Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 13. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/220 E. 2021/218 K. 06.04.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 13. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO: 2020/220 Esas
KARAR NO: 2021/218
DAVA: Tazminat (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 25/01/2020
KARAR TARİHİ: 06/04/2021
Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davacı Müvekkili — parsel sayılı yerdeki inşaatın—— anlaşmış olduklarını bu sebeple arsa sahibi ile ———- tarihli—-imzalandığını, yapılan inşaatın temel üstü alınıp kat irtifakı kurulma aşamasında, inşaatın kendi parsel sınırları içerisinde —– ötelenerek kurulduğu tespit edilmiş olup ruhsat ve eklerine aykırılık tespit edildiği, bu sebeplerden ötürü kat irtifakı kurulamadığını, müvekkili hakkında ———- para cezası ve ruhsat ve eklerine uygun olmayan yapının yıkılıp eski hale getirilmesi kararı verildiğini, müvekkilinin bu zararların giderilmesi için — tarihinde ——- numaralı dosya ile arabulucuya başvurduğunu, ——– yanlış konumlandırılarak kurulmasından ötürü, inşaatın —– yan parselin arsasının içine ——– girdiği, bu durumdan ötürü, — yıkılıp tekrar —içeri alınıp yeniden ruhsata uygun hale getirilerek yapıldığını, bu perde betonun yıkılıp tekrar yapılması sonucunda müvekkili müteahhitin maddi zarara uğradığını, inşaatın —— yanlış kurulmasından ötürü Kat irtifakı kurulamadığını, bu sebeple müvekkil yüklenici arsa sahibine ait dairelerin devirlerini yapamadığını, satmış olduğu dairelerin de devirlerini yapamadığını, bu durumdan ötürü de maddi kayba uğradığı, müvekkilinin, sattığı dairelerin parasını alamadığını, yapı denetim firmasının, müvekkilin mağduriyetini gidermek adına hiçbir şey yapmadığını, davacı müvekkilinin yeni bir yapı denetim firması bulup, tadilat projesi çizdirip yapıyı ruhsata uygun hale getirdiğini, müvekkilinin kat irtifakını bu sebeplerden ötürü yaklaşık iki yıl geç kurduğunu, müvekkilinin tüm bu sebeplerden ötürü maddi ve manevi zarara uğradığını, şimdilik—–manevi tazminatın dava tarihi itibariyle işleyecek olan reeskont faiz ile birlikte hükmedilerek davalıdan tahsiline, maddi olarak zararların gerçekleştiği tarihlerden itibaren yasal faizleri ile birlikte olmak üzere şimdilik —- maddi tazminatın davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir,
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Davacı tarafından ikame edilen davanın değerinin, bilinebilir likit nitelikte olduğunu ve belirsiz alacak davasına konu edilemeyeceğini, davacı tarafça sunulan — tarihli yapı denetim sözleşmesi müvekkili ile—-gerçek kişi arasında akdedildiğini, dolayısıyla davacının hukuki yararı ve ilgisini ispatlaması gerektiğini, davanın öncelikle husumet nedeniyle reddinin gerektiğini, taraflar arasındaki———-tarihli yapı denetim sözleşmesi neticesinde müvekkilinin üzerine düşen tüm yükümlülüklerini eksiksiz yerine getirdiğini, yapılan işlemlerden dolayı davalı müvekkilinin tüm masrafı kendisine ödediğini, davacının baskı kurarak süreci yürütmeye çalıştığını, müvekkilin davacı müteahhidin yoğun baskısı nedeniyle yapılan işlemlere onay verdiğini, müteahhide uyarılarda bulunmasına rağmen müteahhitin hukuka aykırılıkları düzetmek istemediğini, Müvekkilin davacı ile çalışmaya devam edemeyeceğini anlayınca müvekkili yerine başka bir —— sözleşme imzaladığını, davacının oluşmayan zararı için iş bu davayı ikame etmesinin kötü niyetli olduğunu, davacının iddia ettiği gibi inşaatta bir gecikme olmadığını olsa bile bu hususun müvekkili ile ilgili olmadığını, davacının her ne kadar müvekkil hatasından dolayı kat irtifakını —- yıl geç kurduğunu söylemiş ise de bu hususun kesinlikle gerçeği yansıtmadığını, davacının davasını bahse konu olaydan beş buçuk yıl sonra ikame ettiğinden ve kötü niyet olduğundan davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Deliller
Tarafların — dosya arasına alınmıştır.
—– sayılı dosyası dosya arasına alınmıştır.
—– alınan tapu kayıtları dosya arasına alınmıştır,
İnşaat mühendisi, mimar ve mali müşavir bilirkişi heyet raporu dosyaya sunulmuştur.
Delillerin değerlendirilmesi ve gerekçe:
Dava— dayanan tazminat davasıdır.
—– tarihli ön inceleme duruşmasında 6100 sayılı HMK madde 31 gereği, dava dilekçesinde iki davalı gösterildiği, sonuç ve istem kısmında tek davalıdan talepte bulunulduğu anlaşıldığından davanın aydınlatılması amacı ile davacı taraftan sorulmuş olup, davacı tarafça sunulan beyan dilekçesi ile, dava dilekçesinde– nolu davalı olarak belirtilen — tasfiye memuru olduğu, yasa gereği belirtildiği ve davalı sıfatı olmadığı belirtilmiş,—- gerekli güncelleme yapılarak yargılamaya devam olunmuştur.
6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 4.maddesinde,bu kanundan doğan hukuk davalarının ticari dava sayıldığı, aynı kanunun 5. maddesinin 2. fıkrasında, bir yerde ticaret mahkemesi varsa asliye hukuk mahkemesinin vazifesi içinde bulunan ve bu kanunun 4. maddesi hükmünce ticari sayılan davalara, Ticaret Mahkemesinde bakılacağı hususları düzenlenmiştir.
6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 4.maddesine göre tarafların sıfatına veya bir ticari işletme olup olmamasına bakılmaksızın kanun gereği ticari dava olarak sayılan davalar mutlak ticari dava; tarafların tacir sıfatını haiz olduğu ve her iki tarafın da ticari işletmesiyle ilgili uyuşmazlıklardan doğan davalar ise nispi ticari davadır.
—— karar sayılı ilamında;”Davacı, yapı denetim kuruluşu olduğunu, davalıların malik olduğu——– oluşan taşınmazla ilgili olarak davalılara yapı denetim hizmeti verdiğini,—— bakiye — şimdiye kadar ödenmediğini, bu nedenlerle davalılar aleyhine icra takibi yaptığını, davalıların itiraz ettiğini belirterek———–dosyasına yaptığı haksız ve yersiz itirazın iptaline, takibin kaldığı yerden devamına ve davalıların takip çıkış miktarının % 20’sinden az olmamak üzere icra inkar tazminatına mahkum edilmesini istemiştir.
Davalılar, davanın reddini dilemiştir.
Mahkemece, davanın kabulüne, davalıların —–dosyasına yapmış olduğu itirazların iptali ile takibin devamına, İİK.’nun 67/2. maddesi gereğince asıl alacak tutarı üzerinden hesaplanacak olan % 20 icra inkar tazminatının davalılardan tahsiline karar verilmiş; hüküm, davalılar tarafından temyiz edilmiştir.
1-Davacı, —— bedeline dayalı olarak başlattığı icra takibine itirazın iptali ve icra inkar tazminatına hükmedilmesini istemiştir. Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiştir. Dosyanın incelenmesinde; taraflar arasındaki ilişkinin—– hizmet akdi olduğu, davacının hizmet bedeli alacağına istinaden davalı hakkında ilamsız icra takibi yaptığı anlaşılmaktadır. Bu nedenle, davada görevli mahkeme Asliye Hukuk Mahkemesidir. Mahkemece, görevsizlik kararı verilmesi gerekirken, işin esasına girilerek yazılı şekilde hüküm tesisi usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirir.” denilmektedir———-
Yukarıda belirtilen kanun maddeleri ve anılan içtihatlar ışığında somut olaya gelindiğinde; taraflar arasındaki uyuşmazlığın ——–akdine dayanan tazminat davası olduğu, dava türü bakımından TTK’da sayılan mutlak ve nispi ticari davanın şartlarının oluşmadığı, mal varlığı haklarına ilişkin olan davanın genel hükümlere göre Asliye Hukuk Mahkemesinde görülüp sonuçlandırılmasının gerektiği anlaşıldığından mahkememizin görevsizliğine, görevli mahkemenin ——Nöbetçi Asliye Hukuk Mahkemeleri olduğuna karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın 6100 sayılı HMK 114/1-c ve 115/2 maddeleri gereği usulden REDDİNE,
2-Mahkememizin GÖREVSİZLİĞİNE,
3-Görevli ve yetkili mahkemenin —– Nöbetçi Asliye Hukuk Mahkemeleri olduğuna,
4-Hukuk Muhakemeleri Kanunu 20. Maddesi gereğince kararın kesinleşmesine müteakiben iki hafta içinde talep halinde dava dosyasının yetkili ve görevli mahkeme olan —– Nöbetçi Asliye Hukuk Mahkemesi’ne gönderilmesine, aksi halde aynı madde gereğince davanın açılmamış sayılmasına karar verileceğinin ihtarına ———-, bu usuli kararın verilmesi ve bu kararla birlikte harç hususunun re’sen karara bağlanması hususlarının re’sen gözetilmesine; re’sen gözetilmesi gereken hususlar dışında kalan yönlerden ise gerekirse talebe bağlı olarak değerlendirme yapılmasına,
5-Süresinde başvuruda bulunulması halinde yargılama harç ve giderlerinin 6100 Sayılı HMK 331/2. maddesi gereğince görevli ve yetkili mahkemede verilecek nihai kararla birlikte değerlendirilmesine,
Dair, davacı vekilinin ve davalı vekilinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde ———— Adliye Mahkemesi İlgili Hukuk Dairesi nezdinde İstinaf yasa yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.06/04/2021