Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 13. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/965 E. 2021/280 K. 30.04.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 13. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO: 2019/975 Esas
KARAR NO: 2021/256
DAVA: İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 11/12/2019
KARAR TARİHİ: 22/04/2021
Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda dosya incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ /
DAVA/TALEP ;
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkilin davalı yana ait ————- düzenleyerek akabinde düzenlenen faturalar ve irsaliyelerin tebliğ edildiğini, belgelere itirazın olmadığını, söz konusu bu faturalar üzerinden ilerleyen cari ilişkide icra takip konusu yapılan ödemelerin yapılmadığını, alacağı oluşturan faturaların ödenmemesi üzerine başlatılan icra takibine davalı tarafından haksız ve kötü niyetli bir şekilde itiraz edildiğini, fazlaya dair talep ve dava hakkı saklı kalmak kaydıyla davalı yanın ——sayılı doyasına yapmış olduğu itirazın iptalini, takibin devamını, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP /TALEP:
Davalı şirket temsilcisi cevap dilekçesinde özetle; Davacının aleyhte giriştiği icra takibinin haksız ve kötü niyetli olduğunu, davacının kendi cari hesabına dayanarak icra takibi yaptığını, ancak şirket hesaplarında böyle bir borç olmadığını, davacı şirketin yanlış kestiği faturayı ilgili dönemde iade ettiklerini, ancak cari hesabında düzeltmeyen davacının yıllar sonra haksız icra takibi yaptığını, haksız davanın reddini, davacı aleyhine en az %20 oranında kötü niyet tazminatına hükmedilmesini, arz ve talep etmiştir.
DELİLLER: ——–dosyadaki sair diğer bilgi ve belgeler.
DEĞERLENDİRME VE SONUÇ:
Dava , İtirazın İptali ve tazminat (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) istemine ilişkindir.
Basit yargılama usulüne tabi işbu davada mahkememizce dilekçeler aşaması tamamlanmış ve usulüne uygun olarak yapılan davet sonucunda duruşma açılarak ön inceleme duruşması icra edilmiş, uyuşmazlık belirlenmiş ve vaki davete karşın tarafların sulh olmak istememeleri üzerine tahkikata geçilerek tahkikat işlemleri yerine getirilmiş ve karar duruşmasına katılan davacı vekilinin son sözleri dinlenerek aşağıdaki hüküm sonucuna ulaşılmıştır.
Davaya konu——- esas sayılı dosyası getirtilerek, incelenmiştir. Yapılan incelemede icra dosyasının davanın tarafları ve konusu ile uyumlu olduğu görülmüştür. Dosyaya mübrez—– tutanağına göre de zorunlu arabuluculuk dava şartının yerine getirildiği ve anlaşmazlık üzerine işbu davanın açıldığı anlaşılmıştır.
Öncelikle davanın yasal dayanığının hatırlatılmasında yarar vardır;2004 Sayılı İİK.’nın 67.maddesinde ——– Takip talebine itiraz edilen alacaklı, itirazın tebliği tarihinden itibaren bir sene içinde mahkemeye başvurarak, genel hükümler dairesinde alacağının varlığını ispat suretiyle itirazın iptalini dava edebilir.—- Bu davada borçlunun itirazının haksızlığına karar verilirse borçlu; takibinde haksız ve kötü niyetli görülürse alacaklı; diğer tarafın talebi üzerine iki tarafın durumuna, davanın ve hükmolunan şeyin tahammülüne göre, red veya hükmolunan meblağın—- yüzde yirmisinden aşağı olmamak üzere, uygun bir tazminatla mahkum edilir. İtiraz eden veli, vasi veya mirasçı ise, borçlu hakkında tazminat hükmolunması kötü niyetin sübutuna bağlıdır. —Birinci fıkrada yazılı itirazın iptali süresini geçiren alacaklının umumi hükümler dairesinde alacağını dava etmek hakkı saklıdır.—– Bu Kanunda öngörülen icra inkar tazminatı, kötü niyet tazminatı ve benzeri tazminatların tespitinde, takip talebi veya davadaki talep esas alınır.” hükmü bulunmaktadır. Basit yargılama usulüne tabi işbu davada mahkememizce dilekçeler aşaması tamamlanmış ve usulüne uygun olarak yapılan davet sonucunda duruşma açılarak ön inceleme duruşması icra edilmiş, uyuşmazlık belrlenimiş ve tarafların sulh olmaması nedeniyle tahkikata geçilmiştir. Tahkikat aşamasında ise deliller toplanmış, incelenip tartışılmış ve duruşmaya katılan davacı vekilinin son beyanları alınarak aşağıdaki sonuca ulaşılmıştır.
Yapılan yargılama ve toplanan delillere göre——- dosyasından davalı hakkında hizmet sözleşmesine bağlı olarak cari hesap ilişkisi kapsamında oluşan alacak nedeniyle icra takibi başlatıldığı ,takibe yapılan itiraz üzerine icra takibinin durdurulduğu ve bir senelik yasal süre içerisinde işbu davanın açıldığı anlaşılmıştır. Mahkememizce yukarıda açıklanan usul işlemlerine müteakiben taraflarca gösterilen deliller toplanmış ve dosya bilirkişi raporu düzenlenmesi için bir mali müşavir bilirkişiye verilmiştir. Bilirkişi —- tarafından davacı tarafın ticari defterleri üzerinde yapılan inceleme sonucunda hazırlanan işbu rapora taraflar arasında ticari ve akdi ilişki tespit edilerek davacının davalıdan takip tarihi itibariyle ——işlemiş faiz alacağının bulunduğunun rapor edildiği görülmüştür. Bilirkişi raporu taraflara tebliğ edilmiş ve taraflara beyan ve itirazlarını bildirmeleri için gerekli yasal süre tanınmış ve buna ilişkin beyanlar ve itirazlar da değerlendirilmiştir. Bu kapsamda alınan bilirkişi raporunun denetimi yapılmış ve dosya kapsamıyla uyumlu olduğu değerlendirilmiştir. Böylece davacı şirketin davasını TMK’nın 6, HMK’nın 190 ve 222 . maddeleri nazarında usulüne uygun olarak tutulan ve ihtara rağmen karşı tarafın ticari defterlerini ibraz etmemesi nedeniyle kendi lehine delil olarak kabul edilen ticari defter ve kayıtları ve yapılan kısmi ödemelere göre takibe konu asıl alacağa ilişkin kısmen ispat ettiği sonuç ve kanaati hasıl olmuştur. Mevcut deliller karşısında davalı tarafın takibe konu borcun tamamını ödediği yönünde savunma yaptığı halde cari hesaba ve icra takibine konu borcun tamamını ödediğine ilişkin belge ve delil ise getirmemiştir. Binaenaleyh dosyaya mübrez işbu bilirkişi raporunun gerekçeli, denetime açık, hüküm kurmaya elverişli ve yerinde olduğu kabul ve takdir edilerek davacının davasının kısmen kabul, kısmen reddi ile davalı-borçlunun — sayılı takip dosyasına — asıl alacak kısmına yapmış olduğu itirazın iptali ile icra takibinin, asıl alacağa — tarihinden itibaren avans işlemlerinde uygulanan— oranlarda ticari temerrüt faizi uygulanmak suretiyle suretiyle devamına, icra takibinden önce temerrüt vaki olmadığından fazlaya ilişkin— talebin ise reddine karar verilmiştir.
Davacının İcra İnkar Tazminatı İsteğine ilişkin yapılan değerlendirmede ise—— kazanmış uygulamasına göre itirazın iptali davalarında İİK’nın 67/2. maddesi çerçevesinde alacaklı yararına icra inkar tazminatına hükmedilebilmesi için usulüne uygun şekilde yapılmış bir icra takibinin bulunması, borçlunun süresi içerisinde ödeme emrine itiraz etmesi, alacaklının bir yıl içinde itirazın iptali davasını açması ve davasında haklı çıkarak inkar tazminatı talep etmiş olması gereklidir. Burada borçlunun itirazının kötü niyetle yapılmış olması ve alacağın bir belgeye bağlanmış bulunması koşulları aranmamaktadır. Bu yasal koşullar yanında takibe konu alacağın likit olması da zorunludur. Her uyuşmazlığın kendine özgü somut özelliklerine göre değişmekle birlikte, bir uyuşmazlıkta alacağın likit olup olmadığı belirlenirken, alacak ve onun borçlusu birlikte değerlendirilmelidir. Buna göre likit bir alacaktan söz edilebilmesi için ya alacağın gerçek miktarının belli ve sabit olması ya da borçlusu tarafından belirlenebilmesi için bütün unsurların bilinmesi veya borçlunun borç tutarını tahkik ve tayin etmesinin mümkün bulunması, başka bir ifadeyle borçlunun yalnız başına ne kadar borçlu olduğunu tespit edebilir durumda olması gerekir. Gerek borç gerekse borçlu bakımından bu koşullar mevcut ise ortada likit bir alacak bulunduğu kabul edilmelidir. Somut olayda , asıl alacağın varlığı ve miktarı yapılan ödemeler düşünüldüğünde cari hesap ilişkisine göre bakiye davalı-borçlu tarafından açık ve net olarak belirli, bilinir ve tespit edilebilir durumdadır. —– olayda asıl alacak/borç likit ve muayyen olduğundan ve meyanda davalının itirazının haksızlığına da karar verildiğinden İcra İflas Kanununun 67/2.maddesi gereğince kabul edilen asıl alacağın %20’si olan —- icra inkar tazminatının da davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmesi gerekmiştir.
Davalının, İcra İflas Kanununun 67/2.maddesi gereğince kötü niyet tazminatı talebi ise takibin asıl alacağa ilişkin haklı olması ve kötü niyete ilişkin delil de bulunmadığından dinlenmemiştir.
Yukarıda yapılan açıklamalar ışığında 6100 Sayılı HMK’nın 332/1 maddesine göre, 323. Maddesinde sayılan yargılama giderlerinden sorumluluk, aynı yasanın 326/2 Maddesi gereğince tarafların haklılık durumu esas alınarak belirlenmiştir. Bu kapsamda Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanununun 18/A maddesi ile Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu Yönetmeliğinin 26/2. Maddeleri gözetilerek dava öncesi —— bütçesinden ödenen arabuluculuk ücretinin de kabul ve red oranına göre karşılıklı olarak taraflardan alınarak hazineye gelir kaydına da karar verilmek suretiyle 6100 Sayılı HMK’nın 26 ve 297/2 maddeleri gereğince aşağıdaki şekilde hüküm ihdas edilmiştir.
HÜKÜM :Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-)Davanın KISMEN KABUL;KISMEN REDDİNE,
2-)2004 sayılı İİK’nın 67/I maddesi gereğince davalı-borçlunun —– sayılı takip dosyasına —- asıl alacak kısmına yapmış olduğu itirazın İPTALİ ile icra takibinin, asıl alacağa—- takip tarihinden itibaren avans işlemlerinde uygulanan —değişen oranlarda ticari temerrüt faizi uygulanmak suretiyle suretiyle DEVAMINA, fazlaya ilişkin —– talebin REDDİNE,
3-)Davacının, 2004 sayılı İİK’nın 67/II maddesi gereğince icra inkar tazminatı talebinin kabulüyle, asıl alacağın %20’si olan —– icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
4-)Davalının, 2004 sayılı İİK’nın 67/II maddesi gereğince haksız ve kötü niyetli takip tazminatı talebinin REDDİNE,
5-)Harçlar Kanunu gereğince kabul edilen miktar üzerinden alınması gereken 59,30 TL karar ve ilam harcından peşin alınan 44,40 TL harcın mahsubuyla bakiye 14,90 TL karar ve ilam harcının davalıdan alınarak Hazineye gelir kaydına,
6-)Arabuluculuk Kanununun 18/A-(13).maddesi ve Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu Yönetmeliği’nin 26/2. Maddeleri ile AÜT uyarınca —–bütçesinden ödenen kabul edilen miktar (%63) üzerinden hesaplanan 831,60 TL arabuluculuk ücretinin davalıdan alınarak Hazineye gelir kaydına,
7-)Arabuluculuk Kanununun 18/A-(13).maddesi ve Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu Yönetmeliği’nin 26/2. Maddeleri ile AÜT uyarınca —bütçesinden ödenen red edilen miktar (%37) üzerinden hesaplanan 488,40 TL arabuluculuk ücretinin davacıdan alınarak Hazineye gelir kaydına,
8-)Davacı tarafından yapılan 44,40 TL başvurma, 44,40 TL peşin harç, 6,40 TL, vekalet harcı, olmak üzere toplam 95,20 TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
9-) Davacı tarafından yapılan 80,75 TL posta ücreti ve 500,00 TL bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 580,75 TL yargılama giderinden davanın kabul (%63) ve red (%37) oranına göre 365,87 TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, kalan kısmın (214,88 TL) davacı üzerine bırakılmasına, davalı tarafından yapılan yargılama gideri bulunmadığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,
10-)Davacı kendisini davada vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan …Ü.T. 13/1,13/2 maddeleri uyarınca kabul edilen —— miktar üzerinden hesaplanan —- vekalet ücretinın davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
11-)6100 sayılı HMK’nın 333. maddesi gereğince hükmün kesinleşmesinden sonra kullanılmayan gider avansının yatırana iadesine ve bu konuda Bölge Adliye ve Adli Yargı İlk Derece Mahkemeleri İle Cumhuriyet Başsavcılıkları İdari ve Yazı İşleri Hizmetlerinın Yürütülmesine Dair Yönetmeliğin 207/1 maddesi gereğince Yazı İşleri Müdürü tarafından resen işlem yapılmasına,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı davalının yokluğunda 6100 sayılı HMK.’nın 341/2. maddesi gereğince karar tarihi itibariyle kararın kabul ve reddedilen kısımlar yönünden ayrı ayrı miktar itibariyle ———– İstinaf kanun yoluna başvuru sınırının altında kaldığı anlaşılmakla, KESİN olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 22/04/2021