Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 13. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/150 E. 2022/626 K. 22.09.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 13. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO:2020/150 Esas
KARAR NO:2022/626

DAVA: Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
DAVA TARİHİ:17/01/2020
KARAR TARİHİ:22/09/2022
Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat) davasının yapılan açık yargılaması sonunda, dosya incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ /
DAVA/TALEP;
Davacılar vekili dava dilekçesinde özetle;— tarihinde sürücü — sevk ve yönetimindeki— plakalı araç ile— ilçesi çevre yolu istikametinden şehir merkezine istikametine seyri sırasında direksiyon hakimiyetini kaybederek— korkuluklarına çarpması sonucu tek taraflı ölümlü ve yaralamalı Trafik kazası meydana geldiğini, kaza sonucu araçta yolcu olarak bulunan—-kızlarının vefat ettiğini, desteklerinin ölümü nedeni ile müvekkillerinin maddi olarak mağdur olduklarını, kaza sonucu —- araç sürücüsünün 2918 sayılı KTK.’nun 56/1-a şerit izleme kuralını ihlal sebebi ile kusurlu bulunduğunu, kaza esnasında araçta bulunan müteveffa—-onun desteğinden yoksun kalan üçüncü kişi konumunda olan müvekkillerinin her hangi biri kusurlarının bulunmadığını, kaza yapan —-plakalı aracın davalı sigorta şirketi nezdindeki —- nolu poliçesi ile sigortalı olup — araçlar —ile sigortalı olduğunu, —tarihi itibari ile ölüm halinde kişi başına — ile sigortalı olduğunu, müvekkillerinin yaşı müteveffanın yaşı mesleği geliri ve tüm diğer faktörler birlikte değerlendirildiğinde davalı sigorta şirketinin bütün zararlardan sorumlu bulunduğunu, anne ve babanın destekten yoksun paylarının —Hukuku dairesinin — tarih — Sayılı ilamında da belirtildiği üzere hayatın olağan akışına göre ilerde evleneceği ve en az— çocuk sahibi olacağı kabul edilerek desteğin evleninceye kadar gelirlerinin yarısını kendisine yarısını da anne ve babası için ayıracağı varsayılarak bu dönemde desteği anneye– babaya –pay vermek sureti ile desteğin tüm gelirlerine oranlandığında evlenmeden önceki dönem içinde anne ve babaya — raporunda olduğu gibi — pay verilmesi gerektiği ancak desteğini ileride evlenmesi ile birlikte desteğe –eşe– anne ve babaya birer pay verilmesi gerektiğini, çocuklarının olması halinde oranlarını değişeceğini, davacılar aleyhine düşük destek payının gösterilmesinin hükme esasa alınamayacağı yönünde karar verildiğini, müteveffanın gelirlerinden ailesine ayıracağı payın hakkaniyete göre belirlenmesi gerektiği Yargıtay kararlarında açıkça belirtildiğini, müvekkillerin zararlarının telafisi için davalı şirkete ekleri ile birlikte — iş gününde ödenmesi yönünde ihtarda bulunduklarını ihtarın — tarihinde tebliğ edilmesine rağmen her hangi bir ödeme yapılmadığını, Karayolları trafik kanunun 99 maddesinde sigortacılara hak sahibinin kaza veya zarara ilişkin tespit tutanağının veya —raporu sigortacının merkez veya kuruluşlardan birine tebliğ edildiğinde tebliğden itibaren — iş günü içinde hak sahiplerine ödenmesi gerektiğini, davalının — tarihinde temerrüde düştüğünü, — tarihinde yürürlüğe girene 6704 sayalı kanununun 5 md. 2918 sayılı kanunun 97 md. değiştirilerek sigorta şirketine yapılan baş vurudan itibaren — gün içinde cevap verilmemesi halinde uyuşmazlık konusu ile ilgili olarak zarar görenin dava açabileceğinin belirtildiğini, müvekkillerinin zararlarını karşılanması yönünde davalıya — tarihinde müracaat edildiğini, davalının — gün içinde cevap vermediğini— tarihinde dava açmak durumunda kaldıklarını, 6102 sayılı TTK. 3 md. Uyarınca arabulucuya gidildiğini ancak anlaşma sağlanamadığını ileri sürerek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak koşul ile meydana gelene trafik kazası sonucu müvekkillerinin çocukları— desteğinden yoksun kalmaları sebebi ile uğranılan maddi zararın davalı sigorta şirketinden müştereken ve müteselsilen tazmini talep ve dava etmiştir.
CEVAP /TALEP:
Davalı vekili cevap dilekçesinde; HMK. 121 maddesi uyarınca dava dilekçesi ve eklerinin kendilerine tebliğ edilmesi gerektiğini, müteveffanın diğer destekten yoksun kalan mirasçıları olan çocukları— sayılı kararına istinaden asıl alacak — ve ferileri ili birlikte —ödeme yapıldığını, diğer destekten yoksun kalan kişilere yapılan ödemelerin tazminat hesabında dikkate alınması gerektiğini, davayı kabul anlamına gelmemek üzere kusur oranının tespiti bakımından dosyanın— gönderilmesi gerektiğini, — çerçevesinde —hesaplamayı gerektiren tazminat ödemelerinde uygulamaya ilişkin 2010/4 sayılı genelge uyarınca 5684 sayılı sigortacılık kanunun 21 md. Hayat ve hayat dışı ayırımı yapmaksızın tüm sigorta şirketleri ile — şirketlerinin yeterli sayıda — çalışmaları zorunlu kılındığını, davacının yaşı destek süresi mesleği somut olayda destekten yoksun kalanların destek süreleri eşinin tekrar evlenme olasılığı gibi Yargıtay kararlarına uygun olarak — tarafından destekten yoksun kalma tazminatının hesaplanması gerektiğini, davayı kabul anlamanı gelmemek üzere müteveffanın gelirinin resmi belgelerle kanıtlanması gerektiğini aksi takdirde asgari ücretten hesaplanması gerektiğini, — genel şartlar Ek.2 md.5 uyarınca:“Belgelendirilmiş olması durumunda hesaplarda ölen kişinin — geliri dikkate alınır” belgelendirilmemiş olması durumunda asgari ücret üzerinden hesaplama yapılacağını pasif dönemi için de aynı hesaplama şeklinin uygulanacağını, — hesaplamaları yapılırken karayolları Trafik kanunda yapılan değişiklikte — teknik faizin baz alınması gerektiğini, müteveffanın destekten yoksun kalanlara yapılan ödemelerde bu faiz oranı dikkate alındığını, sigortalısının kusur ve kusur ile zarar arasında illiyet bağı bulunduğu usülen ispat edilmesi gerektiğini, davacının talebinin fahiş olduğunu, davacının zararı konusunda —tetkikatının yapılması gerektiğini, hatır taşıması indirimi tenzil edilmesi gerektiğini, hatır taşımada ana koşul taşımanın ücretsiz olması ve taşıyanının da bir karşılık almaması yada bir yaranının bulunmaması gerektiğini, davayı kabul anlamına gelmemek üzere faizini dava tarihinden itibaren yasal faiz oranından hesaplanması gerektiğini, aracını hususi araç olarak kullanılması nedeni ile avans faize hükmedilmesi mümkün olmayacağını,—- ilamı kazaya karışan aracın niteliğine göre hükmedilen tazminat yönünden yasal faiz uygulanması gerektiğini savunarak yukarıda açıklanan ve resen göz önünde bulundurulacak nedenlerden dolayı davanın usulden ve esastan reddine karar verilmesini beyan ve talep etmiştir.
DELİLLER:
Dava dilekçesi ve ekleri, cevap dilekçesi ve ekleri, —- Soruşturma dosyası, dosyadaki diğer bilgi ve belgeler.
DEĞERLENDİRME VE SONUÇ:
Dava,Trafik kazası nedeniyle 6098 Sayılı TBK’nin 53/3 maddesi gereğince anne ve baba tarafından açılmış destekten yoksun kalma tazminatı (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat) istemine ilişkindir.
6100 Sayılı HMK’nın 316 ilâ 322 maddelerinde düzenlenen basit yargılama usulüne tabi işbu davada mahkememizce dilekçeler aşaması tamamlanmış ve usulüne uygun olarak yapılan davet sonucunda duruşma açılarak ön inceleme duruşması icra edilmiş ve uyuşmazlık belirlenmiştir. Akabinde esasları, süreci ve hukuki sonuçları açıklanarak taraflar sulh olmaya davet ve teşvik edilmelerine karşın karşın duruşmaya katılan davacı vekilinin beyanına göre tarafların sulh yoluna gitmek istemediklerinin anlaşılması üzerine tahkikata geçilerek tahkikat işlemleri yerine getirilmiş, deliller incelenmiş ve karar duruşmasına katılan davacı vekilinin son sözleri dinlenip zapta geçilerek aşağıdaki hüküm sonucuna ulaşılmıştır. Öncelikle dosyaya mübrez—- göre zorunlu —- dava şartının yerine getirildiği ve anlaşmazlık üzerine işbu davanın açıldığı; yine davacıların KTK’nin 97 maddesine göre davalı sigorta şirketine başvuruya ilişkin dava şartını yerine getirdikleri hemen kaydedilmelidir.6098 Sayılı TBK’nin 53/3 maddesinde ölüm hâlinde uğranılan zararlar arasında sayılan “Ölenin desteğinden yoksun kalan kişilerin bu sebeple uğradıkları kayıplar” ifadesi ile Yargıtay uygulamalarına göre desteğin başkasının geçimini kısmen veya tamamen, sürekli ve düzenli olarak sağlayan veya ona ileride bakması kuvvetle muhtemel olan kişi olduğu kabul edilmiş, bir kimsenin başkalarının desteği sayılabilmesi için, fiili bakım ilişkisinin varlığı yeterli sayılmıştır. Destek ilişkisi, hukuki bir ilişkiyi değil fiili bir durumu amaçladığını, hısımlık ilişkisine ve nafaka hakkındaki hükümlere dayanmadığını belirterek, kanun gereğince bir kimseye yardım etmek zorunda bulunan kişinin değil, fiilen ve düzenli olarak onun geçimini kısmen veya tamamen sağlayacak biçimde yardım eden ve olayların normal akışına göre, eğer ölüm gerçekleşmeseydi, gelecekte de bu yardımı sağlayacak olan kimsenin destek sayılacağı kabul edilmiştir. Yargıtay uygulamalarında da anne ve baba çocuklarının ölümü tarihinde bakıma muhtaç olmasalar dahi ileri tarihlerde çocuklarının bakımına ihtiyaç duyabileceklerini, anne ve babanın çocuklarından her zaman maddi ve manevi destek alacağı, bu nedenle tazminat hesabı yapılırken sağ olan anne ve babaya destek payı ayrılması gerektiği kabul edilmektedir.Yukarıda gösterilen yasal düzenlemeler ve yapılan açıklamalar ışığında somut olaya gelince; dosyada bulunan belge ve kayıtlara—- tarihinde dava dışı — sevk ve idaresindeki — karıştığı tek taraflı trafik kazası neticesinde davacıların kızı— vefat etmiştir. Davaya esas trafik kazasından anlaşıldığı üzere davacıların murisi —-araçta yolcu olarak bulunduğu sırada vefat etmiştir. Davacı anne ve baba mirasçı sıfatıyla eldeki davayı açmış olup koşulların oluşması halinde az yukarıda açıklandığı üzere destekten yoksun kalma tazminatı hesaplanıp sorumlularca ödenmesine karar verilebilir. Bu kapsamda davalı sigorta şirketinin kazaya karışan —-poliçesi ile sigortaladığı da sabittir. Bu cümleden olmak üzere davalı sigorta şirketinin KTK’nin 91/1,85/1,85/son ve Karayolları Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartları’nın A-1. Maddesine göre aracın sürücüsünün ve eylemlerinden sorumlu olduğu kişilerin kusurundan kendi kusuru gibi poliçe limitiyle sınırlı olarak sorumludur. Anılan poliçeye göre vefat halinde —- limit bulunduğu sabittir. Dava konusu olayda trafik kazası tek taraflı meydana gelmiş olup trafik kazası tespit tutanağı ve soruşturma dosyası içeriğine göre sürücünün —-oranında kusurlu olduğu konusunda tam bir hukuk ve vicdani kanaat hasıl olmuştur. Öte yandan müteveffanın araç içinde vefat ettiği ve emniyet kemeri veya ölüme etkili bir kusur tespit edilemediği anlaşılmakla müteveffaya atfedilebilecek bir müterafık kusur bulunmadığı ve kusurun derecesinin davalı üzerinde tam olduğu üzerinden değerlendirme yapılması gerekmiştir. Ancak ölenin hatır için taşındığı açık olup Yargıtay uygulanmış gereği tazminatlardan —oranında hatır taşıması indirimi yoluna gidilmesi gerekmiştir. Böylece hesap aşamasına geçilmesi gerektiğinden dosyada üç ayrı bilirkişiden rapor alınması gerekmiştir. Özellikle — tarafından diğer hak sahiplerine pay ayrılması noktasında yapılan hesap hataları ve asgari ücret değişimlerinin dikkate alınmamamı gibi hususlar etkili olmuştur. Burada aksine bir bilgi ve belge ve talep bulunmadığından hesaplamaların asgari ücret üzerinden yapıldığı da ifade edilmelidir. Bu nedenle en son dosya —– verilmiş ve rapor alınmıştır. —kök raporuna karşı yapılan itirazlar üzerine ek rapor yoluna gidilmiş ve anılan — tarihli ek rapor esas alınarak hüküm verilmiştir. Mahkememizce bakiye sigorta teminat limitinde talep edebilecekleri tazminat hususunun infazı ilgilendirdiği düşüncesiyle bakiye sigorta teminat limiti gösterilmek suretiyle toplam tazminat miktarı üzerinden hatır taşıması indirimi yapılmak suretiyle hüküm kurulması yoluna gidilmiştir. Böylece davacıların davasının temerrüt tarihleri, poliçe limiti ve olaya göre faiz tür ve oranı da gözetilmek suretiyle kabulüne karar verilmiştir. Kabule göre de, davacı — maddi tazminat –davasının kabulü ile toplam —maddi tazminatın temerrüt tarihi olan— tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalıdan ( davalının —bakiye sigorta poliçesi limitiyle sınırlı ve sorumlu olması kaydıyla) alınarak davacı —verilmesine, Davacı—maddi tazminat (— davasının KABULÜ ile toplam —- maddi tazminatın temerrüt tarihi olan —tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte; davalıdan (davalının —- bakiye sigorta poliçesi limitiyle sınırlı ve sorumlu olması kaydıyla) alınarak davacı —-verilmesine, karar verilmiştir. 6100 Sayılı HMK’nın 332/1 maddesine göre, 323. maddesinde sayılan yargılama giderlerinden aynı yasanın 326/1 maddesi gereğince tamamen davalı sorumlu tutulmuştur. Bu kapsamda Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanununun 18/A maddesi ile Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Yönetmeliğinin 26/2. Maddeleri gözetilerek dava öncesi—- bütçesinden ödenen arabuluculuk ücretinin de davalıdan alınarak hazineye gelir kaydına da karar verilmek suretiyle 6100 Sayılı HMK’nin 26, 297/2 maddeleri gereğince aşağıdaki şekilde hüküm ihdas edilmiştir.
HÜKÜM:Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere:
1-) Davanın KABULÜNE
2-) Davacı — maddi tazminat—davasının KABULÜ ile toplam —- maddi tazminatın temerrüt tarihi olan — tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalıdan ( davalının —-bakiye sigorta poliçesi limitiyle sınırlı ve sorumlu olması kaydıyla) alınarak davacı —- verilmesine,
3-)Davacı —maddi tazminat (—-) davasının KABULÜ ile toplam —- maddi tazminatın temerrüt tarihi olan— tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte; davalıdan (davalının —-bakiye sigorta poliçesi limitiyle sınırlı ve sorumlu olması kaydıyla) alınarak davacı —- verilmesine,
4-)Harçlar Kanunu gereğince kabul edilen miktar üzerinden alınması gereken — karar ve ilam harcından; peşin alınan — harç ile talep artırım sonrasında yatırılan —harcın mahsubuyla bakiye —- karar ve ilam harcının davalıdan alınarak Hazineye gelir kaydına,
5-)Arabuluculuk Kanununun 18/A-(13).maddesi ve Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Yönetmeliği’nin 26/2. Maddeleri ile AÜT uyarınca— bütçesinden ödenen —- arabuluculuk ücretinin davalıdan alınarak hazineye irad kaydına,
6-)Davacılar tarafından yapılan — başvurma harcı—- peşin harcı, —talep arttırm harcı, — vekalet harcı olmak üzere toplam —- harcın davalıdan alınarak davacılara müştereken verilmesine,
7-)Davacılar tarafından yapılan —- posta ücreti,—- bilirkişi ücreti olmak üzere toplam —- yargılama giderinin davalıdan alınarak davacılara müştereken verilmesine,
8-)Davacı —- maddi tazminat davasında kendinisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan A.A.Ü.T. 13/1 maddesi uyarınca kabul edilen miktar üzerinden hesaplanan — nispi vekalet ücretlerinin davalıdan alınarak işbu davacıya verilmesine,
9-Davacı —- maddi tazminat davasında kendinisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan A.A.Ü.T. 13/1 maddesi uyarınca kabul edilen miktar üzerinden hesaplanan —- nispi vekalet ücretinin davalıdan alınarak bu davacıya verilmesine,
10-)6100 sayılı HMK’nin 333. maddesi gereğince hükmün kesinleşmesinden sonra kullanılmayan gider avansının yatırana iadesine, ( —- Yürütülmesine Dair Yönetmeliğin 207/1 maddesi gereğince resen işlem yapılmasına,)
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı, davalı vekilinin yokluğunda ; 6100 sayılı HMK’nin 341/1, 342, 343, 344 ve 345/1 maddeleri gereğince gerekçeli kararın tebliğinden itibaren—- hafta içinde istinaf harç ve giderleri yatırılmak suretiyle mahkememize veya başka bir yer mahkemesine verilecek dilekçeyle — İstinaf Kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.