Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 13. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/250 E. 2021/969 K. 16.12.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 13. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2020/250 Esas
KARAR NO : 2021/969

DAVA : Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
DAVA TARİHİ : 26/02/2013
KARAR TARİHİ : 16/12/2021

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat) davasının yapılan açık yargılaması sonunda dosya incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ /
DAVA/TALEP ;
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davacılar vekili dilekçesi ile, davacılar çocuğu ve—- bulunan bir restorantta servis elemanı olarak çalıştığını, —— plakalı motosiklet ile paket servisi yaparken, davalı — —- plakalı aracın hatalı hareketi ile dengesini yitirip motosikletten fırlayarak olay yerinde hayatını kaybettiğini, aracın davalı —- bulunduğunu ve —- sigortacısı bulunduğunu, davacı anne ve babanın çocuklarının ölümü ile desteğinden yoksun kaldıkları gibi, beklenmedik bir kaza sonucu ailenin ilk çocuğunun vefat etmesi ile tüm ailenin ekonomik alandan öte büyük bir depresyona girdiklerini ve kazanın sonucunun halen devam ettiğini beyanla, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak koşulu ile davacılar —- için 1.000,00’er TL destekten yoksunluk zararı, 1.000,00 TL cenaze gideri ile 40.000,00’er TL manevi tazminatın, diğer davacıların her biri için 5.000,00’er TL manevi tazminatın olay tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline, manevi tazminatın sigorta şirketi dışında kalan davalılardan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP /TALEP :
Davalı —– cevap dilekçesinde özetle; müvekkili şirketin —– plakalı aracın maliki olmakla birlikte, uzun dönem—- verdiğini ve kazaya karışan bu aracı olaydan önce —- tarihinden itibaren aracın bu şirketin kullanımında bulunduğunu, bu nedenle müvekkili aleyhine açılan davanın husumet nedeni ile reddi gerektiğini, kabul anlamına gelmemek koşulu ile olayda davacıların desteğinin kusurlu bulunduğu gibi, otopsi raporunda —– olarak tabir edilen—– madde bulunduğunu ve bu uyarıcı maddenin etkisi ile ölenin kazaya neden olduğunu, davalı araç sürücüsünün kusuru bulunmadığını ve manevi tazminatın da fahiş olduğunu belirterek, davanın reddine karar verilmesini yargılama gideri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı—–.vekili cevap dilekçesinde özetle; —- plakalı aracın müvekkili şirket nezdinde—poliçesi bulunduğunu ——- bu olay sebebi ile baba — ile anne —— tarihinde ödeme yapıldığını, sigortalının kusuru oranında ve teminat limiti dahilinde sorumlu oldukları tutarın yatırılması nedeni ile müvekkili aleyhine açılan davanın reddine karar verilmesini yargılama gideri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini beyan ve talep etmiştir.
Davalı — vekili cevap dilekçesinde özetle; taraflar arasındaki ceza dosyasının derdest olduğunu ve kararın kesinleşmediğini, bekletici mesele yapılması gerektiğini, olay günü müvekkili ve eşinin —- ziyaretine gittikleri sırada çok hızlı gelen — motosikletin hakimiyetini kaybederek düştüğünü ve olayda tümü ile kusurlu olduğunu, müvekkilinin kazanın meydana gelmesinde hiçbir kusur ve ihmalinin bulunmadığını, ayrıca olay sonrası insani görevini yerine getirerek ölenin yardımına koşup, ambülans çağırdığını, davalı aracının manevi tazminatı da kapsar biçimde kasko poliçesi bulunduğunu, bu nedenle sigorta şirketinin davaya dahili gerektiğini, müvekkilinin olayda kusurunun bulunmaması nedeni ile davanın reddine karar verilmesini yargılama gideri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini beyan ve talep etmiştir.
İhbar Olunanlar özetle; Sorumlulukları bulunmadığını, davanın husumetten ve/veya esastan reddine karar verilmesi yanında kendileri hakkında hüküm kurulmamasına yönelik bir kısım beyan ve açıklamalarda bulunmuşlardır.
DELİLLER : Trafik Kazası Tespit Tutanağı, Nüfus Kayıt Örneği,—- Otopsi Tutanağı, Sosyal ve Ekonomik Durum Araştırmaları, — Kayıtları, Sigorta Poliçesi, Yargıtay Kararları, Kusura ve Hesaba ilişkin Bilirkişi Raporları, ——-dosyası, Tanık, Kira Sözleşmesi, Dosyadaki diğer tüm bilgi ve belgeler.
DEĞERLENDİRME VE SONUÇ:
Dava, Trafik kazası Nedeniyle destekten yoksun kalma tazminatı ile Manevi tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat) istemine ilişkindir.
Dosya mahkememize — Sayılı görevsizlik kararı sonucunda gelmiştir. Mahkemece verilen işbu görevsizlik kararının —. Sayılı ilamına bağlı olduğu görülmüştür. Mahkememizce bozma kararı ve görevsizlik kararına göre tekrarı veya zorunluluğu bulunan müteakip ve başkaca bir kısım usuli işlemler yerine getirilerek yargılama tamamlanmış ve aşağıdaki hüküm sonucuna ulaşılmıştır.
Davanın niteliği ve tarafların iddia ve savunmalarına göre olaya ilişkin kısaca hukuki açıklama yapılması ve daha sonra yargılama aşama ve işlemleri ile delillerin tartışılmasına geçilmesi dosyanın yaşadığı yargılama süreci de gözetildiğinde meselinin aydınlatılması ve anlaşılması için yerinde ve yararlı olacaktır.
Bilindiği üzere Haksız fiil öğretide hukuka aykırı zarar verici fiil olarak tanımlanmaktadır. Haksız fiilin unsurları ise eylem, hukuka aykırılık, zarar, kusur ve illiyet bağı olarak gösterilmektedir. Buna göre haksız fiilden bahsedebilmek için hukuka aykırı bir eylem bulunmalı, bu eylemden bir zararın doğmalı, zararlandırıcı eylemde bulunan kişinin kusurlu bulunması ile zarar ile kusur arasında illiyet bağının olması gerekmektedir. Bu beş unsurun varlığı halinde zarar veren kişi eylemden dolayı zarara uğrayan kişi ya da kişileri maddi ve manevi zararlarını karşılamak durumundadır. Türk Medeni Kanunu’nun 6 ve 6100 Sayılı HMK’nın 190. maddelerinie göre haksız fiilin unsurlarını ispat etme yükü davacıdadır. Davacı zararı, haksız eylemi ve zarar ile haksız eylem arasındaki illiyet bağını ispat etmek durumundadır.6098 Sayılı TBK’nın 50.maddesine göre de zarar gören ,zararını ve zarar verenini kusurunu ispat yükü altındadır.
2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 91/1. maddesinde, “işletenlerin, bu kanunun 85/1. maddesine göre olan sorumluluklarının karşılanmasını sağlamak üzere mali sorumluluk sigortası yaptırmaları zorunludur”, aynı Yasa’nın 85/1. maddesinde, “bir motorlu aracın işletilmesi bir kimsenin ölümüne veya yararlanmasına yahut bir şeyin zarara uğramasına sebep olursa, araç işletenin bu zarardan sorumlu olacağı”, aynı Yasa’nın 85/son maddesinde ise, “işleten ve araç işleticisi teşebbüsün sahibi, aracın sürücüsünün veya aracın kullanılmasına katılan yardımcı kişilerin kusurundan kendi kusuru gibi sorumludur” hükümlerine yer verilmiştir.
Karayolları Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartları’nın A-1. maddesinde de, “sigortacı bu poliçede tanımlanan motorlu aracın işletilmesi sırasında bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına veya bir şeyin zarara uğramasına sebebiyet vermesinden dolayı 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’na göre işletene düşen hukuki sorumluluğu, zorunlu sigorta limitlerine kadar temin eder” şeklinde ifade edilmiştir.
Yukarıda açıklanan madde hükümlerinden,—; motorlu bir aracın karayolunda işletilmesi sırasında, bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına veya bir şeyin zarara uğramasına neden olması halinde, o aracı işletenin zarara uğrayan 3. kişilere karşı olan sorumluluğunu belli limitler dahilinde karşılamayı amaçlayan ve yasaca yapılması zorunlu kılınan bir zarar sigortası türü olduğu anlaşılmaktadır.
Motorlu araçların işletilme tehlikesine karşı, zarar gören üçüncü şahısları, korumak amacıyla getirilmiş olan bu düzenleme ile öngörülen sorumluluğunun bir kusur sorumluluğu olmayıp, sebep sorumluluğu olduğu; böylece araç işletenin sorumluluğunun sebep sorumluluğunun ikinci türü olan tehlike sorumluluğuna ilişkin bulunduğu, öğretide ve yargısal içtihatlarla kabul edilmektedir— —- mirasçılık belgesi örneği dosyaya alınmıştır. İncelenmesinde,— tarihinde vefat ettiği, mirasçı olarak babası — kaldığı, diğer davacılar —- ölenin kardeşleri oldukları anlaşılmıştır.
— plakalı aracın tescil bilgileri dosyaya alınmıştır. İncelenmesinde, olay tarihi itibarı ile davalı —.adına kayıtlı bulunduğu anlaşılmıştır. —.tarafından düzenlenmiş — plakalı araca ait — tarihleri arasında geçerli bulunan— poliçe örneği dosyaya alınmıştır.
—.vekilinin cevap dilekçesi ekinde sunduğu dekont örnekleri ile 29.03.2012 tarihinde —destekten yoksunluk tazminatı ödendiği anlaşılmıştır.
—— — sayılı dava dosyasından, — ilam örneği ile karara dayanak olan bilirkişi raporu örneği ve iddianame örneği, duruşma tutanakları ve Yargıtay ilam örneği dosyaya alınmıştır. İncelenmesinde, — hakkında taksirle ölüme neden olmak suçundan kamu davası açıldığı, yapılan yargılama sonunda TCK.nun 85/1.maddesi gereğince cezalandırılmasına ve verilen cezanın ertelenmesine karar verildiği, karara dayanak olan bilirkişi raporu gereğince olayın meydana gelmesinde sürücü — asli kusurlu, motosiklet sürücüsü ——-tali kusurlu olduğunun belirtildiği, kararın temyizi üzerine —- tarihli ilamı ile düzeltilerek onandığı ve kesinleştiği anlaşılmıştır.
Taraflar dosyaya tanık bildirmiştir.
Davacı tanığı—olayı görmediğini, 20 dakika sonra gittiğinde yeğeni —- kaza yerinden kaldırmakta olduklarını gördüğünü, olayı görenlerin anlattıkları kadarı ile davalı sürücünün U dönüşü yapmanın yasak olduğu yola dönüp kazaya neden olduğunu, kendisinin de olay yerini iyi bildiğinden kazanın bu anlatımlarda geçtiği şekilde meydana geldiğini beyan etmiş ve yeğeninin paket servis elemanı olarak çalıştığını, 1.200,00 TL ücret aldığını ve bahşişlerle birlikte 2.000,00 TL kazandığını beyan etmiştir.
Davacı tanığı —- olayı görmediğini, davacı tarafın komşusu olduğunu, vefat eden—- sürekli çalışan, aile bütçesine katkıda bulunan ve çok sevilen birisi olduğunu, hafta sonları ek işlerde çalıştığını, çocuklarının ölümünden sonra ailenin büyük sıkıntı yaşadığını, annenin özellikle sağlığının bozulduğunu ve uzun süre — yatmak zorunda kaldığını beyan etmiştir.
Davacı tanığı— davacıların çocuğu — iyi biri olduğunu ve sürekli olarak çalışıp aile bütçesine katkıda bulunduğunu beyan etmiştir.
Talimat yolu ile dinlenen davalı — davalının eşi olduğunu, olay günü eşi ile birlikte—- dava konusu araçla seyir halinde iken bir sağından bir de solundan iki motosikletin kendilerini geçtiğini ve yarış halinde olup, hızlarının çok fazla olduğunu, sol taraflarından geçen motosikletlinin hızlı bir şekilde yoluna devam ederken sağdan gelen motosikletin yolun engebeli olması nedeni ile kendilerini geçtikten sonra direksiyon hakimiyetini kaybederek düştüğünü, kendilerinin durup acil servisi aradıklarını ve ambülans ile polis gelene kadar beklediklerini, olayda suçlu olduklarını düşünmediğini, olayla da alakaları bulunmadığını beyan etmiştir.
Sigorta şirketi ceza dosyasında taraf olmadığından ve burada alınan rapor bağlayıcı bulunmadığından, dosyamızda ayrıcı kusur yönünden bilirkişi incelemesi yapılmıştır.
Dosyaya mübrez Bilirkişi —tarafından verilen— tarihli raporda, ceza dosyasında alınan kusur raporu, trafik kaza tutanağı ve tanık anlatımları değerlendirilerek, olayın meydana gelmesinde, sürücü—, yolun sol tarafındaki orta refüj boşluğundan dönüş yapmak üzere yolun sol tarafına geçmek için arkadan gelen araçları dikkatle izlemesi gerektiği ve yolun sol şeridine geçmeye tamamen müsait olduğunu belirlemesi gerekirken kontrolleri yapmayarak aniden sol şeride geçtiği sırada arkadan aynı şeridi takiben gelmekte olan motosikletin bu otoya çarpmamak için direksiyonu sağa kırması ve direksiyon hakimiyetini kaybederek kaldırıma çarpması sonucu meydana gelen olayda 1.derecede ve %75 oranında kusurlu bulunduğunu, sürücü —- oldukça süratli ve kontrolsüz seyretmesi nedeni ile ikinci derecede ve %25 oranında kusurlu bulunduğunun belirtildiği anlaşılmıştır. Kusur bilirkişi raporu, kesinleşen ceza dosyasındaki bulgular ve bilirkişi raporu ile olayın oluş biçimi ile örtüştüğünden mahkememizce benimsenmiş ve hükme esas alınmıştır.
Davalı —- plakalı aracın kira sözleşmesi, teslim belgesi, kira bedelinin ödendiğine yönelik fatura örneği ve ticari defter fotokopisi dosyaya sunulmuştur. İncelenmesinde, ——kiralandığı, kira bedelinin kiralayan şirket tarafından fatura karşılığı ödenmekte olduğu, —- plakalı aracın, kiralanan araç listesinde bulunduğu ve 01.12.2010 tarihinde araç teslim tutanağı ile — —- yetkili kılınan ——teslim edildiği anlaşılmıştır. Böylece —- plakalı araç kayden davalı —kayıtlı ise de, olaydan önce —- sözleşmesi ile ihbar olunan– bulunduğundan ve 2918 Sayılı Yasanın 3 ile 85.maddesi gereğince araç malikinin işleten sıfatı yer değiştirdiğinden ve kayıt maliki davalı şirketin kazadan ve tazminattan sorumlu tutulamayacağı anlaşılmıştır. Bu nedenlerle öncelikle Davalı —uzun süre kiralayan olmasına göre davada taraf sıfatı bulunmaması nedeniyle (Pasif Husumet Ehliyeti); davanın işbu davalı yönünden sıfat yokluğundan reddine karar verilmiştir.
Davacı taraf cenaze giderini de talep ettiğinden, — yazı yazılmış, 23.02.2015 tarihli cevap yazısı ile, 1998 yılında itibaren cenaze ve defin hizmetlerinin ücretsiz olarak yapıldığının, sadece inşaat, ruhsat ve mezar yeri bedeli alındığının belirtildiği ve bununla ilgili ilçe mezarlık fiyatlarının bildirildiği anlaşılmıştır.
Davacı anne ve babanın talep edebileceği destekten yoksunluk zararının hesaplanması yönünden dosya üzerinde bilirkişi incelemesi yapılmıştır. Bilirkişi — tarafından verilen 21.04.2015 tarihli raporda, —-.tarafından yapılan ödemenin güncelleştirilerek hesaplandığı ve davacı anne ile babanın talep edebileceği destekten yoksunluk zararının tespit edilip güncellenen tutarın indirilmesinden sonra sürücü —-%75 kusuru göz önüne alınarak destekten yoksunluk zararının hesaplandığı ve yöntemine uygun hesap yapılmış olduğu anlaşılmıştır. Mahkememizce değişen içtihatlar ışığında bilirkişiden ek rapor alınmış ve taraf vekillerini tebliğ edilerek beyan ve itirazlar değerlendirilmiştir. Davacılar vekili tarafından dava ilk rapora göre ıslah edilmiş durumdadır. Mahkememizce her ne kadar rapor alınsa da ikinci kez ıslah mümkün olmadığından ıslah yapılmamış ve yargılama sırasında ek dava açıldığı da beyan edilmemiştir. —dosya Yargıtay denetimine tabi olduğundan ek davanın bu dosya yönünden bekletici mesele yapılmasında davacıların hukuki yaranın bulunduğu da söylenemez.
Dosya kapsamı, dinlenen tanık anlatımları, nüfus kaydı, dosyamızda alınan ve benimsenen kusura yönelik bilirkişi raporu,— içeriği ve dosyamızda alınan tüm bilirkişi raporu ve belgeler ile, davalı — idaresindeki,——– plakalı aracın, sürücüsü —%75 kusurlu olduğu trafik kazası sonucu davacılar— oğlu, diğer davacıların kardeşi —- vefat ettiği, anne ve babanın, çocuklarının desteğinden yoksun kaldıkları anlaşıldığından ve davalı — ve davalı sigorta şirket— nedeniyle sorumluluğunun ortadan kalmayacağı ve yapılan kısmi ödemenin mahsup edilerek gerçek ve tam olarak zararı sigorta poliçesi limitiyle sınırlı ve sorumlu olması kaydıyla karşılamakla yükümlüdür. Zira olay tarihini kapsayan geçerli bir sigorta poliçesi mevcut olup işletenin işletenlik sıfatının kalkması sigorta poliçesinin geçerliliğini ortadan kaldırmaz. Sigorta poliçesi ve poliçe nedeni ile davalı sigortanın sorumluluğu (K.T.K. 20/d-94. md.-107. de açıklanan bazı durumlar ayrık olmak üzere) devam eder. Dosyada sorumluluğu kaldıran bir duruma, bilgi ve belgeye rastlanmamıştır. Öyleyse anılan davalıların zarardan müştereken ve müteselsilen sorumlu oldukları açık olduğundan davacılar — destekten yoksun kalma tazminatı taleplerinin işbu davalılar yönünden ayrı ayrı kabulüne karar verilmiştir. Öte yandan maddi tazminat kapsamında defin giderleri ücretsiz olmakla birlikte, mezar yeri ve bir takım cenaze masrafları göz önüne alınarak, bu konuda bilirkişi incelemesi yaptırılmayıp, davacı tarafın talep edilen ve olay tarihi itibariyle uygun ve yerinde olduğu kabul ve takdir edilen 1.000,00 TL cenaze giderinin de aynı davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile işbu davacılara verilmesine karar vermek gerekmiştir.
Manevi tazminat davalarına gelince; bilindiği üzere 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 56/1. maddesine göre, hakimin olayın özelliklerini göz önünde tutarak manevi tazminat adı ile hak sahibi yararına takdir edeceği para tutarı adalete uygun olmalıdır. Hükmedilecek bu para, zarara uğrayanda manevi huzuru doğurmayı gerçekleştirecek tazminata benzer işlevi olan özgün bir nitelik taşır. Bir ceza olmadığı gibi, malvarlığı hukukuna ilişkin zararın karşılanması da amaç edinilmemiştir. O halde, tazminatın sınırı onun amacına göre belirlenmelidir. Takdir edilecek miktar, mevcut halde elde edilmek istenilen tatmin duygusunun etkisine ulaşmak için gerektiği kadar olmalıdır. — günlü ve 7/7 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararı’nın gerekçesinde, takdir olunacak manevi tazminatın tutarını etkileyecek özel hal ve şartlar açıkça gösterilmiştir. Bunlar, her olaya göre değişebileceğinden hakim, bu konuda takdir hakkını kullanırken ona etkili olan nedenleri de karar yerinde objektif ölçülere göre isabetli bir biçimde göstermelidir. Bu açıklamalar ışığında olayımıza baktığımızda kazanın meydana geldiği zaman ve mekan, kazaya karışan tarafların kusur durumu ve oranı, davacılar ile müteveffanın yakınlık dereceleri ve buna göre yaşadıkları ve yaşayacakları acı ve keder, tarafların dosyaya yansıyan ekonomik ve sosyal durumları, olay tarihindeki paranın alım gücü, benzer konulardaki yargısal uygulama, manevi tazminatın sebepsiz zenginleşme aracı olmaması ile yukarıda açıklanan ilkeler ve hakkaniyet ilkesi çerçevesinde davacılar anne ve baba için ayrı ayrı 30.000,00 TL; davacı kardeşler için ise ayrı ayrı 5.000,TL şer manevi tazminatın haksız fiil ve vefat tarihi olan 01.09.2011 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalı —- alınarak işbu davacılara verilmesine karar verilmiştir. (TBK. 49, 56/1 ,TMK.4)
6100 Sayılı HMK’nın 332/1 maddesine göre, 323. maddesinde sayılan yargılama giderlerinden sorumluluk ise 326 ve 327. maddeleri kapsamında değerlendirilmiştir. Bu kapsamda öncelikle vekille temsil dışındaki tüm yargılama giderlerinden işbu yargılama giderlerinin bir bütün olması, esasen tüm giderlerin maddi tazminata ilişkin yapılması, manevi tazminatın niteliği gereği takdire bağlı bir tazminat olması ve dosyada manevi tazminat için ayrıca ve özellikle yapılmış hiçbir gider bulunmaması ve reddedilen kısmın takdiri nedenlere dayanması gözetilerek davalı — davalı — sorumlu tutulmuştur. Bu cümleden hareketle yalnızca davalı—kısmen reddedilen manevi tazminat davaları yönünden vekalet ücreti hesap ve takdir edilmesi gerekmiştir. Öte yandan davalı —yönünden her ne kadar davanın sıfat yokluğundan reddine karar verilse de işbu davalının aracı uzun süreli kiraya vermesinin yargılama sonucunda ortaya çıkması nedeniyle dürüstlük kuralı ve hakkaniyet ilkesi çerçevesinde işbu davalı yararına yargılama gideri ile bu kapsamda vekalet ücreti de hesap ve takdir edilmemiştir. Dolayısıyla gerek davalılar gerekse ihbar olunanlar yönünden az yukarıda belirlenen manevi tazminata ilişkin yargılama giderleri külliyen üzerilerinde bırakılmıştır. Binaenaleyh 6100 Sayılı HMK’nın 26, 297/2 maddeleri gereğince aşağıdaki şekilde hüküm ihdas edilmiştir.
HÜKÜM :Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere:
1-)Davanın KISMEN KABUL;KISMEN REDDİNE,
2-)Davalı — uzun süre kiralayan olmasına göre davada taraf sıfatı bulunmaması nedeniyle (Pasif Husumet Ehliyeti); Davanın işbu davalı yönünden SIFAT YOKLUĞUNDAN REDDİNE,
3-) Davacı — maddi tazminat davasının KABULÜ ile; 14.438,60 TL maddi tazminatın haksız fiil/kaza tarihi olan 01.09.2011 tarihinden, davalı —yönünden ise temerrüt tarihi olan 29.03.2012 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte; davalılar —-(sigorta poliçesi limitiyle sınırlı ve sorumlu olması kaydıyla) müştereken ve müteselsilen alınarak davacı —— verilmesine,
4-)Davacı — maddi tazminat davasının KABULÜ ile; 17.090,23 TL maddi tazminatın, davalı —haksız fiil/kaza tarihi olan 01.09.2019 tarihinden, davalı — yönünden ise temerrüt tarihi olan 29.03.2012 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte; davalılar —- (sigorta poliçesi limitiyle sınırlı ve sorumlu olması kaydıyla) müştereken ve müteselsilen alınarak davacı — verilmesine,
5-)Davacı—– — ‘cenaze giderlerine’ ilişkin maddi tazminat davalarının KABULÜ ile; 1.000,00 TL cenaze giderleri tazminatının davalı — yönünden haksız fiil/kaza tarihi olan 01.09.2019 tarihinden, davalı —yönünden ise temerrüt tarihi olan 29.03.2012 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte; davalılar — (poliçe limitiyle sınırlı ve sorumlu olması kaydıyla) müştereken ve müteselsilen alınarak işbu davacılara verilmesine,
6-)Davacılar— manevi tazminat davalarının ayrı ayrı kısmen KABULÜ ile; her biri için ayrı ayrı 30.000,00 TL’şer manevi tazminatın haksız fiil/kaza tarihi olan 01.09.2011 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalı —– alınarak ayrı ayrı işbu davacılara verilmesine, fazlaya ilişkin dava ve taleplerinin ayrı ayrı Reddine,
7-)Davacılar — manevi tazminat davalarının ayrı ayrı KABULÜ ile; her biri için ayrı ayrı 5.000,00 TL’şer manevi tazminatın haksız fiil/kaza tarihi olan 01.09.2011 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalı– alınarak işbu davacılara verilmesine,
8- )Harçlar Kanunu gereğince kabul edilen miktar üzerinden alınması gereken 9.394,60 TL karar ve ilam harcından; peşin alınan 351,80 TL harç ile ıslah sonrasında yatırılan 505,00 TL harcın mahsubuyla bakiye 8.537,80 TL karar ve ilam harcının — müştereken ve müteselsilen alınarak Hazineye gelir kaydına,
9-)Davacılar tarafından yapılan 24,30 TL başvurma harcı 351,80 TL peşin harcı, 505,00 TL ıslah harcı, 3,80 TL vekalet harcı olmak üzere toplam 884,90 TL harcın davalılar —- müştereken ve müteselsilen alınarak davacılara verilmesine,
10-)Davacılar tarafından yapılan 781,00 TL posta ücreti ve 1.300,00 TL Bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 2.081,00 TL yargılama giderinin davalılar — müştereken ve müteselsilen alınarak davacılara verilmesine,
11-)Davacı —maddi tazminat davalarında (cenaze gideri dahil) kendilerini vekille temsil ettirdiklerinden karar tarihinde yürürlükte bulunan —- 13/1 maddesi uyarınca kabul edilen miktarlar üzerinden ayrı ayrı hesaplanan 5.100,00 TL ‘şer nispi/maktu vekalet ücretlerinin davalılar —müştereken ve müteselsilen alınarak ayrı ayrı işbu davacılara verilmesine,
12-Davacı —-manevi tazminat davalarında kendilerini vekille temsil ettirdiklerinden karar tarihinde yürürlükte bulunan—- 13/1 maddesi uyarınca kabul edilen miktar üzerinden ayrı ayrı hesaplanan 5.100,00 TL’şer nispi/maktu vekalet ücretinin davalı — alınarak ayrı ayrı işbu davacılara verilmesine,
13-)Davacılar—- manevi tazimat davasında kendilerini vekille temsil ettirdiklerinden karar tarihinde yürürlükte bulunan —-. 13/1, 13/2 maddeleri uyarınca kabul edilen miktarlar üzerinden her biri için ayrı ayrı hesaplanan 5.000,00 TL’şer nispi vekalet ücretinin davalı — alınarak ayrı ayrı işbu davacılara verilmesine,
14-)Davalı — kendisini vekille temsil ettirmesine rağmen davacıların (—-) uzun süreli kira sözleşmesini ve dolayısıyla işletenin değiştiğini bilmeleri beklenemeyeceğinden işbu davalı lehine vekalet ücreti hesap ve takdirine yer olmadığına,
15-)Davalı — kendisini vekille temsil ettirdiğinden davacılar — manevi tazminat davalarında reddedilen miktarlar yönünden karar tarihinde yürürlükte bulunan — 13/1 maddesi uyarınca ayrı ayrı hesaplanan 5.100,00 TL’şer nispi/maktu vekalet ücretinin ayrı ayrı davacılar— alınarak davalı — verilmesine,
16-)Davalılar ve ihbar olunanlar tarafından yapılan sair tüm yargılama giderlerinin kendi üzerlerinde bırakılmasına,
17-)6100 sayılı HMK’nın 333. maddesi gereğince hükmün kesinleşmesinden sonra kullanılmayan gider avansının yatırana iadesine, (Yazı İşleri Müdürü tarafından Bölge Adliye ve Adli Yargı İlk Derece Mahkemeleri İle Cumhuriyet Başsavcılıkları İdari ve Yazı İşleri Hizmetlerinın Yürütülmesine Dair Yönetmeliğin 207/1 maddesi gereğince resen işlem yapılmasına,
Dair, davacılar vekilinin yüzüne karşı , davalı —vekilinin yüzüne karşı, davalı -. vekilinin yüzüne karşı, ihbar olunan vekilinin yüzüne karşı, ihbar olunan —- vekilinin yokluğunda ; 6100 Sayılı HMK’nın geçici 3.maddesinin 2.fıkrası gereğince, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde mahkememize veya başka bir yer mahkemesine verilecek dilekçeyle; temyiz harç ve giderleri yatırılmak suretiyle Yargıtay’da Temyiz Kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.