Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 13. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/186 E. 2021/946 K. 14.12.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 13. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ ESAS NO : 2020/186 Esas
KARAR NO: 2021/946
DAVA : İtirazın İptali (Haksız Eylemden Kaynaklanan Zarar Nedeniyle)
DAVA TARİHİ : 22/01/2020
KARAR TARİHİ: 14/12/2021
Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Haksız Eylemden Kaynaklanan Zarar Nedeniyle) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; —- tarihli fatura ile dava dışı, müvekkili şirket tarafından sigortalanan, sigortalı şirket—- satın alındığını, sigortalı tarafından dava dışı —- ——- üstlendiğini, söz konusu emtiaların davalı —- plakalı araca yüklendiğini, davalı firmaların sorumluluğunda nakliye işi gerçekleştirilen söz konusu emtiaların, alıcı firmaya hasarlı bir şekilde teslim edildiğini, hasar sonrasında dava dışı alıcı firma tarafından müvekkili sigortalısına zarar bedeline ilişkin olarak hasar talep yazısı gönderildiğini, bunun üzerine müvekkili şirkete başvuru sonrası poliçe kapsamındaki sorumluluk sınırları dahilinde sigortalısının uğradığı zarar ve ziyanın tazmin edildiğini, eksper raporunda hesap edilen hasar tutarı olan — alıcı firmaya ödendiğini, 6102 sayılı TTK 1472. maddesine göre hukuken sigortalının haklarına halef olduğunu, müvekkili bu ödeme neticesinde 6102 sayılı TTK md. 1472 uyarınca sigortalısının haklarına halef olduğunu — sıfatını kazandığını, davalı—– taşımanın tamamını taahhüt ettiğini ve somut olaya konu taşımada —- olarak hareket ettiğiniden taşımanın tamamından sorumlu hale geldiğini, dava konusu zarara uğrayan emtiaların nakliyesinin, davalı —- plakalı plakalı araç ile gerçekleştirildiğini, davalı —- —sıfatı ile sorumluluğunun söz konusu olduğunu, davalılar aleyhine icra takibine başlandığını ancak davalıların takibe itiraz ettiğini, bu nedenlerle —– dosyasına davalılar tarafından yapılan haksız itirazın iptali ile takibin devamına, haksız itirazı ile takibin durmasına sebebiyet veren davalılar aleyhine %20’den aşağı olmamak üzere icra inkâr tazminatına hükmedilmesine, yargılama giderleri ile vekâlet ücretinin davalılara yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı —– cevap dilekçesinde özetle; Huzurdaki davanın reddi gerektiğini, taşıma sigorta sözleşmesinde, sigortalı ve taşıma sözleşmesinde gönderilen olan alıcının “yükte olan hasarı” usulüne uygun olarak taşıyan/taşıyıcıya bildirmesi gerektiğini, usulüne uygun yapılmayan bildirim nedeniyle taşıyan taşıyıcı lehine karinelerin doğmasına yol açacağını, böylelikle oluşan zararın taşıyan/taşıyıcıdan tazmin edilmesinin mümkün olmayacağını, sigorta sözleşmesinde sigortalı olan alıcının gönderilen sıfatına sahip olduğu durumda, taşıma hukuku kuralları gereği yapması gereken bildirimi yerine getirmemesi, rizikonun gerçekleşmesi sonucunda ona halef olan sigortacının, taşıyan/taşıyıcıdan zararı tazmin etmesini mümkün kılmayacağını, somut olayda rizikoya konu edilen emtianın, — tarihinde alıcıya teslim edilmesine rağmen, alıcı tarafından emtiaya ilişkin “hasar ihbarı”nın davacı şirkete —- tarihinde yapıldığını, davaya konu emtianın alıcıya teslimi sırasında hasara ilişkin bir bildirimin müvekkili firmaya yapılmadığını, firma ile davacı sigorta şirketinin hukuksal sorumluluklarını yerine getirmeyip haksız bir dava ile karşı karşıya bırakıldıklarını, TTK m.889/1 gereği hasarın açık olarak görülüyor olması halinde eşyanın taşıyıcı tarafından teslim edildiği zamana kadar bu zayi ve hasarın bildirilmesi gerektiğini, aksi halde eşyanın sözleşmeye uygun teslim edildiği kabul edileceğini, uluslararası karayolu taşımalarında CMR m. 90 uygulanacağından, dıştan anlaşılamayan ziya ve hasara uğramış yükü teslim sırasında bildirimde bulunmaksızın kabul edilirse, aksi ispat edilinceye kadar yükün taşıma senedinde belirtilen haliyle teslim alınmış sayılacağını, CMR m. 30/1 gereği dıştan anlaşılmayan ziya ve hasarın genel olarak -gün içinde yazılı olarak bildirilmesi gerektiğini, alıcı ——- şirketi bahsedilen kanun maddelerine uymadan hareket ettiği halde —- yeterli araştırma yapmadan dosya üzerinden inceleme ile alıcının zararını karşılayarak müvekkil şirketi zarara uğrattığını, —– evrakının emtianın teslimi sırasında hasara dair bir kayıt tutulmadan alıcı tarafından kaşe ile imza altına alındığını, aksi ispatlanıncaya kadar gönderilen eşyayı taşıma senedinde yazılı şekilde teslim aldığının varsayılacağının kanuni bir karine olduğunu, raporun —- belirtilen —- işletmelerine geldiğini, —–fadelerinin tamamen gerçek dışı olduğunu, emtianın gönderici tarafından gerektiği gibi araç içerisine sabitleme işleminin gönderici firmaya ait olduğunu, dava süresinde ikame edilmediğinden zamanaşımı itirazları olduğunu, bu nedenlerle hukuki dayanaktan yoksun davanın reddine, davacı aleyhine %20’den az olmamak üzere kötü niyet tazminatına hükmedilmesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı üzerine bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı —– usulüne uygun tebligat yapılmış, davalı taraf davaya cevap vermemiştir.
Deliller
Tarafların—- dosya arasına alınmıştır.
Davacı sigorta şirketine yazılan müzekkere cevabı dosya arasına alınmıştır.
——dosya arasına alınmıştır.
— alanında uzman bilirkişi, sigorta hukuk alanında uzman aktüer bilirkişi ile mali müşavir bilirkişi heyeti kök ve ek raporları dosyaya sunulmuştur.
Delillerin değerlendirilmesi ve gerekçe:
Dava, 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu’nun 67. Maddesine göre açılmış itirazın iptali davasıdır.
Mahkememizce dava dilekçesi, cevap dilekçesi,—– taraflarca dosyaya sunulan deliller ve tüm dosya kapsamı hep birlikte değerlendirilmiştir. Buna göre, davacı tarafın sigortalısı ile davalılar arasında taşımacılık işine dair ticari ilişki mevcut olduğu, davacı tarafça alacağına ilişkin —– icra takibi başlatıldığı, davalılar tarafından yapılan itiraz üzerine takibin durdurulmasına karar verildiği anlaşılmıştır.
Dosyada, davalı —–aşımı ve yetki itirazları ön inceleme duruşmasında değerlendirilmiş, davanın süresinde açıldığı ve takibin yetkili icra dairesinde yapıldığı kabulüyle yargılamaya devam olunmuş, dosya, uluslararası taşımacılık alanında uzman bilirkişi, sigorta hukuku alınanda uzman aktüer bilirkişi ile mali müşavir bilirkişi heyetine tevdi edilmiş; — tarihli rapora göre dosyadaki bilgi, belge, hasar dosyası ışığında, davacı —- tarafından sigortalısı—– ile teminat altına alındığı, getirilen emtianın araçtan boşaltılması esnasında —-hasar ödemesi yapıldığı, yapılan taşımanın uluslararası taşıma olduğu ve CMR hükümlerine göre yerine getirilmesi gerektiği, olayda taşıma işini gerçekleştiren taşıyıcının, çalıştırdığı kişilerin ve taşımanın yapılması için hizmetlerinden yararlandığı diğer kimselerin görevleri sırasında fiil ve kusurlarından, keza taşımayı yapmak için kullandığı kusurlu taşıtlardan, bu taşıtı kiraladığı kişinin veya vekilinin yahut da çalışanlarının kusurlarından dolayı sanki bu kusurlu davranışı kendisi yapmış gibi sorumlu olacağı, ayrıca taşıyıcı —- Konvansiyonda öngörülen sorumluluk sistemine göre, —–eşyayı varma yerinde—— alıcısı emrine veya onun temsilcisine teslim borcunu üstlendiği gibi “yükün güzergâh üzerinde yaptığı aktarmalar dâhil olmak üzere” taşıma süresi içerisinde eşyayı gözetim sorumluluğunu taşıdığı ve kural olarak yükleme yerinden varış mahalline kadar taşıdığı eşyaya gelecek zararlardan sorumlu olduğu, —- riskleri —denilmiş olmasına rağmen sigorta firması tarafından sigortalı firmaya —– ödeme yapıldığı, davacının davalılardan iddia ve talep ettiği gibi rücu ile tazminat alacağının bulunmadığı, TTK gereği halefiyet ve rücu koşullarının gerçekleşmediği, davacı tarafın teslim evrakının üzerine hasar şerhinin düşmediği bu hususun emtianın sağlam bir şekilde ulaştığına karine teşkil edeceği rapor edilmiş olup, davalı tarafın itirazlarının değerlendirilmesi amacıyla aynı bilirkişi heyetinden ek rapor alındığı, sunulan ek raporda, bilirkişilerin kök rapordaki görüş ve kanaatlerinin aynı olduğu görülmüş, bilirkişi kök ve ek raporlarının bu yönleriyle gerekçeli, denetime elverişli ve hükme esas alınabilir nitelikte bulunması sebebiyle yeni bir rapor alınması cihetine gidilmeyerek, davacının davasını ispat edemediği anlaşılmakla sübut bulmayan davanın reddine karar vermek gerekmiştir.
Öte yandan —— davacıdan kötü niyet tazminat talebinde bulunulmuş olup 2004 sayılı İİK’da yer alan yasal şartlar oluşmadığından talebin reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın REDDİNE,
2-İİK 67/2. Maddesindeki şartlar oluşmadığından davalı —– vekilinin kötü niyet tazminatı talebinin reddine,
3-Karar tarihi itibariyle alınması gereken 59,30 TL karar ve ilam harcından peşin alınan 95,70 TL harcın mahsubuyla arta kalan 36,40 TL harcın dosyanın kesinleşmesinden sonra talep halinde davacıya iadesine,
4-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına,
5-Arabuluculuk Kanununun 18/A-(13).maddesi ve Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Yönetmeliği’nin 26/2. Maddeleri ile AÜT uyarınca —– ödenen 1.320,00 TL arabuluculuk ücretinin davacıdan alınarak hazineye irad kaydına,
6-Davalı —– kendisini vekille temsil ettirdiğinden yürürlükte bulunan AAÜT uyarınca 5.100,00 TL vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalı —– verilmesine,
7-Davalılar tarafından yapılan yargılama gideri olmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
8-Karar kesinleştiğinde varsa bakiye gider avansının yatırana iadesine,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde ——— Mahkemesi İlgili Hukuk Dairesi nezdinde İstinaf yasa yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 14/12/2021