Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 13. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/21 E. 2020/186 K. 26.03.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 13. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2020/21 Esas
KARAR NO : 2020/186
DAVA : Zayi Belgesi Verilmesi
DAVA TARİHİ: 03/01/2020
KARAR TARİHİ: 26/03/2020
Mahkememizde görülmekte olan Zayi Belgesi Verilmesi davasının yapılan açık yargılaması sonunda dosya incelendi:
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ /
DAVA-TALEP ;
Davacı dava dilekçesinde özetle; ——— tarihinde şirket deposunda meydana gelen su basması sonucunda apartman görevlisi tarafından apartman deposunda temizlik yapıldığını ve su basması sonucu kullanılamaz olduğu düşünülen diğer bazı eşyalara birlikte ıslanmış ve kurtarılamaz durumdaki şirket karar defterinin de ————– çöpe atıldığının öğrenildiğini, şirketin——- terk edilebilmesi için TTK uyarınca şirket karar defterinin———- zayi olduğuna dair tarafına zayi belgesi verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP -TALEP : Dava çekişmesiz yargıya tabi olduğundan dosyada cevap dilekçesi bulunmamaktadır.
DELİLLER: ———— Noter Kayıtları, Dosya kapsamındaki sair tüm bilgi ve belgeler.
DEĞERLENDİRME VE SONUÇ:
Dava, 6102 sayılı TTK’nin 82/7 maddesi gereğince zayi belgesi verilmesine ilişkindir.
6100 Sayılı HMK’nin 382 vd. maddeleri gereği zayi belgesi verilmesi talebi çekişmesiz yargı işi olup, TTK’nin 82.maddesi uyarınca işbu talep ticari işletmenin bulunduğu yer yetkili mahkemesinden istenebileceğinden Mahkememizin yetkili olduğu anlaşılmıştır. Dava dilekçesine göre hukuki dinlenilme hakkı kapsamında davacıya defterlerin kaybolmasına ilişkin açıklama yapması için süre verilmiş, TTK’nin 82/7 uyarınca şirketin bağlı bulunduğu ——— şirkete ilişkin bilgi ve belgeler istenerek değerlendirilmiştir. Ayrıca davacı şirket vekili tarafından duruşmada dava dilekçesi yönünde benzer beyanlarda bulunmuştur. Davacı vekili tarafından bildirilen yerlere müzekkereler yazılmış ve gelen cevapları değerlendirilmiştir.
6102 sayılı TTK’nin 82. maddesinde belgelerin saklanması ve saklama süresi başlığı altında düzenleme yapılmış bu kapsamda her tacirin ticari defterlerini sınıflandırılmış şekilde saklamakla yükümlü olduğu belirtilmiştir. TTK’nin 64/4 maddesinde ortaklar kurulu karar defteri (genel kurul toplantı ve müzakere defteri) ticari defter olarak tanımlanmış olup, TTK’nin 82. maddesinin 7. fıkrasında defter ve belgelerin bir afet veya hırsızlık sebebiyle kanuni saklama süresi içinde zıyaa uğrarsa tacir zıyaı öğrendiği tarihten itibaren onbeş gün gün içinde ticari işletmenin bulunduğu yer yetkili mahkemesinden kendisine bir belge verilmesini isteyebilmektedir. TTK’nin 18/3 maddesine göre ise her tacirin ,ticarethanesine ait bütün faaliyetlerinde basiretli bir iş adamı gibi hareket etmesi gerekmektedir.
Yukarıda açıklanan hususlar ve anılan yasal düzenlemelere göre somut olayda ; davacı tarafça, zayi olduğu bildirilen ortaklar kurulu karar defterine yönelik olarak doğal afet ya da hırsızlık iddiasında bulunulmamıştır. Davacı taraf ortaklar kurulu karar defterinin depoda su basması sonucunda apartman görevlisi tarafından çöpe atıldığını ileri sürmüştür. Mahkememizce ———- yazılan müzekkere verilen cevapta ilgili adresten su baskınına ilişkin bir ihbar olmadığı bildirilmiştir. Yine ——- yazılan müzekkere cevabına göre iddiaya konu tarihte meteorolojik veriler ile sav uyumlu bulunmamıştır.(HMK 385/2) Dava dilekçesindeki açıklamadaki olayların gerçekleşme biçimine göre tacir sıfatına haiz olan davacının, tacir olmanın hüküm ve sonuçları bakımından basiretli bir iş adamı gibi davranma yükümlülüğünü yerine getirmediği düşünülmüştür. Zira zayi olduğu iddia edilen ticari defterin özenle korunması ve saklanması zorunludur. Olayın dilekçede anlatılan gerçekleşme biçimi, ticari düzen ve teamüllere aykırı olduğu gibi hayatın olağan akışına da uygun bulunmamıştır. Bütün bunlara göre ticari defterin kaybolduğu iddiasının TTK’nin 82/7. fıkrasında düzenlenen doğal afetler veya hırsızlık kavramı içerisinde değerlendirilemeyeceği açıktır. Binaenaleyh, TMK’nin 6. ve HMK’nin 190.maddeleri gereğince ispat edilemeyen ve yerinde bulunmayan davanın reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-)Davanın REDDİNE,
2-)Yapılan yargılama giderlerinin, davacı üzerinde bırakılmasına,
3-)Harçlar kanunu gereğince alınması gereken karar ve ilam harcı peşin olarak alındığından başkaca harç alınmasına yer olmadığına,
4-)6100 sayılı HMK’nin 333. maddesi gereğince hükmün kesinleşmesinden sonra kullanılmayan avansının yatırana iadesine, bu konuda Bölge Adliye ve Adli Yargı İlk Derece Mahkemeleri İle Cumhuriyet Başsavcılıkları İdari ve Yazı İşleri Hizmetlerinin Yürütülmesine Dair Yönetmeliğin 207/1 maddesi gereğince Yazı İşleri Müdürü tarafından resen işlem yapılmasına,
Dair, davacı vekilinin yokluğunda gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içinde mahkememize verilecek dilekçe ile——– Adliye Mahkemesinde İstinaf Kanun yolu açık olmak üzere verilen karar, açıkça okunup usulen anlatıldı. 26/03/2020