Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 13. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/213 E. 2020/161 K. 12.03.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. İstanbul Anadolu 13. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO: 2020/213 Esas
KARAR NO: 2020/161
DAVA : Menfi Tespit (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 11/03/2019
KARAR TARİHİ: 12/03/2020
Mahkememizde görülmekte olan Menfi Tespit (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda dosya incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ /
TALEP ;
Davacı dava dilekçesinde özetle; Müvekkile karşı davalı şirket tarafından hakkında—– İcra dairesinin ———– esas sayılı dosyası ile alacak takibi başlatıldığını, davalı ile müvekkil arasında ticari bir ilişkinin olmadığını, müvekkilinin davalıya böyle bir borcunun da olmadığını, icra dosyası içinde bulunan senetlerin müvekkili tarafından düzenlenmeyip, müvekkil tarafından imzalanmadığını, dava konusu haksız durumu nedeniyle müvekkilinin telafisi imkansız maddi ve manevi zararlara uğrayacağının açık olduğunu, bu kapsamda doğacak muhtemel zararların engellenmesi için ihtiyati tedbir kararı verilmesini talep etmiştir.
CEVAP: Davalı cevap dilekçesinde özetle; Açılan takibin kambiyo senetlerine mahsus olup işbu senetlerin ticaret kanununda düzenlendiğinden taraflar arasındaki işin mutlak ticari olup, dosyanın görevsizlik kararı ile asliye ticaret mahkemesine gönderilmesini, davacının müvekkil ile arasında ticari ilişki olmadığının mesnetsiz olduğunu, ——— tarihleri arası ticari ilişkiye dair hesap ekstresinden anlaşılacağı üzere müvekkil davalı ile uzun yıllar süren ticari faaliyetler yürüttüğünü, kabul anlamına gelmemekle birlikte davacının davacının iddialarının hepsinin temel borç ilişkisinden kaynaklı olduğunu, kambiyo senetlerinin temel ilişkiden bağımsız olup mesnetsiz davanın reddini talep ettiğini, bu kapsamda İİK 72 madde kapsamında alacağın %20 sinden aşağı olmamak üzere tazminatın davacıdan alınarak davalıya verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER: ——–İcra Müdürlüğünün ——- E.dosyası, Dosya kapsamındaki sair bilgi ve belgeler.
DEĞERLENDİRME VE SONUÇ:
Dava, İcra İflas Kanununun 72. Maddesi uyarınca (Kambiyo Senetlerinden kaynaklanan) borçlu olmadığının tespiti istemine ilişkindir.
——.İcra Müdürlüğünün ———- E. Sayılı dosyasının dosyamız arasında bulunduğu görülmüş, yapılan incelemede dosyamıza konu davayla ve taraflarla uyumlu olduğu anlaşılmıştır.
Dosya Mahkememize ———Asliye Hukuk Mahkemesi tarafından verilen görevsizlik kararı sonucu gelmiştir. Bunun üzerine taraf vekillerine davetiye gönderilmiş ve duruşma yapılarak tarafların beyanları sorulmuş ve bu kapsamda sonuca gidilmiştir. Dava tarihi ——- tarihi olup, bu tarih itibariyle davanın zorunlu arabuluculuk kapsamında olup olmadığının değerlendirilmesi gerekmiştir.———-
——- tarihli, 7155 sayılı Kanun’un 20. maddesiyle TTK’ ye eklenen 5/A maddesi uyarınca, (Yürürlük Tarihi -01.01.2019) “(1) Bu Kanunun 4 üncü maddesinde ve diğer kanunlarda belirtilen ticari davalardan, konusu bir miktar paranın ödenmesi olan alacak ve tazminat talepleri hakkında dava açılmadan önce arabulucuya başvurulmuş olması dava şartıdır.”
6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanununun 18/A maddesi uyarınca, “(1) İlgili kanunlarda arabulucuya başvurulmuş olması dava şartı olarak kabul edilmiş ise arabuluculuk sürecine aşağıdaki hükümler uygulanır.
(2) Davacı, arabuluculuk faaliyeti sonunda anlaşmaya varılamadığına ilişkin son tutanağın aslını veya arabulucu tarafından onaylanmış bir örneğini dava dilekçesine eklemek zorundadır. Bu zorunluluğa uyulmaması hâlinde mahkemece davacıya, son tutanağın bir haftalık kesin süre içinde mahkemeye sunulması gerektiği, aksi takdirde davanın usulden reddedileceği ihtarını içeren davetiye gönderilir. İhtarın gereği yerine getirilmez ise dava dilekçesi karşı tarafa tebliğe çıkarılmaksızın davanın usulden reddine karar verilir. Arabulucuya başvurulmadan dava açıldığının anlaşılması hâlinde herhangi bir işlem yapılmaksızın davanın, dava şartı yokluğu sebebiyle usulden reddine karar verilir.”
TTK’nin 5/A maddesine göre, konusu bir miktar paranın ödenmesi olan alacak ve tazminat talepleri hakkında dava açılmadan önce arabulucuya başvurulmuş olması dava şartıdır.
Zira olayda menfi tespite konu olan asıl uyuşmazlığın temeli bir miktar para alacağına ilişkin anlaşmazlığa dayanmaktadır. Bir başka anlatımla somut olaya bakıldığında; davacının istemi bir miktar paranın davalıya ödenmesinin engellenmesine ilişkindir. 6102 Sayılı TTK”nin 5. maddesine eklenen 5/A maddesi de arabuluculuğa tabi ticari davaların bir miktar paranın ödenmesi olan alacak ve tazminat davaları olarak tanımlanmıştır. Bu nedenle, bu davaların türü itibariyle arabuluculuğa gidilmesi zorunludur. Bunu göre dava açılmadan önce zorunlu arabuluculuğa başvurulmuş olması 7155 sayılı Kanun’un 20. Maddesiyle TTK’ye eklenen 5/A ve HMK’nin 114/2. Madde1eri uyarınca dava şartıdır.
Dava şartlarına ilişkin kurallar kamu düzenindendir. “Mahkeme, dava şartlarının mevcut olup olmadığını, davanın her aşamasında kendiliğinden araştırır. Taraflar da dava şartı noksanlığını her zaman ileri sürebilirler”(HMK115.md.). Yasada açıkça dava şartlarının her aşamada mahkemece kendiliğinden araştırılacağı düzenlendiğinden ve 6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu’nun 18/A maddesinin 2. Bendinin son cümlesi uyarınca “arabulucuya başvurulmadan dava açıldığının anlaşılması hâlinde herhangi bir işlem yapılmaksızın davanın, dava şartı yokluğu sebebiyle usulden reddine karar verilmesi” gerekmektedir.
6100 sayılı HMK’nın 137, 138 ve 140. maddedeki ön inceleme aşamasında dava şartlarının inceleneceğine dair düzenlemeler, henüz incelenmemiş ise tahkikata geçilmeden önce dava şartlarının incelenmesi zorunluluğunu belirtmektedir. Bu hükümler her aşamada dava şartlarının incelenebileceğine dair 115. madde düzenlemesine inceleme zamanı bakımından en erken zaman olarak sınır çizen bir düzenleme olmayıp incelemenin en geç ne zaman yapılması gerektiğini göstermektedir.
6100 sayılı HMK.nın 30. Maddesine göre Hakim lüzumsuz masraf yapılmamasını sağlamakla yükümlüdür. 6100 sayılı HMK.nın 138. madde ile öncelikle dava şartları ile ilk itirazlar hakkında dosya üzerinden karar verileceği hükme bağlanmıştır.
Bu hukuki açıklamalar ışığında somut olaya bakıldığında; davacının istemi alacağın ödenmesinin engellenmesine ilişkindir. Dava dilekçesine arabuluculuk faaliyeti sonunda anlaşmaya varılamadığına ilişkin son tutanağın aslı veya arabulucu tarafından onaylanmış bir örneği eklenmediği gibi dava dilekçesinde bu yönde hiçbir açıklama da yapılmamıştır. Ayrıca ———– yapılan sorgulamada da Arabuluculuk dosyasına rastlanmamıştır. Ayrıca ve özellikle davacı vekili tarafından zorunlu arabuluculuğu başvurulmadan davanın açıldığı beyan edilmiştir. Yasaya göre Arabulucuya başvurulmadan dava açıldığının anlaşılması hâlinde herhangi bir işlem yapılmaksızın davanın, dava şartı yokluğu sebebiyle usulden reddine karar verilmesi gerekmektedir.
6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu’nun 18/A maddesinin 2. Bendinin son cümlesi uyarınca davacının İİK’nin 72/2 Maddesi gereği istediği ihtiyati tedbir kararı bu aşamada değerlendirilmemiştir. Kaldı ki davacı tarafça talep şartı olan ihtiyata tedbir harcının da yatırılmadığı tespit edilmiştir. Bu anlamda davanın, dava şartı yokluğu nedeniyle bir an önce sonlandırılması tarafların hak ve menfaatlerine ile usul ekonomisi ilkesine de uygun olacaktır.
Yukarıda yapılan açıklamalar ve gösterilen yasal düzenlemeler uyarınca TTK’nin 5/A, 6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu’nun 18/A maddesinin 2. Bendinin son cümlesi ve HMK’nin 114/(2) ve 115. Maddeleri uyarınca davanın dava şartı yokluğu nedeniyle usulden reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur. ———————-
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere ;
1)-Davanın, TTK’nin 5/A, 6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu’nun 18/A maddesinin 2. Bendinin son cümlesi uyarınca ‘arabulucuya başvurulmadan dava açılması nedeniyle’ 6100 sayılı HMK’nin 114/(2) ve 115. maddelerine göre dava şartı yokluğundan USULDEN REDDİNE,
2-)Yapılan yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına,
3-)Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 54.40 TL harcın davacı tarafından yatırılan peşin harca mahsubuyla bakiye 10,00 TL harcın davacıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
4-)Davalı kendisini bir vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan …Ü.T. 7/2 maddesi uyarınca 3.400,00 TL nispi/maktu vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
5-) Davalı tarafından vekille temsil dışında ( HMK 323/1-ğ) yapılan bir yargılama gideri olmadığından bu konuda ayrıca karar verilmesine yer olmadığına,
6-)6100 sayılı HMK’nın 333. maddesi gereğince hükmün kesinleşmesinden sonra kullanılmayan avansının yatırana iadesine, bu konuda Bölge Adliye ve Adli Yargı İlk Derece Mahkemeleri İle Cumhuriyet Başsavcılıkları İdari ve Yazı İşleri Hizmetlerinin Yürütülmesine Dair Yönetmeliğin 207/1 maddesi gereğince Yazı İşleri Müdürü tarafından resen işlem yapılmasına,
Dair, taraf vekillerinin yüzlerine karşı gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içinde mahkememize verilecek dilekçe ile ——————- Adliye Mahkemesinde İstinaf Kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.12/03/2020