Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.
T.C. İstanbul Anadolu 13. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO: 2019/980 Esas
KARAR NO: 2020/214
DAVA : İtirazın İptali (Ticari Niteliktekinde Haksız Fiilden Kaynaklanan (2918 S.K.Hariç))
DAVA TARİHİ : 12/12/2019
KARAR TARİHİ: 16/06/2020
Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Niteliktekinde Haksız Fiilden Kaynaklanan (2918 S.K.Hariç)) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkili sigorta şirketinin sigortalısı ———- adına kayıtlı olan ve sürücü ——- sevk ve idaresindeki —— plakalı aracın ———— ışıklı trafik lambalarında kırmızı ışıkta durduğu esnada davalı ——— kullandığı ——- plakalı araç ile maddi hasarlı trafik kazası geçirmiş olduğunu, kaza sonrası tutulan kaza tespit tutanağında ise davalı ———— kazasının meydana gelmesinde kusurlu olduğunun görüldüğünü, kaza tespit tutağında meydana gelen zararın karşılığında ekspertiz raporunda hasarın ————olduğunu, müvekkil sorumlu sigorta şirketi sigortalısının uğradığı maddi zarara karşılık olarak, ———— tutarında hasar tazminatı ödediğini, sigortalısının yaptığı harcamalar nedeniyle davalılardan rücuen tazmini talep etme hakkı doğduğunu, kazanın ardından müvekkilin başvurusuna rağmen davalılardan herhangi bir ödeme yapılmadığını,——————— İcra Dairesinde ————- esas sayılı dosya ile başlatılan takibe davalı tarafından icra takibine yönelik yapılan haksız ve hukuka aykırı itirazı nedeniyle itirazın iptaline ve uğranılan zarar dolayısıyla takip talebindeki meblağ üzerinden IİK 67. madde uyarınca %20 icra inkâr tazminatı ödenmesine, yargılama gideri ve vekâlet ücretinin davalıya yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı ————— tarihli cevap dilekçesinde özetle; Davanın öncelikle zaman aşımı nedeniyle reddine, mahkeme aksi kanaatte ise esastan reddine, davacının % 20 den aşağı olmamak üzere icra tazminatına mahkum edilmesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı taraf üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştitr.
Davalı —————- tarihli cevap dilekçesinde özetle; İcra takibinin yetkili icra müdürlüğünde başlatılmadığını öncelikle yetki hususundan dolayı davanın usulden reddine karar verilmesi gerektiğini, mahkeme aksi kanaatte ise davanın esastan reddine karar verilmesini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı taraf üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir
Deliller
Tarafların ———- dosya arasına alınmıştır.
——- İcra Müdürlüğü’nün ————- E. Sayılı dosyası dosya arasına alınmıştır.
Davalı sigorta şirketine yazılan müzekkere cevabı dosya arasına alınmıştır.
Delillerin değerlendirilmesi ve gerekçe:
Dava trafik kazası sebebiyle sigortalısının haklarına halef olan sigorta şirketinin açtığı itirazın iptali davasıdır.
İtirazın iptali davasının görülebilmesi için geçerli bir icra takibinin yapılmış olması dava şartları arasındadır. Geçerli icra takibinin ise borçlunun yetkiye itirazı halinde yetkili icra dairesinde yapılması gerekir. Geçerli bir takibin bulunmadığı durumlarda itirazın iptali davasının görülebilmesine usulen olanak yoktur. İcra dairesinin yetkisine itiraz edildiği hallerde bu itiraz incelenip sonuçlandırılmadığı sürece açıklanan şekilde geçerli bir takibin bulunmayacağı ortadadır. ————–
Sigortacının, sigortalıya ödediği tazminat oranında sigortalının yerine geçeceği ve onun halefi olacağı, ilke olarak ——— gün ve ——– sayılı ————da belirtilmiştir.————-sayılı ————– da, sigortacının, zarara sebebiyet veren aleyhinde açtığı rücû davasının, kanundan doğan halefiyete dayandığı vurgulanmıştır.
6100 sayılı HMK 16.maddesi uyarınca: “Haksız fiilden doğan davalarda, haksız fiilin işlendiği veya zararın meydana geldiği yahut gelme ihtimalinin bulunduğu yer ya da zarar görenin yerleşim yeri mahkemesi de yetkilidir.” denilmektedir.
Somut olayda davacı davalılar aleyhine takip başlatmış olup, kazanın(haksız fiilin) meydana geldiği/zararın meydana geldiği yahut gelme ihtimalinin bulunduğu yerin———- olduğu; zarar gören sigortalının yerleşim yerinin ——- olduğu; genel yetki uyarınca davalı sigorta şirketinin adresinin ———– diğer davalılar ————-yerleşim yerlerinin—————- olduğu anlaşılmaktadır. Bu noktada tartışılması gereken husus, sigortalısının haklarına halef olan davacı sigorta şirketinin HMK 16 anlamında “zarar gören” olarak değerlendirilip değerlendirilmeyeceği hususudur. Yerleşik içtihatlar uyarınca HMK 16’daki zarar gören kavramı sigortacı şirketi kapsayacak şekilde geniş yorumlanmamış, sigortalı kişinin takibi nerede başlatması gerekiyorsa, halefi olan sigorta şirketinin de takibi orada başlatması gerekeceği ilkesi benimsenmiştir. Buna göre davacının sigortalısının ————— İcra Müdürlüklerinden” birinde seçimlik olarak takip başlatabileceği, sigortalı kişinin ———-İcra Müdürlüğünde takip başlatma hakkı bulunmadığından ve davacı sigorta şirketi de halefiyet kuralları gereği sigortalısının sahip olduğu haktan daha fazlasına sahip olamayacağından, yetkili icra dairesinde başlatılmış usulüne uygun bir icra takibi bulunmadığından davanın usulden reddine karar verilmesi gerekecektir. Bu durumda icra takibinin yetkili yer icra dairesinde yapılmayarak itirazın iptaline dair dava şartının yerine getirilmemiş olduğu, davalıların icra müdürlüğüne yapmış olduğu yetki itirazında haklı olduğu kanaatine varılarak 6100 sayılı yasanın 114/2 maddesinde düzenlenen yasal düzenleme de göz önünde bulundurularak aynı yasanın 115. Maddesi uyarınca davanın dava şartı yokluğu sebebiyle usulden reddine karar vermek gerekmiş, yargılama gideri kapsamında Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanununun 18/A maddesi, Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Yönetmeliği’nin 26/2. maddesi ile Hukuk Muhakemeleri Kanununun 297/1-ç ve 326. Maddeleri de gözetilerek dava öncesi ———— bütçesinden ödenen arabuluculuk ücreti de yargılama gideri olarak hesaplanmış ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın 6100 sayılı HMK 114/2 ve 115/2 maddeleri gereği dava şartı yokluğundan usulden REDDİNE
2-Karar tarihi itibariyle alınması gereken 54,40 TL karar ve ilam harcından peşin alınan 948,70 TL harcın mahsubuyla arta kalan 894,30 TL harcın dosyanın kesinleşmesinden sonra talep halinde davacıya iadesine,
3-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına,
4-Arabuluculuk Kanununun 18/A-(13).maddesi ve Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Yönetmeliği’nin 26/2. Maddeleri ile AÜT uyarınca ———– bütçesinden ödenen 1.980,00 TL arabuluculuk ücretinin davacıdan alınarak hazineye irad kaydına,
5-Davalılar vekil ile temsil edildiğinden yürürlükte bulunan AAÜT uyarınca 3.400,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak kendisini vekil ile temsil ettiren davalılara verilmesine,
6-Karar kesinleştiğinde varsa bakiye gider avansının yatırana iadesine,
Dair, davacı vekilinin, davalılar ———vekilinin yüzüne karşı davalı sigorta şirketinin yokluğunda gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde ———-Adliye Mahkemesi İlgili Hukuk Dairesi nezdinde İstinaf yasa yolu açık olmak üzere karar verildi.16/06/2020