Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 13. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/940 E. 2020/221 K. 17.06.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. İstanbul Anadolu 13. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO: 2019/940
KARAR NO: 2020/221
DAVA : Şirketin İhyası
DAVA TARİHİ: 24/08/2017
KARAR TARİHİ: 17/06/2020
————— Asliye Ticaret Mahkemesi’nin ——— tarihinde kesinleşmiş, —————– Karar sayılı yetkisizlik kararının kesinleşmesine ve süresinde yapılan başvuruya bağlı olarak Mahkememizin başlıktaki esasına tevzi edilen ve tarafları yukarıda belirtilen davanın Mahkememizde yapılan açık yargılaması sonunda;
GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili tarafından ibraz edilen dava dilekçesinde özetle kredi borçlusu davalı ——— dava dışı———— kredisini geri ödememesi üzerine, borçlular aleyhine————- icra müdürlüğü———- esas sayılı dosyasından ———— icra takibine geçildiğini, icra takip dosyası kapsamında dava dışı borçlu ————– adına kayıtlı bulunan taşınmazın haciz edildiğini ve satışa yönelik işlemlerinin başladığını, satışa yönelik işlemlerin yapılması aşamasında borçlu davalı şirket hakkında —————–yapmış oldukları harici araştırmada şirketin kaydının resen terkin edildiği bilgisi edildiğini, bu durumda tasfiyenin eksik yapıldığını, bu nedenle ———– icra müdürlüğü ————- esas sayılı dosyasından müvekkil şirket lehine hacizli olan taşınmazın satışı yapılanan kadar ve satış bedeli şirket hesaplarına aktarılana kadar, şirketin ihyasına ve her türlü yargılama gideri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesi talep ve dava edilmiştir.
Davacı vekili duruşmada da dilekçesini tekrar etmiştir.
Davalı ———– tebligat yapıldığı halde gelen olmamış ve cevap verilmemiştir.
Her ne kadar yetkisizlik kararında ve tensipte ihyası talep edilen şirket de davalı gösterilerek 35. Maddeye göre şeklen tebligatlar yapılmış ise de davanın niteliğine, söz konusu şirketin terkin ile tüzel kişiliğinin sona ermiş olmasına, terkinin geçici 7. Madde uyarınca resen yapılmış olması nedeniyle ——– davalı olmasının gerekli ve yeterli olmasına nazaran davaya konu şirket davalı olmaktan çıkarılmış olup başlıkta da şirkete yer verilmemiş olmakla burada bu şekilde bu hususlara işaret edilmesi uygun görülmüştür.
Dava TTK. Geçici 7. Maddesi uyarınca ticaret sicilinden resen terkin edilmiş olan ———– ünvanlı şirketin————— icra müdürlüğü —————- Esas sayılı icra takibi yönünden ihyasının gerekip gerekmediği hususunun aydınlatılmasına yöneliktir.
TTK’nin “Ek tasfiye” başlıklı 547.maddesi:
“(1) Tasfiyenin kapanmasından sonra ek tasfiye işlemlerinin yapılmasının zorunlu olduğu anlaşılırsa, son tasfiye memurları, yönetim kurulu üyeleri, pay sahipleri veya alacaklılar, şirket merkezinin bulunduğu yerdeki asliye ticaret mahkemesinden, bu ek işlemler sonuçlandırılıncaya kadar, şirketin yeniden tescilini isteyebilirler.
(2) Mahkeme istemin yerinde olduğuna kanaat getirirse, şirketin ek tasfiye için yeniden tesciline karar verir ve bu işlemlerini yapmaları için son tasfiye memurlarını veya yeni bir veya birkaç kişiyi tasfiye memuru olarak atayarak tescil ve ilan ettirir.”
hükmünü içermektedir.
——- cevabına göre söz konusu şirketin ——- tarihinde resen terkin edildiği, şirketin adresinin —————-olduğu ve Mahkememizin yargı alanı içinde kaldığı, ———– isimli şahsın şirketi münferiden temsile yetkili oludğu ve nüfus kaydına göre hayatta olduğu; ——————dava tarihlerine göre davanın süresinde açılmış olduğu belirlenmiştir.
Bilindiği üzere şirketlerin tüzel kişiliği ticaret sicilinden terkin ile sona ermektedir. Ancak tüzel kişiliğin sona erebilmesi için şirketin tasfiye işlemlerinin eksiksiz ve tam olarak yapılmış olması gerekmektedir. Tüzel kişiliğin son bulmasını ifade eden fesih ve tasfiye işlemi aynı zamanda hukuki bir işlemdir. Bu işlemin veya kararın hatalı veya eksik olması halinde gerçek anlamda tasfiyeden söz etmek mümkün değildir. Eksik veya hatalı işlem sonucu şirketin sicilden tasfiye sonucu terkinine karar verilmiş ise, bundan zarar görenler veya o işlemi gerçekleştirenler tasfiyenin kaldırılmasını ve şirketin ihyasını talep etme hakkına sahiptir.
Eldeki dava yönünden, söz konusu şirket hakkında bir dava olduğu halde tasfiyenin şeklen ve eksik olarak————– yansıdığı; yargılaması sonuçlanan davaya bağlı olarak yürütülen söz konusu ——- icra müdürlüğü ———– Esas sayılı icra takibinin yapılmasının TTK’nin 547. maddesi anlamında ek tasfiye işlemini gerektirdiği ve bunun için söz konusu şirketin ihya edilerek yeniden—————- tescilinin zorunlu hale geldiği anlaşılmıştır.
Sonuç olarak söz konusu şirketin ihyası için gerekli yasal ve maddi şartların somut olayda gerçekleştiği ve sübut bulan davanın kabulüne karar verilmesi gerektiği kanaatine varılarak ek tasfiye işlemlerinin şirketin yukarıda belirtilen temsilcisi tarafından yapılması uygun görülerek söz konusu temsilci tasfiye memuru atanmış olup yargılama gideri yönünden yapılan irdelemeye bağlı olarak: davalı——————- yasal hasım konumunda olması ve şirket hakkında yapılacak takibi bilecek durumda olmaması nedeni ile sorumluluğu bulunmadığından yargılama giderinden sorumlu tutulmamıştır.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere ;
1-Davanın KABULÜ ile;
a———— numarasında kayıtlı iken resen terkin edilmiş olan ———— ünvanlı şirketin ——— İcra Müdürlüğünün ———- Esas sayılı takibi yönünden ve takip işlemleri ile sınırlı olarak ihyası ile şirketin bu konuyla sınırlı olmak üzere—————-yeniden tesciline,
b)Ek tasfiye işlemlerinin yapılması için ———– tasfiye memuru olarak atanmasına ve ek tasfiye işlemlerinin tasfiye memuru ————–tarafından yürütülmesine, ek tasfiye bitinceye kadar tasfiye memurunun görevinin devam etmesine,
c)Kararın ——————– tescil ve ilanına,
2-Maktu karar harcından peşin harcın mahsubu ile eksik 23,00 TL harcın tasfiye memuru ———– alınarak Hazineye gelir kaydına,
3-Gerekçede açıklanan nedenlerle davalı ——————-yargılama giderinden sorumlu tutulmasına yer olmadığına,
4-Gerekçede açıklanan nedenlerle davacı tarafından yapılan giderin üzerinde bırakılmasına,
5-Gerekçede açıklanan nedenlerle davacı vekili yararına avukatlık ücreti takdir edilmesine yer olmadığına,
6-Artan avansın karar kesinleştiğinde ilgilisine iadesine,
İlişkin olmak üzere davacı vekilinin yüzüne karşı aleni olarak yapılan yargılama sonunda gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içinde ———————– Adliye Mahkemesinde İstinaf Kanun yolu açık olmak üzere oy birliği ile verilen karar açıkca okunup usulen anlatıldı.17/06/2020