Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 13. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/177 E. 2021/359 K. 07.06.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 13. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2020/177 Esas
KARAR NO : 2021/359

DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ : 07/06/2021
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 11/06/2021

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda, dosya incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA;
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle;—–cinsinden satıldığını, davacının satın aldığı —- verirken, — cinsinden faturalandırıldığı kararlaştırıldığını, davalı bu yükümlülüğünü yerine getirmeyerek belirtilen —-, daha — faturalandırma yaptığını,—–tarihli —– olarak faturalandırıldığını, malların sevk edildiği tarihte —- yapmak zorunda kaldığını, —– dosyasına yapılan haksız itirazın iptali ile takibin devamına, haksız ve kötü niyetli davalı borçlunun %20’den aşağı olmamak üzere kötüniyet tazminatına karar verilmesini, yargılama giderleriyle vekalet ücretinin davalı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP :
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Davacı taraf davalı şirket aleyhinde ———- dosyası ile ilamsız icra takibi başlattığını ve bu takipte borcun sebebi olarak —-” dayandığını, iş bu dava itirazın iptali davası olduğunu;davanın dayanağı olan icra takip dosyasıyla ve icra takibinde borcun sebebi olarak gösterilen hususla sıkı sıkıya bağlı olduğunu, davalı tarafın İcra takibinin başlatıldığı icra dairesinin yetkisine de itiraz etmiş olduğunu ve yetkisiz icra dairesinde başlatılan takibin geçerli bir icra takibi olarak kabul edilmesinin mümkün olmadığından öncelikle icra dairenin yetkisine vaki itirazlarının kabulü ile davanın reddine karar verilmesini, İcra dairesinin yetkisine vaki itirazlarının reddi halinde,esasa ilişkin beyanları muvacehesinde haksız ve mesnetsiz iş bu davanın reddi ile, davacı tarafın haksız ve kötü niyetli olarak davalı şirket aleyhinde icra takibi başlatmış olması nedeniyle davacının icra takibinde talep etmiş olduğu tutarın %20 sinden az olmamak üzere tazminatına mahkum edilmesine, Yargılama giderleriyle ücreti vekaletin de davacı yana tahmiline karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER:
Dava dilekçesi ve ekleri,—- Bilirkişi raporu, dosyadaki diğer bilgi ve belgeler.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasıdır.
Mahkememizce dilekçeler aşaması tamamlanmış ve usulüne uygun olarak yapılan davet sonucunda duruşma açılarak ön inceleme duruşması icra edilmiş ve tarafların sulh olmaması nedeniyle uyuşmazlık belirlenerek — incelemesine geçilmiştir.
2004 Sayılı İİK.’nın 67.maddesi; “(Değişik fıkra: 17/07/2003-4949 S.K./15. md.) Takip talebine itiraz edilen alacaklı, itirazın tebliği tarihinden itibaren bir sene içinde mahkemeye başvurarak, genel hükümler dairesinde alacağının varlığını ispat suretiyle itirazın iptalini dava edebilir. (Değişik fıkra: 09/11/1988-3494/1 md.) Bu davada borçlunun itirazının haksızlığına karar verilirse borçlu; takibinde haksız ve kötü niyetli görülürse alacaklı; diğer tarafın talebi üzerine iki tarafın durumuna, davanın ve hükmolunan şeyin tahammülüne göre, red veya hükmolunan meblağın (Değişik ibare:02/07/2012-6352 S.K./11.md.) yüzde yirmisinden aşağı olmamak üzere, uygun bir tazminatla mahkum edilir. İtiraz eden veli, vasi veya mirasçı ise, borçlu hakkında tazminat hükmolunması kötü niyetin sübutuna bağlıdır. (Mülga fıkra:17/07/2003-4949 S.K./103.md.)Birinci fıkrada yazılı itirazın iptali süresini geçiren alacaklının umumi hükümler dairesinde alacağını dava etmek hakkı saklıdır. (Ek fıkra:02/07/2012-6352 S.K./11.md.) Bu Kanunda öngörülen icra inkar tazminatı, kötü niyet tazminatı ve benzeri tazminatların tespitinde, takip talebi veya davadaki talep esas alınır.” hükmüne —-
Davaya konu —— sayılı icra dosyası getirtilerek incelenmiştir. Yapılan incelemede icra dosyasının davanın tarafları ve konusu ile örtüştüğü görülmüştür.
Yapılan yargılama ve toplanan delillere göre, taraflar arasında mal ve hizmet alım-satımına dayalı ticari ve hukuki ilişki bulunduğu ve bu kapsamda davacı tarafından cari alacaktan kaynaklı alacağının davalı tarafından ödenmemesi üzerine davacı tarafından bu cari alacağa ilişkin olarak ilamsız icra takibi başlattığı, davalının vaki itirazı nedeniyle takibin durduğu ve yasal süresi içinde işbu davanın açıldığı anlaşılmıştır.
Tarafların bildirdiği tüm deliller toplanmış böylelikle dosya taraflar arasındaki alacağın varlığı ve miktarına ilişkin rapor verilmesi için bilirkişiye tevdi edilmiştir. Bilirkişi tarafından verilen rapor taraflara tebliğ edilmiş ve denetimi yapılmıştır. Yapılan incelemede davacı tarafından usulüne uygun olarak tutulan ticari defterlerinin alacağın varlığını——- yönelik görüş bildirildiği görülmüştür. —– açıklandığı gibi davacının davalıdan satın aldığı ürünlerin ——- davacının satın almış olduğu — malların,—— faturalandırılacağını belirtildiği, buna rağmen davalının sevk tarihinden daha——–yaptığı, buna istinaden davacı tarafından davalı— bedelli iade faturası düzenlenerek davalı gönderildiği davacı ve davalı tarafın incelenen defter ve kayıtlarından anlaşılmıştır. Tüm bu nedenlerle davacı tarafın incelenen kayıtlarında davalının davacıya 24.743,39 TL tutarda borçlu bulunduğu ve davacının alacağının varlığını ispat ettiği anlaşılmıştır. Dosyaya mübrez işbu bilirkişi raporunun dosya kapsamı ile uyumlu, gerekçeli, denetime açık, hüküm kurmaya elverişli ve yerinde olduğu kabul ve takdir edilerek davacının davasının kabulü ile davalının ———esas sayılı dosyasına karşı yapmış olduğu itirazının İİK’nın 67/1. maddesi gereğince iptali ile takip tarihinden itibaren asıl alacağa avans faiz uygulanmak suretiyle devamına karar verilmiştir. Her ne kadar davacı tarafça takip öncesi işlemiş faiz talep edilmiş ise de, taraflar arasında TTK 1530.maddesi uyarınca ticari işletmeler arasında —yapılan sözleşme veya— uygulanacağına dair yazılı bir sözleşme bulunmadığı, dosya kapsamına göre davacı tarafından davalıya gönderilmiş herhangi bir ihtarname mevcut olmadığından davacının takip öncesi işlemiş faiz talebinin reddine karar verilmiştir.
Davacının İcra İnkar Tazminatı İsteğine ilişkin yapılan değerlendirmede ise—- kazanmış uygulamasına göre itirazın iptali davalarında İİK’nın 67/2. maddesi çerçevesinde alacaklı yararına icra inkar tazminatına hükmedilebilmesi için usulüne uygun şekilde yapılmış bir icra takibinin bulunması, borçlunun süresi içerisinde ödeme emrine itiraz etmesi, alacaklının bir yıl içinde itirazın iptali davasını açması ve davasında haklı çıkarak inkar tazminatı talep etmiş olması gereklidir. Burada borçlu itirazının kötü niyetle yapılmış olması ve alacağın bir belgeye bağlanmış bulunması koşulları aranmamaktadır. Bu yasal koşullar yanında takibe konu alacağın likit olması da zorunludur. Her uyuşmazlığın kendine — göre değişmekle birlikte, bir uyuşmazlıkta alacağın likit olup olmadığı belirlenirken, alacak ve onun borçlusu birlikte değerlendirilmelidir. Buna göre likit bir alacaktan söz edilebilmesi için ya alacağın gerçek miktarının belli ve sabit olması ya da borçlusu tarafından belirlenebilmesi için bütün unsurların bilinmesi veya bilinmesinin gerekmekte olması böylece borçlunun borç tutarını tahkik ve tayin etmesinin mümkün bulunması başka bir ifadeyle, borçlunun yalnız başına ne kadar borçlu olduğunu tespit edebilir durumda olması gerekir. Gerek borç gerekse borçlu bakımından bu koşullar mevcut ise ortada likit bir alacak bulunduğu kabul edilmelidir. Olayımızda ise her ne kadar davacı tarafça davalıdan icra inkar tazminat talebinde bulunulmuş ise de —çıkması, likid olmaması karşısında 2004 sayılı İİK’da yer alan İcra İnkar Tazminatının yasal koşulları oluşmadığından talebin reddine karar verilerek 6100 Sayılı HMK’nin 297/2 maddesi gereğince aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-) Davanın KISMEN KABULÜ İLE,
Davalının———- takip dosyasına yapmış olduğu itirazın kısmen İPTALİ ile icra takibinin, asıl alacağa ( 24.743,39 TL) takip tarihinden itibaren %9 ve değişen oranlarda avans faizi uygulanmak suretiyle suretiyle DEVAMINA, fazlaya ilişkin talebin REDDİNE,
2-) Şartları oluşmadığından davacı vekilinin icra inkar tazminatı talebinin REDDİNE,
3-) Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 1.690,22 TL karar ve ilam harcından peşin alınan 246,20 TL harcın mahsubuyla mahsubuyla bakiye 1.444,02 TL harcın davalıdan alınarak Hazineye gelir kaydına, bakiye 159,21 TL peşin harcın davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
4-) Davacı tarafından yapılan 54,40 TL başvurma harcı, 53,50 TL posta ücreti ve 700 TL bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 807,90 TL yargılama giderinin davanın kabul ve red oranına göre 800,20 TL yargılama giderinin davalıdan davacıya verilmesine, kalan masrafların davacı üzerine bırakılmasına,
5-)-Davalı tarafından yapılan yargılama gideri olmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
6-) Arabuluculuk Kanununun 18/A-(13).maddesi ve Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Yönetmeliği’nin 26/2. Maddeleri ile ——————–davanın kabul ve red oranına göre 1.307,43 TL sinin davalıdan, 12,57 TL’sinin davacıdan alınarak hazineye irad kaydına,
7-) Davacı taraf kendisini vekil ile temsil ettiğinden —– 4.080 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacı tarafa verilmesine,
😎 Davalı taraf kendisini vekil ile temsil ettiğinden——– 237,90 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalı tarafa verilmesine,
9-) HMK’nın 333. maddesi gereğince hükmün kesinleşmesinden sonra kullanılmayan gider avansının yatırana iadesine ve bu konuda Bölge Adliye ve Adli Yargı İlk Derece Mahkemeleri İle Cumhuriyet Başsavcılıkları İdari ve Yazı İşleri Hizmetlerinın Yürütülmesine Dair Yönetmeliğin 207/1 maddesi gereğince Yazı İşleri Müdürü tarafından resen işlem yapılmasına,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı davalı vekilinin yokluğunda kabul edilen kısım için gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki hafta içinde mahkememize verilecek dilekçeyle İstanbul Bölge Adliye Mahkemesinde İstinaf Kanun yolu açık; reddedilin kısım yönünden ise HMK.’nın 341/2. maddesi gereğince karar tarihi itibariyle kararın miktar yönünden İstinaf kanun yoluna başvuru sınırının altında kaldığı anlaşılmakla, KESİN olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.