Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 13. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/288 E. 2021/610 K. 13.09.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. İstanbul Anadolu 13. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2020/288 Esas
KARAR NO : 2021/610
DAVA: İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ: 31/01/2020
KARAR TARİHİ : 13/09/2021
Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ
DAVA;Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkil şirketçe işletilen köprü ve otoyoldan davalıya ait araç ile gerçekleştirilen ihlalli geçiş nedeniyle —– ödenmeyen geçiş geçiş tutarı ve yasadan kaynaklı para cezasının tahsili amacıyla ——- başlatılan icra takibinden gönderilen ödeme emri, davalıya tebliğ edildiğini, borçlu, borcun tamamına itiraz ettiğini, takibin devamı nedeniyle bu davayı açmak zorunda kaldıklarını,—— dosyasına yaptığı itirazının iptali ile alacağın yasal faizi ve diğer tüm ferileri ile birlikte tahsili için takibin devamına ve borçlu aleyhine % 20’den az olmamak üzere icra inkâr tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; dava konusu icra takibi müvekkiline ait araç ile ihlalli geçiş yaptığı iddiasına dayandığını, müvekkilinin ihlalli geçiş yaptığı ve borcu bulunduğu iddialarının tarafınca kabul edilmediğini, takip öncesinde müvekkili şirkete bildirimde bulunulmadığını, davacının icra takibinde kötü niyetli olduğunu ve alacağın %20 sinden az olmamak üzere kötü niyet tazminatına mahkum edilmesini ve yargılama giderleri ile ücreti vekaletin davacı taraf üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER: ——– dosyadaki sair bilgi ve belgeler.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasıdır.
Mahkememizce dilekçeler aşaması tamamlanmış ve usulüne uygun olarak yapılan davet sonucunda duruşma açılarak ön inceleme duruşması icra edilmiş ve tarafların sulh olmaması nedeniyle uyuşmazlık belirlenmiş ve tahkikata geçilmiş ve deliller incelenerek sonuca gidilmiştir.
—-.maddesi; —— Takip talebine itiraz edilen alacaklı, itirazın tebliği tarihinden itibaren bir sene içinde mahkemeye başvurarak, genel hükümler dairesinde alacağının varlığını ispat suretiyle itirazın iptalini dava edebilir. —- davada borçlunun itirazının haksızlığına karar verilirse borçlu; takibinde haksız ve kötü niyetli görülürse alacaklı; diğer tarafın talebi üzerine iki tarafın durumuna, davanın ve hükmolunan şeyin tahammülüne göre, red veya hükmolunan meblağın ——— yüzde yirmisinden aşağı olmamak üzere, uygun bir tazminatla mahkum edilir. İtiraz eden veli, vasi veya mirasçı ise, borçlu hakkında tazminat hükmolunması kötü niyetin sübutuna bağlıdır. —————Birinci fıkrada yazılı itirazın iptali süresini geçiren alacaklının umumi hükümler dairesinde alacağını dava etmek hakkı saklıdır.——– öngörülen icra inkar tazminatı, kötü niyet tazminatı ve benzeri tazminatların tespitinde, takip talebi veya davadaki talep esas alınır.” hükmüne amirdir.
Davaya konu——-dosyası getirtilerek, incelenmiştir. Yapılan incelemede icra dosyasının davanın tarafları ve konusu ile uyumlu olduğu görülmüştür. Davaya konu ihlalli geçişi yapan —- sayılı aracın trafik tescil kaydı getirtilerek, dosya arasına alınmış ve incelenmiştir. Yapılan incelemede aracın davalı şirket adına kayıtlı olduğu görülmüştür.—- müzekkere yazılarak ihlalli geçişin yapıldığı tarihte davalı şirkete ait aracın —- ürünü var ise bahse konu tarihlerde yeterli bakiyesinin olup olmadığı sorulmuş verilen yanıtta ihlalli geçişin yapıldığı tarih aralığında söz konusu aracın —- yeterli bakiye olmadığı anlaşılmıştır.
Yapılan yargılama ve toplanan delillere göre somut olayda ——- sayılı dosyasından köprü ve otoyoldan ihlalli geçiş sebebiyle tahakkuk eden geçiş ücreti ve—– geçiş ücretinin dört katı tutarındaki cezaya ilişkin olarak icra takibi başlatıldığı, takibe yapılan itiraz üzerine icra takibinin durdurulduğu ve bir senelik yasal süre içerisinde işbu davanın açıldığı anlaşılmıştır. ——— çerçevesinde işletme hakkı verilen veya devredilen otoyollar veya erişme kontrolünün uygulandığı karayollarında geçiş ücretlerini ödemeden geçiş yapan araç sahiplerinden işletici şirket tarafından geçiş ücreti ödemeden giriş çıkış yaptığı mesafeye ait geçiş ücreti ile birlikte bu ücretin dört katı tutarında ceza genel hükümlere göre tahsil edilir.” hükmü ile aynı kanunun —.maddesinde ‘Geçiş ücretlerini ödemeden geçiş yapanlardan ,ödemesiz geçiş tarihini izleyen on beş gün içinde yükümlü olduğu geçiş ücretini usulüne uygun olarak ödeyenlere bu maddenin birinci fıkrası ile beşinci fıkrasında belirtilen cezalar uygulanmaz’ hükmü bulunmaktadır. Bu yasal kapsamda dosya içeriğine göre davalı şirkete ait aracın —– tarihinde davacının işlettiği köprü ve otoyoldan ihlalli geçiş yaptığı, on beş gün içinde geçiş ücretini ödemediği ve bu nedenle geçiş ve geçiş ücretine ait ait dört katı tutarında cezanın tahakkuk ettirildiği, tahakkuk eden miktarın genel matematik bilgisi ve tecrübeye göre doğru hesaplandığı anlaşılmış ve bu kapsamda bilirkişiye başvurulmamıştır.(HMK,266) Ayrıca davaya konu olayda özel işletmeye tabi otoyol ve köprülerden geçiş hizmetinin niteliği gereği ‘sürücü ehliyeti sahibi’ hizmeti alanlar tarafından şartları ve sonuçları önceden bilindiğinden ve/veya bilindiği kabul edildiğinden otoyol giriş ve çıkışında sistem tarafından yapılan ücretsiz geçiş yapıldığına dair uyarı ve bildirim dışında yasal olarak ihlalli geçiş tutanağı düzenlenerek muhataba ihbar ve tebliğine dair bir düzenleme de bulunmamaktadır. Öte yandan sürücünün eylemlerinden sorumlu olan işleten sıfatındaki davalı şirketin basiretli tacir gibi davranma yükümlülüğü bulunmakta olup bu kapsamda araçlarına — alarak yeterli para bulundurması ve/veya geçişten itibaren on beş gün içinde tamamlaması gerekir.———-Bütün bunlara göre davalı şirketin ihlalli geçişlerden itibaren on beş gün içinde ödeme yapmadığı da gözetildiğinde davacının geçiş ücreti ile birlikte dört katı tutanında ceza miktarı talebinde ve davasında haklı olduğu sonuç ve kanaatine ulaşılarak davanın kabulü ile davalının—— Esas sayılı dosyasına karşı yapmış olduğu itirazının İİK’nın 67/1. maddesi gereğince iptali ile İcra takibinin asıl alacağa takip tarihinden itibaren —- oranında ve değişen oranlarda işleyecek avans faizi uygulanmak suretiyle aynen devamına karar verilmiştir.
Davacının İcra İnkar Tazminatı İsteğine ilişkin yapılan değerlendirmede ise —- kararlılık kazanmış uygulamasına göre itirazın iptali davalarında İİK’nın 67/2. maddesi çerçevesinde alacaklı yararına icra inkar tazminatına hükmedilebilmesi için usulüne uygun şekilde yapılmış bir icra takibinin bulunması, borçlunun süresi içerisinde ödeme emrine itiraz etmesi, alacaklının bir yıl içinde itirazın iptali davasını açması ve davasında haklı çıkarak inkar tazminatı talep etmiş olması gereklidir. Burada borçlunun itirazının kötü niyetle yapılmış olması ve alacağın bir belgeye bağlanmış bulunması koşulları aranmamaktadır. Bu yasal koşullar yanında takibe konu alacağın likit olması da zorunludur. Her uyuşmazlığın kendine özgü somut özelliklerine göre değişmekle birlikte, bir uyuşmazlıkta alacağın likit olup olmadığı belirlenirken, alacak ve onun borçlusu birlikte değerlendirilmelidir. Buna göre likit bir alacaktan söz edilebilmesi için ya alacağın gerçek miktarının belli ve sabit olması ya da borçlusu tarafından belirlenebilmesi için bütün unsurların bilinmesi veya borçlunun borç tutarını tahkik ve tayin etmesinin mümkün bulunması, başka bir ifadeyle borçlunun yalnız başına ne kadar borçlu olduğunu tespit edebilir durumda olması gerekir. Gerek borç gerekse borçlu bakımından bu koşullar mevcut ise ortada likit bir alacak bulunduğu kabul edilmelidir. Somut olayda davalının borcunun varlığı ve gerçek miktarını tahkik ve tespit edebilir durumda olması nedeniyle alacağın likit ve muayyen olduğu anlaşılmakla davalının haksızlığına karar verilmesi nedeniyle İcra ve İflas Kanununun 67/2.maddesi gereğince koşulları oluştuğundan asıl alacağın %20’si olan —— icra inkar tazminatının da davalıdan alınarak davacıya verilmesine de hükmedilmiştir.
—- Maddesinde sayılan yargılama giderlerinden, 326/1. Maddesi gereğince tamamen davalı taraf sorumlu tutulmuştur. Ayrıca bu kapsamda Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanununun 18/A maddesi ile Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Yönetmeliğinin 26/2. Maddeleri gözetilerek dava öncesi—- bütçesinden ödenen arabuluculuk ücretinin davalıdan alınarak hazineye gelir kaydına da karar verilerek 6100 Sayılı HMK’nın 297/2 maddesi gereğince aşağıdaki şekilde hüküm verilmiştir.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-) Davanın KABULÜNE,
Davalının—- dosyasına yapmış olduğu İTİRAZIN İPTALİ ile icra takibinin asıl alacak———– değişen oranlarda avans faiz uygulanmak suretiyle aynen DEVAMINA,
2-) Davacının icra inkar tazminatı talebinin kabulüyle, asıl alacağın %20’si olan — icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
3-) Harçlar Kanunu gereği alınması gereken 59,30 TL karar ve ilam harcından başlangıçta peşin alınan 54,40 TL harcın mahsubu ile bakiye 4,90 TL harcın davalıdan alınarak Hazineye irat kaydına,
4-) Davacı tarafından yapılan 54,40 TL başvurma harcı 54,40 TL peşin harç, 7,80 TL vekalet harcı ve 52,50 TL posta masrafı olmak üzere toplam 169,20 TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-) Davacı kendisini bir vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan A.A.Ü.T. 13/1,13/2 uyarınca 850,25 TL maktu/nispi vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
6-) Arabuluculuk Kanununun 18/A-(13).maddesi ve Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Yönetmeliği’nin 26/2. Maddeleri ile AÜT uyarınca ——— bütçesinden ödenen 1.320,00 TL arabuluculuk ücretinin davalıdan alınarak hazineye irad kaydına,
7-) 6100 sayılı HMK’nın 333. maddesi gereğince hükmün kesinleşmesinden sonra kullanılmayan avansının yatırana iadesine ve bu konuda Bölge Adliye ve Adli Yargı İlk Derece Mahkemeleri İle Cumhuriyet Başsavcılıkları İdari ve Yazı İşleri Hizmetlerinin Yürütülmesine Dair Yönetmeliğin 207/1 maddesi gereğince Yazı İşleri Müdürü tarafından re’sen işlem yapılmasına,
Dair, davacı ve davalı vekillerinin yüzlerine karşı HMK.’nın 341/2. maddesi gereğince karar tarihi itibariyle kararın miktar yönünden İstinaf kanun yoluna başvuru sınırının altında kaldığı anlaşılmakla, KESİN olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 13/09/2021