Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 13. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/301 E. 2021/74 K. 27.01.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. İstanbul Anadolu 13. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO: 2020/301
KARAR NO: 2021/74
DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ: 03/02/2020
KARAR TARİHİ: 27/01/2021
Tarafları yukarıda belirtilen davanın Mahkememizde yapılan açık yargılaması sonunda:
GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili tarafından verilen dilekçe ile; taraflar arasında —–inşaat işlerinin yapılmasına yönelik olarak———- davacının yükümlülüklerini ve işin yapılışı sırasında verilen ekstra işleri eksiksiz olarak yerine getirdiği halde hakkediş bedellerinin davalı tarafça tamamen ödenmediği ve bunun üzerine cari hesap ekstrelerine bağlı olarak ödenmesi gereken alacağın ödenmesi için yapılan tüm taleplerin karşılıksız kalması nedeni ile, ——– dosyası üzerinden takip yapıldığı, itiraz üzerine takibin durduğu, itirazın haksız olduğu, takip tarihi itibari ile ——- alacak bulunduğu, uyuşmazlığın çözümlenebilmesi için arabuluculuğa başvurulduğu ancak anlaşmaya varılamadığı ileri sürülerek söz konusu icra dosyası üzerinden yapılan takibe itirazın iptaline, takibin devamına ve %20’den az olmamak üzere icra inkar tazminatına karar verilmesi talep ve dava edilmiştir.
Davacı vekili duruşmada da dava dilekçesini tekrar etmiştir.
Davalı vekili duruşmada da tekrar ettiği ve süresinde ibraz edilen cevap dilekçesinde taraflar arasında düzenlenen taşeron sözleşmesinin 36. Maddesine göre yetki şartı ön görüldüğü ve anlaşmazlık olması halinde çözüme yetkili merci olarak — Mahkemelerinin belirlendiği, HMK Madde 17 düzenlemesine göre — Mahkemelerinin yetkili olduğu ve bu konuda —– da sabit olduğu üzere —- Mahkemelerinden anlaşılması gerekenin — bulunan —-Mahkemeleri olduğu ileri sürülerek öncelikle yetki itirazında bulunularak esas yönden de davalının yükümlülüklerini eksiksiz ve kusursuz yerine getirmediği, yerine getirdiği işlerin bedelinin ödendiği, davacının alacağının bulunmadığı ve hatta borç bakiyesi olduğu ileri sürülerek esas yönden de davanın reddine ve %20’den aşağı olmamak üzere kötü niyet tazminatına karar verilmesi istenmiştir.
Yetki itirazına yönelik usuli itirazın incelendiği ön inceleme duruşmasında alınan beyanların, yapılan irdelemelerin ve oluşturulan kararların yer aldığı söz konusu — tarihli duruşma tutanağı içeriği: ..
Davacı —– duruşmaya katıldı. Başka gelen yok. Belli yerde açık yargılamaya başlandı.
Tebligatların yapıldığı ve taraf teşkilinin sağlandığı anlaşıldı.
Tensip tutanağında da belirtildiği gibi davada HMK’nun 118 ila 186. Maddelerinde düzenlenen yazılı yargılama usulünün uygulanması gerektiği anlaşıldı.
Tensip ara kararlarının yerine geldiği anlaşıldı.
—– sayılı icra takip dosyasının incelenmesinde süresinde yapılan itirazla takibin durmuş olduğu, borcun esasına itiraz edildiği, usulü bir itiraz bulunmadığı, toplam takip miktarının— asıl alacak ile — işlemiş faiz olmak üzere toplam — olduğu anlaşıldı.
Dava dilekçesinde dava değeri olarak —- gösterilmiş olduğundan öncelikle bu hususun aydınlatılması gerektiğinden davacı vekilinden bu konuda soruldu:
Davacı vekili: dava değeri dava dilekçesinde belirtilen şekilde —– olup, bunun ne kadarının asıl alacak ve ne kadarının işlemiş faiz miktarı olduğunu açıklayıcı yazılı beyanda bulunmak için süre istiyoruz, ancak belirttiğim gibi dava değeri toplam —–dedi. Beyanı okundu imzası alındı.
Davacı Vekili
Zapta geçen beyana ve verilere göre davanın takibe itirazın kısmen iptali davası olduğu, her hangi bir harç ikmalini gerektirmediği ve dava değerinin ne kadarının asıl alacak ve ne kadarının işlemiş faiz miktarı olduğu hususunun ön incelemeye engel olmadığı anlaşıldığından:
G.G.D:
1-Toplam dava değeri —- içinden ne kadarının asıl alacak miktarı ve ne kadarının işlemiş faiz miktarı olduğuna ilişkin dökümü yazılı olarak bildirmesi için davacı vekiline talik nedeni olmayacak şekilde süre verilmesine,
2-Yukarıdaki hususun ön incelemeye engel olmadığına,
3-Ön inceleme duruşmasına geçilmesine,
Oy birliği ile karar verildi. Tefhimle açık yargılamaya devam olundu.
HMK-119-121 maddeleri uyarınca dava dilekçesi ve ekleri incelendi, Dava dilekçesi ve eklerinde herhangi bir eksikliğe rastlanmadı.
HMK-114-115 maddeleri uyarınca yapılan inceleme neticesinde dava şartlarının mevcut olduğu görüldü.
HMK-116-117 maddeleri uyarınca yapılan inceleme neticesinde yetki itirazının karara bağlanması gerektiği anlaşıldı.
Bu yönden dosyanın incelenmesinden davalıya —- tarihinde tebligat yapıldığı, davalı vekilinin süresinde — tarihinde ek süre talep ettiği ve —-tarihli ara kararda — ay ek süre verildiği,—– olmak üzere sürelerin durdurulmasından etkilendiği ve buna göre sürelerin durduğu — tarihi itibari ile kalan cevap süresinin — gün olması karşısında söz konusu — kararının dayanağı olan yasanın geçici 1. Maddesi gereği — günden az süre kalması nedeni ile — gün ek süreden yararlanmanın söz konusu olduğu ve buna göre sürenin —-tarihinde dolacağı, cevap dilekçesini ise —-tarihinde ibraz edilmiş olması nedeni ile sonuçta cevap dilekçesinin süresinde verilmiş olduğu ve cevap dilekçesinde ileri sürülen yetki itirazının süresinde ve usulüne uygun olduğu, taraflar arasındaki sözleşmenin 36. Maddesine dayanıldığı ve bu maddeye göre de—— Mahkemelerinin yetkili olduğunun kararlaştırılmış olduğu anlaşıldı.
Davalı vekilinden soruldu: cevap dilekçemizi ve yetki itirazımızı tekrar ediyoruz, zapta geçen hususlar doğrudur, bir diyeceğimiz yoktur dedi.
Davacı vekilinden soruldu: bu konuda cevaba cevap dilekçemizi tekrar ediyoruz. Bu dilekçemizde belirttiğimiz sebeplerle yetki itirazını kabul etmiyoruz, zapta geçen süreye ilişkin hususlara bir diyeceğimiz yoktur dedi.
Dosya incelendi. Yetki itirazının yerinde olduğu anlaşılmakla yargılamanın bittiği bildirildi.
…”
şeklinde olup yukarıya aynen aktarılmıştır.
Yetki sözleşmesine ve yetki itirazına ilişkin HMK. düzenlemeleri:

YETKİ SÖZLEŞMESİ
Madde 17- (1) Tacirler veya kamu tüzel kişileri, aralarında doğmuş veya doğabilecek bir uyuşmazlık hakkında, bir veya birden fazla mahkemeyi sözleşmeyle yetkili kılabilirler. Taraflarca aksi kararlaştırılmadıkça dava sadece sözleşmeyle belirlenen bu mahkemelerde açılır.
YETKİ SÖZLEŞMESİNİN GEÇERLİLİK ŞARTLARI
Madde 18- (1) Tarafların üzerinde serbestçe tasarruf edemeyecekleri konular ile kesin yetki hâllerinde, yetki sözleşmesi yapılamaz.
(2) Yetki sözleşmesinin geçerli olabilmesi için yazılı olarak yapılması, uyuşmazlığın kaynaklandığı hukuki ilişkinin belirli veya belirlenebilir olması ve yetkili kılınan mahkeme veya mahkemelerin gösterilmesi şarttır.
YETKİ İTİRAZININ İLERİ SÜRÜLMESİ
Madde 19- (1) Yetkinin kesin olduğu davalarda, mahkeme yetkili olup olmadığını, davanın sonuna kadar kendiliğinden araştırmak zorundadır; taraflar da mahkemenin yetkisiz olduğunu her zaman ileri sürebilir.
(2) Yetkinin kesin olmadığı davalarda, yetki itirazının, cevap dilekçesinde ileri sürülmesi gerekir. Yetki itirazında bulunan taraf, yetkili mahkemeyi; birden fazla yetkili mahkeme varsa seçtiği mahkemeyi bildirir. Aksi takdirde yetki itirazı dikkate alınmaz.
(3) Mahkeme, yetkisizlik kararında yetkili mahkemeyi de gösterir.
(4) Yetkinin kesin olmadığı davalarda, davalı, süresi içinde ve usulüne uygun olarak yetki itirazında bulunmazsa, davanın açıldığı mahkeme yetkili hâle gelir.”
Şeklinde olup, yukarıya aynen aktarılmıştır.
Dosyaya örneği sunulan ve taraflar arasında ihtilafsız olan ”Taşeron Sözleşmesi” başlıklı sözleşmenin 36. Maddesinde uyuşmazlıkların çözümünde—– İcra Daireleri ve Mahkemelerinin yetkili olacağının kararlaştırılmış olduğu belirlenmiştir.
HMK. Mad.17 kapsamında yapılan irdeleme sonunda yukarıya aynen alınan bu maddeye ilişkin yasal düzenleme, bu düzenlemenin kesin yetki olması, taraflar arasında ihtilafsız sözleşmede yer alan yetki şartına göre —–İcra Daireleri ve Mahkemelerinin yetkili olması, cevap dilekçesi ile birlikte yetki itirazının süresinde ileri sürülmüş olması karşısında bu düzenlemeye bağlı yetki itirazının yerinde olduğu sonuç ve kanaatine varıldığından davacı vekilinin cevaba cevap dilekçesinde icra dairesinin yetkisine itiraz edilmemiş olması nedeni ile Mahkemenin yetkisine itirazın yerinde olmadığına ilişkin itirazları yerinde görülmemiştir.
Sonuç olarak taraflar arasındaki yetki sözleşmesine, HMK.M.17 düzenlemesine ve süresinde yapılan yetki itirazına bağlı olarak Mahkememizin yetkisine itirazın yerinde olduğu, icra dairesinin yetkisine itiraz edilmemiş olmasının bu usuli sonuca etkisinin bulunmadığı kanaatine varıldığından yetki itirazının kabulü ile Mahkememizin yetkisizliğine ilişkin olmak üzere aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Yetki itirazının kabulü ile Mahkememizin YETKİSİZLİĞİNE ve davanın USULDEN REDDİNE,
2-Kararın kesinleşmesine bağlı olarak ve 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 20/1 maddesinde belirtilen 2 haftalık süre içinde, taraflardan birinin talebi halinde dosyanın görevli ve yetkili —- Asliye Ticaret Mahkemesi’ne gönderilmesine,
3-Süresinde başvuruda bulunulması halinde harç ve yargılama giderleri ile avansa ilişkin hususların 6100 sayılı HMK.’nın 331/2 maddesi gereğince görevli ve yetkili Mahkemece değerlendirilmesine,
4-Süresinde başvuruda bulunulmaması halinde HMK. Madde 20 düzenlemesine bağlı olarak davanın açılmamış sayılmasına yönelik gerekli usuli kararın resen verilmesi gereğinin gözetilmesine,
5-Yukarıdaki hüküm fıkralarında belirtilen ihtimallerde gözetilerek yargılama sonucunda ve resen yapılacak gider olmadığı takdirde, gerekirse resen yapılacak giderde mahsup edilmek ve HMK. Madde 333 düzenlemesi gözetilmek sureti ile avansın kullanılmayan kısmının yatırana iadesine,
İlişkin olmak üzere taraf vekillerinin yüzüne karşı aleni olarak yapılan yargılama sonunda gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içinde ——Adliye Mahkemesi nezdinde İstinaf yolu açık olmak üzere oy birliği ile verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 27/01/2021