Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 13. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/138 E. 2023/415 K. 05.06.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. İstanbul Anadolu 13. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO: 2020/138 Esas
KARAR NO: 2023/415
DAVA: Alacak (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ: 16/01/2020
KARAR TARİHİ: 05/06/2023

Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,

GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA:Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkili engelli hasta bakım merkezi olarak işletilen işyerinde ihtiyaç duyduğu yatak, baza, dolap ve benzeri ürünlerin satılması hususunda davalı taraf ile gerçekleştirdiği görüşme neticesinde anlaşma sağladığını ve bahse konu ürünlerin bedeli karşılığında temin edilmesi konusunda davalı taraf ile aralarında bir sözleşme kurulduğunu, müvekkili bahse konu sözleşmeye dayalı olarak davalı tarafa iki parça halinde toplamda 15.000,00 TL tutarında ödeme gerçekleştirdiğini, söz konusu ödemeler 18.01.2018 tarihli “10.000,00 TL” ve 27.02.108 tarihli “5.000,00 TL” olarak davalı tarafa gönderildiğini, ancak davalı taraf söz konusu ödemeleri müvekkiliden peşin olarak tahsil etmiş olmasına karşın, sözleşme konusu malları tam ve hatasız olarak müvekkilimize teslim etmediğini, işbu keyfiyet karşısında müvekkili tarafından davalı aleyhine —– E. Sayılı dosyası üzerinden icra takibi başlatıldığını ve sözleşme ile belirlenen ve fakat müvekkiliye teslim edilmeyen mallara dair davalıya ödenmiş olan “15.000,00 TL”lik tutarın iadesi talep edilmiş ise de davalı tarafça mezkur icra takibine haksız ve kötüniyetli olarak itiraz edildiğini, bu itibarla, müvekkili tarafından sözleşme tarihinden çok kısa bir süre sonra ödenen “15.000,00 TL” tutarlı peşinatın davalı tarafça tahsiline karşın, sözleşme konusu mallar müvekkiliye teslim edemeyen davalının söz konusu tutarı müvekkiliye iadesi gerektiğini, bahse konu tutarın iadesi hususunda tarafımızlarınca ilk olarak davalı aleyhine başlatılan takibe yapılan haksız itirazın iptali hususunda ikame edilecek davaya dayanak teşkil etmek üzere arabuluculuk müessesesine başvurulduğunu, işbu başvuru neticesinde gerçekleştirilen görüşmelerde davalı taraf ile anlaşma sağlanamadığını, bu nedenlerle; müvekkili tarafından ödenen 10.000,00 TL tutarlı meblağın ödeme tarihinden bu yana işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan alınarak müvekkiliye verilmesine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalı tarafa tahmiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

CEVAP:Davalı taraf cevap dilekçesinde özetle; açılan davada husumet ehliyetinin bulunmadığını, haksız ve hukuka aykırı davanın reddine karar verilmesi gerektiği beyan etmiştir.

DELİLLER:Vergi Dairesi müzekkere cevapları.

DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE:Dava, alacak talebine ilişkindir.Taraf ehliyeti; davada taraf olabilme, usulî hukukî ilişkinin sujesi olabilme yeteneğidir. Medeni (maddi) hukuktaki medeni haklardan istifade (hak) ehliyetinin medeni usul hukukunda büründüğü şekil olan taraf ehliyetini haiz olup olunmadığı hususu 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’na (TMK) göre belirlenir. Buna göre medeni haklardan istifade ehliyeti bulunan her gerçek (TMK, m. 8) ve tüzel (TMK, m. 46) kişi davada taraf olabilme ehliyetine de sahiptir [6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu (HMK), m. 50]. Her gerçek kişi sağ doğmakla, yaşadığı sürece taraf ehliyetine sahip olur. Tüzel kişiliğin ve buna bağlı olarak taraf ehliyetinin ne zaman kazanılacağı ise maddi hukuk normlarıyla belirlenir. Gerçek veya tüzel kişiliği olmayan kuruluş yahut toplulukların taraf ehliyeti de bulunmamaktadır.Dava ehliyeti; 6100 Sayılı HMK’nin 51. maddesinde açıkça düzenlenmiş olup kişinin kendisi veya yetkili kılacağı bir temsilci aracılığı ile bir davayı takip etme ve usul işlemlerini yapma ehliyetini ifade eder. Dava ehliyeti, medeni (maddi) hukuktaki TMK’nin 9. maddesinde düzenlenen medeni hakları kullanma (fiil) ehliyetinin usul hukukunda büründüğü şekil olarak anlaşılmalıdır. Buna göre; medeni hakları kullanma ehliyeti bulunan her gerçek ya da tüzel kişi dava ehliyetine sahip kabul edilmelidir. 6100 Sayılı HMK’nin 114/1-d maddesinde açıkça düzenlendiği üzere dava ve taraf ehliyeti dava şartlarındandır. Bu düzenlemede husumet ya da başka bir deyişle taraf sıfatı dava şartları arasında sayılmamıştır. Dava şartının özelliği tıpkı taraf sıfatı gibi davanın esastan görülüp karara bağlanabilmesi için varlığı ya da yokluğu hâkim tarafından davanın her aşamasında kendiliğinden gözetilen ve taraflarca noksanlığı davanın her aşamasında ileri sürülebilen nitelikte olmasıdır.Taraf sıfatı, bir başka deyişle husumet ehliyeti ise, dava konusu hak ile kişiler arasındaki ilişkiyi ifade eder. Sıfat, bir maddi hukuk ilişkisinde tarafların o hak ile ilişkisinin olup olmadığının belirlenmesi anlamına gelir. Davacı sıfatı, dava konusu hakkın sahibini, davalı sıfatı ise dava konusu hakkın yükümlüsünü belirler. Yargısal uygulamada davacı sıfatı, aktif husumeti, davalı sıfatı ise pasif husumeti karşılayacak şekilde değerlendirilmektedir. Dava konusu şey üzerinde kim ya da kimler hak sahibi ise, davayı bu kişi veya kişilerin açması ve kime karşı hukukî koruma isteniyor ise o kişi veya kişilere davanın yöneltilmesi gerekir. Bir kimsenin davacı veya davalı sıfatına sahip olup olmadığı tıpkı hakkın mevcut olup olmadığının tayininde olduğu gibi maddi hukuka göre belirlenir. Sıfat dava şartı olmayıp, itirazdır. Zira bir kimsenin hak sahibi veya borçlu olup olmadığı ancak davanın esasına girildikten sonra tespit edilebilir ve bu durumda dava ret veya kabul ile sonuçlanır. Başka bir anlatımla dava şartların işin esasının incelenmesine engel teşkil eder mahiyetteyken, bir davada, taraflardan birinin, davacı ya da davalı sıfatının (aktif ya da pasif husumet ehliyetinin) olmadığı belirlenirse, artık taraflar arasındaki uyuşmazlığın çözümüne girilmeden, davanın sıfat yokluğundan reddi gerekir. Sıfat, ileri sürülme zamanı yasa ile kabul edilen bir ilk itiraz olmadığı gibi, davalı tarafından ileri sürülmesi gerekli bir def’î de teşkil etmediğinden davanın her aşamasında ileri sürülmesi mümkün veya mahkemece vakıf olunduğu takdirde re’sen nazara alınması gerekli hukukî bir durumdur.Tüm dosya kapsamı bir arada değerlendirildiğinde; davacı tarafça engelli hasta bakım merkezi olarak işletilen iş yerine yatak, baza, dolap ve benzeri ürünlerin alınması amacıyla davalı ile iletişime geçilerek anlaşma sağlandığı, davalının hesabına satış bedelinin yatırıldığı, ancak ücretin tamamı ödenmesine rağmen anlaşma konusu ürünlerin teslim edilmediği iddiası ile huzurdaki davanın ikame edildiği, dava dilekçesi ekinde sunulan bila tarihli tutanağın incelenmesinde, davacı taraf ile —– isimli firma ile tutanak içeriğindeki malların satımına ilişkin anlaşma sağlandığı, —– isimli firma yetkilisi olarak —— göründüğü, mahkememiz huzurunda dinlenen —— beyanlarına göre anlaşmanın kendisi ve —— arasında yapıldığını ancak yalnızca ödemenin yeğeni olan davalı hesabına gönderildiğini beyan ettiği, davacı tarafça ödeme belgesi dışında anlaşmanın aslında davalı ile yapıldığını ispata yarar herhangi bir delili dosyaya sunamadığı anlaşılmakla davanın pasif husumet yokluğu nedeniyle reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm tesis olumuştur.

HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın pasif husumet yokluğu nedeniyle REDDİNE,
2-Alınması gereken karar ve ilam harcı 179,90 TL olmakla baştan alınan 170,78 TL peşin harçtan mahsubu ile bakiye 9,12 TL nin davacı tarafa iadesine,
3-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
4-Davalı kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan A.A.Ü.T. 13/1 maddesi uyarınca hesaplanan 9.200,00 TL nispi vekalet ücretinın davacı taraftan tahsili ile davalı tarafa ödenmesine,
5-Arabuluculuk Kanununun 18/A-(13).maddesi ve Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu Yönetmeliği’nin 26/2. Maddeleri ile AÜT uyarınca —— bütçesinden ödenen 1.320,00 TL arabuluculuk ücretinin davacı taraftan tahsili ile hazineye gelir kaydına,
6-6100 sayılı HMK’nın 333. maddesi gereğince hükmün kesinleşmesinden sonra kullanılmayan gider avansının yatırana iadesine, ( Yazı İşleri Müdürü tarafından Bölge Adliye ve Adli Yargı İlk Derece Mahkemeleri İle Cumhuriyet Başsavcılıkları İdari ve Yazı İşleri Hizmetlerinin Yürütülmesine Dair Yönetmeliğin 207/1 maddesi gereğince resen işlem yapılmasına,)
Dair, davacı vekilinin ve davalının yüzüne karşı, 6100 sayılı HMK 341/2 maddesi uyarınca miktar itibarıyle kesin olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.05/06/2023