Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 13. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/925 E. 2021/254 K. 22.04.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. İstanbul Anadolu 13. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2019/925 Esas
KARAR NO: 2021/254
DAVA: İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 06/12/2019
KARAR TARİHİ: 22/04/2021
Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda dosya incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ /
DAVA/TALEP ;
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili tarafından davalı yana ait —— doğan faturaların tahsili amacıyla—— ile icra takibi başlatıldığını, davalı yan tarafından icra takibine haksız ve kötü niyetli şekilde itiraz edildiğini, takip konusu faturanını karşı yana iadeli taahhütlü tebliğ edildiğini ve faturaya vade konulduğunu, icra takibinde işleyen faize itiraz edilmiş olmasının da hatalı olduğunu, bu nedenlerle fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla davalı yanın yapmış olduğu itirazın iptaline, takibin devamına, itiraz haksız ve kötü niyetli olduğundan davalının %20 den az olmamak kaydıyla icra inkar tazminatına mahkum edilmesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP /TALEP :
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; yetkili icra müdürlüğünün—— icra müdürlüğü olduğundan yetki itirazında bulunduklarını, davacının müvekkili şirkete fatura içeriğindeki mal veya hizmeti sunmuş olduğunun, faturanın müvekkili şirkete usulüne uygun olarak ulaştırılmış olduğunun ispatının gerektiğini, davacıya ait cari hesabın müvekkili şirket kayıtlarına göre kapatıldığını, gerek davaya konu itiraz sunulan icra dairesi ve gerekse mahkemenin yetkisiz olduğunu, yetkili mahkemenin—- Mahkemeleri olduğunu, yetki itirazının dikkate alınarak yetkisizlik nedeniyle reddine, davanın esasına girilmesi halinde haksız ve mesnetsiz davanın reddine, icra takibinin kötü niyetli olduğundan takip miktarının %20 si oranında tazminata hükmedilmesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin de davacı yana tahmilini arz ve talep etmiştir.
DELİLLER: ——– Bilirkişi Raporu, dosyadaki diğer tüm bilgi ve belgeler.
DEĞERLENDİRME VE SONUÇ:
Dava , İtirazın İptali ve tazminat (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) istemine ilişkindir.
Basit yargılama usulüne tabi işbu davada mahkememizce dilekçeler aşaması tamamlanmış ve usulüne uygun olarak yapılan davet sonucunda duruşma açılarak ön inceleme duruşması icra edilmiş, uyuşmazlık belirlenmiş ve vaki davete karşın tarafların sulh olmak istememeleri üzerine tahkikata geçilerek tahkikat işlemleri yerine getirilmiş ve karar duruşmasına katılan davacı vekilinin son sözleri dinlenerek aşağıdaki hüküm sonucuna ulaşılmıştır.
Davaya konu—— esas sayılı dosyası getirtilerek, incelenmiştir. Yapılan incelemede icra dosyasının davanın tarafları ve konusu ile uyumlu olduğu görülmüştür. Dosyaya mübrez Arabuluculuk tutanağına göre de zorunlu arabuluculuk dava şartının yerine getirildiği ve anlaşmazlık üzerine işbu davanın açıldığı anlaşılmıştır.
Davalı vekilince usulüne uygun olarak öne sürülen yetki itirazı ise olayda HMK’nın 10. ve TBK’nın 89/1 maddesi kapsamında para borçlarının alacaklının yerleşim yerinde ifa edilmesi gerektiğinden ve davacının muamele ve —–ticari davalar yönünden mahkememiz yargı çevresinde bulunan —- ilçesinde bulunduğu anlaşıldığından dinlenmemiş ve yargılamaya devam edilmiştir.
Öncelikle davanın yasal dayanığının hatırlatılmasında yarar vardır;2004 Sayılı İİK.’nın 67.maddesinde —-Takip talebine itiraz edilen alacaklı, itirazın tebliği tarihinden itibaren bir sene içinde mahkemeye başvurarak, genel hükümler dairesinde alacağının varlığını ispat suretiyle itirazın iptalini dava edebilir. —– Bu davada borçlunun itirazının haksızlığına karar verilirse borçlu; takibinde haksız ve kötü niyetli görülürse alacaklı; diğer tarafın talebi üzerine iki tarafın durumuna, davanın ve hükmolunan şeyin tahammülüne göre, red veya hükmolunan meblağın —- yüzde yirmisinden aşağı olmamak üzere, uygun bir tazminatla mahkum edilir. İtiraz eden veli, vasi veya mirasçı ise, borçlu hakkında tazminat hükmolunması kötü niyetin sübutuna bağlıdır. —-Birinci fıkrada yazılı itirazın iptali süresini geçiren alacaklının umumi hükümler dairesinde alacağını dava etmek hakkı saklıdır.—– Bu Kanunda öngörülen icra inkar tazminatı, kötü niyet tazminatı ve benzeri tazminatların tespitinde, takip talebi veya davadaki talep esas alınır.” hükmü bulunmaktadır. Basit yargılama usulüne tabi işbu davada mahkememizce dilekçeler aşaması tamamlanmış ve usulüne uygun olarak yapılan davet sonucunda duruşma açılarak ön inceleme duruşması icra edilmiş, uyuşmazlık belrlenimiş ve tarafların sulh olmaması nedeniyle tahkikata geçilmiştir. Tahkikat aşamasında ise deliller toplanmış, incelenip tartışılmış ve duruşmaya katılan davacı vekilinin son beyanları alınarak aşağıdaki sonuca ulaşılmıştır.
Yapılan yargılama ve toplanan delillere göre ———- dosyasından davalı hakkında hizmet sözleşmesine bağlı olarak cari hesap ilişkisi kapsamında oluşan alacak nedeniyle icra takibi başlatıldığı ,takibe yapılan itiraz üzerine icra takibinin durdurulduğu ve bir senelik yasal süre içerisinde işbu davanın açıldığı anlaşılmıştır. Mahkememizce yukarıda açıklanan usul işlemlerine müteakiben taraflarca gösterilen deliller toplanmış ve dosya bilirkişi raporu düzenlenmesi için bir mali müşavir bilirkişiye verilmiştir. Bilirkişi——- tarafından tarafların tarafın ticari defterleri üzerinde yapılan inceleme sonucunda hazırlanan işbu rapora taraflar arasında ticari ve akdi ilişki tespit edilerek davacının davalıdan takip tarihi itibariyle ——– alacağının bulunduğunun rapor edildiği görülmüştür. Bilirkişi raporu taraf vekillerine tebliğ edilmiş ve taraf vekillerinin beyan ve itirazlarını bildirmeleri için gerekli yasal süre tanınmış ve rapora ilişkin beyanlar ve itirazlar da değerlendirilmiştir. Bu kapsamda alınan bilirkişi raporunun denetimi yapılmış ve dosya kapsamıyla uyumlu olduğu hukuki görülmüş, bir kısım değerlendirme ve sair hesapların hakimlik bilgi ve tecrübesi ile çözüleceği anlaşılmakla ek rapor alınmasına gerek görülmemiştir. —– davacı şirketin davasını TMK’nın 6, HMK’nın 190 ve 222 . maddeleri nazarında usulüne uygun olarak tutulan ve birbirini doğrulayan her iki tarafın ticari defter ve kayıtlarına göre yapılan ödemeler düşüldüğünde takibe konu asıl alacağa ilişkin kısmen ispat ettiği sonuç ve kanaati hasıl olmuştur. Mevcut deliller karşısında davalı tarafın takibe konu borcun tamamının kayıtların kapatılarak ödendiği yönünde savunma yaptığı halde cari hesaptan kalan icra takibine konu borcu ödediğine ilişkin belge ve delil ise getirmemiştir. Binaenaleyh dosyaya mübrez işbu bilirkişi raporunun gerekçeli, denetime açık, hüküm kurmaya elverişli ve yerinde olduğu kabul ve takdir edilerek davacının davasının kısmen kabul, kısmen reddi ile davalı-borçlunun —— takip dosyasına yapmış olduğu itirazın iptali ile icra takibinin, asıl alacağa — takip tarihinden itibaren avans işlemlerinde uygulanan —- oranlarda ticari temerrüt faizi uygulanmak suretiyle suretiyle devamına, icra takibinden önce temerrüt gerçekleşmediğinden faizin ancak icra takip tarihiden itibaren istenmesi mümkün görülmekle fazlaya ilişkin —-talebin ise reddine karar verilmiştir.
Davacının İcra İnkar Tazminatı İsteğine ilişkin yapılan değerlendirmede ise——– kazanmış uygulamasına göre itirazın iptali davalarında İİK’nın 67/2. maddesi çerçevesinde alacaklı yararına icra inkar tazminatına hükmedilebilmesi için usulüne uygun şekilde yapılmış bir icra takibinin bulunması, borçlunun süresi içerisinde ödeme emrine itiraz etmesi, alacaklının bir yıl içinde itirazın iptali davasını açması ve davasında haklı çıkarak inkar tazminatı talep etmiş olması gereklidir. Burada borçlunun itirazının kötü niyetle yapılmış olması ve alacağın bir belgeye bağlanmış bulunması koşulları aranmamaktadır. Bu yasal koşullar yanında takibe konu alacağın likit olması da zorunludur. Her uyuşmazlığın kendine özgü somut özelliklerine göre değişmekle birlikte, bir uyuşmazlıkta alacağın likit olup olmadığı belirlenirken, alacak ve onun borçlusu birlikte değerlendirilmelidir. Buna göre likit bir alacaktan söz edilebilmesi için ya alacağın gerçek miktarının belli ve sabit olması ya da borçlusu tarafından belirlenebilmesi için bütün unsurların bilinmesi veya borçlunun borç tutarını tahkik ve tayin etmesinin mümkün bulunması, başka bir ifadeyle borçlunun yalnız başına ne kadar borçlu olduğunu tespit edebilir durumda olması gerekir. Gerek borç gerekse borçlu bakımından bu koşullar mevcut ise ortada likit bir alacak bulunduğu kabul edilmelidir. Somut olayda , asıl alacağın varlığı ve miktarı yapılan ödemeler düşünüldüğünde cari hesap ilişkisine göre kalan borcun davalı-borçlu tarafından açık ve net olarak belirli, bilinir ve tespit edilebilir durumdadır. —– olayda asıl alacak/borç likit ve muayyen olduğundan ve bu meyanda davalının itirazının haksızlığına da karar verildiğinden İcra İflas Kanununun 67/2.maddesi gereğince kabul edilen asıl alacağın %20’si olan —— tazminatının da davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmesi gerekmiştir.
Davalı vekilinin İcra İflas Kanununun 67/2.maddesi gereğince kötü niyet tazminatı talebi ise yargılama sonucunda takibin asıl alacağa ilişkin haklı bulunması ve kötü niyete ilişkin hiçbir delil de bulunmadığından koşulları oluşmadığı anlaşılmakla dinlenmemiştir.
Yukarıda yapılan açıklamalar ışığında 6100 Sayılı HMK’nın 332/1 maddesine göre, 323. Maddesinde sayılan yargılama giderlerinden sorumluluk, aynı yasanın 326/2 Maddesi gereğince tarafların haklılık durumu esas alınarak belirlenmiştir. Bu kapsamda Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanununun 18/A maddesi ile Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu Yönetmeliğinin 26/2. Maddeleri gözetilerek dava öncesi ——- bütçesinden ödenen arabuluculuk ücretinin de kabul ve red oranına göre karşılıklı olarak taraflardan alınarak hazineye gelir kaydına da karar verilmek suretiyle 6100 Sayılı HMK’nın 26 ve 297/2 maddeleri gereğince aşağıdaki şekilde hüküm ihdas edilmiştir.
HÜKÜM :Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-)Davanın KISMEN KABUL;KISMEN REDDİNE,
2-)2004 sayılı İİK’nın 67/I maddesi gereğince davalı-borçlunun —- sayılı takip dosyasına —- asıl alacak kısmına yapmış olduğu itirazın İPTALİ ile icra takibinin, asıl alacağa —— takip tarihinden itibaren avans işlemlerinde uygulanan —- oranlarda ticari temerrüt faizi uygulanmak suretiyle suretiyle DEVAMINA,
fazlaya ilişkin — talebin REDDİNE,
3-)Davacının, 2004 sayılı İİK’nın 67/II maddesi gereğince icra inkar tazminatı talebinin kabulüyle, asıl alacağın %20’si olan ——–icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
4-)Davalının, 2004 sayılı İİK’nın 67/II maddesi gereğince haksız ve kötü niyetli takip tazminatı talebinin REDDİNE,
5-)Harçlar Kanunu gereğince kabul edilen miktar üzerinden alınması gereken 59,30 TL karar ve ilam harcından peşin alınan 44,40 TL harcın mahsubuyla bakiye 14,90 TL karar ve ilam harcının davalıdan alınarak Hazineye gelir kaydına,
6-)Arabuluculuk Kanununun 18/A-(13).maddesi ve Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu Yönetmeliği’nin 26/2. Maddeleri ile AÜT uyarınca ——- bütçesinden ödenen kabul edilen miktar (%52) üzerinden hesaplanan 686,40 TL arabuluculuk ücretinin davalıdan alınarak Hazineye gelir kaydına,
7-)Arabuluculuk Kanununun 18/A-(13).maddesi ve Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu Yönetmeliği’nin 26/2. Maddeleri ile AÜT uyarınca — bütçesinden ödenen red edilen miktar (%48) üzerinden hesaplanan 633,60 TL arabuluculuk ücretinin davacıdan alınarak Hazineye gelir kaydına,
8-)Davacı tarafından yapılan 44,40 TL başvurma, 6,40 TL vekalet harcı ve 44,40 TL peşin harç olmak üzere toplam 95,20 TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
9-) Davacı tarafından yapılan 56,25 TL posta ücreti ve 600,00 TL bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 656,25 TL yargılama giderinden davanın kabul (%52) ve red (%48) oranına göre 380,62 TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, kalan kısmın (275,63 TL) davacı üzerine bırakılmasına, davalı tarafından yapılan yargılama gideri bulunmadığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,
10-)Davacı kendisini davada Avukat ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan …Ü.T. 13/1,13/2 maddeleri uyarınca kabul edilen ( 689,12 TL) miktar üzerinden hesaplanan 689,12 TL vekalet ücretinın davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
11-)Davalı kendisini davada Avukat ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan …Ü.T. 13/1,13/2 maddeleri uyarınca reddedilen —- miktar üzerinden hesaplanan—- vekalet ücretinın davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
12-)6100 sayılı HMK’nın 333. maddesi gereğince hükmün kesinleşmesinden sonra kullanılmayan gider avansının yatırana iadesine ve bu konuda Bölge Adliye ve Adli Yargı İlk Derece Mahkemeleri İle Cumhuriyet Başsavcılıkları İdari ve Yazı İşleri Hizmetlerinın Yürütülmesine Dair Yönetmeliğin 207/1 maddesi gereğince Yazı İşleri Müdürü tarafından resen işlem yapılmasına,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı davalı vekilinin yokluğunda 6100 sayılı HMK.’nın 341/2. maddesi gereğince karar tarihi itibariyle kararın kabul ve reddedilen kısımlar yönünden ayrı ayrı miktar itibariyle ——– İstinaf kanun yoluna başvuru sınırının altında kaldığı anlaşılmakla, KESİN olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 22/04/2021