Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 13. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/1 E. 2021/884 K. 25.11.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 13. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2020/1 Esas
KARAR NO : 2021/884

DAVA : İtirazın İptali (Haksız Eylemden Kaynaklanan Zarar Nedeniyle)
DAVA TARİHİ : 15/01/2019
KARAR TARİHİ : 25/11/2021

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Haksız Eylemden Kaynaklanan Zarar Nedeniyle) davasının yapılan açık yargılaması sonunda dosya incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ /
DAVA/TALEP ;
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle;—- dosyasında ödenmeyen kaçak elektrik kullanım bedelinin tahsili için davalı borçlu ….—-tarihinde ilamsız icra takibi başlatıldığını, borçlunun ise itiraz dilekçesi ile bu icra takibi açısından borç ile tüm ferilerine ve yetki ve kötü niyetli olarak itiraz ettiğini, bu alacağın haksız fiilden kaynaklanmakta olduğunu, davalı şirketin kaçak olarak —– kullanmış olduğunu, bu hususun tutanakla tespit altına alındığını, dolayısıyla davalı ikametgahının —— olduğu ve genel yetki kuralları dolayısıyla ——- Müdürlüklerinin yetkili olduğuna dair itirazının yersiz olduğunu, davalı borçlunun işyerinde— tespit edildiğini ve hakkında—– tespit tutanağı tutulduğunu iddia ederek davalının—- sayılı dosyası ile yapılan tabile yönelik davalı- borçlunun haksız ve yersiz itirazının iptaline karar verilmesine, takibin devamına, %20’den az olmamak üzere inkar tazminatına hükmedilmesine, yargılama gideri ve vekalet ücretinin davalı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP /TALEP : Davalı verdiği cevap ve bağlı dilekçelerde özetle; Davacının iddiasını kabul etmediığini,—-ödediğini ve hatta — aldığını, 2014 yılından sonda—taşındığını, kaçak kullanımın kendisine ait olmadığını, bu kullanım ile hiçbir ilgisinin bulunmadığını, kimin kullandığını da bilmediğini beyanla davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
DELİLLER : —-sayılı dosyası,—- —, Bilirkişi Raporu, Dosya kapsamındaki sair bilgi ve b
DEĞERLENDİRME VE SONUÇ:
Dava, İtirazın İptali ve Tazminat (Haksız Eylemden Kaynaklanan Zarar Nedeniyle) istemine ilişkindir.
Dosya Mahkememize— Esas ve —- Karar sayılı ilamıyla verilen görevsizlik kararı sonucunda gelmiştir. Ne var ki aşağıda açıklanacağı üzere mahkemenin verdiği görevsizlik kararının yerinde olmadığı anlaşılmaktadır.
Mahkememizce taraf vekillerine davetiye gönderilerek duruşma açılmış, ön inceleme duruşması icra edilmiş ve usulü işlemler yapılmış, deliller toplanmak suretiyle yargılamaya devam edilmiştir. Yargılama sürerken tahkikat tamamlanmadan mahkememizin görevli olmadığı kanaati hasıl olmuş ve aşağıdaki hüküm sonucuna ulaşılmıştır. Şöyle ki;
Anayasa’nın 37. maddesine göre “Hiç kimse kanunen tabi olduğu mahkemeden başka bir merci önüne çıkarılamaz”. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 1. maddesine göre, “Mahkemelerin görevi, ancak kanunla düzenlenir. Göreve ilişkin kurallar, kamu düzenindendir.” 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 114/(1)-c maddesine göre, mahkemenin görevli olması dava şartıdır. 115. maddesine göre, “Mahkeme, dava şartlarının mevcut olup olmadığını, davanın her aşamasında kendiliğinden araştırır. Taraflar da dava şartı noksanlığını her zaman ileri sürebilirler. Mahkeme, dava şartı noksanlığını tespit ederse davanın usulden reddine karar verir.” Bu yasal çerçevede mahkemelerce görev konusu her aşamada resen gözetilmesi gerekmektedir. Görevle ilgili hususlarda kazanılmış hak da söz konusu değildir. Bu kapsamda öncelikle dosyanın görev yönünden incelenmesi ve sonuçlandırılması gerekmiştir.
6102 Sayılı TTK’nin 4.maddesine göre bir davanın ticari dava sayılması için uyuşmazlığın konusu işin her iki tarafında ticari işletmesiyle ilgili olması ya da tarafların tacir olup olmadıklarına veya işin tarafların ticari işletmesiyle ilgili olup olmamasına bakılmaksızın TTK veya diğer kanunlarda o davaya Asliye Ticaret Mahkemesinin bakacağı yönünde özel düzenleme olmalıdır. Yine Türk Ticaret Kanunun 19/2.maddesi uyarınca, taraflardan biri için ticari iş sayılan bir işin diğeri içinde ticari iş sayılması, davanın niteliğini ticari dava haline getirmemektedir.———- davanın açıldığı 15/01/2019 tarihinde yürürlükte olan 6502 Sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun kapsamında görev hususu değerlendirilip belirlenmelidir.
— tarihinde yürürlüğe giren 6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanunun amaç başlıklı 1. maddesinde, “Bu Kanun’un amacı; kamu yararına uygun olarak tüketicinin——çıkarlarının koruyucu, zararlarını tazmin edici, — tehlikelerden korunmasını sağlayıcı, tüketiciyi aydınlatıcı ve bilinçlendirici önlemleri almak, tüketicilerin kendilerinin korucuyu girişimlerini özendirmek —- oluşturulmasında — teşvik etmeye ilişkin hususları düzenlemektir. Hükmü, (TKHK) 2. maddesinde Kanunun kapsamı “Bu Kanun, her türlü tüketici işlemi ile tüketiciye yönelik uygulamaları kapsar” şeklinde açıklanmıştır. Kanunun “tanımlar” başlıklı 3. maddesinin birinci fıkrasının (l) bendinde ise tüketici işlemi, “Mal veya hizmet piyasalarında kamu tüzel kişileri de dâhil olmak üzere ticari veya mesleki amaçlarla hareket eden veya onun adına ya da hesabına hareket eden gerçek veya tüzel kişiler ile tüketiciler arasında kurulan,—- sözleşmeler de dâhil olmak üzere her türlü sözleşme ve hukukî işlemi ifade eder” biçiminde tanımlanmıştır.
6502 sayılı TKHK’nın 73. maddesi uyarınca tüketici işlemleri ile tüketiciye yönelik uygulamalardan doğacak uyuşmazlıklara ilişkin davalarda tüketici mahkemesi görevli kılınmıştır. Bunun yanında Kanunun 83. maddesinde de taraflardan birini tüketicinin oluşturduğu işlemler ile ilgili diğer kanunlarda düzenleme olmasının, bu işlemin tüketici işlemi sayılmasını ve bu Kanunun görev ve yetkiye ilişkin hükümlerinin uygulanmasını engellemeyeceği belirtilmiştir.
Ayrıca bir hukukî işlemin sadece 6502 sayılı Kanunda düzenlenmiş olması tek başına o işlemden kaynaklanan uyuşmazlığın tüketici mahkemesinde görülmesini gerektirmemektedir. Bir hukuki işlemin 6502 sayılı Kanun kapsamında kaldığının kabul edilmesi için taraflardan birinin tüketici olması gerekmektedir.
Yukarıda anılan yasal düzenlemeler, yapılan açıklamalar ve yargılama ışığında somut olaya bakıldığında taraflar arasındaki uyuşmazlığın ;——– sözleşmesi nedeniyle tutulan usulsüz—- tutanağından kaynaklandığı ve buna göre davalının 6502 sayılı Kanunun 3, 73/1 ve 83/2 maddeleri gereğince tüketici konumunda olduğu anlaşılmıştır. Davalının —- etmesi halinde de tüketici kabul edilmesi gerektiği açıktır. Buna göre davalının 6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkındaki Kanun kapsamında Tüketici sıfatını sahip olması nedeniyle uyuşmazlığın Tüketici Mahkemesi tarafından görülüp sonuçlandırılması gerekmektedir. (6502-2,3/k,l,73/1,83/2) Binaenaley davanın, 6100 sayılı HMK’nın 114/1-c maddesi uyarınca mahkememizin görevli olmaması nedeniyle; 6100 sayılı HMK’nın 115/1-2 maddesi uyarınca dava şartı yokluğundan usulden reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm ihdas edilmiştir.——
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere ;
1-)Davanın, 6100 sayılı HMK’nın 114/1-c maddesi uyarınca mahkememizin görevli olmaması nedeniyle;6100 sayılı HMK’nın 115/1-2 maddesi uyarınca DAVA ŞARTI YOKLUĞUNDAN USULDEN REDDİNE,
2-)6100 sayılı HMK’nın 114/1-c ve 6502 sayılı TKHK’nın 3/k,l 73/1,83/2 maddeleri uyarınca görevli mahkemenin—– MAHKEMESİ OLDUĞUNUN TESPİTİNE,
3-)6100 Sayılı HMK’nın 20/1 maddesi uyarınca taraflardan birininin, süresi içinde Kanun yoluna başvurulmayarak kesinleşmiş ise kararın kesinleştiği tarihten; veya Kanun yoluna başvurulmuşsa bu başvurunun reddi kararının tebliği tarihinden itibaren iki hafta içinde mahkememize başvurarak talepte bulunması halinde dava dosyasının GÖREVLİ———- MAHKEMESİNE GÖNDERİLMESİNE
4-)Yargılama giderlerinin 6100 Sayılı HMK’nın 331/2 maddesi uyarınca görevli ve yetkili mahkemece değerlendirilmesine, görevsizlik kararından sonra davaya bir başka mahkemede devam edilmezse talep halinde dosya üzerinden davacının yargılama giderlerini ödemeye mahkum edilmesine,
5-)6100 Sayılı HMK’nın 20/1 maddesi uyarınca taraflardan birininin,süresi içinde Kanun yoluna başvurulmayarak kesinleşmiş ise kararın kesinleştiği tarihten; Kanun yoluna başvurulmuşsa bu başvurunun reddi kararının tebliği tarihinden itibaren iki hafta içinde mahkememize başvurarak dava dosyasının görevli mahkemeye gönderilmesini talep etmemesi halinde mahkememiz tarafından davanın açılmamış sayılmasına karar verilerek 6100 Sayılı HMK’nın 331/3 maddesi uyarınca yargılama giderlerinin davacıya yükletilmesine,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı, davalının yokluğunda ;6100 sayılı HMK’nın 341/1, 342, 343, 344 ve 345/1 maddeleri gereğince gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki hafta içinde mahkememize veya başka bir yer mahkemesine verilecek dilekçeyle; istinaf harç ve giderleri yatırılmak suretiyle İstanbul Bölge Adliye Mahkemesinde İstinaf Kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı