Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 13. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/993 E. 2021/623 K. 16.09.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. İstanbul Anadolu 13. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2019/993 Esas
KARAR NO: 2021/623
DAVA: Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
DAVA TARİHİ : 13/12/2019
KARAR TARİHİ: 16/09/2021
Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat) davasının yapılan açık yargılaması sonunda dosya incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ /
DAVA/TALEP ; Davacılar vekili dava dilekçesinde özetle; —- kayıtlı ve müvekkil —- sürücüsü olduğu —sürücüsü olduğu — araç arasında trafik kazası meydana geldiğini, kaza sonucunda — vefat etiğini, müvekkili —— poliçesi ile sigortalandığını, bu poliçe ile manevi tazminat olarak —- dahilinde sorumluluğun belirlendiğini, kaza sonrasında müvekkilleri ile yasal mirasçılar arasında manevi tazminatın ödenmesi hususunda — protokol imzalandığını, bu protokole uygun olarak müvekkili——– ödeme yapıldığını, mirasılar tarafından davalı şirkete poliçe kapsamında başvurulduğunu ancak davalı tarafından manevi tazminata ilişkin mahkeme kararı olmadığı gerekçesiyle ödeme yapılmadığını, bunun üzerine yine — tarafından mirasçılar vekili — ödeme yapıldığını, müvekkillerinin davalı tarafından karşılanması gereken —-tazminatı ödemek durumunda kaldıklarını, arabuluculuk yoluna başvurulduğunu ancak ancak davalı tarafın uzlaşmaz tutumu nedeniyle anlaşma sağlanamadığını, müvekkillerinin manevi zararına karşı ödemiş olduğu —-manevi tazminatın ödeme tarihinden itibaren avans faizi ile birlikte ödenmesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretlerinin davalı tarafa yüklenmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP /TALEP :
Davalı vekili tarafından sunulan cevap dilekçesinde öztele;—– belirtilen evraklar ile müracaat edilmediğini, davacının, — uygun olarak müracaat etmediğini,—- noksanlığından huzurdaki başvurunun usulden reddedilmesi gerektiğini, davacının taleplerinin poliçe teminat kapsamı dışında olduğunu, davaya konu kazada aracın—– ile müvekkil şirket nezdinde sigortalı olduğunu, maddi zararlarda teminat limitinin kaza başına —– olarak belirlendiğini, kabul anlamına gelmemekle birlikte manevi tazminat miktarının hakkaniyete uygun olarak belirlenmesi gerektiğini, sigorta şirketinin sigortalı araç sürücüsünün kusuru oranında sorumlu olduğunu, müvekkil şirket tarafından sigortalı olan aracın kazanın meydana gelmesinde bir kusuru bulunmadığını, ceza yargılamasının da tarafı olan davacının ifade tutanakları ve uzlaşma bildirimlerinin dosyaya sunulması gerektiğini, faizin hatalı talep edildiğini, —– yapılan müracaatın usulüne uygun gerçekleştirilmediğinden başvuranın faiz isteme hakkı doğmadığını, müvekkilinin dava açılmasına sebebiyet vermediğinden; faiz, yargılama gideri ve vekalet ücretinden de sorumlu olmayacağını, bu nedenlerle başvurunun dava şartı eksikliği nedeniyle reddine, manevi tazminat talebinin reddine, dosyada kusur tespiti için dosyanın —— gönderilmesine, usule aykırı başvuru nedeniyle müvekkil şirket temerrüde düşmediğinden müvekkil şirket aleyhine faize hükmedilmemesini, aleyhine hüküm kurulmaması halinde, yargılama masrafları ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini beyan ve talep etmiştir.
DELİLLER:— belgeler.
DEĞERLENDİRME VE SONUÇ:
Dava,——istemine ilişkindir.
Basit yargılama usulüne tabi işbu davada mahkememizce dilekçeler aşaması tamamlanmış ve usulüne uygun olarak yapılan davet sonucunda duruşma açılarak ön inceleme duruşması icra edilmiş, uyuşmazlık belirlenmiş ve tarafların sulh olmaması nedeniyle tahkikata geçilmiştir. Tahkikat aşamasında ise gösterilen deliller toplanmış ve mevcut ve toplanan tüm deliller incelenip değerlendirilerek tahkikat tamamlanmış ve karar duruşmasına katılan davacı vekilinin son beyanları alınarak aşağıdaki hüküm sonucuna ulaşılmıştır.
—– gereğince, bir motorlu aracın işletilmesi bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına yahut bir şeyin zarara uğramasına sebep olursa, motorlu aracın bir teşebbüsün unvanı veya işletme adı altında veya bu teşebbüs tarafından kesilen biletle işletilmesi halinde, motorlu aracın işleteni ve bağlı olduğu teşebbüsün sahibi, doğan zarardan müştereken ve müteselsilen sorumlu olurlar. ——-bir motorlu aracın katıldığı bir kazada, bir üçüncü kişinin uğradığı zarardan dolayı, birden fazla kişi tazminatla yükümlü bulunuyorsa, bunlar müteselsil olarak sorumlu tutulur.
——— müteselsil sorumluluk esaslarına göre; birden çok kişi birlikte bir zarara sebebiyet verdikleri veya aynı zarardan çeşitli sebeplerden dolayı sorumlu oldukları takdirde, haklarında müteselsil sorumluluğa ilişkin hükümler uygulanır. Müteselsil sorumlulukta, kural olarak borçlulardan her biri,—- uyarınca, sorumluların iç ilişkide kusur oranına göre, birbirlerine rücu hakları da mevcuttur—– uyarınca ise diğerlerine rücu hakkına sahip olan borçlulardan her biri ,tediye ettiği miktar kadar alacaklının haklarına halef olmaktadır.
Yukarıdaki yapılan genel açıklamalar ve yapılan yargılama ışığında somut olaya baktığımızda; —sigortalı — Plaka sayılı sürücüsü davacı— sürücüsü olduğu diğer davacı— araç ile dava dışı — adına kayıtlı — plaka sayılı aracın karıştığı trafik kazası neticesinde— vefat etmiştir. Davacıların sorumluluğunda bulunan—- olarak kaza tarihini kapsar şekilde davalı —- —- olup işbu sigorta poliçesine göre kaza başına —– manevi tazminat klozu bulunmaktadır. Dosyaya mübrez iddia, savunma, kaza tespit tutanağı ve özellikle bilirkişi raporuna göre kazadaki kusurun % 100 oranında davacı sürücü —- da mahkememizce de benimsendiği üzere tartışmasızdır. Olayda davacılar tarafından zarar gören müteveffa— mirasçıları ile yapılan protokol gereğince toplam —– manevi tazminat ödenmiştir. Böylece dış ilişkide manevi tazminat ödenerek ifa edilen miktar oranında alacaklının haklarına halef olmuştur. Bu kapsamda ve özellikle sözleşme ilişkisi yani kasko sigorta poliçesine göre sözleşmenin tarafı olan kişinin poliçede yazılı miktarı davalı —- etmesi mümkündür. Burada dış ilişkide ödenen manevi tazminatın miktarının belirlenmesi konusunda bir düşünce gündeme gelse de olay bir bütün olarak değerlendirildiğinde ve kusur durumu gözetildiğinde ve hak sahiplerinin sayısına göre protokol kapsamında ödenen miktarların uygun ve yerinde olduğu da belirtilmelidir. — manevi tazminat karşısında davalıdan poliçe kapsamında talep edilen —- tazminat her hal ve şartta hak sahiplerine ödenmesi gereken kısım içinde kalmaktadır. —–hakimin olayın özelliklerini göz önünde tutarak manevi tazminat adı ile hak sahibi yararına takdir edeceği para tutarı adalete uygun olmalıdır. Hükmedilecek bu para, zarara uğrayanda manevi huzuru doğurmayı gerçekleştirecek tazminata benzer işlevi olan özgün bir nitelik taşır. Bir ceza olmadığı gibi, malvarlığı hukukuna ilişkin zararın karşılanması da amaç edinilmemiştir. O halde, tazminatın sınırı onun amacına göre belirlenmelidir. Takdir edilecek miktar, mevcut halde elde edilmek istenilen tatmin duygusunun etkisine ulaşmak için gerektiği kadar olmalıdır. ———— gerekçesinde, takdir olunacak manevi tazminatın tutarını etkileyecek —– gösterilmiştir. Bunlar, her olaya göre değişebileceğinden hakim, bu konuda takdir hakkını kullanırken ona etkili olan nedenleri de karar yerinde objektif ölçülere göre isabetli bir biçimde göstermelidir. Bu açıklamalar ışığında da olayımıza tekrar baktığımızda da kazanın meydana geldiği zaman ve mekan, tarafların kusur durumu ve oranı, minasçıların ölüm nedeniyle yaşadığı ve yaşayacağı elem ve keder, olayın taraflarının ekonomik ve sosyal durumları, ödeme ve dava tarihindeki paranın alım gücü, manevi tazminatın bir sebepsiz zenginleşme aracı olmaması ile yukarıda açıklanan ilkeler göz önünde tutulduğunda davacılar tarafından protokol kapsamında hak sahibi üçüncü kişilere ödenen miktarların hakkaniyete, güncel içtihat ve yargısal uygulamalara da uygun ve yerinde olduğu sonuç ve kanaatiyle davacı —- tazminatın ödeme tarihi olan —- tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte, poliçe limitiyle sınırlı ve sorumlu olmak kaydıyla davalı —verilmesine, karar verilmiştir.—— yapılan değerlendirmede ise işbu davacının kazaya sebep olan aracın sürücüsü olduğu ve diğer davacının kızı olmakla birlikte; —- şirketi ile sözleşme ilişkinin bulunmadığı, sigorta sözleşmenin tarafının yalnızca diğer davacı—- nedeniyle davada aktif dava ehliyeti bulunmadığı tespit ve tayin edilerek davanın davacı —– usulden reddine karar verilmesi gerekmiştir.
—- yargılama giderlerinden,— tamamen davalı taraf sorumlu tutulmuştur. Ancak davacı —– davanın usulden reddine karar verildiğinden davalı lehine vekalet ücreti hesap ve takdir edilmiştir. Ayrıca yargılama giderleri kapsamda Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanununun 18/A-13 maddesi ile Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Yönetmeliğinin 26/2. Maddeleri gözetilerek dava öncesi —— bütçesinden ödenen arabuluculuk ücretinin de davalıdan alınarak hazineye gelir kaydına da karar verilmek suretiyle 6100 Sayılı HMK’nın 297/2 maddesi gereğince aşağıdaki şekilde hüküm ihdas edilmiştir.
HÜKÜM :Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
A- DAVACI—-YÖNÜNDEN ;
1-)6100 Sayılı HMK’nın 114/1-d maddesi gereğince davalı —- davada taraf sıfatı bulunmaması nedeniyle (Aktif Husumet Ehliyeti); Davanın——– yönünden 6100 Sayılı HMK’nın 115/2 maddesine göre DAVA ŞARTI YOKLUĞUNDAN USULDEN REDDİNE,
B- DAVACI —YÖNÜNDEN ;
1-)Davacı — davasının KABULÜ ile, — rücuen tazminatın ödeme tarihi olan —tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte, — davalı — alınarak davacı —– verilmesine,
C-)YARGILAMA GİDERLERİ YÖNÜNDEN
1-)Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 8.538,76 TL karar ve ilam harcından başlangıçta alınan 426,94 TL peşin harcın mahsubuyla bakiye 8.111,82 TL Karar ve ilam harcının davalıdan alınarak Hazineye gelir kaydına,
2-)Arabuluculuk Kanununun 18/A-(13).maddesi ve Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Yönetmeliği’nin 26/2. Maddeleri ile AÜT uyarınca —— bütçesinden ödenen 1.320,00 TL arabuluculuk ücretinin davalıdan alınarak hazineye irad kaydına,
3-)Davacılar tarafından yapılan 44,40 TL başvurma harcı, 426,94 TL peşin harç, 6,40 TL vekalet harcı, 35,90 TL posta masrafı olmak üzere toplam 513,64 TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacı —- verilmesine,
4-)Davacı —-kendisini bir vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan A.A.Ü.T. 13/1, maddesi uyarınca 15.825,00 TL nispi vekalet ücretinın davalıdan alınarak davacı—– verilmesine,
5-)Davalı kendisini bir vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT’ nin 13/1 ,7/2 maddeleri uyarınca 4.080,00 TL nispi/maktu vekalet ücretinin davacı —– alınarak davalıya verilmesine,
Dair, davacılar vekilinin yüzüne karşı, davalı vekilinin yokluğunda gerekçeli kararın tebliğinden itibaren—— maddeleri gereğince iki hafta içinde mahkememize veya başka bir yer mahkemesine verilecek dilekçeyle; istinaf harç ve giderleri yatırılmak suretiyle ————– Mahkemesinde İstinaf Kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 16/09/2021