Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 13. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/110 E. 2022/350 K. 31.03.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 13. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO: 2020/110 Esas
KARAR NO: 2022/350
DAVA: İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ: 14/01/2020
KARAR TARİHİ: 31/03/2022
Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda dosya incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ/
DAVA/TALEP ;
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkil şirketin, araç alım satımı yaptığını, davalı—- de kendi şahıs şirketi üzerinden araç alım satımı yaptığını ve tacir olarak faaliyet gösterdiğini, davalı ve müvekkil şirket arasında ticari ilişki sebebiyle birden fazla araç alım satımı gerçekleştiğini, davalının son olarak —- plakalı aracın satımı konusunda müvekkil şirket yetkilileri ile anlaştığını, bu kapsamda —- ödeme yapıldığını, ancak davalı tarafın, telkin etmiş olduğu güven neticesinde araç bedelini almış olmasına rağmen aracın satışını gerçekleştirmediğini, bunun üzerine davalı aleyhine ——dosyasında icra takibi başlatıldığını, davalı tarafın işbu takibe kötü niyetli olarak itiraz ettiğini, arabuluculuk yoluna başvurulduğunu ancak davalı tarafın mazeretsiz bir şekilde ilk oturuma katılmadığını ve anlaşamama tutanağının düzenlendiğini, Müvekkili tarafından yapılan araştırmada; davalının bu şekilde pek çok kişiyi dolandırdığı ve zarara uğrattığı bilgisine ulaşıldığını, müvekkil şirketin de davalı hakkında dolandırıcılık suçuna istinaden suç duyurusunda bulunduğunu, davalı tarafın —–plakalı aracın satış bedelini almış olmasına rağmen satışı gerçekleştirmediğini ve bedeli de geri ödemediğini ileri sürerek davanın kabulü ile davalının (borçlunun) haksız ve yersiz olarak yaptığı itirazın iptaline ve takibin devamına, davalının (borçlunun) %20 den aşağı olmamak üzere inkar tazminatına mahkum edilmesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP /TALEP :6100 Sayılı HMK’nın 126-131 maddeleri kapsamında cevap dilekçesi verilmemiştir. Davalı duruşmalarda takip ve dava konusu borcu ödediğini savunmuş ve davanın reddine karar verilmesini beyan ve talep etmiştir.
DELİLLER : —-icra takip dosyası, —–, dosyadaki diğer tüm bilgi ve belgeler.
DEĞERLENDİRME VE SONUÇ:
Dava, 2004 Sayılı İİK’nın 67. maddesine gereğince araç satış sözleşmesinden doğan alacağın tahsil için başlatılmış icra takibine yapılan itirazların iptali ve tazminat istemine ilişkindir.
6100 Sayılı HMK’nın 316 ilâ 322 maddelerinde düzenlenen basit yargılama usulüne tabi işbu davada mahkememizce dilekçeler aşaması tamamlanmış ve usulüne uygun olarak yapılan davet sonucunda duruşma açılarak ön inceleme duruşması icra edilmiş, uyuşmazlık belirlenmiş ve vaki davete karşın tarafların sulh olmak istememeleri üzerine tahkikata geçilerek tahkikat işlemleri yerine getirilmiş, deliller incelenmiş ve karar duruşmasına katılan davacı vekilinin ve davalının son sözleri dinlenip zapta geçilerek aşağıdaki hüküm sonucuna ulaşılmıştır.
Davaya esas ——sayılı dosyası getirtilerek, incelenmiştir. Yapılan incelemede icra dosyasının davanın tarafları ve konusu ile uyumlu olduğu, davanın bir yıllık hak düşürücü süre içinde açıldığı görülmüştür. Dosyaya mübrez Arabuluculuk tutanağına göre de zorunlu arabuluculuk şartının yerine getirildiği ve anlaşmazlık üzerine işbu davanın açıldığı anlaşılmıştır
2004 Sayılı İİK.’nın 67.maddesinde; —- Takip talebine itiraz edilen alacaklı, itirazın tebliği tarihinden itibaren bir sene içinde mahkemeye başvurarak, genel hükümler dairesinde alacağının varlığını ispat suretiyle itirazın iptalini dava edebilir.— Bu davada borçlunun itirazının haksızlığına karar verilirse borçlu; takibinde haksız ve kötü niyetli görülürse alacaklı; diğer tarafın talebi üzerine iki tarafın durumuna, davanın ve hükmolunan şeyin tahammülüne göre, red veya hükmolunan meblağın —yüzde yirmisinden aşağı olmamak üzere, uygun bir tazminatla mahkum edilir. İtiraz eden veli, vasi veya mirasçı ise, borçlu hakkında tazminat hükmolunması kötü niyetin sübutuna bağlıdır. —Birinci fıkrada yazılı itirazın iptali süresini geçiren alacaklının umumi hükümler dairesinde alacağını dava etmek hakkı saklıdır.—— Bu Kanunda öngörülen icra inkar tazminatı, kötü niyet tazminatı ve benzeri tazminatların tespitinde, takip talebi veya davadaki talep esas alınır.” düzenlemesi bulunmaktadır.
Sebepsiz zenginleşme, haklı bir neden olmaksızın bir kimsenin malvarlığının başka bir kimsenin malvarlığı aleyhine çoğalmasıdır. Sebepsiz zenginleşme davası, haksız olarak başkasının mal varlığından veya emeğinden zenginleşen kimsenin, bu zenginleşmeyi geri vermesi amacını taşır. Bu şekilde, hukuki değerler arasında bozulmuş olan denge yeniden tesis edilmiş olur. Sebepsiz zenginleşme 6098 sayılı TBK 77-82. maddeleri arasında düzenlenmiştir. TBK’nın 77/I maddesinde “Haklı bir sebep olmaksızın, bir başkasının malvarlığından veya emeğinden zenginleşen, bu zenginleşmeyi geri vermekle yükümlü olacağı” ifade edilmiştir. Zenginleşen kimsenin malvarlığının, herhangi bir mal edinmeden de artış göstermesi ve malvarlığının azalması gerekirken haklı bir sebebe dayanmadan azalmayıp mevcut durumunu muhafaza ettirmesi de madde hükmünde ifade edildiği üzere sebepsiz zenginleşme sayılmaktadır. Davanın sebebi sebepsiz zenginleşme olmakla kural olarak, muaccel bir borcun borçlusu alacaklının ihtarı ile mütemerrit olur. Temerrüt ya bir ihtar ile ya da dava açılması suretiyle gerçekleşir. İade talebinde bulunulmadan temerrüt faizi işlemez——- Sebepsiz zenginleşme hükümlerine göre, borçludan faiz talep edilebilmesi için zenginleşenin bir ihtar ile ya da aleyhine bir takip ya da dava açılmak suretiyle temerrüde düşürülmesi gerekir. Borçlunun temerrüdü, borçluya gönderilen ihtarnamenin tebliğinden veya ihtarnamede ödeme için süre verilmişse bu sürenin bitiminden itibaren oluşur. İade talebinde bulunulmadan temerrüt faizi işlememektedir. Sebepsiz zenginleşmede ise sebepsiz zenginleşmenin gerçekleştiği tarihte borçlu temerrüde düşmüş olur. Ancak, sebepsiz zenginleşmenin iyi niyetli olduğu hallerde temerrüt için bildirim şarttır. ——
Yapılan yargılama ve toplanan delillere göre uyuşmazlığa konu olayda — plaka sayılı aracın satışı için banka havalesi yoluyla gönderilen paranın aracın resmi olarak devir ve tescilinin yapılarak teslim edilmemesi nedeniyle ödenen paranın iadesi için genel takip yoluyla icra takibi yapıldığı ve gönderilen ödeme emrine karşı yapılan itiraz üzerine icra takibinin durdurulduğu ve bir senelik hak düşürücü süre içinde işbu davanın açıldığı anlaşılmıştır. Mahkememizce taraflarca gösterilen ve resen getirtilmesi gereken tüm deliller toplanmış ve değerlendirilmiştir. Bu kapsamda öncelikle taraflar arasında —- plaka sayılı aracın satışı için davacının davalıya —-gönderdiği ve aracın hukuken ve fiilen davalıya geçmediği uyuşmazlık dışıdır. Kaldi ki dosyaya celbedilen araç tescil kayıtlarına göre de bu durum sabittir. Öte yandan Banka hesap hareketlerine göre de paranın davalıya gönderildiği aşikardır. Davalı taraf bu parayı iade ettiğini savunmuş ve hatta olayla ilgili açılan davadan beraat ettiğini ileri sürmüştür. Mahkememizce işbu savunmaya konu —– sayılı dosyası incelenmiş ve davalının olayın özel hukuk kapsamında kalan itilaf niteliğinde olduğu gerekçesiyle—– üzerine atılı unsurları itibarıyla oluşmayan nitelikli dolandırıcılık suçundan beraatine karar verildiği anlaşılmıştır. Yine mahkememizce işbu mahkemeden davalının ödeme savunmasına esas banka dekontu da getirtilip incelenmiştir. — ait olduğu görülen dekonta göre dava dışı—– tarafından yine dava dışı ——gönderildiği görülmüştür. Ayrıca anılan banka dekontunda dava konusu araç alım-satımına ve araç plakasına yönelik veya başkaca hiçbir açıklamaya da yer verilmemiştir. Öte yandan 6098 sayılı TBK’nun 555 vd. maddelerinde düzenlenmiş olan havale, hukuksal niteliğine göre bir ödeme vasıtasıdır. Havalenin, mevcut bir borcun ödenmesi amacıyla yapıldığı yolunda yasal karine mevcuttur. Bu yasal karinenin tersini ileri süren havaleci, bu iddiasını kanıtlamakla yükümlüdür. Somut olayda havalenin tarafları ve miktarı davanın tarafları ve miktarı ile uyumsuz olmakla birlikte davalının ödeme savunmasını 6100 sayılı HMK’nın 200. maddesine göre yazılı ve kesin delillerle ispat etmesi gerekir. Ancak davalı anılan banka havalesi ve üzerini de elden ödediğine yönelik savunmasını yazılı ve kesin delillerle ispat edememiş ve hatta davaya cevap vermemiş ve sözlü olarak beyan edilen anılan banka dekontu dışında bir delile de dayanmamıştır. Böylece davalının, davacı aleyhinde sebepsiz zenginleştiği ve aldığı sebepsiz parayı icra takibindeki gibi iade etmesi gerektiği tespit ve tayin edilmiştir. Binaenaleyh davacının, TBK’nın 77 vd. TMK, 6 ve HMK, 190. maddeleri nazarında davasını ispat ettiği ve davasında tamamen haklı olduğu sonuç ve kanaatiyle davanın kabulü ile olayda TBK, 117/2 maddesi gereğince, davalının parasını almasına rağmen aracın satışın bilerek gerçekleştirmediği veya kendi kusurundan gerçekleştiremediği anlaşılmakla, basiretli tacir kavramına ve ticari hayatın işleyişine açıkça aykırı vaki kötü niyeti gereğince temerrütün sebepsiz zenginleşme tarihinde oluştuğu, davacının ticaret şirketi, davalının ise oto galerici olmasına göre tarafların tacir sıfatının bulunmasına karşın, taleple bağlılık ilkesi nazarında yasal faizi uygulanması gerektiği dikkate alınarak davalı-borçlunun —- sayılı takip dosyasına yapmış olduğu itirazının iptali ile icra takibinin asıl alacağa —-takip tarihinden itibaren yasal faiz işletilmek suretiyle takibin—– üzerinden aynen devamına,
karar verilmiştir.
Davacı tarafın İcra İnkar Tazminatı İsteğine ilişkin yapılan değerlendirmede ise; —– kararlılık kazanmış uygulamasına göre itirazın iptali davalarında İİK’nın 67/2. maddesi çerçevesinde alacaklı yararına icra inkar tazminatına hükmedilebilmesi için usulüne uygun şekilde yapılmış bir icra takibinin bulunması, borçlunun süresi içerisinde ödeme emrine itiraz etmesi, alacaklının bir yıl içinde itirazın iptali davasını açması ve davasında haklı çıkarak inkar tazminatı talep etmiş olması gereklidir. Burada borçlunun itirazının kötü niyetle yapılmış olması ve alacağın bir belgeye bağlanmış bulunması koşulları aranmamaktadır. Bu yasal koşullar yanında takibe konu alacağın likit olması da zorunludur. Her uyuşmazlığın kendine özgü somut özelliklerine göre değişmekle birlikte, bir uyuşmazlıkta alacağın likit olup olmadığı belirlenirken, alacak ve onun borçlusu birlikte değerlendirilmelidir. Buna göre likit bir alacaktan söz edilebilmesi için ya alacağın gerçek miktarının belli ve sabit olması ya da borçlusu tarafından belirlenebilmesi için bütün unsurların bilinmesi veya borçlunun borç tutarını tahkik ve tayin etmesinin mümkün bulunması, başka bir ifadeyle borçlunun yalnız başına ne kadar borçlu olduğunu tespit edebilir durumda olması gerekir. Gerek borç gerekse borçlu bakımından bu koşullar mevcut ise ortada likit bir alacak bulunduğu kabul edilmelidir.Bu açıklamalar ışığında somut olayda asıl alacağın gerçek miktarı belli olmasının yanında, tacir sıfatı nedeniyle basiretli davranma yükümlülüğü de bulunan davalı da borcunun varlığı ve miktarını açık ve net olarak icra takibi içeriği, banka kayıtları ve davacı tarafından yapılan ve kabul edilen ödemeye göre açıkça belirleyip tespit edebilir durumdadır.——davalını itirazının haksızlığına karar verilmesi ve işbu tazminatın yasal amacına göre de davalı-borçlu yönünden takibe konu alacak/borç muayyen/likit olduğundan İcra İflas Kanunu’nun 67/2.maddesi gereğince şartları oluşmakla asıl alacağın %20’si olan — icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine hükmedilmesi gerekmiştir.
6100 Sayılı HMK’nın 332/1 maddesine göre, 323. maddesinde sayılan yargılama giderlerinden, 326/1. maddesi gereğince tamamen aleyhinde karar verilen davalı sorumlu tutulmuştur. Ayrıca bu kapsamda Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanununun 18/A maddesi ile Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu Yönetmeliğinin 26/2. Maddeleri gözetilerek dava öncesi —– bütçesinden ödenen arabuluculuk ücretinin de davalıdan alınarak hazineye gelir kaydına da karar verilmek suretiyle 6100 Sayılı HMK’nın 26, 297/2 maddeleri gereğince aşağıdaki şekilde hüküm ihdas edilmiştir.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere ;
1-) Davanın KABULÜNE,
2-) 2004 sayılı İİK’nın 67/I maddesi gereğince davalı-borçlunun —-dosyasına yapmış olduğu itirazının İPTALİ ile icra takibinin asıl alacağa — takip tarihinden itibaren yasal faiz işletilmek suretiyle takibin —üzerinden aynen DEVAMINA,
3-)Davacının, 2004 sayılı İİK’nın 67/II maddesi gereğince icra inkar tazminatı talebinin kabulüyle, asıl alacağın %20’si olan 24.800,00 TL icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
4-)Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 8.522,64 TL karar ve ilam harcının 1.836,59 TL peşin harç ve icra dosyasında alınan 623,82 TL harcın mahsubuyla bakiye 6.062,23 TL karar ve ilam harcının davalıdan alınarak Hazineye gelir kaydına,
5-)Arabuluculuk Kanununun 18/A-(13).maddesi ve Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Yönetmeliği’nin 26/2. Maddeleri ile AÜT uyarınca—— bütçesinden ödenen 1.320,00 TL arabuluculuk ücretinin davalıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
6-)Davacı tarafından yapılan 54,40 TL başvurma harcı, 1.836,59 TL peşin harç , 7,80 TL vekalet harcı ve 146,75 TL posta masrafı olmak üzere toplam 2.045,54 TL yargılama giderinın davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
7-)Davacı kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan A.A.Ü.T. 13/1 maddesi uyarınca hesaplanan 15.802,62 TL nispi vekalet ücretinın davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
8-)6100 sayılı HMK’nın 333. maddesi gereğince hükmün kesinleşmesinden sonra kullanılmayan gider avansının yatırana iadesine, ( Yazı İşleri Müdürü tarafından Bölge Adliye ve Adli Yargı İlk Derece Mahkemeleri İle Cumhuriyet Başsavcılıkları İdari ve Yazı İşleri Hizmetlerinin Yürütülmesine Dair Yönetmeliğin 207/1 maddesi gereğince resen işlem yapılmasına,)
Dair, davacı vekilinin ve davalı asilin yüzlerine karşı ;6100 sayılı HMK’nın 341/1, 342, 343, 344 ve 345/1 maddeleri gereğince gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki hafta içinde mahkememize veya başka bir yer mahkemesine verilecek dilekçeyle; istinaf harç ve giderleri yatırılmak suretiyle ——- Adliye Mahkemesinde İstinaf Kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.