Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 13. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/978 E. 2023/223 K. 20.03.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 13. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2019/978 Esas
KARAR NO : 2023/223

DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 12/12/2019
KARAR TARİHİ : 20/03/2023

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,

GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davalı taraf müvekkilden almış olduğu mallardan doğan borcunun 80.520,94.TL’sini ödemediğini, bunun üzerine davalı tarafa——İcra Müdürlüğü’nün —–sayılı dosyası ile 80.520,94.TL asıl alacak ve 4.922.-TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 85.442,94.-TL alacak için icra takibi başlatıldığını, davalı taraf yetkiye, borca ve ferilerine haksız ve mesnetsiz itiraz ederek icra takibinin durmasına neden olduğunu, —-. İcra Müdürlüğü’nün —— sayılı dosyası ile 80.520,94.-TL asıl alacak ve 4.922.-TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 85.442,94.-TL alacak için başlattığı icra takibine yapılan itirazın iptaline, davalı tarafın, alacağın %20’sinden aşağı olmamak üzere müvekkile tazminat ödemesine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalı taraf tahmiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

CEVAP:
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; dava dosyası içeriğinde, davalının davacının iddialarına cevap vermediği, davacı tarafından başlatılan icra takibine vermiş olduğu cevap ile takibin durmasını sağladığı görülmektedir.

DELİLLER:
—– İcra Müdürlüğü’nün —–Esas sayılı icra takip dosyası, Taraf şirketlere ait BA/BS formları,
Talimat yolu ile SMMM bilirkişisinden alınan 02.12.2021 tarihli bilirkişi raporunda özetle; davalı taraf defter ve kayıtlarının usulüne uygun olarak tutulduğu, davalı tarafın defter ve kayıtlarının incelenmesinde takip tarihi itibariyle davacı tarafın davalı taraftan 63.502,90 TL alacaklı göründüğü, davacının icra takibi ekine koymuş olduğu cari hesap ekstresi ile davalı taraf ticari defter ve kayıtlarının 10.04.2019 tarihi sonu itibariyle birbirini teyit ettiği, 22.07.2019 tarihinde başlatılan takip tarihi itibariyle davalı yanın rapor ekinde yer alan 20.05.2019 tarih ve —– nolu 3.000.-TL prim faturası ve 19.06.2019 tarih ve —— nolu 14.017,95.-TL iade faturasının davacı yanın cari hesap ekstresinde bulunmadığı, aradaki farkın işbu faturalardan kaynaklandığı tespit edilmiştir.
SMMM bilirkişisi eliyle düzenlenerek mahkememize ibraz edilen 28.04.2022 tarihli bilirkişi raporunda özetle; Davacı yasal defterlerine göre takip tarihinde (22.07.2019) davacı tarafın davalıdan 80.520,94.-TL alacaklı olduğu, taraflar arasında ihtilaf konusu olan 2 adet faturanın davalı yanca düzenlendiği ve defterlerinde kayda alınmışken davacı yanca her iki faturanın da kayıtlarına alınmadığı, ilk fatura olan ——nolu 3.000.-TL bedelli “prim bedeli” açıklamalı faturaya davacı yanca yasal süresi içinde itiraz edilerek iade faturası keşide edildiği, dosya içeriğinde taraflar arasında akdedilmiş bir sözleşmenin varlığına rastlanmadığı ve kayıtlı fatura açıklamalarında prim alacağına ilişkin kayıtlı bir hareket görülmediği, dolayısıyla tarafların ticari ilişki içerisinde bu işlemin mutad bir işlem olmadığı, ihtilafa konu diğer faturanın ise, 19.06.2019 tarih ve—— nolu14.017,95.-TL bedelli iade faturası olduğu, söz konusu fatura içeriği ürünlerin teslimine ilişkin davalının sevk irsaliyesi vb belge ibraz etmediği ya da bu yönde bir inceleme yapılmadığı, iş bu fatura için davacı şirket, 24.06.2019 tarihinde —–.Noterliği ——- Yevmiye nolu ihtarnamesini keşide ederek itirazda bulunduğu davalının bu ihtarnameyi 28.06.2019 tarihinde tebliğ aldığı tespit edilmiştir.

DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE:
Dava,—–. İcra Müdürlüğü’nün——- Esas sayılı dosyasına davalı tarafından yapılan itirazın iptali talebine ilişkindir.Türk Medeni Kanunun 6. Maddesinde, Kanunda aksine bir hüküm bulunmadıkça, taraflardan her birinin hakkını dayandırdığı olguların varlığını ispatla yükümlü olduğunu belirtmiştir.
Yine Türk Ticaret kanununun 83. Maddesinde, Ticari uyuşmazlıklarda mahkemenin yabancı gerçek veya tüzel kişi bile olsalar, tarafların ticari defterlerinin ibrazına, resen veya taraflardan birinin istemi üzerine karar verebileceğini belirtmiştir.6100 sayılı HMK’nın 222.maddesi; ” (1) Mahkeme, ticari davalarda tarafların ticari defterlerinin ibrazına kendiliğinden veya taraflardan birinin talebi üzerine karar verebilir.
2) Ticari defterlerin, ticari davalarda delil olarak kabul edilebilmesi için, kanuna göre eksiksiz ve usulüne uygun olarak tutulmuş, açılış ve kapanış onayları yaptırılmış ve defter kayıtlarının birbirini doğrulamış olması şarttır.
(3) İkinci fıkrada belirtilen şartlara uygun olarak tutulan ticari defter kayıtlarının sahibi ve halefleri lehine delil olarak kabul edilebilmesi için, diğer tarafın aynı şartlara uygun olarak tutulmuş ticari defterlerindeki kayıtların bunlara aykırı olmaması veya diğer tarafın ticari defterlerini ibraz etmemesi yahut defter kayıtlarının aksinin senet veya diğer kesin delillerle ispatlanmamış olması gerekir. (Ek cümle:22/7/2020-7251/23 md.) Diğer tarafın ikinci fıkrada yazılan şartlara uygun olarak tutulan ticari defterlerinin, ilgili hususta hiçbir kayıt içermemesi hâlinde ticari defterler, sahibi lehine delil olarak kullanılamaz. Bu şartlara uygun olarak tutulan defterlerdeki sahibi lehine ve aleyhine olan kayıtlar birbirinden ayrılamaz.
(4) Açılış veya kapanış onayları bulunmayan ve içerdiği kayıtlar birbirini doğrulamayan ticari defter kayıtları, sahibi aleyhine delil olur.
(5) Taraflardan biri tacir olmasa dahi, tacir olan diğer tarafın ticari defterlerindeki kayıtları kabul edeceğini belirtir; ancak, karşı taraf defterlerini ibrazdan kaçınırsa, ibrazı talep eden taraf iddiasını ispat etmiş sayılır. ” şeklindedir. Yasal düzenleme emredici niteliktedir. Yasanın üçüncü fıkrasında açıkça ifade edildiği üzere, diğer tarafın ticari defterlerini ibraz etmemesi yahut defter kayıtlarının kesin delillerle ispatlanmamış olması ifadelerine yer verilmiştir.
.”..Yukarıda belirtilen, kanun maddesine ait gerekçede de açıklandığı üzere, TTK 1530.maddenin konuluş amacına baktığımızda, mal tedarik sözleşmeleri kapsamında küçük ve orta ölçekli tedarikçiyi, büyük şirketlere karşı korumak amacıyla getirilmiş bir hüküm olduğu, tacirler arası satım sözleşmelerinde uygulanmasının söz konusu olmadığı anlaşılmaktadır.Bu sebeple davacının, Mahkemenin olayda TTK’nın 1530.maddesi hükmünü uygulamamış olmasına yönelik istinaf sebebi Dairemizce yerinde görülmemiştir.—– BAM. —– HD. ——-
Tüm dosya kapsamı ve bilirkişi raporu bir arada değerlendirildiğinde; 6100 sayılı HMK’nın 222. Maddesinde 22/7/2020 tarihinde 7251 sayılı kanunun 23. Maddesi ile yapılan değişiklik gereği ticari defter kayıtlarının sahibi ve halefleri lehine delil olarak kabul edilebilmesi için, diğer tarafın aynı şartlara uygun olarak tutulmuş ticari defterlerindeki kayıtların bunlara aykırı olmaması veya diğer tarafın ticari defterlerini ibraz etmemesi yahut defter kayıtlarının aksinin senet veya diğer kesin delillerle ispatlanmamış olması gerektiği, davacı tarafın dava konusu 80.520,94 TL’lik alacağının taraf ticari defterlerinde kayıtlı olduğu, buna karşın davalı tarafça ticari defter ve kayıtlara işlenmiş ve dosyaya ibraz edilen herhangi bir ödeme belgesinin bulunmadığı, davalı defterlerinde kayıtlı olan borç bakiyesini düşüren 20.05.2019 tarih 3.000,00 TL prim faturası ve 19.06.2019 tarih 14.017,95 TL iade faturasına dayanak hiçbir belgenin olmadığı, her iki faturaya da davacı tarafça itiraz edildiği, TBK’nın 117. Maddesine göre “muaccel bir borcun borçlusu, alacaklının ihtarıyla temerrüde düşer” kuralı gereği davacı tarafça icra takibinden evvel davalı tarafın temerrüde düşürülmediği ve TTK 1530.maddesinin konuluş amacının mal tedarik sözleşmeleri kapsamında küçük ve orta ölçekli tedarikçiyi, büyük şirketlere karşı korumak olduğu, tacirler arası satım sözleşmelerinde uygulanmasının söz konusu olmadığı, bu haliyle davacının asıl alacak talebine ilişkin davasında haklı olduğu, işlemiş faiz talebinin ise yerinde olmadığı kanaati ile likit alacağa vaki haksız itiraz nedeniyle davalı yan aleyhine %20 oranında icra inkar tazminatına hükmedilerek davanın kısmen kabulüne dair aşağıdaki şekilde hüküm tesis olunmuştur.

HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın KISMEN KABULÜ ile davalı borçlunun —– İcra Dairesinin —– Esas sayılı icra takip dosyasına yaptığı İTİRAZIN KISMEN İPTALİ ile takibin 80.520,94 TL asıl alacak üzerinden takibin devamına, fazlaya ilişkin talebin reddine,
-Davalının takibe itirazı haksız görüldüğünden hüküm altına alınan 80.520,94 TL’nin % 20 si olan 16.104,18 TL icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
2-Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 5.500,38 TL karar ve ilam harcından baştan alınan 1.459,14 TL peşin harcın mahsubuyla bakiye 4.041,24 TL karar ve ilam harcının davalı taraftan tahsili ile hazineye gelir kaydına,
3-Davacı tarafından yatırılan 44,40 TL başvurma harcı ve 1.459,14 TL peşin harcın davalı taraftan tahsili ile davacı tarafa ödenmesine,
4-Davacı tarafından yargılama gideri olarak yapılan 1.759,35‬ TL nin kabul red oranına göre 1.658,01 TL lik kısmının davalı taraftan tahsili ile davacı tarafa ödenmesine, bakiye kısmın davacı taraf üzerinde bırakılmasına,
5-Davacı kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan A.A.Ü.T. 13/1 maddesi uyarınca hesaplanan 12.883,35 TL nispi vekalet ücretinın davalı taraftan tahsili ile davacı tarafa ödenmesine,
6-Davalı kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan A.A.Ü.T. 13/2 maddesi uyarınca hesaplanan 4.921,06‬ TL nispi vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalı tarafa ödenmesine,
7-Arabuluculuk Kanununun 18/A-(13).maddesi ve Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu Yönetmeliği’nin 26/2. Maddeleri ile AÜT uyarınca —— bütçesinden ödenen 1320 TL nin kabul edilen miktar üzerinden hesaplanan 1.243,97 TL lik kısmının davalıdan alınarak Hazineye gelir kaydına,
8-Arabuluculuk Kanununun 18/A-(13).maddesi ve Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu Yönetmeliği’nin 26/2. Maddeleri ile AÜT uyarınca —— bütçesinden ödenen 1320 TL nin ret edilen miktar üzerinden hesaplanan 76,03‬ TL lik kısmının davacıdan alınarak Hazineye gelir kaydına,
9-6100 sayılı HMK’nın 333. maddesi gereğince hükmün kesinleşmesinden sonra kullanılmayan gider avansının yatırana iadesine, ( Yazı İşleri Müdürü tarafından Bölge Adliye ve Adli Yargı İlk Derece Mahkemeleri İle Cumhuriyet Başsavcılıkları İdari ve Yazı İşleri Hizmetlerinin Yürütülmesine Dair Yönetmeliğin 207/1 maddesi gereğince resen işlem yapılmasına,)Dair, taraf vekillerinin yüzüne karşı gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 6100 sayılı HMK’nın 341/1,342, 343, 344 ve 345/1 maddeleri gereğince iki hafta içinde mahkememize veya başka bir yer mahkemesine verilecek dilekçeyle; istinaf harç ve giderleri yatırılmak suretiyle —–Bölge Adliye Mahkemesinde İstinaf Kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.