Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 13. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/988 E. 2020/216 K. 16.06.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. İstanbul Anadolu 13. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO: 2019/988 Esas
KARAR NO: 2020/216
DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ: 13/12/2019
KARAR TARİHİ: 16/06/2020
Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkil şirket ile davalılar arasında ticari ilişki bulunduğunu, davalıdan ———– alacaklı olup alacağın varlığının faturalar ve cari hesap kayıtları ile sabit olduğunu, davalı tarafından bu borcun ödenmediğini, bu nedenle davalı aleyhine —— İcra Müdürlüğü’ nün ———– Esas sayılı dosyası ile icra takibi başlatıldığını, ancak takibe itiraz edildiğinden takibin durdurulduğunu, arabuluculuk bürosuna başvurularak davalı ile anlaşma sağlanamadığını, davalı tarafın icra takibine yapmış olduğu haksız ve hukuki mesnetten yoksun itirazın iptaline, takibin aynı şartlarda devamına, alacağın likit olması ve davalı borçlunun itirazının haksız ve kötü niyetli olması sebebiyle %20′ dan aşağı olmamak üzere hükmedilecek icra-inkar tazminatının davalıdan tahsili ile alacaklıya verilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir. .
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; İcra takibinin yetkili icra müdürlüğünde başlatılmadığını öncelikle yetki hususundan dolayı davanın usulden reddine karar verilmesi gerektiğini, mahkeme aksi kanaatte ise davanın esastan reddine karar verilmesini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı taraf üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir
Deliller
Tarafların ——-kayıtları dosya arasına alınmıştır.
———-İcra Müdürlüğü’nün ——— E. Sayılı dosyası dosya arasına alınmıştır
Delillerin değerlendirilmesi ve gerekçe:
Dava itirazın iptali davasıdır.
İtirazın iptali davasının görülebilmesi için geçerli bir icra takibinin yapılmış olması dava şartları arasındadır. Geçerli icra takibinin ise borçlunun yetkiye itirazı halinde yetkili icra dairesinde yapılması gerekir. Geçerli bir takibin bulunmadığı durumlarda itirazın iptali davasının görülebilmesine usulen olanak yoktur. İcra dairesinin yetkisine itiraz edildiği hallerde bu itiraz incelenip sonuçlandırılmadığı sürece açıklanan şekilde geçerli bir takibin bulunmayacağı ortadadır.—————–
Somut olayda davacı, aralarındaki ticari ilişki sebebiyle takip başlatmış olup bu husus sözkonusu alacağı hem “aranacak” borç niteliğine sokup hem de ticari ilişki iki tarafa borç yüklediğinden, uyuşmazlığın çözümünde “genel yetki” kuralının işletilmesi gerekecektir. HMK.6.maddesi uyarınca genel yetkili mahkeme davalıların yerleşim yeri mahkemesi olup, davalıların icra müdürlüğüne yapmış olduğu yetki itirazında belirtmiş olduğu adres ——- adresi olduğundan bu doğrultuda takibe yetkili icra müdürlüğü ——İcra Müdürlükleridir. Huzurdaki davaya konu icra takibi ise————-İcra Müdürlüklerinde başlatılmıştır.
Tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; genel yetki kuralları gereği takibin, ———- İcra dairelerinde yapılması gerekirken ———İcra Müdürlüklerinde başlatıldığı, bu durumda icra takibinin yetkili yer icra dairesinde yapılmayarak itirazın iptaline dair dava şartının yerine getirilmemiş olduğu kanaatine varılarak 6100 sayılı yasanın 114/2 maddesinde düzenlenen yasal düzenleme de göz önünde bulundurularak aynı yasanın 115. Maddesi uyarınca davanın dava şartı yokluğu sebebiyle usulden reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki gibi hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın 6100 sayılı HMK 114/2 ve 115/2 maddeleri gereği dava şartı yokluğundan usulden REDDİNE,
2-Karar tarihi itibariyle alınması gereken 54,40 TL karar ve ilam harcından peşin alınan 61,00TL harcın mahsubuyla arta kalan 16,60 TL harcın karar kesinleştiğinde talep halinde davacıya iadesine,
3-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına,
4-Davalı tarafından yapılan yargılama gideri olmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
5-Arabuluculuk Kanununun 18/A-(13).maddesi ve Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Yönetmeliği’nin 26/2. Maddeleri ile AÜT uyarınca ———- ödenen 1.320,00 TL arabuluculuk ücretinin davacıdan alınarak hazineye irad kaydına,
6-Davalı vekil ile temsil edildiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT gereğince 3.400,00 TL avukatlık ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
7-Karar kesinleştiğinde varsa bakiye gider avansının yatırana iadesine,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı davalı tarafın yokluğunda 6100 sayılı HMK 341/2.maddesi uyarınca miktar itibariyle kesin olmak üzere karar verildi.16/06/2020