Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 13. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/921 E. 2021/257 K. 22.04.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 13. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO: 2019/921 Esas
KARAR NO: 2021/257
DAVA: İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ: 06/12/2019
KARAR TARİHİ: 22/04/2021
Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda, dosya incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA/TALEP ;
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkili olan şirketin bir——————verdiklerini, müvekkili olan şirket ile davalı şirket arasında bir—- ilişkisi kurulduğunu, —–hizmet bedeli olarak davalıya———– miktarlı faturalar tanzim edilerek gönderildiğini, alınan hizmet karşılığı ödenmesi gereken bedel davalı şirket tarafından ödenmediğini, müvekkili şirket tarafından davalı borçlu şirkete — tarihinde ——-yevmiye nolu ihtarname çekilerek belirtilen süre içerisinde ödemenin yapılması ihtarında bulunulduğunu, söz konusu borcun yine ödenmediğini, bunun üzerine———- ile icra takibine geçildiğini, davalı takibe haksız olarak itiraz ettiğini belirterek itirazın iptaline, takibin devamına, yargılama giderleriyle vekalet ücretinin davalı tarafa yükletilmesine ve icra inkar tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davacı vekili duruşmalarda dava dilekçesi doğrultusunda beyan ve taleplerde bulunmuştur.
CEVAP /TALEP : Davalı vekilinin cevap dilekçesinde özetle; Müvekkili olan şirketin —– yılından ———– gözetmeksizin —–hizmeti sunduğunu, müvekkili olan şirketin, davacının başlattığı icra takibine ilişkin hiç bir borcu bulunmadığını, davacı tarafın her ne kadar dava dilekçesinde müvekkili olan şirkete faturalarının mevcut olduğunu ve davalı borçluya yansıtılan fatura bedellerinin davalıya gönderilmesine rağmen herhangi bir ödeme yapılmadığını iddia etmiş olsa da davacının bu iddiasının gerçek dışı ve haksız olduğunu, işbu hususun defter ve kayıtların incelemesi sonucunda da ortaya çıkacağını, müvekkili olan şirketin, davacı tarafa ödemesini eksiksiz olarak yaptığını üzerine düşen yükümlülükleri tam olarak yerine getirdiğini belirterek davanın reddine ve vekalet ücreti ile yargılama giderlerinin davacı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir. Davalı vekili duruşmalarda davanın reddini savunmuştur.
DELİLLER: ——–, Bilirkişi Raporu, dosyadaki sair diğer bilgi ve belgeler.
DEĞERLENDİRME VE SONUÇ:
Dava , İtirazın İptali ve tazminat (Ticari Satımdan Kaynaklanan) istemine ilişkindir.
Basit yargılama usulüne tabi işbu davada mahkememizce dilekçeler aşaması tamamlanmış ve usulüne uygun olarak yapılan davet sonucunda duruşma açılarak ön inceleme duruşması icra edilmiş, uyuşmazlık belirlenmiş ve vaki davete karşın tarafların sulh olmak istememeleri üzerine tahkikata geçilerek tahkikat işlemleri yerine getirilmiş ve karar duruşmasına taraf vekillerinin son sözleri dinlenerek aşağıdaki hüküm sonucuna ulaşılmıştır.
Davaya konu——–sayılı dosyası getirtilerek, incelenmiştir. Yapılan incelemede icra dosyasının davanın tarafları ve konusu ile uyumlu olduğu görülmüştür. Dosyaya mübrez Arabuluculuk tutanağına göre de zorunlu arabuluculuk dava şartının yerine getirildiği ve anlaşmazlık üzerine işbu davanın açıldığı anlaşılmıştır.
Öncelikle davanın yasal dayanığının hatırlatılmasında yarar vardır;2004 Sayılı İİK.’nın 67.maddesinde——- Takip talebine itiraz edilen alacaklı, itirazın tebliği tarihinden itibaren bir sene içinde mahkemeye başvurarak, genel hükümler dairesinde alacağının varlığını ispat suretiyle itirazın iptalini dava edebilir. —— Bu davada borçlunun itirazının haksızlığına karar verilirse borçlu; takibinde haksız ve kötü niyetli görülürse alacaklı; diğer tarafın talebi üzerine iki tarafın durumuna, davanın ve hükmolunan şeyin tahammülüne göre, red veya hükmolunan meblağın—– yüzde yirmisinden aşağı olmamak üzere, uygun bir tazminatla mahkum edilir. İtiraz eden veli, vasi veya mirasçı ise, borçlu hakkında tazminat hükmolunması kötü niyetin sübutuna bağlıdır. —-Birinci fıkrada yazılı itirazın iptali süresini geçiren alacaklının ——- alacağını dava etmek hakkı saklıdır. ——- Bu Kanunda öngörülen icra inkar tazminatı, kötü niyet tazminatı ve benzeri tazminatların tespitinde, takip talebi veya davadaki talep esas alınır.” hükmü bulunmaktadır. Basit yargılama usulüne tabi işbu davada mahkememizce dilekçeler aşaması tamamlanmış ve usulüne uygun olarak yapılan davet sonucunda duruşma açılarak ön inceleme duruşması icra edilmiş, uyuşmazlık belrlenimiş ve tarafların sulh olmaması nedeniyle tahkikata geçilmiştir. Tahkikat aşamasında ise deliller toplanmış, incelenip tartışılmış ve duruşmaya katılan davacı vekilinin son beyanları alınarak aşağıdaki sonuca ulaşılmıştır.
Yapılan yargılama ve toplanan delillere göre———- dosyasından davalı hakkında satış sözleşmesine bağlı olarak düzenlenen faturalara dayalı olarak icra takibi başlatıldığı ,takibe yapılan itiraz üzerine icra takibinin durdurulduğu ve bir senelik yasal süre içerisinde işbu davanın açıldığı anlaşılmıştır. Mahkememizce yukarıda açıklanan usul işlemlerine müteakiben taraflarca gösterilen deliller toplanmış ve dosya bilirkişi raporu düzenlenmesi için bir mali müşavir bilirkişiye verilmiştir. Bilirkişi—-davacı tarafın ticari defterleri üzerinde yapılan inceleme sonucunda hazırlanan işbu rapora taraflar arasında ticari ve akdi ilişki tespit edilerek davacının davalıdan takip tarihi itibariyle — asıl alacak ve —– işlemiş faiz bulunduğunun rapor ve ifade edildiği görülmüştür. Bilirkişi raporu taraflara tebliğ edilmiş ve taraflara beyan ve itirazlarını bildirmeleri için gerekli yasal süre tanınmış ve buna ilişkin beyanlar ve itirazlar da değerlendirilmiştir. Bu kapsamda alınan bilirkişi raporunun denetimi yapılmış ve dosya kapsamı ile genel olarak uyumlu olduğu değerlendirilmiştir. Bu kapsamda davacı şirketin davasını TMK’nın 6, HMK’nın 190 ve 222 . maddeleri nazarında usulüne uygun olarak tutulan ve karşı tarafın ticari defterlerini ibraz etmemesi nedeniyle kendi lehine delil olarak kabul edilen ticari defter ve kayıtları yanında özellikle birbirini doğrulayan —– göre takibe konu asıl alacağa ilişkin tamamen faize ilişkin kısmen ispat ettiği sonuç ve kanaati hasıl olmuştur. Mevcut deliller karşısında davalı taraf takibe konu bildirim sınırının üstünde olan faturayı vergi dairesine bildirdiği halde, borcu faturalara konu parayı ödediği yönünde savunması bulunmadığı gibi borcun ödendiğine ilişkin belge de getirmemiştir. Zira ticari defterlere kaydedilmiş ve vergi dairesine bildirilmiş faturaların akdi ilişkinin varlığını da kanıtladığı kabul edilmelidir. Faturayı teslim aldıktan sonra süresi içinde itiraz ve iade etmeyerek ticari defterlerine kaydeden kimse, bu faturanın mal veya hizmet aldığı için geçerli bir sözleşme ilişkisine göre düzenlendiğini kabul etmiş sayılır ve fatura nedeniyle mal veya hizmet almadığını, bu faturadan dolayı borçlu olmadığını yazılı veya kesin delillerle ispatlaması gerekir. Binaenalehy dosyaya mübrez işbu bilirkişi raporunun gerekçeli, denetime açık, hüküm kurmaya elverişli ve genel olarak yerinde olduğu kabul ve takdir edilerek taleple bağlılık ilkesi ve özellikle dosyaya mübrez ihtarnameye ve verilen ödeme süresi ve tebliği şerhine göre temerrüt tarihi belirlenmek ve buna göre işlemiş faiz tespit ve tayin edilmek suretiyle davacının davasının kısmen kabul, kısmen reddi ile davalı-borçlunun —- takip dosyasına — kısmına yönelik yapmış olduğu itirazın iptali ile icra takibinin asıl alacağa— takip tarihinden itibaren yasal faiz işletilmek suretiyle devamına, fazlaya—– ilişkin talebin ise reddine karar verilmiştir.
Davacının İcra İnkar Tazminatı İsteğine ilişkin yapılan değerlendirmede ise ——– kararlılık kazanmış uygulamasına göre itirazın iptali davalarında İİK’nın 67/2. maddesi çerçevesinde alacaklı yararına icra inkar tazminatına hükmedilebilmesi için usulüne uygun şekilde yapılmış bir icra takibinin bulunması, borçlunun süresi içerisinde ödeme emrine itiraz etmesi, alacaklının bir yıl içinde itirazın iptali davasını açması ve davasında haklı çıkarak inkar tazminatı talep etmiş olması gereklidir. Burada borçlunun itirazının kötü niyetle yapılmış olması ve alacağın bir belgeye bağlanmış bulunması koşulları aranmamaktadır. Bu yasal koşullar yanında takibe konu alacağın likit olması da zorunludur. Her uyuşmazlığın kendine özgü somut özelliklerine göre değişmekle birlikte, bir uyuşmazlıkta alacağın likit olup olmadığı belirlenirken, alacak ve onun borçlusu birlikte değerlendirilmelidir. Buna göre likit bir alacaktan söz edilebilmesi için ya alacağın gerçek miktarının belli ve sabit olması ya da borçlusu tarafından belirlenebilmesi için bütün unsurların bilinmesi veya borçlunun borç tutarını tahkik ve tayin etmesinin mümkün bulunması, başka bir ifadeyle borçlunun yalnız başına ne kadar borçlu olduğunu tespit edebilir durumda olması gerekir. Gerek borç gerekse borçlu bakımından bu koşullar mevcut ise ortada likit bir alacak bulunduğu kabul edilmelidir. Somut olayda , asıl alacağın varlığı ve miktarı davalı-borçlu tarafından açık ve net olarak belirli, bilinir ve tespit edilebilir durumdadır. —— alacak/borç likit ve muayyen olduğundan davalının özellikle asıl alacak yönünden itirazının haksızlığına da karar verildiğinden İcra İflas Kanununun 67/2.maddesi gereğince kabul edilen asıl alacağın %20’si olan —— icra inkar tazminatının da davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmesi gerekmiştir.
6100 Sayılı HMK’nın 332/1 maddesine göre, 323. Maddesinde sayılan yargılama giderlerinden, arabuluculuk son oturum tutanağı içeriğine göre davalının mazeretsiz olarak toplantıya katılmadığı anlaşıldığından 6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanununun 18/A-11-13 maddeleri gereğince tamamen davalı taraf sorumlu tutulmuştur. Bu kapsamda Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanununun 18/A-13 maddesi ile Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu Yönetmeliğinin 26/2. Maddeleri gözetilerek dava öncesi ——– bütçesinden ödenen arabuluculuk ücretinin de davalıdan alınarak hazineye gelir kaydına da karar verilmek suretiyle 6100 Sayılı HMK’nın 26 ve 297/2 maddeleri gereğince aşağıdaki şekilde hüküm ihdas edilmiştir.
HÜKÜM :Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-)Davanın KISMEN KABUL;KISMEN REDDİNE,
2-)2004 sayılı İİK’nın 67/I Maddesi gereğince davalının — işlemiş faiz olmak üzere toplam —kısmına yönelik yapmış olduğu itirazın İPTALİ ile icra takibinin asıl alacağa —- takip tarihinden itibaren yasal faiz işletilmek suretiyle DEVAMINA, fazlaya—–ilişkin talebin REDDİNE,
3-)Davacının, 2004 sayılı İİK’nın 67/II maddesi gereğince icra inkar tazminatı talebinin kabulüyle, asıl alacağın %20’si olan ——— icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
4-)Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 446,96 TL karar ve ilam harcından başlangıçta alınan 81,85 TL peşin harcın ve ilamsız icra takibinde alınan 33,88 TL peşin harcın mahsubuyla bakiye 331,23 TL Karar ve ilam harcının davalıdan alınarak Hazineye gelir kaydına,
5-)Arabuluculuk Kanununun 18/A-(13).maddesi ve Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Yönetmeliği’nin 26/2. Maddeleri ile AÜT uyarınca —— bütçesinden ödenen 1.320,00 TL arabuluculuk ücretinin davalıdan alınarak hazineye irad kaydına,
6-)Davacı tarafından yapılan 44,40 TL başvurma harcı, 81,85,
peşin harç, 6,40 TL vekalet harcı, 37,25 TL posta masrafı ve 700,00 TL bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 869,90 TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, kalan miktarın davacı üzerinde bırakılmasına,
7-)Davacı kendisini bir vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan A.A.Ü.T. 13/1 maddesi uyarınca 4.080,00 -TL nispi/maku vekalet ücretinın davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
8-)6100 sayılı HMK’nın 333. maddesi gereğince hükmün kesinleşmesinden sonra kullanılmayan gider avansının yatırana iadesine ve bu konuda Bölge Adliye ve Adli Yargı İlk Derece Mahkemeleri İle Cumhuriyet Başsavcılıkları İdari ve Yazı İşleri Hizmetlerinın Yürütülmesine Dair Yönetmeliğin 207/1 maddesi gereğince Yazı İşleri Müdürü tarafından resen işlem yapılmasına,
Dair, davacı vekilinin ve davalı vekilinin yüzüne karşı kabul edilen kısım için gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki hafta içinde mahkememize verilecek dilekçeyle ———— Adliye Mahkemesinde İstinaf Kanun yolu açık; reddedilin kısım yönünden ise 6100 sayılı HMK.’nın 341/2. maddesi gereğince karar tarihi itibariyle kararın miktar yönünden —- İstinaf kanun yoluna başvuru sınırının altında kaldığı anlaşılmakla, KESİN olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 22/04/2021