Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 13. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/214 E. 2020/576 K. 29.12.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 13. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2020/214 Esas
KARAR NO : 2020/576

DAVA : İtirazın İptali (Bankacılık İşlemlerinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 24/01/2020
KARAR TARİHİ : 29/12/2020

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Bankacılık İşlemlerinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkili banka ile dava dışı —— arasında imzalanan kredi genel sözleşmesini davalı borçlu müşterek borçlu müteselsil kefil sıfatıyla imzaladığını, sözleşmesine istinaden adı geçen borçluya ticari kredi açılmış ve kullandırıldırıldığını, Bursa —.Noterliği’nin — yevmiye numaralı ihtarnamesi ile söz konusu borç davalıya bildirildiğini, buna rağmen borcun ödenmediğini, İstanbul Anadolu —.lcra Müdürlüğü’nün —– sayılı dosyası ile takip başlatılmışsa da davalının kötü niyetli tüm borca ve faize itiraz ettiğini ve takibin durdurulduğunu, arabuluculuğa başvurulmuşsa da anlaşma sağlanamadığını, davaya konu itirazların iptaline ve takibin devamına, borçlu aleyhine alacağın % 20’sinden az olmamak kaydı ile icra inkar tazminatına hükmedilmesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Davaya konu sözleşmenin hangi tarihte imzalandığının belli olmadığını, müvekkilinin bir döner dükkanında garson olarak çalıştığını, bankanın bu denli yüksek miktarda krediyi veya şirket/ortak olma ehliyetine haiz olup olmadığına özen göstermesi gerektiğini, kanaatlerince birtakım kişilerin paravanı olarak kullanıldığını, davalının bu suretle hayatında dahi göremeyeceği miktarlarda borç altına sokulduğunu, davaya konu sözleşmenin bu yönüyle sözleşme ahlakına aykırı olduğunu ve hükümsüz olduğunu, davalının sosyal hayattaki konumu ve işi sebebiyle kredi ya da kefalet sözleşmesi ya da ticari işlerle bu işlerde kullanılacak kredilerle ilgili bir bilgisi bulunmadığını, şirket ortağı olarak gösterilmesinden bahisle imza atacağı kanaatiyle çağrıldığını, asla kredi sözleşmesinin kefili maksadıyla imza atmadığını, bu nedenle davanın reddine, yargılama gideri ve vekalet ücretinin karşı yana yükletilmesine karar verilmesini savunmuştur.
Davacı vekili cevaba cevap dilekçesinde özetle; Usule ve esasa ilişkin aynı mahiyetteki beyanları ile davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili 24.12.2020 tarihli dilekçesinde özetle; Davaya konu icra dosyasının tahsil edildiğinden bahisle davanın konusuz kaldığı ve karşı taraftan herhangi bir vekalet ücreti ve yargılama gideri talebi olmadığını belirtmiştir.
Davacı vekili ——- tarihli dilekçesinde özetle; Davaya konu icra dosyasının tahsil edildiğinden bahisle davanın konusuz kaldığı ve karşı taraftan herhangi bir vekalet ücreti ve yargılama gideri talebi olmadığını belirtmiştir.
Davacı vekili 29.12.2020 tarihli duruşmadaki beyanında; 25.12.2020 tarihli beyan dilekçesini aynen tekrar ettiklerini, icra dosyasında tahsilat yapıldığından davanın konusuz kaldığını, karşı taraftan herhangi bir yargılama gideri ve vekalet ücreti taleplerinin olmadığını belirtmiştir.
Deliller
İlgili icra müdürlüğü dosyası dosya arasına alınmıştır.
Delillerin değerlendirilmesi ve gerekçe:
Dava itirazın iptali davasıdır.
Tüm dosya kapsamından, her ne kadar davacı tarafça itirazın iptali talepli dava açılmış ise de dosyaya sunulan beyan dilekçelerinden ilgili icra dosyasının haricen tahsil ile kapatıldığının anlaşıldığı, yine davacı vekili tarafından ön inceleme duruşmasında alacağın haricen tahsil edildiği ve icra dosyasının kapatıldığının beyan edildiği anlaşılmakla konusuz kalan dava bakımından karar verilmesine yer olmadığına karar vermek gerekmiştir
Öte yandan her ne kadar dava konusuz kalmış ise de; tarafların birbirinden yargılama gideri ve vekalet ücreti talepleri olmadığından yargılama giderleri davacı üzerinde bırakılmış, yargılama gideri kapsamında Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanununun 18/A maddesi, Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Yönetmeliği’nin 26/2. maddesi ile Hukuk Muhakemeleri Kanununun 297/1-ç ve 326. Maddeleri de gözetilerek dava öncesi Adalet Bakanlığı bütçesinden ödenen arabuluculuk ücreti de yargılama gideri olarak hesaplanmış, taraflarca vekalet ücreti talebi olmadığından taraflar lehine vekalet ücreti takdir edilmeyerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Konusuz kalan davanın esası hakkında karar verilmesine yer olmadığına,
2-Harç muafiyeti nedeniyle peşin harcın alınmamış olması da gözetilerek sonuçta davacı banka harçtan muaf olduğundan harç alınmasına yer olmadığına,
3-Arabuluculuk Kanununun 18/A-(13).maddesi ve Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Yönetmeliği’nin 26/2. Maddeleri ile —- uyarınca Adalet Bakanlığı bütçesinden ödenen 1.320,00 TL arabuluculuk ücretinin davacıdan alınarak hazineye irad kaydına,
4-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına,
5-Davalı tarafından yapılan yargılama gideri olmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
6-Tarafların beyanları doğrultusunda vekalet ücretine hükmedilmesine yer olmadığına,
7-Karar kesinleştiğinde varsa bakiye gider avansının yatırana iadesine,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi İlgili Hukuk Dairesi nezdinde İstinaf yasa yolu açık olmak üzere karar verildi