı tarihlerde ——— bulunan tüm —— mağazalarına aynı şekilde gönderim yapılmıştı, buna ilişkin kabul fişi de düzenlenmişti, diğer yerlere gönderilen ürünlerde sıkıntı çıkmadı, ayrıca —– isimli bir kişinin çalışmadığı ilgili firma tarafından bize açıkça beyan edilmişti, ürünü teslim almadıklarını da defalarca iletmişlerdir, Benim bilgim ve görgüm bundan ibarettir, şeklinde beyanda bulunmuştur.
DEĞERLENDİRME VE SONUÇ :
Dava , İtirazın İptali ve tazminat (Taşıma Sözleşmesinden Kaynaklanan) istemine ilişkindir.
6100 Sayılı HMK’nın 316 ilâ 322 maddelerinde düzenlenen basit yargılama usulüne tabi işbu davada mahkememizce dilekçeler aşaması tamamlanmış ve usulüne uygun olarak yapılan davet sonucunda duruşma açılarak ön inceleme duruşması icra edilmiş ve uyuşmazlık belirlenmiştir. Akabinde esasları, süreci ve hukuki sonuçları açıklanarak taraflar sulh olmaya davet ve teşvik edilmelerine karşın, davacı vekilinin tutanağa yansıyan beyanına göre tarafların sulh yoluyla çözmeyi tercih etmemeleri üzerine tahkikata geçilerek tahkikat işlemleri yerine getirilmiş, deliller toplanıp incelenmiş ve karar duruşmasında taraf vekillerinin son sözleri dinlenip zapta geçilerek aşağıdaki hüküm sonucuna ulaşılmıştır.
Davalı vekilinin yetki itirazı, 6100 sayılı HMK’nın 10 ve 6098 sayılı TBK, 89/1 ile 6102 TTK’ nin 890. Maddeleri kapsamında borcun ifa yeri ve taşımaya konu malın teslim edildiği yerlerin mahkememiz yargı çevresinde bulunduğundan reddedilmiştir.
Davaya esas ——- dosyası getirtilerek dosya arasına alınıp incelenmiştir. Yapılan incelemede icra dosyasının davanın tarafları ve konusu ile uyumlu olduğu görülmüştür. Ayrıca—–tutanağına göre de zorunlu arabuluculuk dava şartının yerine getirildiği ve anlaşmazlık üzerine işbu davanın açıldığı anlaşılmıştır.
2004 Sayılı İİK’nin 67. maddesi; —– Takip talebine itiraz edilen alacaklı, itirazın tebliği tarihinden itibaren bir sene içinde mahkemeye başvurarak, genel hükümler dairesinde alacağının varlığını ispat suretiyle itirazın iptalini dava edebilir. ——-Bu davada borçlunun itirazının haksızlığına karar verilirse borçlu; takibinde haksız ve kötü niyetli görülürse alacaklı; diğer tarafın talebi üzerine iki tarafın durumuna, davanın ve hükmolunan şeyin tahammülüne göre, red veya hükmolunan meblağın——- yüzde yirmisinden aşağı olmamak üzere, uygun bir tazminatla mahkum edilir. İtiraz eden veli, vasi veya mirasçı ise, borçlu hakkında tazminat hükmolunması kötü niyetin sübutuna bağlıdır. —–Birinci fıkrada yazılı itirazın iptali süresini geçiren alacaklının umumi hükümler dairesinde alacağını dava etmek hakkı saklıdır.—— Bu Kanunda öngörülen icra inkar tazminatı, kötü niyet tazminatı ve benzeri tazminatların tespitinde, takip talebi veya davadaki talep esas alınır.” hükmüne amirdir.
6102 sayılı TTK’nin 875/1 maddesinde “Taşıyıcı, eşyanın taşınmak üzere teslim alınmasından teslim edilmesine kadar geçecek süre içinde, eşyanın zıyaından, hasarından veya teslimindeki gecikmeden doğan zararlardan sorumludur.” denilmek suretiyle taşıyıcının sorumluluğu düzenlenmiş, sorumluluktan kurtulma halleri 876 ve 878 maddelerinde, sorumluluğun sınırı ise 882 maddede belirtilmiştir. Sorumluluktan kurtulma halleri 876 ve 878 maddelerinde, sorumluluğun sınırı ise 882 maddede belirtilmiştir.
6102 Sayılı TTK’nin 876 Maddesinde;” (1) Zıya, hasar ve gecikme, taşıyıcının en yüksek özeni göstermesine rağmen kaçınamayacağı ve sonuçlarını önleyemeyeceği sebeplerden meydana gelmişse, taşıyıcı sorumluluktan kurtulur ” hükmü düzenlenmiştir.
6102 Sayılı TTK’nin 886 Maddesinde;”(1) Zarara, kasten veya pervasızca bir davranışla ve böyle bir zararın meydana gelmesi ihtimalinin bilinciyle işlenmiş bir fiilinin veya ihmalinin sebebiyet verdiği ispat edilen taşıyıcı veya 879 uncu maddede belirtilen kişiler, bu Kısımda öngörülen sorumluluktan kurtulma hâllerinden ve sorumluluk sınırlamalarından yararlanamaz,” hükmü düzenlenmiştir.
Tazminatta esas alınacak değer 6102 Sayılı TTK’nin 880. maddesinde düzenlenmiştir.
6102 Sayılı TTK.’nun 880. maddesine göre;
(1)Taşıyıcı, eşyanın tamamen veya kısmen zıyaından dolayı tazminat ödemekle sorumlu tutulduğunda, bu tazminat, eşyanın taşınmak üzere teslim alındığı yer ve zamandaki değerine göre hesaplanır.
(2)Eşyanın hasara uğraması halinde, onun taşınmak üzere teslim alındığı yer ve zamandaki hasarsız değeri ile hasarlı değeri arasındaki fark tazmin edilir. Zararı azaltmak ve gidermek için yapılacak harcamaların birinci cümleye göre saptanacak değer farkını karşıladığı karine olarak kabul edilir.
(3)Eşyanın değeri piyasa fiyatına göre, bu yoksa aynı tür ve nitelikteki malların cari değerine göre tayin edilir. Eşya, taşımak üzere teslimden hemen önce satılmışsa, satıcının faturasında taşıma giderleri mahsup edilerek gösterilen satış bedelinin piyasa fiyatı olduğu varsayılır.
Sorumluluk sınırları 6102 Sayılı TTK’nun 882. maddesinde düzenlenmiştir.
6102 Sayılı TTK’nin 882. maddesine göre;
(1)Gönderinin tamamının zıyaı veya hasarı halinde, 880 ve 881 inci maddeler uyarınca ödenecek tazminat, gönderinin net olmayan ağırlığının her bir kilogramı için —— tutar ile sınırlıdır.
(2)Gönderinin münferit parçalarının zıyaı veya hasarı halinde taşıyıcının sorumluluğu;
a)Gönderinin tamamı değerini kaybetmişse tamamının,
b)Gönderinin bir kısmı değerini kaybetmişse, değerini kaybeden kısmının, net olmayan ağırlığının her bir kilogramı için ——–karşılayan tutar ile sınırlıdır.
(3)Taşıyıcının, taşıma süresinin aşılmasından doğan sorumluluğu, taşıma ücretinin üç katı ile sınırlıdır.
(4)Özel Çekme Hakkı, eşyanın taşıma amacıyla taşıyıcıya teslim edildiği tarihteki veya taraflarca kararlaştırılan diğer bir tarihteki, —–belirlenen değerine göre —-çevrilir. Düzenlemeleri bulunmaktadır.
Yukarıda anlan yasal düzenlemeler ,yapılan yargılama ve toplanan deliller ışığında somut olaya bakıldığında; davacı şirketin —–sayılı dosyası ile davalı şirket aleyhinde —– taşıma sözleşmesi kapsamında teslim edilen emtianın alıncıya teslim edilmemesi nedeniyle teslim edilen malın faturasına dayalı olarak genel haciz yoluyla icra takibine giriştiği ve yapılan itiraz üzerine takibin durdurulmasına karar verilmiş ve bir yıllık hak düşürücü süre içinde işbu davanın açıldığı anlaşılmıştır. Buna göre taraflar arasındaki uyuşmazlığın özü malın teslim edilip edilmediği üzerinde yoğunlaşmaktadır. Mahkememizce taraf vekillerince gösterilen deliller celbedilerek dosya rapor verilmesi için alanında uzman bir bilirkişiye verilmiştir. Bilirkişi ——- tarafından dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda hazırlanan raporda özetle ve mealen; taraflar arasında ——–taşıma sözlemesi kurulduğu, gönderi takip formuna göre malın alıcıya teslim edilmediği, taşımaya konu emtianın fatura fiyatının ——- olduğu ancak malın cinsine göre değerin sektör bilirkişi tarafından belirlenmesinin yerinde olacağı, davalının meydana gelen zarardan sorumlu olduğu, TTK ,882 madde gereği hesap edilen sorumluluk sınırının —— olduğu, ağır kusurun varlığına yönelik kanaat halinde tamamının ödenmesinin gerekeceği yönünde yönünde tespit ve görüşlere yer verilmiştir. Bilirkişi raporu taraf vekillerine tebliğ edilerek vaki itiraz ve beyanlar da değerlendirilmiştir. Mahkememizce yapılan değerlendirmede ve incelemede, davacı şirketin sürekli olarak davalı — ticari ilişkinin bulunduğu, bir başka anlatımla—- şirketinin —- taşıma konusunda çalıştığı, içinde yılbaşı için —- kullanılan ve —-değişik illerinde bulunan — ürünler gönderdiği ancak —- bulunan —- gönderilen ürünlerini teslim edilmediği özellikle gönderi takibi, tanık beyanları ve ilgili şube tarafından bildirilen müzekkere yanıtından çok açık bir şekilde anlaşılmıştır. Öte yandan söz konusu ürünlerin değerine ilişkin davacı şirket tarafından düzenlenen ve malın teslim edilmemesi nedeniyle daha sonra iptal edilen —tarihli —– bedelli ———- karşılıklı gönderilen ihtarnameler birlikte değerlendirildiğinde değere ilişkin bir tartışmanın yapılamayacağı ve faturanın esas alınması gerekitği kanaati hasıl olmuştur. Davalı —-sözleşmenin ana unsuru olan —— alıcıya teslim etme yükümlülüğünü yerine getirmediği gibi yargılamada dürüst davranma ve doğruyu söyleme yükümlülüğüne aykırı olarak ——-isimli bir kişi tarafından teslim alındığının savunulduğu , bu savunmanın akisine alıcı şirkette bu isimde bir kişinin hiç çalışmadığı sabit olmakla davalı şirketin taşıma alanında faaliyet gösteren bir şirket olması hasebiyle basiretli davranma yükümlülüğü altında bulunduğu, davalının sorumluluktan kurtulmasına ve sınırlandırılmasına yarayan somut bir bilgi, belge ve delil de bulunmadığı gibi dosyaya yansıyan savunmalar ve dürüstlük kuralı birlikte değerlendirildiğinde zararın taşıyıcının pervasızca davranışın eseri olduğu ve böylece yukarıda gösterilen yasal düzenlemelere göre sorumluluktan kurtulma ve sınırlama hallerinin olyada gerçekleşmediği, böylece davalının doğan zararı ve bu uğurda yapılan tüm masrafları tamamen ve nakden tazmin etmesi gerektiği düşünülmüştür. Binaenaleyh; dosyaya mübrez tüm deliller ve özellikle genel olarak benimsenen bilirkişi raporuna göre davacının davasını TMK’nin 6 ve HMK’nin 190. maddeleri nazarında ispat ettiği sonuç ve kanaatiyle taleple bağlılık ilkesi ve temerrüt olgusuna göre faiz tür, oran ve başlangıç tarihi de gözetilerek davanın kabulü ile; davalı-borçlunun —– sayılı takip dosyasına yapmış olduğu itirazının iptali ile icra takibinin asıl alacağa —- takip tarihinden itibaren yasal faiz işletilmek suretiyle —– üzerinden aynen devamına karar verilmiştir.
Davacının İcra İnkar Tazminatı İsteğine ilişkin yapılan değerlendirmede ise —-kararlılık kazanmış uygulamasına göre itirazın iptali davalarında İİK’nın 67/2. maddesi çerçevesinde alacaklı yararına icra inkar tazminatına hükmedilebilmesi için usulüne uygun şekilde yapılmış bir icra takibinin bulunması, borçlunun süresi içerisinde ödeme emrine itiraz etmesi, alacaklının bir yıl içinde itirazın iptali davasını açması ve davasında haklı çıkarak inkar tazminatı talep etmiş olması gereklidir. Burada borçlunun itirazının kötü niyetle yapılmış olması ve alacağın bir belgeye bağlanmış bulunması koşulları aranmamaktadır. Bu yasal koşullar yanında takibe konu alacağın likit olması da zorunludur. Her uyuşmazlığın kendine özgü somut özelliklerine göre değişmekle birlikte, bir uyuşmazlıkta alacağın likit olup olmadığı belirlenirken, alacak ve onun borçlusu birlikte değerlendirilmelidir. Buna göre likit bir alacaktan söz edilebilmesi için ya alacağın gerçek miktarının belli ve sabit olması ya da borçlusu tarafından belirlenebilmesi için bütün unsurların bilinmesi veya borçlunun borç tutarını tahkik ve tayin etmesinin mümkün bulunması, başka bir ifadeyle borçlunun yalnız başına ne kadar borçlu olduğunu tespit edebilir durumda olması gerekir. Gerek borç gerekse borçlu bakımından bu koşullar mevcut ise ortada likit bir alacak bulunduğu kabul edilmelidir. Somut olayda sonucu yapılan yargılama ve alınan bilirkişi raporu ışığında ulaşılması, malın tesliminin ve taşıma sözleşmesi gereğince sorumluluktan kurtulma ve sınırlandırılması gibi hususların tartışlaması ve işin niteliğine göre alacak/borç likid/muayyen görülmediğinden İcra İflas Kanununun 67/2.maddesi gereğince koşulları oluşmayan tazminat talebi ise dinlenmemiştir.
6100 Sayılı HMK’nın 332/1 maddesine göre, 323. maddesinde sayılan yargılama giderlerinden, aynı yasanın 326/1. maddesi gereğince aleyhinde hüküm verilen davalı şirket sorumlu tutulmuştur. Ayrıca bu kapsamda Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanununun 18/A maddesi ile Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu Yönetmeliğinin 26/2. Maddeleri gözetilerek dava öncesi ——- bütçesinden ödenen arabuluculuk ücretinin de davalıdan alınarak hazineye gelir kaydına da karar verilmek suretiyle 6100 Sayılı HMK’nın 26, 297/2 maddeleri gereğince aşağıdaki şekilde hüküm ihdas edilmiştir.
HÜKÜM:Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere ;
1-) Davanın KABULÜNE,
2-) 2004 sayılı İİK’nın 67/I maddesi gereğince davalı-borçlunun —- sayılı takip dosyasına yapmış olduğu itirazının İPTALİ ile icra takibinin asıl alacağa —- takip tarihinden itibaren yasal faiz işletilmek suretiyle —- üzerinden aynen DEVAMINA,
3-)Davacının, 2004 sayılı İİK’nın 67/II maddesi gereğince icra inkar tazminatı talebinin koşulları oluşmadığından REDDİNE,
4-)Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 1.216,96 TL karar ve ilam harcının 215,17 TL peşin harç ve icra dosyasında alınan 89,08 TL harcın mahsubu ile bakiye 912,71 TL karar ve ilam harcının davalıdan alınarak Hazineye gelir kaydına,
5-)Arabuluculuk Kanununun 18/A-(13).maddesi ve Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu Yönetmeliği’nin 26/2. Maddeleri ile AÜT uyarınca —–bütçesinden ödenen 1.320,00 TL arabuluculuk ücretinin davalıdan alınarak hazineye irad kaydına,
6-)Davacı tarafından yapılan 54,40 TL başvurma harcı 215,17 TL peşin harç, 7,80 TL vekalet ücreti ve 102,75 TL posta masrafı ve 1.000,00 TL bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 1.380,12 TL yargılama giderinın davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
7-)Davacı kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan A.A.Ü.T. 13/1 maddesi uyarınca hesaplanan 5.100,00 TL nispi/maktu vekalet ücretinın davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-)6100 sayılı HMK’nın 333. maddesi gereğince hükmün kesinleşmesinden sonra kullanılmayan gider avansının yatırana iadesine, ( Yazı İşleri Müdürü tarafından Bölge Adliye ve Adli Yargı İlk Derece Mahkemeleri İle Cumhuriyet Başsavcılıkları İdari ve Yazı İşleri Hizmetlerinin Yürütülmesine Dair Yönetmeliğin 207/1 maddesi gereğince resen işlem yapılmasına,)
Dair, taraf vekillerinin yüzlerine karşı ; 6100 sayılı HMK’nın 341/1, 342, 343, 344 ve 345/1 maddeleri gereğince gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki hafta içinde istinaf harç ve giderleri yatırılmak suretiyle mahkememize veya başka bir yer mahkemesine verilecek dilekçeyle—– Adliye Mahkemesinde İstinaf Kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.31/03/2022