Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 13. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/144 E. 2022/440 K. 25.05.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 13. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO: 2020/144
KARAR NO: 2022/440
DAVA: Menfi Tespit (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 17/01/2020
KARAR TARİHİ: 25/05/2022
Tarafları yukarıda belirtilen davanın Mahkememizde yapılan açık yargılaması sonunda:
GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ :
Davacı vekili tarafından ibraz edilen dava dilekçesinde—-icra dosyası üzerinden yapılan takibe dayanak olup, —-vade tarihli ve—– bedelli bononun dilekçede belirtilen şekilde davalılar arasındaki muvazaalı ilişkiye ve irade fesadına dayalı olarak düzenlenip icraya konulduğu ve davacının söz konusu bono nedeni ile davalılara borçlu olmadığı, söz konusu icra dosyası kapsamında davacıdan dava tarihi itibari ile ——- tahsil edildiği ileri sürülerek davacının söz konusu bono nedeni ile davalılara borçlu olmadığının tespitine; gerek ödenen ve gerekse takip süresince ödenecek olan bedelin istirdadına ve %20’den az olmamak üzere tazminata karar verilmesi talep ve dava edilmiş olup, icra veznesine girecek paranın alacaklıya verilmemesi yönünde ihtiyati tedbir kararı verilmesi de talep edilmiştir.
İhtiyati tedbir talebi yönünden — tarihinde yapılan irdelemeye bağlı olarak oluşturulan —– tarihli ara karar ile:
”…
Davanın,—- takip tarihinden sonra——-tarihinde açılmış olması, HMK M.389 ve devamı maddelerinde belirtilen mevcut durumda meydana gelebilecek bir değişme nedeni ile hakkın elde edilmesinin önemli ölçüde zorlaşacağı ya da tamamen imkansız hale geleceği veya gecikme sebebi ile bir sakıncanın yahut ciddi bir zararın doğacağından endişe edilmesi hallerine ilişkin yasal düzenleme ile İİK Madde 72/3 düzenlemesi, yakın ispata ilişkin koşullar ve tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde ihtiyati tedbir talebinin karşılanması için gerekli yasal ve maddi şartların olayda gerçekleştiği; İİK.Madde 72 düzenlemesi, bakiye borç miktarının —-olması, muhtemel sonuçların tarafların menfaatlerine muhtemel etkisi ve dosya kapsamı birlikte gözetildiğinde bakiye borç miktarı —- üzerinden %20 teminat alınmasının uygun olacağı sonucuna varıldığından bakiye borç miktarı —üzerinden %20 teminata bağlı olarak İİK. Madde 72/3 düzenlemesi doğrultusunda ihtiyati tedbir talebinin kabulüne ilişkin olmak üzere aşağıdaki şekilde karar verilmiştir..
KARAR : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere:
1-İhtiyati tedbir talebinin KABULÜ ile;
Bakiye borç miktarı —- üzerinden %20 teminat karşılığı —– tutarında nakit ya da kesin ve süresiz nitelikteki banka teminat mektubu karşılığında teminata bağlı olarak ve dava sonuna kadar olmak üzere;——– sayılı icra dosyası üzerinden icra veznesine girecek paranın İİK. Madde 72/3 düzenlemesi çerçevesinde ihtiyati tedbir yoluyla alacaklıya ödenmemesine,
2-İİK. Madde 72/3 düzenlemesi yönünden ihtiyati tedbir kararının ilgili icra dairesince yerine getirilmesine,
3-Tedbir kararının yerine getirilmesinin ihtiyati tedbir isteyen tarafın sorumluluğunda olduğuna ve teminat şartı yerine geldikten sonra kararın ihtiyati tedbir isteyen tarafça ilgili icra dairesine ibraz edilmesi gerektiğine,
… ”
şeklinde ihtiyati tedbir kararı verilmiş ise de söz konusu tedbir kararının şartı olan teminat yatırılmamış ve karar infaz edilmemiştir.
Davacı vekili duruşmada da dava dilekçesini aynen tekrar etmiştir.
Davalı … vekili duruşmada da tekrar ettiği cevap dilekçesinde dava konusu senedin niteliği gereği sebepten mücerret olması nedeniyle davacının borçlu bulunmadığı iddiasını yazılı delille ispatlaması gerektiği; dava konusu bonodan dolayı davacının müvekkiline borçlu olduğu, müvekkilinin davacıya ait —-kalfa olarak göreve başladığı —- tarihinden işten çıkış tarihi olan —- tarihine kadar davacı ile aralarında parça parça borç para verme ilişkisi doğduğu, müvekkilinin eczanede çalıştığı dönemde eczanenin ecza depolarıyla ilgili sipariş, takip, satın alma gibi faaliyetlerinin yürütülmesi ve ödemelerinin yapılması, iş yeri ile ilgili vergi borçlarının ve—-borçlarının tediyelerinin gerçekleşmesi hususunda çalıştığı sürece davacıya borç para verdiği ve eczanenin cirosunun artmasına çok önemli kaynak sağladığı;——numaralı soruşturma dosyası kapsamında temin edilen bilirkişi raporuna göre imzaların davacıya ait olduğunun belirlendiği ve kovuşturmaya yer olmadığına karar verildiği; davacı tarafından imzaya ve borca itiraz üzerine—– Esas sayılı dosyası üzerinden işlem gören davada temin edilen raporda da imzaların davacının eli ürünü olduğunun belirlendiği; dava dilekçesinde müvekkiline karşı doğrudan suçlamaya yönelik haksız ve mesnetsiz iddiaların “asılsız dedikodular” dan ibaret olduğu, davacı tarafın iddia ettiği çirkin yakıştırmaların davacı tarafından kesin bir şekilde ispatlanması gerektiği; dava dilekçesinin ekinde sunulan— tarihli ilgili makama yazılan yazının davacı hakkında —- yapılan soruşturma kapsamında görüşmeye gitmeden önce müvekkili ile yapılan değerlendirme sonucunda —nezdinde davacının elini kuvvetlendirmek maksadıyla ve davacının ısrarlı talebi üzerine düzenlendiği; davacının ikinci defa suç duyurusu üzerine ——-numaralı soruşturmasıyla birleştirildiği ve nihayetinde kovuşturmaya yer olmadığına karar verildiği; cevap dilekçesi ekinde sunulan tapu senetlerinden ve banka hesap kayıtlarından da anlaşılacağı üzere müvekkilinin durumunun davacıdan çok daha iyi olduğu; davacının ve eşi —– yılından itibaren farklı bankalardan sürekli tüketici kredisi kullandıkları, müvekkili tarafından cevap dilekçesinde dökümü yapılan şekilde değişik tarihlerde ve eczane çalışanı aracılığıyla —— hesabına ödemeler yaptığı ileri sürülerek davanın reddine ve %20′ den az olmamak üzere inkar tazminatına karar verilmesi istenmiştir.
Davalı —–duruşmada da tekrar ettiği cevap dilekçesinde —–müvekkiline olan yüklü miktardaki borcunun ödeyememesi nedeniyle davaya konu senedi müvekkiline ciro ettiği, borcun vadesinde ödenmemesi üzerine —-sayılı dosyası üzerinden takibe geçildiği, imzaya itiraz edilmesi üzerine —– dosyası üzerinden görülen davada temin edilen bilirkişi raporu ile imzanın davacıya ait olduğunun tespit edildiği, aynı şekilde —– sayılı dosya kapsamlarında temin edilen rapora bağlı takipsizlik kararı verildiği; müvekkilinin—- yapmış olduğu yüklü miktardaki para transferlerinin hesap ekstrelerinden açıkça anlaşılacağı, özellikle —-satın aldığı daire için müvekkiline başvurarak borç para istediği, bahsedilen dairenin —– bedelli olduğu, ispat yükünün senetteki “nakden” kaydının aksini iddia eden davacı tarafa ait olduğu, davanın haksız olduğu ileri sürülerek öncelikle husumet yokluğu nedeniyle olmak üzere davanın reddine ve %20′ den az olmamak üzere kötü niyet tazminatına karar verilmesi istenmiştir.
Celp edilen icra dosyası örneğine göre —- sayılı dosyası üzerinden yapılan takibin dayanağının dava konusu bono olduğu, takip alacaklısının davalılardan —– takip borçlusunun ise davacı olduğu, takip tarihinin—- ve takip miktarının söz konusu bono bedeli — asıl alacak ve —- işlemiş faiz olmak üzere toplam —- olduğu anlaşılmıştır.
Davaya ve takibe konu bononun keşidecisinin davacı — davalı — hamilin davalı—- keşide tarihinin — ödeme tarihinin ——–olduğu ve “nakden” kaydını içerdiği anlaşılmıştır.
Ön inceleme duruşmasında muvazaa iddiasına da bağlı olarak davalı —— ileri sürülen husumet itirazının son kararda irdelenmesi gereğine de bağlı olarak dava şartlarının mevcut olduğu sonucuna varılarak taraflar arasındaki ihtilafın söz konusu bononun irade fesadına dayalı olarak düzenlenip düzenlenmediği, davalılar arasında muvazaa olup olmadığı ve buna da bağlı olarak sonuçta davacının davalılara söz konusu bono nedeniyle borçlu olup olmadığı ve bu hususlara da bağlı olarak icra dosyasına ödenen paranın davacı tarafa iadesi yönünden istirdat şartlarının gerçekleşip gerçekleşmediği ve gerçekleşmesi ihtimalinde temerrüt tarihinin hangi tarih olduğu hususlarına yönelik olduğu tespit edilerek tahkikata geçilmiş olup savunmada ileri sürülen şekilde —- rapor alınması ile ilgili talep yönünden davanın niteliğine ve dosya kapsamına nazaran belirtilen şekilde rapor alınmasına gerek olmadığına karar verilmek suretiyle davalı —- karakolda verdiği ifadesine konu bonoya ilişkin bilgileri ile —tarihli takibe dayanak bono bilgileri yönünden isticvap edilmesi ve tanıkların dinlenmesi yoluna gidilmiş olup isticvabın yapıldığı ve tanıkların dinlendiği —— tarihli duruşmada alınan beyanların buraya aynen aktarılması daha uygun görüldüğünden kimlik bilgileri arındırılmak suretiyle söz konusu duruşmada alınan beyanlar:
“…
Davalı asil … huzura alındı.
İsticvaba konu hususlar yönünden soruldu:
Davalı —- beyanında : bana okuyup inceleme imkanı verdiğiniz —– alınan — tarihli ifade sırasında ben ilk soruya verdiğim cevapta nisan veya mayıs ayları içinde olabilir, tarihini tam hatırlamamakla birlikte şeklinde beyanda bulunduğum halde hem ifademde maddi hata yapılarak ”…hatırlamamakla…” ibaresi yanlışlıkla ”…hatırlamakla…” şeklinde olumsuzluk eki olmadan yazıldığı gibi ifadeyi alan bir ayın yazılması gerektiğinden bahisle kendi insiyatifiyle sadece mayıs ayını yazmıştır. İlk soruya karşı verdiğim cevabı bu şekilde düzeltiyorum ve buna göre tekrar ifade ediyorum ki ben dava konusu senedi —— tarihinde ifademde geçen avukatlık —– aldım. Karakolda ifade verirken de telefonuma bakıp uçak yolculuğuma dair bilgileri hatırlamak istediğim sırada buna izin verilmediği için ozaman çekinceli olarak —-tarihlerinden söz etmiştim ancak sonrasında telefonuma bakıp kesin tarihi öğrenebildiğim için şimdi net bir şekilde nisan ayı olduğunu belirtebiliyorum zira —- uçakla—- —geldim. Zaten—— bu senedi almak için gelmiştim, o nedenle geldiğim gün veya bir gün sonra dava konusu senedi söz konusu şahıstan almıştım, uçak biletinin örneğini ibraz edebilirim, dedi.
Davacı vekilinin ”icra takibinin başlatıldığı tarihten yalnızca ——– ay sonra karakoldaki ifadesinde senedi —– ayında aldığını beyan eden davalının aradan geçen bunca zamandan sonra sırf senedi almak için —– geldiğini beyanla ve senedi nisan ayında aldığını net bir şekilde nasıl söyleyebiliyor, sebebi nedir ayrıca neden dolayı senedin borçlusu —— aleyhine takip yapılmamıştır” şeklinde sorusu üzerine:
Davalı ——— cevabında: ben karakolda da tarihi tam hatırlayamadığımı beyan etmiştim, ifademden sonra avukatımla görüşmem üzerine uçak biletlerimi kontrol ettiğim için sonradan belirttiğim şekilde nisan ayı olduğunu belirledim, karakolda buna müsaade edilmiş olsaydı telefonuma bakıp ozaman söyleyecektim.— karşı da bu senetten dolayı takipte bulundum ——— sayılı dosyası üzerinden işlem görmektedir dedi. Beyanı okundu, imzası alındı.
Davalı ——
Davalı——vekili söz aldı: karakoldaki ifadenin bütünlüğünde zaten hatırlamamakla ibaresinin kasdedildiği cümlenin gelişinden anlaşılmaktadır, müvekkile ozaman ayrıntıya girilmeden sorulduğu için o şekilde ifade zapta geçmiştir, dedi.
Tanık — huzura alındıve kimlik tespitine geçildi.
DAVACI TANIĞI: —-BEYANINDA: huzurdaki davacı ile aynı semtte oturuyoruz ve bu nedenle—– yılından buyana tanıyorum, ben matbaacıyım ve davacıya birkaç defa kartvizit basmış olabilirim, ayrıca davacı eczacı olduğu için zaman zaman eczanesine de gitmem söz konusudur zaten yaklaşık —- sene öncesine kadar semtimizde tek —— idi, bana gösterip sorduğunuz huzurdaki davalı—– tanımıyorum, ilk defa şimdi gördüm. Bana sorduğunuz davalı —–ise davacının eczanesinde çalıştığı için tanıdım hatta ben önceleri —- davacının çocuğu zannediyordum, bana dosya kapsamında fotokopisini gösterdiğiniz bono hakkında bilgim yoktur, ben genel olarak davacıyı ve yanında çalışan —- tanıyorum. Davacının çocuğu rahatsız olduğu için eczanede daha çok ——muhatap oluyorduk, eczaneye gittiğimde —- muhatap oluyorduk, tanıklık ücreti istemiyorum dedi.
Davacı vekilinin isteği üzerine soruldu: bir kaç defa ben davacı———arabadan apar topar inip eczaneye girerek —- evrak aldığını veya evrak verdiğini gördüğüm oldu ama bu evrakların mahiyeti hakkında bir bilgim yoktur ancak bu sırada davacının imza attığını da görmüştüm, dedi. Beyanı okundu, imzası alındı. Tanık

DAVACI TANIĞI:—- BEYANINDA: ben tebligat adresinde mali müşavirlik yapıyorum, huzurdaki davacıyı bu nedenle tanıyorum, davacının defterlerini yaklaşık —– yıldır ben tutuyorum, iş yerimiz yakın değil, ben —-davacının——– Bana gösterip sorduğunuz huzurdaki davalı —— tanımıyorum, ilk defa şimdi gördüm. Bana sorduğunuz davalı —– ise davacının —– çalıştığı için tanıdım, eski bir elemandır, bildiğim kadarıyla —— yıl davacının yanında çalıştı, bana dosya kapsamında fotokopisini gösterdiğiniz bono hakkında bilgim yoktur, ben genel olarak davacıyı ve yanında çalışan—-tanıyorum. Ben her ayın ilk — günü içinde —- gün olmak üzere davacının ——-gider bir önceki ayın faturalarını-evraklarını alırım, eğer davacı eczanede ise ondan yoksa davacının talimatına bağlı olarak—-ücretimi alırım ve ayrılırım, benim bilgim bukadar. Ben—— davacının yerine herhangi bir belgeye imza atıp atmadığı hakkında bir görgüye ve bilgiye sahip değilim, tanıklık ücreti istemiyorum dedi.
Davacı vekilinin isteği üzerine soruldu: davacının yanında — dışında çalışan—–kadar eleman vardı, sayıyı tam hatırlamıyorum, davacının eczanesi iyi bir ——— yıllık cirosu en son ——– yaklaşmıştı, eczane her sene beyanlarını karla kapatıyordu, zarar eden bir işyeri değildi, davacının borç almasını gerektirir bir durum olabileceğini zannetmiyorum, bilmiyorum dedi.
Davalı—- isteği üzerine soruldu: ben ifademde belirttiğim şekilde eczaneye gittiğimde bazen —- hanım olmuyordu ancak benim gittiğim zamanlara göre çoğunlukla ———— olduğunu söyleyebilirim, ifademde geçen talimat sözlü bir talimattır, zaten —— olduğu için bu şekilde bir teamül vardır, yani davacı yoksa ben evrakı çalışandan teslim alırım, dedi. Beyanı okundu, imzası alındı. Tanık
—–
DAVACI TANIĞI:—–BEYANINDA: ben huzurdaki davacının eşiyim, bana gösterip sorduğunuz huzurdaki davalı —- tanımıyorum, ilk defa şimdi gördüm. Bana sorduğunuz davalı —- ise davacı eşimin eczanesinde çalıştığı için tanırım, bana dosya kapsamında fotokopisini gösterdiğiniz bono hakkında ancak icra takibine konu olduktan sonra bilgi sahibi olduk, esasında böyle bir senet düzenlenmesi mümkün değildir zira bizim iktisaden durumumuz buna uygun olmadığı gibi eczanede çalışan birine böyle bir senet verilmesi de olabilecek birşey değildir, ben emekli lise müdürüyüm, eşim ayda iki bin civarında evraka imza atmak durumundadır, —– evladımız gibi olmuştu, söz konusu imzalık evrakı —— hazırladığını belirttiğinde davacı eşim evrakların imza atılacak köşelerini görecek şekilde açar açar imzalardı, tek tek evrakları inceleyemiyordu o nedenle benim tahminim dava konusu bono ya bu şartlarda diğer evrakın arasındayken imzası alındı yada davacının imzasına iyice çalışılarak davacı atmış gibi imzası atıldı ve bu şekilde senet oluşturuldu, tanıklık ücreti istemiyorum dedi.
Davacı vekilinin isteği üzerine soruldu: ben davacı eşimin ve—- yazılarını tanıyabilecek durumdayım, bana incelettiğiniz dava konusu bonodaki yazılar —- yazısına benzemektedir. Bizim şizofren bir kızımız var ve doktor yalnız kaldığında intihar edebileceğini söylemiştir, ben de ozaman görevde olduğum için kızımızla davacı eşimin ilgilenmesi gerektiği için araştırdığımızda ozaman—- yaşlarında —–bulduk, hatta ben buldum, evladımız gibi kendisine güvendik—-emekli oldum. Emekli olduktan sonra evde ben kalmaya başladım ve hatta hasta kızımızı da —— götürmeye başladık, ben emekli olduktan sonra davacı eşim —–daha çok ilgilenme imkanı buldu, eczane demek çek demek, senet demek, sürekli alım satım olduğu için bu şekilde çek ve senet düzenlenmektedir, davacı eşim bunlarla uğraşamazdı, bunların hepsiyle evladımız gibi olan —–ilgilenirdi, hazırlığı o yapardı ve davacı eşim imzalardı, eşim bunların imza yerlerini açıp seri bir şekilde imzalardı, ben emekliyim—-kişiyi çalıştırdığımız eşimin ——- konusu bizim borç almaya ihtiyacımız olmadı. Bana sorulan avukat —— aracılığıyla tanıdım, ozaman bir hukuki meselemiz olmuştur ve —- aracılığıyla avukat ———- gitmiştik, orada başka avukatlarda vardı, tam hatırlayamıyorum ama hatırladığım kadarıyla notere gidip eşimin ——veya yanında çalışanlara vekalet vermesi söz konusu olmuştur, tarihini tam hatırlamıyorum ama bundan belli bir süre sonra da dava konusu icra takibi söz konusu oldu, icra takibinden sonra———-öğrenince internetten araştırma yapmaya çalıştım ancak —- şahıs benim kendisini bu yollarla tanımamı sürekli engelledi, takip alacaklısı görünen şahsa engellemesi nedeni ile ulaşamamıştım, dedi.
Davalı —-isteği üzerine soruldu: ben öğretmenlikten önce babamın yanında çalışıyordum ayrıca ——ayrı fakülteden mezun oldum ve biriside işletmeyle ilgilidir, senetlerin nasıl düzenlendiğini çok iyi bilecek durumdayım ve hatta zaman zaman kendim de bu şekilde senet imzalamış olan birisiyim, dedi.
Davalı —– isteği üzerine soruldu: bana sorulan soruyu anladım, farklı evraklar arasında ve dikkatsizlikten istifade ile imza alınmış olma ihtimali yönünden evraklar arasındaki böyle bir belgenin köşesine bakılıp imza atılması ihtimalinde imza atılan zeminin matbu bonoya mı yoksa —- ait olup olmadığını şahsen ben anlayabilirim ancak başkası bunu anlayabilir mi bilemem, mesela davacı eşim anlayamayabilir, benim sorulduğu şekilde bir spor salonuna hatırlayabildiğim kadarıyla —— civarında bir borcum söz konusu olmuştu, sebebi de ben borçlu olmadığımı düşünüyordum zira salondan faydalanmıyordum ve hatta senedimi geri istemiştim ve bunun ailemizin ekonomik durumuyla ilgisi yoktur dedi.
Davacı vekilinin isteği üzerine soruldu: —— eşimden imza alırken senetleri ayrı diğer evrakları ayrı bir şekilde alıp almadığı konusunda kesin bir bilgim yok, sadece ben bir defa rastladığımda davacı eşim üst üste senetleri imzalıyordu hatta ben kendisini imza atarken yazıyla yazılan miktarın esas olduğunu belirterek buraya da dikkat etmesi yönünde bilinçlendirmeye çalışmıştım, dedi. Beyanı okundu, imzası alındı. Tanık

DAVACI TANIĞI: —–BEYANINDA: huzurdaki davacı benim annemdir, huzurdaki diğer tanık—- babamdır, bana gösterip sorduğunuz huzurdaki davalı —- tanımıyorum, ilk defa şimdi gördüm. Bana sorduğunuz davalı —-ise davacı annemin eczanesinde çalıştığı için tanırım, bana dosya kapsamında fotokopisini gösterdiğiniz bono hakkında bir bilgim yoktur, biz iki kardeşiz, ablam şizofren hastasıdır, özellikle ablamın atak geçirdiği dönemlerde annem eczanede bulunamıyordu, ——- daha çok —- ilgileniyordu ancak ——- başka çalışanlarda vardı, ben de fırsat bulunca ve daha çok nöbetçi olunduğunda —– gidip yardım ediyordum, ben kendi iş yerimi —yılında açtım, o tarihe kadar belirttiğim şekilde —– gidip geliyordum, özellikle ablamın atak geçirdiği dönemlerde annemin evde kaldığında imza atmak için —— gitmesi gerektiğinde annemi ben arabayla ——– götürüyordum, ben arabada bekliyordum ama bulunduğum yerden olanları görebiliyordum, annem eczaneye girip—–hazırladığı evrakı hızlı hızlı imzalayıp çıkıyordu, imzalanan evrakların mahiyetini bilemiyorum, bu işleri genelde—- zira iyi çalışıyordu ve annem ona çok güveniyordu ayrıca ablamın durumu daha sakin olduğu dönemlerde annem fiilen eczanede daha çok bulunma imkanı elde ediyordu ayrıca eczanede özel bir kasa vardır, anahtarı ayrı bir dolaptaydı, —— bu anahtar hakkında bilgisi olup olmadığını bilmiyorum ancak bu olaylardan sonra söz konusu özel kasada bazı belgelerin eksik olduğu farkedildi, tanıklık ücreti istemiyorum dedi.
Davacı vekilinin isteği üzerine soruldu: hatırladığım kadarıyla özel kasadaki bazı evrakların olmadığını —yılında farkettik, o tarihte davaya konu olan takip henüz gündeme gelmemişti, söz konusu evraklar farkedilince annem —-sorduğunda o da haberi olmadığını söylemişti ama İcra Mahkemesinde söz konusu kayıp belgeler—-tarafından dosyaya sunuldu, annemin ve bizim her hangi bir ekonomik sıkıntımız hiç olmadı, borç almayı gerektirecek bir durum olmadı dedi.
Davalı—-isteği üzerine soruldu: babamın üye olduğu spor salonuna babam belli bir süre gidememişti ve oradan babam adına biraz borç çıkmıştı, ayrıntısını bilemiyorum ancak çok düşük bir borç miktarıydı, bunun annemle bir ilgisi yoktur, dedi. Beyanı okundu, imzası alındı. Tanık

DAVALI— TANIĞI: —BEYANINDA: ben huzurdaki davacının eczanesinde—- yıl kadar bir süre kalfa olarak çalıştım, huzurdaki davacıyı ve bana sorduğunuz davalı —- bu nedenle tanıdım, bana gösterip sorduğunuz huzurdaki davalı —tanımıyorum, ilk defa şimdi gördüm. Beni işe —-almıştı, ödemelerle ve her şeyle —— ilgileniyordu, davacı genelde öğlenleri —— uğrayıp gidiyordu, geldiğinde öğlen gelip akşam—sularında gidiyordu, genellikle benim çalıştığım dönemde böyleydi, eczaneyle ilgili imzalanacak belgeleri —- hazırlardı davacı —-hanım ——-geldiğinde bunları imzalardı, bu hazırlanan evrak depoyla ilgilidir yani depodan alınan ilaçların bedeli için verilen senetlerdir. İmzaları —- hanım atardı,— hiç bir zaman imza atmadı, ben görmedim, kendim kadar da —— eminim ve başkasının yerine imza atmaz. Bana dosya kapsamında fotokopisini gösterdiğiniz bono hakkında bir bilgim yoktur, eczanenin bütün işleriyle … ilgileniyordu, tanıklık ücreti istemiyorum, dedi.
Davalı —-vekilinin isteği üzerine soruldu: —– bütün işleyiş ve ödemelerinden … ilgileniyordu, maaşlarımızı, çalışanların yemek ücretlerini hep —– ödüyordu, ben böyle biliyorum ancak bu ödemeleri nereden yaptığını bilemiyorum ama sonuçta her halde o işleyişin içinden ödeniyordur, dedi.
Davacı vekilinin isteği üzerine soruldu: ben huzurdaki davacı ——– hanımın yanında sigortalı olarak çalıştım, dedi. Beyanı okundu, imzası alındı. Tanık

DAVALI –TANIĞI—–BEYANINDA: Ben— tarihleri arasında —- isimli deponun müdürlüğünü yaptım, davacıya ait —- ilaçlarını bu depodan alıyordu, bu ilişki nedeni ile huzurdaki davacıyı ve bu —– çalışan —- tanıdım. Huzurdaki davalı — ise daha önce aynı deponun—- birlikte çalıştığımız için tanırım, hatırladığım kadarıyla — tarihleri arasında birlikte çalışmıştık, genelde ayda —- veya en geç —– eczaneye gider ziyaretimizi yaparız, bu şekilde davacının eczanesine de ortalama ayda 1 kez gittiğimi söyleyebilirim——-depolarının esas aldığı sistem senetlerin ve evrakın bizzat eczacıdan alınıp verilmesi yöntemine bağlıdır hatta bu şekilde yöntemi benimsemeyen eczanelerle çalışılmaz, benim söz konusu depoda müdürlük yaptığım dönemde davacının eczanesi de bu yönteme bağlı olarak çalışıyordu ve o nedenle bizimle de ilişkisi vardı, böyle olmasaydı biz bu eczaneyle çalışmazdık. Bana dosya kapsamında fotokopisini gösterdiğiniz bono hakkında bir bilgim yoktur. İmza dışında olan işlerde davacı eczacı hanım olmadığında genelde muhatabımız 1. Kalfa diye ifade edebileceğimiz bir konumda olan —idi. Davacı ile —— arasında bir alacak-borç ilişkisi olup olmadığı ve buna bağlı olarak aralarında bir senet imzalanıp imzalanmadığı hakkında bir bilgim yoktur, tanıklık ücreti istemiyorum, dedi.
Davalı — vekilinin isteği üzerine soruldu: ben —— hesabı üzerinden ödeme yapılıp yapılmadığını hatırlamıyorum, bilemem ve esasen dediğim gibi kural olarak resmiyette bizzat eczacı ile işlem yapılır, evrak eczacıdan alınır, ödemeler de zaten kayıtlarda bellidir, bu konuda somut ayrıntılı bilgiye sahip değilim dedi.
Davacı vekilinin isteği üzerine soruldu: genel olarak biz depo çalışanları ile——-çalışanları arasında iyi ilişkiler ve arkadaşlıklar olur, bu çerçevede davalılar arasında da ve bizimle de arkadaşlığımız söz konusudur ancak davalılar arasında bu arkadaşlığın hangi zaman aralığında olduğunu bilemiyorum, huzurdaki davalı ile birlikte çalıştığımız dönemler için söylemek gerekirse ben önce tahsilatçı olarak girdim, tahsilatçıyken ayda ——- civarında ücret aldım o dönemde huzurdaki davalı bölge müdürüydü ancak ücreti hakkında Bir bilgim yoktur, sonra bende aynı konuma geldim ve bölge müdürü oldum, bölge müdürü olarak en son aylık ücretim —— civarındaydı, dedi.
Davalı ——. vekilinin isteği üzerine soruldu: davalı —— birlikte çalıştığımız tarih aralığını tam hatırlayamıyorum, biraz önce bu konuda ifadem tarihler yönünden hatalı olabilir bunu da bilemiyorum ancak sigorta kayıtlarında bu durum bellidir, sigorta kayıtlarında nasıl görünüyorsa o tarihler arasında birlikte çalışmışız demektir, ifademde geçen ücretlerim ise prim hariç olan miktarlardır, prim aldığımızda ise aldığımız primler söz konusu ücretlerimizi geçmez dedi. Beyanı okundu, imzası alındı. Tanık

DAVALI — TANIĞI: —-BEYANINDA: ——– bitişik komşusu olan —- tarihleri arasında işlettim,—- açılışından itibaren biliyorum, huzurdaki davacıyı ve onun yanında çalışan ——bu iş yeri komşuluğundan dolayı tanıyorum, hastalık gibi istisnai durumlar dışında ben hergün sabahtan akşama kadar lokantada fiilen bulunuyordum, eczanenin yemek ihtiyacını biz karşılıyorduk ve ödemeler haftalık ödeniyordu, yemek ücretlerini haftalık olarak bana —– elden ödüyordu, genelde huzurdaki davacıda eczanede bulunuyordu ancak eczanenin özellikle dış işlerini—- yapıyordu, benim evrakların ve senetlerin hazırlanması ve imzalanması hususlarında bir bilgim yoktur, ben sadece bir kaç defa —– kendi adıma borç almıştım ancak her hangi bir senet düzenlememiştik, elden borç alıp vermiştik, esnaf olarak ihtiyacım olduğunda — elden borç alıp verdiğim oluyordu,—- eczanenin kasasından ödüyordu ancak bana verdiği borçları kendi şahsi bütçesinden veriyordu, Bana dosya kapsamında fotokopisini gösterdiğiniz bono hakkında bir bilgim yoktur. Davacı ile —- her hangi bir alacak-borç ilişkisi olup olmadığı ve buna bağlı olarak aralarında bir senet imzalanıp imzalanmadığı hakkında bir bilgim yoktur, ben davacı ile —– ilişkilerinin çok iyi olduğunu, çok iyi bir ikili olduklarını biliyorum, tanıklık ücreti istemiyorum, dedi. Beyanı okundu, imzası alındı. Tanık

DAVALI—- TANIĞI:—BEYANINDA: ben — bulunan —– tarihleri arasında eczacı kalfası olarak çalıştım, huzurdaki davacının—- çalışan davalı —- benim arkadaşım olduğu için huzurdaki davacıyı da tanıdım, bu eczaneler birbirine uzak yerlerdedir ancak dediğim gibi — yılından itibaren tanıdığım için davacıyı da tanıdım, çalıştığım eczane —- da çalıştığı için o depoda çalışan huzurdaki davalı — da bu sebeple tanıdım. —–aracılığıyla tanıdım. —- söz konusu depoda hangi tarihler arasında çalıştığını hatırlayamıyorum, —- işleyişi hakkında bir bilgim yoktur. Bana dosya kapsamında fotokopisini gösterdiğiniz bono hakkında bir bilgim yoktur. Davacı ile —- bir alacak-borç ilişkisi olup olmadığı ve buna bağlı olarak aralarında bir senet imzalanıp imzalanmadığı hakkında bir bilgim yoktur, ——- kalfalar idare eder ancak imza işlerine kalfalar karışmaz, ben hiç güvene dayalı da olsa kalfanın eczacı yerine herhangi bir belgeye imza attığını görmedim ve duymadım, tanıklık ücreti istemiyorum, dedi.
Davalı — vekilinin isteği üzerine soruldu: hatırladığım kadarıyla —–senesinin bir yaz ayında —- bir pastahanede huzurdaki davalı —diğer davalı—— ben olmak üzere üçümüz bir arada olduğumuz bir zamanda—- elden belli bir miktar nakit para verdi ancak niye verdi ve ne kadar para verdi bilmiyorum, bu iki arkadaşım arasında bir daire alım satımı söz konusuydu ama bu sürecin nasıl sona erdiğini bilmiyorum, ifademde geçen parayı—- poşet içinde vermişti, herhangi bir tahminde bulunamıyorum, —- de olabilir,—- de olabilir ancak her halde —— fazla olmaz diye sanıyorum dedi.
Davacı vekilinin isteği üzerine soruldu: ifademde geçen paranın neden elden verildiği hakkında bilgim yoktur, ifademde geçen olay yaz aylarındaydı.—– olabilir, emin değilim ama ——– olma ihtimali yüksek dedi Beyanı okundu, imzası alındı. Tanık


şeklinde olup yukarıya aynen aktarılmıştır.
Tarafların dayandığı bütün deliller toplanmış olup —- ve bu karara dayanak grafoloji uzmanı bilirkişi tarafından düzenlenen rapora göre davaya konu söz konusu bonodaki imzanın davacı—– eli ürünü olduğu tespit edilerek davanın reddine karar verildiği; —- soruşturma sayılı dosyası üzerinden dava konusu bono nedeniyle davalılar aleyhinde yürütülen soruşturma kapsamında temin edilen bilirkişi raporuna göre imzaların müşteki —-ait olduğunun belirlenmiş olması nedeniyle kovuşturmaya yer olmadığına karar verildiği ve itiraz üzerine ——- kararıyla itirazın reddine karar verildiği ve kararın kesinleşmiş olduğu anlaşılmıştır.
—- başlıklı ve —- tarihli olup tarafların “ibra” olarak ifade ettiği belge yönünden taraflar arasında ihtilaf olmayıp bu belgenin tarihi, davacı ile davalı — arasında görülen—– dosya üzerinden işlem gören işçi alacaklarına ilişkin dava, gerekli kısımları celp edilip incelenen dosya kapsamı, davanın kısmen kabulüne ilişkin —- Karar sayılı kesinleşmiş karar ve özellikle eldeki davaya konu bononun keşide tarihinin söz konusu belgenin düzenlendiği tarihten daha öncesine ait olup —— karşısında söz konusu belgenin eldeki davanın aydınlatılması yönünden bir etkisinin olmadığı sonucuna varılmıştır.
Her ne kadar dava dilekçesinde “hatırlamamaya” dayalı genel ifadelerle imzaya da itiraz edilmiş ise de dava irade fesadına dayalı olup, söz konusu icra hukuk mahkemesi ve soruşturma kapsamlarında temin edilen ve birbirini doğrulayan imza incelemesine ilişkin raporlar, kesinleşen süreçler, özellikle bu dosyada ifadesi alınan davacının eşinin tanık sıfatıyla verdiği beyanlar ve tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirilerek eldeki dava dosyası yönünden ayrıca ve yeniden yazı ve imza incelemesi yaptırılmasında yarar görülmediğinden —- tarihinde oluşturulan — nolu ara karar ile yazı ve imza incelemesi yaptırılmasına yer olmadığına karar verilerek bu yöndeki talep yerinde görülmemiştir.
Dinlenen tanıkların beyanları, imzanın davacıya aidiyetine ilişkin kesinleşen süreçler ve bu süreçler ile dayanak raporları teyit eden eldeki dava dosyası kapsamı, söz konusu —– tarihli belgenin davaya bir etkisinin bulunmaması, dava konusu bono üzerindeki “nakden” kaydı ve tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde ispat külfetinin davacı üzerinde olduğu, ispat külfetinin yer değiştirmesini gerektirir bir özelliğin bulunmadığı, davacı tarafın iddiasını ispatlayamamış olması ve yemin deliline dayanılmış olması karşısında davacı tarafa yemin delilinin hatırlatılması gerektiği sonucuna varılarak —– tarihli duruşmada bu doğrultuda oluşturulan karar üzerine davacı vekili müvekkili ile görüşüp beyanda bulunmak üzere süre istemiş, davalılar vekilleri de ihtimale göre müvekkillerinin hazır bulundurulmasının sağlanması yönünden süre istediklerinden kendilerine süre verilmiş olup müteakip duruşmada davalıların beyanlarının alınmış olması ve oluşturulan ara kararlar gözetilerek söz konusu —tarihli duruşma tutanağının buraya aynen aktarılması uygun görüldüğünden söz konusu —-tarihli duruşmada alınan beyanlar ve oluşturulan ara kararlar:
“…
Davacı vekili tarafından ibraz edilen —- tarihli dilekçe ile ispat külfetinin davalı —-üzerinde olduğu belirtilerek yemin teklifi etmediklerini, yemin teklif etmesi gereken tarafın davalılar olduğunu belirterek senetteki yazıların davalı—–aidiyeti yönünden —–marifeti ile imza incelemesi yapılması talebinde bulunularak aksi halde dosya kapsamına göre davanın kabulüne karar verilmesinin talep edildiği anlaşıldı.
Davalı—vekili tarafından ibraz edilen —-tarihli beyanda ise davacı tarafın yemin teklifinden vazgeçmesinin kabul etmediklerinin ifade edildiği anlaşıldı.
Davacı vekilinden soruldu: zapta geçen dilekçemizi ve önceki beyanlarımızı tekrar ediyoruz, dedi.
Davalı —- vekili: zapta geçen beyanımızı ve önceki beyanlarımızı tekrar ediyoruz, ayrıca ihtimale göre müvekkili hazır ettik, dışarıda bekliyor dedi.
Davalı —– vekili: önceki beyanlarımızı tekrar ediyoruz, ayrıca ihtimale göre müvekkili hazır ettik, dışarıda bekliyor dedi.
Yapılan yoklamada davalı asillerin hazır olduğu anlaşılmakla huzura alındılar, yerlerini aldılar.
Davalı —-huzura alındı, soruldu: ben davacıya devamlı elden borç verdiğim için bana sorduğunuz dava konusu bono nedeni ile davacıdan alacağım vardı ancak bonoyu huzurdaki diğer davalıya devrettiğim için şuan itibari ile davacıdan alacağım yoktur, ben o tarihlerde davacı yanında eczanede çalışıyordum, denetim sırasında —- tarafından banka defterinin fotokopisi alınarak incelenmesi üzerine benim şahsi hesabımdan davacının şahsi hesabına gönderdiğim —–hesap hareketinin fotokopisini aldılar, o nedenle bu denetim sonrasında gönderdiğim paraları banka aracılığıyla gönderemedim, zira davacı bu gibi hesap hareketinin —- değerlendirilebileceğini söyledi ve sonrasında kendisine elden ödemeler yaptım, davacının özellikle—— borçları vardı o nedenle zaman zaman kendisine elden borç veriyordum, söz konusu bonoyla ilgili alacağımın kaynağı budur, —– salonuna davacının ailesinin üyelik borçlarını dahi ben ödemiştim, —- kredi borçlarını da ben ödemiştim, senedin düzenlendiği tarihe kadar olan alacağım karşılığında davacı bana davaya konu olan bonoyu vermişti, hatırladığım kadarıyla bonoyu—— yılında vermişti, benim ailemden gelen ortaklıklarım ve gelirlerim bulunmaktadır, dava konusu bono davacı eczacı hanım tarafından huzurumda imzalanıp, bana verilmişti, bonodaki yazıların davacı ile ortak bir tanıdığımız tarafından yazıldığını hatırlıyorum ancak bunun kim olduğunu şuanda hatırlamıyorum, dedi. Beyanı okundu, imzası alındı.
Davalı ——
Davalı —–huzura alındı, soruldu: Bana sorduğunuz dava konusu bonodan dolayı davacıdan alacağım bulunmaktadır,—- yakın bir yerde huzurdaki davalının yaptırdığı inşaattan bir daire satın alma konusunda anlaşmıştık, huzurdaki davalıyla —yıldan fazla bir süredir arkadaşlığım vardır, anlaştığımız daireyi bana teslim edemediler, hatta hatırladığım kadarıyla——- gitmiştik, inşaattaki sorun giderilemeyince bunun için ödediğim paralar ve dairenin rayiç değeri gözetilerek huzurdaki davalı bana dava konusu bonoyu teklif etti veya biraz daha beklemem gerektiğini söyledi, bende avukatımla görüştükten sonra dava konusu bonoyu kabul ettim, şuanda takip devam ediyor, icra dosyası üzerinden kısmi tahsilat oldu ancak henüz tamamını tahsil edemedim, takibe devam ediyoruz, huzurdaki diğer davalıya söz konusu daire bedeli olarak o tarihte toplam — ödeme yapmıştım, bononun teklif edildiği tarihte ise bana söz verilen dairenin rayiç bedeli ———– civarındaydı, buna göre bonoyu kabul ettim ve tahsil edilemeyen kısım yönünden oturup tekrar konuşabileceğimiz kararlaştırılmıştı, dava konusu bononun nasıl düzenlendiği hakkında bilgim yoktur, avukatımın bürosunda bana gösterilen senedi aldım ve arkasını cirolayıp avukatıma verdim, dedi. Beyanı okundu, imzası alındı.
Davalı ——–
Dosya incelendi :
GGD:
1—– tarihli duruşmada alınan — nolu ara karara, söz konusu ara karar gerekçesine ve dosya kapsamına nazaran davacı vekilinin —-tarihli dilekçesinde ileri sürdüğü şekilde imza incelemesi yaptırılmasına yer olmadığına,
2-Söz konusu— tarihli duruşmada alınan ——nolu ara karardan dönülmesine gerek olmadığına,
3-Tahkikatın tümü hakkında taraf vekillerine diyeceklerinin sorulmasına,
oy birliği ile karar verildi, tefhimle açık yargılamaya devam olundu.
Tahkikatın tümü hakkında soruldu:
Davacı vekili: önceki beyanlarımızı tekrar ederiz, haklı davamızın kabulüne karar verilmesini istiyoruz, tedbir kararı uygulanmadı, takip devam ediyor, dedi.
Davalı—. Vekili: Önceki beyanlarımızı tekrar ederiz, davanın reddine karar verilmesini istiyoruz, dedi.
Davalı ——Vekili: Önceki beyanlarımızı tekrar ederiz, davanın reddine karar verilmesini istiyoruz, dedi.
Dosya incelendi:
GGD:
1-Tahkikatın tamamlandığına,
2-Sözlü yargılamaya geçilmesine,
oy birliği ile karar verildi. tefhimle açık yargılamaya devam olundu.
…”
şeklinde olup yukarıya aynen aktarılmıştır.
Yukarıya aynen aktarılan tutanak içeriğinde de anlaşılacağı üzere davacı vekili tarafından bu konuda ibraz edilip duruşmada tekrar edilen —— tarihli dilekçe ile yemin teklifinde bulunulmadığı açıklanmıştır.
Her ne kadar yargısal uygulamaya bağlı olarak menfi tespit davası zorunlu arabuluculuğa tabi değil ise de; ibraz edilen—— göre—— arabuluculuk numarası —- numaralı başvurunun taraflarla ilgili olduğu, tarafların toplantıya iştirak ettikleri ancak anlaşmanın sağlanamaması nedeniyle, —– tarihli anlaşmama son tutanağı düzenlendiği belirlendiğinden yasal düzenlemeye bağlı olarak arabuluculuk ücreti yönünden de aşağıdaki şekilde karar oluşturulmuştur.
Sonuç olarak dava konusu bonodaki imza yönünden itirazın “hatırlayamama” olgusuna dayalı olması, icra hukuk mahkemesi dosyası ve soruşturma dosyalar kapsamında temin edilen raporlara ve kesinleşen süreçlere göre de imzanın davacıya ait olduğunun belirlenmiş olması, dosya kapsamı ve özellikle davacının tanık olarak dinlenen eşinin beyanının içeriği birlikte değerlendirildiğinde dava konusu bonodaki keşideci imzasının davacıya ait olduğu, bu yönden yeniden bilirkişi incelemesi yaptırılmasına gerek olmadığı; esasen davanın irade fesadına dayalı olarak açılmış olduğu, bu nedenle dinlenen tanık beyanlarına, özellikle eş olan tanığın duruşmadaki samimi beyanına ve tüm dosya kapsamına nazaran irade fesadı ispatlanamadığından dayanılan yemin delili yönünden de davacı tarafın yemin teklifinde bulunmamış olması, davalı asillerin yukarıda ilgili yerlerde aynen aktarılan duruşmadaki beyanları, bonodaki “nakden” kaydı, —– tarihli belgenin yukarıda açıklanan şekilde davaya bir etkisinin görülmemesi ve tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde dava konusu bononun irade fesadına uğramadığı, herhangi bir tehdit ve zor kullanımının söz konusu olmadığı, muvazaa iddiasının da sübut bulmadığı, dosya kapsamına göre ticari yönden de basirete sahip olduğu anlaşılan ve eczacı olan davacının eşinin kredi borçları nedeniyle dosya kapsamına yansıyan şekilde davacıya bono vermiş olabileceği kanaatine varıldığından sübut bulmayan davanın reddine ilişkin olarak aşağıdaki karar verilmiş olup, tedbir kararının uygulanmamış olması nedeni ile şartlar gerçekleşmediğinden davacı aleyhine icra tazminatına hükmolunmamıştır.
HÜKÜM:Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere:
1-Davanın reddine,
2-Tedbir uygulanmadığı için ve şartları gerçekleşmediği için davacı aleyhine icra tazminatına karar verilmesine yer olmadığına,
3-Peşin harçtan maktu karar harcının mahsubu ile artan 10.165,00 TL harcın kararın kesinleşmesine bağlı olarak ve istek halinde davacı tarafa iadesine,
4-6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunun madde 18/A-(13) ve (14) düzenlemelerine ve Arabuluculuk Asgari Ücret Tarifesine bağlı olarak —– yapılan ve —- zaruri giderin davacıdan alınarak Hazineye gelir kaydına,
5-Davacı tarafça yapılan harç ve yargılama giderinin üzerinde bırakılmasına,
6-Davalılar tarafından yapılmış bir gider olmadığından bu konuda başkaca bir karar oluşturulmasına yer olmadığına,
7-Davanın sebebi, dava değeri, dava dilekçesinin bütünlüğü ve yatırılan peşin harç gözetilerek sonuçta dava konusu bono bedeli üzerinden davalılar vekilleri için tarife gereğince hesap ve takdir edilen 47.050,00 TL nispi avukatlık ücretinin davacıdan alınarak davalılara müştereken verilmesine,
8-Artan avansın karar kesinleştiğinde ilgilisine iadesine,
İlişkin olmak üzere taraf vekillerinin yüzlerine karşı aleni olarak yapılan yargılama sonunda gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içinde——— Adliye Mahkemesinde İstinaf Kanun yolu açık olmak üzere oy birliği ile verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 25/05/2022