Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 13. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/171 E. 2021/29 K. 14.01.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 13. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2019/243 Esas
KARAR NO : 2021/16
DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 26/09/2019
KARAR TARİHİ : 07/01/2021
Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda dosya incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ /
DAVA/TALEP ;
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili ile davalı arasında ticari iş ilişkisi çerçevesinde cari hesap oluştuğunu, bu cari hesaptan dolayı davalının müvekkiline ——- borcunun bulunduğunu, söz konusu borç için —- değerinde fatura düzenlendiğini, davalının borcu için davalı aleyhine ——— numarasında ilamsız icra takibi yapıldığını, davalının icra takibine itiraz ettiğini, itirazın hukuki dayanaktan yoksun haksız ve kötü niyetli olduğunu, cari hesaplar ve ilgili faturalar ile sabit olduğunu, davalı tarafça icra takibine yapılan itirazın iptali, haksız ve hukuki mesnetten yoksun yapılan itiraz nedeniyle icra inkar tazminatına hükmedilmesini, yargılama giderleri ve ücreti vekaletin karşı tarafa yükletilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP /TALEP: 6100 Sayılı HMK’nın 126-131 maddeleri kapsamında davaya cevap dilekçesi verilmemiştir.
DELİLLER: —— dosyası,——–, Bilirkişi raporu, dosyadaki diğer bilgi ve belgeler.
DEĞERLENDİRME VE SONUÇ:
Dava , İtirazın İptali ve tazminat (Ticari Satından Kaynaklanan) istemine ilişkindir.
Mahkememizce dilekçeler aşaması tamamlanmış ve usulüne uygun olarak yapılan davet sonucunda duruşma açılarak ön inceleme duruşması icra edilmiş ve tarafların sulh olmaması nedeniyle uyuşmazlık belirlenmiş ve tahkikata geçilerek tahkikat tamamlanmış ve duruşmaya katılan taraf vekilinin son sözleri dinlenerek aşağıdaki hüküm sonucuna ulaşılmıştır. Öncelikle davanın yasal dayanığının hatırlanmasında yarar vardır.
2004 Sayılı İİK.’nın 67.maddesi; —- Takip talebine itiraz edilen alacaklı, itirazın tebliği tarihinden itibaren bir sene içinde mahkemeye başvurarak, genel hükümler dairesinde alacağının varlığını ispat suretiyle itirazın iptalini dava edebilir.—–Bu davada borçlunun itirazının haksızlığına karar verilirse borçlu; takibinde haksız ve kötü niyetli görülürse alacaklı; diğer tarafın talebi üzerine iki tarafın durumuna, davanın ve hükmolunan şeyin tahammülüne göre, red veya hükmolunan meblağın —– yüzde yirmisinden aşağı olmamak üzere, uygun bir tazminatla mahkum edilir. İtiraz eden veli, vasi veya mirasçı ise, borçlu hakkında tazminat hükmolunması kötü niyetin sübutuna bağlıdır. ——-Birinci fıkrada yazılı itirazın iptali süresini geçiren alacaklının umumi hükümler dairesinde alacağını dava etmek hakkı saklıdır.—–Bu Kanunda öngörülen icra inkar tazminatı, kötü niyet tazminatı ve benzeri tazminatların tespitinde, takip talebi veya davadaki talep esas alınır.” hükmüne amirdir.
Davaya konu——– sayılı dosyası getirtilerek, incelenmiştir. Yapılan incelemede icra dosyasının davanın tarafları ve konusu ile uyumlu olduğu görülmüştür. Dosyaya mübrez Arabuluculuk tutanağına göre de zorunlu arabuluculuk şartının yerine getirildiği ve anlaşmazlık üzerine işbu davanın açıldığı anlaşılmıştır.
Yapılan açıklamalar, toplanan deliller ve yargılamaya göre somut olaya bakıldığında; ———— sayılı dosyasından davalı hakkında cari hesap ilişkisine bağlı olarak kesilen faturaya dayalı olarak icra takibi başlatıldığı ,takibe yapılan itiraz üzerine icra takibinin durdurulduğu ve bir senelik yasal süre içerisinde işbu davanın açıldığı anlaşılmıştır. Mahkememizce davalı davaya cevap vermediğinden ve delil bildirmediğinden dava dilekçesinde öne sürülen vakıaların tamamı inkar edilmiş sayılarak sadece davacı tarafından gösterilen deliller toplanmış ve dosya bilirkişi raporu düzenlenmesi için bir mali müşavir bilirkişiye verilmiştir. Bilirkişi SMMM ——- tarafından hazırlanan rapor taraflara tebliğ edilmiştir. Bilirkişi tarafından davacı tarafın ticari defterleri üzerinde yapılan inceleme sonucunda hazırlanan işbu rapora göre davacı ticari defterlerinin usulüne uygun olarak tutulduğu , söz konusu faturanın taraflarca karşılıklı olarak —- formları olarak bağlı bulundukları vergi dairelerine beyan edildiği ve davacının—– alacaklı olduğu yönünde görüş bildirilmiştir. Taraf şirketlerin bağlı olduğu vergi dairelerinden gelen —–formlarına göre uyuşmazlığa konu faturaların her iki şirket tarafından da vergi dairelerine BA-BS olarak bildirildiği ve bu durumun rapora da yansıdığı görülmüştür. Bu kapsamda alınan bilirkişi raporunun denetimi yapılmış ve dosya kapsamı ve mübrez delillerle uyumlu olduğu değerlendirilmiştir. Zira ticari defterlere kaydedilmiş ve bu kapsamda vergi dairesine bildirilmiş faturaların akdi ilişkinin varlığını da kanıtladığı kabul edilmelidir. Zira Faturayı teslim aldıktan sonra süresi içinde itiraz ve iade etmeyerek ticari defterlerine kaydeden kimse, bu faturanın mal veya hizmet aldığı için geçerli bir sözleşme ilişkisine göre düzenlendiğini kabul etmiş sayılır. Artık bu kişi fatura nedeniyle mal veya hizmet almadığını, bu faturadan dolayı borçlu olmadığını yazılı veya kesin delillerle ispatlaması gerekir. Davalı taraf davaya cevap vermemiş, duruşmalara katılmamış ve ticari defter ve belgelerini inceleyeme sunmamıştır. Binaenaleyh davacı tarafın davasını, TMK’nın 6. HMK’nın 190, 194 ve 222 .maddeleri nazarında usulüne uygun olarak tutulan ticari defter ve kayıtları, bilirkişi rapor ve vergi dairesi kayıtlarına göre ispat ettiği anlaşılmıştır. Bu kapsamda dosyaya mübrez sözü geçen bilirkişi raporunun gerekçeli, denetime açık, hüküm kurmaya elverişli ve yerinde olduğu kabul ve takdir edilerek davacının davasının kabulü ile, davalının—— sayılı takip dosyasına yapmış olduğu itirazın iptali ile icra takibinin, asıl alacağa——– takip tarihinden itibaren 3095 sayılı kanunun 4/a maddesi uyarınca kamu bankalarının aynı yabancı para türünden 1 yıl vadeli mevduata uyguladıkları en yüksek faiz uygulanmak ve fiili ödeme günündeki tcmb ‘nin döviz satış kuru üzerinden hesaplanmak suretiyle aynen devamına karar verilmiştir.
Davacı tarafın İcra İnkar Tazminatı İsteğine ilişkin yapılan değerlendirmede ise ——- kazanmış uygulamasına göre itirazın iptali davalarında İİK’nın 67/2. maddesi çerçevesinde alacaklı yararına icra inkar tazminatına hükmedilebilmesi için usulüne uygun şekilde yapılmış bir icra takibinin bulunması, borçlunun süresi içerisinde ödeme emrine itiraz etmesi, alacaklının bir yıl içinde itirazın iptali davasını açması ve davasında haklı çıkarak inkar tazminatı talep etmiş olması gereklidir. Burada borçlunun itirazının kötü niyetle yapılmış olması ve alacağın bir belgeye bağlanmış bulunması koşulları aranmamaktadır. Bu yasal koşullar yanında takibe konu alacağın likit olması da zorunludur. Her uyuşmazlığın kendine özgü somut özelliklerine göre değişmekle birlikte, bir uyuşmazlıkta alacağın likit olup olmadığı belirlenirken, alacak ve onun borçlusu birlikte değerlendirilmelidir. Buna göre likit bir alacaktan söz edilebilmesi için ya alacağın gerçek miktarının belli ve sabit olması ya da borçlusu tarafından belirlenebilmesi için bütün unsurların bilinmesi veya borçlunun borç tutarını tahkik ve tayin etmesinin mümkün bulunması, başka bir ifadeyle borçlunun yalnız başına ne kadar borçlu olduğunu tespit edebilir durumda olması gerekir. Gerek borç gerekse borçlu bakımından bu koşullar mevcut ise ortada likit bir alacak bulunduğu kabul edilmelidir. Somut olayda alacağın gerçek miktarı belli olmasının yanında, davalı taraf da borcunun varlığı ve miktarını açık ve net olarak belirleyip tespit edebilir durumdadır. Bu nedenlerle davalının itirazının haksızlığına karar verildiğinden ve taraflar yönünden alacak/borç likit ve muayyen olduğundan İcra İflas Kanunu’nun 67/2.maddesi gereğince koşulları oluşmakla asıl alacağın ————– icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesini gerektiği inanç ve sonucuna varılmıştır.
6100 Sayılı HMK’nın 332/1 maddesine göre, 323. Maddesinde sayılan yargılama giderlerinden, 326/1. Maddesi gereğince tamamen davalı taraf sorumlu tutulmuştur. Ayrıca bu kapsamda Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanununun 18/A maddesi ile Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Yönetmeliğinin 26/2. Maddeleri gözetilerek dava öncesi —— bütçesinden ödenen arabuluculuk ücretinin davalıdan alınarak hazineye gelir kaydına da karar verilerek 6100 Sayılı HMK’nın 297/2 maddesi gereğince aşağıdaki şekilde hüküm verilmiştir.
HÜKÜM :Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-) Davanın KABULÜNE,
2-) İİK’nın 67/1 Maddesi gereğince davalının,——-sayılı takip dosyasına yapmış olduğu itirazın İPTALİ ile, icra takibinin, asıl alacağa —— takip tarihinden itibaren 3095 sayılı kanunun 4/A maddesi uyarınca kamu bankalarının aynı yabancı para türünden 1 yıl vadeli mevduata uyguladıkları en yüksek faiz uygulanmak ve fiili ödeme günündeki —–satış kuru üzerinden hesaplanmak suretiyle aynen DEVAMINA,
3-) İİK’nın 67/2 maddesi gereğince asıl alacağın (2.500 Euronun karşılığı TCMB ‘nin efektif döviz satış kuru 9,06 TL üzerinden 22.650,00 TL) %20’si olan 4.530,00 TL icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
4-) Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 1,091,24 TL karar ve ilam harcından başlangıçta alınan 272,82 TL peşin harcın mahsubuyla bakiye 818,42 TL harcın davalıdan alınarak Hazineye gelir kaydına,
5-) Arabuluculuk Kanununun 18/A-(13).maddesi ve Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Yönetmeliği’nin 26/2. Maddeleri ile AÜT uyarınca —— bütçesinden ödenen 1.320,00 TL arabuluculuk ücretinin davalıdan alınarak hazineye irad kaydına,
6-) Davacı tarafından yapılan 44.40 TL başvurma harcı 272,82 TL peşin harç ve 53,60 TL posta masrafı, 6,40 TL vekalet harcı ve 10,10 TL vekalet pulu ve 600,00 TL bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 987,32 TL yargılama giderinın davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
7-) Davacı kendisini bir vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan …Ü.T. 13/1 maddesi uyarınca 4.080,00 TL maktu vekalet ücretinın davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
😎 6100 sayılı HMK’nın 333. maddesi gereğince hükmün kesinleşmesinden sonra kullanılmayan avansının yatırana iadesine ve bu konuda Bölge Adliye ve Adli Yargı İlk Derece Mahkemeleri İle Cumhuriyet Başsavcılıkları İdari ve Yazı İşleri Hizmetlerinın Yürütülmesine Dair Yönetmeliğin 207/1 maddesi gereğince Yazı İşleri Müdürü tarafından resen işlem yapılmasına,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı, davalının yokluğunda gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içinde mahkememize verilecek dilekçe ile ——- Adliye Mahkemesinde İstinaf Kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 07/01/2021