Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 13. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/276 E. 2021/182 K. 16.03.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 13. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2020/276 Esas
KARAR NO: 2021/182
DAVA : Tazminat (Sözleşmeden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 31/01/2020
KARAR TARİHİ : 16/03/2021
Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Sözleşmeden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkil———– bulunan davalı şirket arasında ——– bu yana devam eden bir ticari ilişki mevcutt olduğunu, taraflar arasında ———- akdedildiğini ve müvekkil ——– fabrikasında ——— kalınan ülkelerde satışını yaptıklarını, taraflar arasındaki ticari ilişkinin niteliğinin ——–olduğunu, buna göre müvekkil şirketi ile davalı şirketin —- tek satıcısı konumunda olduğunu, bunun gereği olarak da Müvekkil —- yıllara yayılan satış, pazarlama, fuarlara katılma, reklam, ihracat, ithalat ve bu işlemleri gerçekleştiren insan kaynağının temini ve eğitimi gibi pek çok konuda yatırımları olduğunu, taraflar arasındaki ——- tarihine kadar geçerli ve yürürlükte olmasına rağmen, davalı tarafın—— tarihinde henüz sözleşmenin sonlanmasına 1 yıl varken, elektronik posta yoluyla pazardaki değişiklikler, rakiplerin artması, satışların düşmesi vb. nedenlerle piyasaya artık kendilerinin de gireceklerini belirttiklerini, müvekkil şirket tarafından davalı şirkete gönderilen ——- tarihli—– davalı şirketin taraflar arasındaki anlaşmaya ve hukuka aykırı eylemleri nedeniyle tüm yasal hakların kullanılacağı, gümrükte bulunan eşyaların bloke edileceği, davalı şirketin ürünlerinin ayıplı olması nedeniyle —————— zarara uğranıldığı, bu zararların da davalı şirket tarafından karşılanması gerektiğini beyan ederek davalarının HMK 107. Maddesi kapsamında belirsiz alacak davası olarak ikame edilmesi nedeniyle, fazlaya ilişkin talep ve dava haklarının saklı kalmak kaydıyla, —- davalı şirket tarafından haksız olarak sonlandırılması nedeniyle kâr kaybı olarak—- atıl kalan yatırımlar sebebiyle ———–davalıdan tahsiline, davalı şirketin malvarlıkları üzerine ihtiyaten tedbir konulmasına, yargılama giderleri ve avukatlık ücretinin davalı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle;———arasında ————— başlıklı ———–) imzalandığını, bu sözleşme ———başlıklı açık hüküm gereği —– yıllık süreli olup yürürlükten kalkdığını, yürürlükten kalkmış bir sözleşmeye ve bu sözleşmenin tarafına karşı istemde bulunulması olanaksız ve kötüniyetli olduğunu, akabinde davacı şirket ile dava dışı————tarihinde ayrı bir —————— imzalandığını, Bahsi geçen —-, müvekkil şirketin dahil olduğu şirketler grubunda yer alsa dahi ayrı bir tüzel kişiliği olan bir şirket olduğunu ve süreç içinde daha sonra ————— adını aldığını, davacı ile olan ticari ilişki —— sonrasında işbu ikinci sözleşme üzerinden ve dava dışı şirket ile yürütüldüğünü, davacının arabuluculuk tutanağı ——- metin olup; şirketin bulunduğu ülke diline ——– çevrilmemekle, satış müdürüne gönderilmesi bakımından dava şartının gerçekleşmediğini, ayrıca dayanılan sözleşme bakımından zamanaşımı definde bulunduklarını, iş bu davanın pasif taraf sıfatı eksikliği nedeniyle reddi gerektiğini, tahkim ilk itirazı (HMK m. 116/ı-b) nedeniyle reddi gerektiğini, sözleşmenin feshinin haklı nedene dayandığını, davacı ile dava dışı ——— arasındaki ikinci sözleşme, ——— değiştirmesinin ardından, — tarihinde feshedildiğini beyan ederek davanın öncelikle usulden ———- bu olmazsa haksız davanın herhalde esastan reddine, ihtiyati tedbir talebinin reddine, yargılama giderleri ve ücreti vekaletin davacı yana yükletilmesine karar verilmesini talep ve beyan ettiği görülmüştür.
Deliler
Tarafların ———dosya arasına alınmıştır.
Taraflar arasında akdedilen sözleşmeler dosyaya sunulmuştur.
————–dosyasının —– dosya arasına alınmıştır.
——— yazılan müzekkere cevapları dosya arasına alınmıştır.
Delillerin değerlendirilmesi ve gerekçe:
Dava ——— ilişkisi sebebiyle açılmış tazminat davasıdır.
6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 116. maddesi gereğince; ” (1) İlk itirazlar aşağıdakilerden ibarettir:
a) Kesin yetki kuralının bulunmadığı hâllerde yetki itirazı.
b) Uyuşmazlığın tahkim yoluyla çözümlenmesi gerektiği itirazı.”
6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 117. maddesi gereğince; ”(1) İlk itirazların hepsi cevap dilekçesinde ileri sürülmek zorundadır; aksi hâlde dinlenemez.
(2) İlk itirazlar, dava şartlarından sonra incelenir.
(3) İlk itirazlar, ön sorunlar gibi incelenir ve karara bağlanır.”
Dava dilekçesi, cevap dilekçesi ve tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde, davacı tarafça davalı aleyhine tazminat davası açıldığı, davalı tarafça cevap dilekçesi ile birlikte ve süresi içinde tahkim ilk itirazında bulunulduğu; Dosyaya sunulan ——– tarihli sözleşmenin 17. Maddesinde; “Bu sözleşmeden kaynaklanan veya bu sözleşmeyle bağlantılı herhangi bir ihtilaf, tahkim başvurusu sırasında yürürlükte olan——- tahkim kurallarına uygun olarak yürütülecek tahkim için ————– sunulacaktır. Tahkim kararı kesin olup, her iki taraf için bağlayıcıdır.
Taraflar arasındaki akdi ilişki, bu sözleşme hükümlerine ve eklerine ve ifasıyla ilgili diğer tüm anlaşmalara ve ————- yürürlükte olan maddi hukuka göre yönetilecektir.” hükmünü haiz olduğu anlaşılmıştır.
Her ne kadar taraflar arasında ——– tarihli bir sözleşme mevcut ise de, bu sözleşmenin süresi — olup, henüz bu sözleşmenin süresi sona ermeden —- senesinde davacı ile ————–arasında sözleşme yapılıp iş bu sözleşmeye istinaden davacı ile davalı arasında tek satıcılık ilişkisinin —– senesine kadar devam ettiği, bu hususun tarafların da kabulünde olduğu görülmüştür. ——– senesinde akdedilen ve taraflar arasındaki tek satıcılık ilişkisine dayanak olan sözleşmedeki bu hüküm —— olup geçerlidir. Bu durumda sözleşme 4686 sayılı Milletlerarası Tahkim Kanunu (MTK) kapsamında değerlendirilmelidir. Zira sözleşme adı geçen Kanunun 2. maddesi kapsamında yabancılık unsuru taşımaktadır. Anılan Kanunun 4/1. maddesi uyarınca ihtilafa konu sözleşmenin 17. maddesi tahkim anlaşması niteliğindedir. Yine MTK’nin 5 ve 6. maddelerinin tahkim yerinin Türkiye dışında belirlendiği durumlarda uygulanacağı Kanunun 1. maddesinin 3. fıkrasında açıkça belirtilmiştir. MTK’nın 5. maddesinde ise, davanın mahkemede açılması durumunda karşı tarafın tahkim itirazında bulunabileceği ve bu itirazın HMK’deki ilk itirazlara ilişkin hükümlere tabi olduğu, tahkim itirazının kabulü halinde ise davanın usulden reddine karar verileceği açıkça ve emredici şekilde düzenlenmiştir.
Tüm bu nedenlerle davalının tahkim itirazının usul ve yasaya uygun olup süresinde yapıldığı, taraflarca aksi kararlaştırılmadığı takdirde tahkim şartının geçerli ve bağlayıcı olduğu, uyuşmazlığın tahkim yoluyla çözümlenmesi gerektiği anlaşıldığından davanın usulden reddine karar vermek gerekmiştir.
Öte yandan her ne kadar dava reddedilmiş ve davalı taraf vekille temsil edilmiş ise de, dava konusu uyuşmazlıkla ilgili olarak yapılan arabuluculuk görüşmelerine davalının katılmadığı, mazeret de göndermediği anlaşıldığından Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanununun 18/A maddesi ile Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Yönetmeliğinin 25/9 ve 26/2. Maddeleri gözetilerek yargılama giderlerinden davalı taraf sorumlu tutulmuş, davalı taraf lehine vekalet ücretine hükmedilmemiş ve dava öncesi ———– bütçesinden ödenen arabuluculuk ücretinin davalıdan alınarak hazineye gelir kaydına da karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-4686 sayılı Milletlerarası Tahkim Kanunu’nun 5.maddesi, 6100 sayılı HMK’nin 116/1-b, 117 ve 413/1 maddeleri uyarınca tahkim ilk itirazı nedeniyle davanın USULDEN REDDİNE,
2-İlgili gümrük müdürlüklerinden asılları gelen evrak asıllarının, fotokopileri dosyada muhafaza edilerek asıllarının ilgili yerlere üst yazıyla gönderilmesine,
3-Karar tarihi itibariyle alınması gereken 59,30 TL karar ve ilam harcından peşin alınan 256,17 TL harcın mahsubuyla arta kalan 196,87 TL harcın dosyanın kesinleşmesinden sonra talep halinde davacıya iadesine,
4-Arabuluculuk Kanununun 18/A maddesi ile Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Yönetmeliğinin 25/9 ve 26/2. Maddeleri gereğince davacı tarafından yapılan 256,17 TL harç gideri ve 47,00 TL posta masrafı olmak üzere toplam 303,17 TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-Arabuluculuk Kanununun 18/A-(13).maddesi ve Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Yönetmeliği’nin 26/2. Maddeleri ile AÜT uyarınca —— bütçesinden ödenen 1.320,00 TL arabuluculuk ücretinin davalıdan alınarak hazineye irad kaydına,
6-Her ne kadar davalı kendisini vekille temsil ettirmiş ise de, Arabuluculuk Kanununun 18/A maddesi ile Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Yönetmeliğinin 25/9 ve 26/2. Maddeleri gereğince davalı lehine vekalet ücretine hükmedilmesine yer olmadığına,
7-Davalı tarafından yapılan yargılama gideri olmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
8-Karar kesinleştiğinde varsa bakiye gider avansının yatırana iadesine,
Dair, davacı vekilinin ve davalı vekilinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde ———– Adliye Mahkemesi İlgili Hukuk Dairesi nezdinde İstinaf yasa yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.16/03/2021