Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 13. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/917 E. 2021/778 K. 25.10.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 13. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO: 2019/917 Esas
KARAR NO: 2021/778
DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ: 06/12/2019
KARAR TARİHİ : 25/10/2021
Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA;
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalı —–aldığı ancak aldığı malların bedelini ödemesi gereken tarihte bir türlü ödemediği, müvekkili şirketin alacağının ödenmesi için ticari hayatın gerektirdiği iyi niyeti göstermesine rağmen davalı borcunu ödememekteki tutumunda ısrar ettiği bunun üzerine taraflarınca — sayılı dosyası ile —- alacaklarının tahsili için icratakibine girişildiği, davalı tarafça borca itiraz edildiği ve icra takibinin durduğu, iş bu durum üzerine, —— numarası ile arabulucu huzurunda sulh yolu denendiği ancak borçlu şirket yetkilisi veya vekilinin yapılan toplantılara katılmaması sonucunda anlaşma sağlanamadığının tutanaklar ile kayıt alındığı ileri sürülerek itirazın iptali ile takibin devamına, davalı/borçlunun % 20 icra inkar tazminatı ödemeye mahkum edilmesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP : Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davanın yetki, zamanaşımı ve görev yönünden itirazları ile davacı firma ile müvekkili firma arasında ticari bir ilişkinin mevcut olduğu, davacının malları teslim ettiğine dair belgeleri sunmasının gerekli olduğu, herhangi bir çalışanının şantiye bu malları teslim almadığını, tanıkların da dinlenmesinin gerektiği, davacının hangi projeye yönelik mal teslim ettiğini açıklaması gerektiği, davacının teslim etmesi gereken malları müvekkile teslim etmediği ve hizmeti gereği gibi ifa etmediği, müvekkilin, malı teslim almaması sebebiyle mal açığının başka tedarikçilerden sağlayarak projeye devam ettiğinden bahisle davacının dava konusu ettiği tutarının %20’sinden aşağı olmamak üzere davalıya tazminat ödenmesine, yargılama gideri ve vekalet ücretinin davacı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER: —-dosyadaki diğer bilgi ve belgeler.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasıdır.
Mahkememizce dilekçeler aşaması tamamlanmış ve usulüne uygun olarak yapılan davet sonucunda duruşma açılarak ön inceleme duruşması icra edilmiş ve tarafların sulh olmaması ve arabuluculuğa da başvurmaması nedeniyle uyuşmazlık belirlenerek işin esasının incelemesine geçilmiştir.
2004 Sayılı İİK.’nın 67.maddesi;—- Takip talebine itiraz edilen alacaklı, itirazın tebliği tarihinden itibaren bir sene içinde mahkemeye başvurarak, genel hükümler dairesinde alacağının varlığını ispat suretiyle itirazın iptalini dava edebilir.—– Bu davada borçlunun itirazının haksızlığına karar verilirse borçlu; takibinde haksız ve kötü niyetli görülürse alacaklı; diğer tarafın talebi üzerine iki tarafın durumuna, davanın ve hükmolunan şeyin tahammülüne göre, red veya hükmolunan meblağın —- yüzde yirmisinden aşağı olmamak üzere, uygun bir tazminatla mahkum edilir. İtiraz eden veli, vasi veya mirasçı ise, borçlu hakkında tazminat hükmolunması kötü niyetin sübutuna bağlıdır. —-Birinci fıkrada yazılı itirazın iptali süresini geçiren alacaklının umumi hükümler dairesinde alacağını dava etmek hakkı saklıdır.—–Bu Kanunda öngörülen icra inkar tazminatı, kötü niyet tazminatı ve benzeri tazminatların tespitinde, takip talebi veya davadaki talep esas alınır.” hükmüne amirdir.
Davaya konu —— icra dosyası getirtilerek incelenmiştir. Yapılan incelemede icra dosyasının davanın tarafları ve konusu ile örtüştüğü görülmüştür.
Yapılan yargılama ve toplanan delillere göre, taraflar arasında mal ve hizmet alım-satımına dayalı ticari ve hukuki ilişki bulunduğu ve bu kapsamda davacı tarafından cari alacaktan kaynaklı alacağının davalı tarafından ödenmemesi üzerine davacı tarafından bu cari alacağa ilişkin olarak ilamsız icra takibi başlattığı, davalının vaki itirazı nedeniyle takibin durduğu ve yasal süresi içinde işbu davanın açıldığı anlaşılmıştır.
Davacı ve davalı tarafın bildirdiği tüm deliller toplanmış, dosya taraflar arasındaki alacağın varlığı ve miktarına ilişkin rapor verilmesi için bilirkişiye verilmiştir.
Davalının defterlerini inceleyip raporunu ibraz eden bilirkişi —– tarihli raporunda; incelemek üzere, davalı yana ait ticari defter ve kayıtlar talep edilmiş, davalı vekilinin ticari defter ve belgelerin müfettiş incelemesinde olduğundan bahisle herhangi bir defter ve belge ibraz edilmediği, davalı yana ait —– hesap ekstreleri sunulduğu ancak, ticari defterlerin sunulmaması sebebiyle, cari hesaba dayanak kayıtların ticari defterlerinde usulüne uygun kayıtlı olup olmadığı hususunda herhangi bir değerlendirme yapılamamışsa da —-yolu ile gönderilen —- cari hesap ekstresi üzerinden yapılan incelemde; davacı yana ait —- tutarın beyan edildiği, davalı yana ait —— numaralı —- bedelli faturanın beyan sınırının altında olması sebebiyle her iki yanca beyan edilmediği, takibe konu cari hesaba dayanak —-bedelli davacı faturasının, davalı tarafa tebliğ edildiği, davalının faturaları kabul ederek —- kapsamında vergi dairesine bildirdiği, fatura içeriği ürün ve hizmete yönelik süresi içinde usulünce bir itirazının bulunmadığı/sunulmadığı üzere; davalının iş bu faturaları vergi dairesine bildirerek iş bu faturaları teslim aldığı ve benimsediğinin kabulü gerektiği, takip ekinde sunulan davacı cari hesap ekstresine göre; davacının, davalı yandan — yılından devir —- bulunduğu, —- bedelli faturaların davalı adına keşide edilmesiyle toplam alacağının —yılında davalı tarafından yapılan —- kaldığı görüldüğü, davalı vekili tarafından sunulan —– göre davacı cari hesabı ile davalı cari hesaplarının birbirleri ile uyumlu olduğu tespit edilmiştir.
Davacının defterlerini inceleyip raporunu ibraz eden bilirkişi —- tarihli raporunda; davacı tarafından tutulan ticari defterlerin açılış ve kapanışlarının usulüne uygun olduğu, davalının —- yılından devreden —borcu bulunduğu, —-borcun ilavesi ile toplam borcun — olduğu, davalının ise —- çeklerle ödem yaptığı ve kalan borcun ——- olduğu, her iki tarafın defterlerinin birbirini doğruladığı şeklinde rapor tanzim etmiştir.
Yapılan yargılamaya, toplanan delillere, alınan bilirkişi raporlarına ve tüm dosya kapsamına göre, taraflar arasında mal alım satımına ilişkin cari hesaptan kaynaklı alacak borç ilişkisi bulunduğu, davacının davaya ve takibe konu faturaları davalı tarafa teslim ettiğinin dosya içerisinde bilirkişilerin de tespit ettiği üzere irsaliyeli faturalardan ve özellikle tarafların —— anlaşıldığı, davalının davacıya bakiye borcunun —-olduğu ve davacının davasını ispat ettiği anlaşılmıştır. Dosyaya mübrez işbu bilirkişi raporunun dosya kapsamı ile uyumlu, gerekçeli, denetime açık, hüküm kurmaya elverişli ve yerinde olduğu kabul ve takdir edilerek davacının davasının kabulü ile davalının ——dosyasına karşı yapmış olduğu itirazının —— iptali ile takip tarihinden itibaren asıl alacağa avans faiz uygulanmak suretiyle devamına karar verilmiştir.
Davacının İcra İnkar Tazminatı İsteğine ilişkin yapılan değerlendirmede ise —— kazanmış uygulamasına göre itirazın iptali davalarında —– çerçevesinde alacaklı yararına icra inkar tazminatına hükmedilebilmesi için usulüne uygun şekilde yapılmış bir icra takibinin bulunması, borçlunun süresi içerisinde ödeme emrine itiraz etmesi, alacaklının bir yıl içinde itirazın iptali davasını açması ve davasında haklı çıkarak inkar tazminatı talep etmiş olması gereklidir. Burada borçlu itirazının kötü niyetle yapılmış olması ve alacağın bir belgeye bağlanmış bulunması koşulları aranmamaktadır. Bu yasal koşullar yanında takibe konu alacağın likit olması da zorunludur. Her uyuşmazlığın kendine özgü somut özelliklerine göre değişmekle birlikte, bir uyuşmazlıkta alacağın likit olup olmadığı belirlenirken, alacak ve onun borçlusu birlikte değerlendirilmelidir. Buna göre likit bir alacaktan söz edilebilmesi için ya alacağın gerçek miktarının belli ve sabit olması ya da borçlusu tarafından belirlenebilmesi için bütün unsurların bilinmesi veya bilinmesinin gerekmekte olması böylece borçlunun borç tutarını tahkik ve tayin etmesinin mümkün bulunması başka bir ifadeyle, borçlunun yalnız başına ne kadar borçlu olduğunu tespit edebilir durumda olması gerekir. Gerek borç gerekse borçlu bakımından bu koşullar mevcut ise ortada likit bir alacak bulunduğu kabul edilmelidir. Olayımızda davalının borcunun cari hesap ve ticari defterlere göre açık ve net olarak belirli ve belirlenebilir olduğundan İcra İflas Kanununun 67/2.maddesi gereğince asıl alacağın %20’si olan —– icra inkar tazminatının da davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmesi gerekmiştir.
6100 Sayılı HMK’nın 332/1 maddesine göre, 323. Maddesinde sayılan yargılama giderleri, 326/1. Maddesi gereğince tamamen davalı taraf sorumlu tutulmuştur. ———–bütçesinden ödenen arabuluculuk ücretinin davalıdan alınarak hazineye gelir kaydına da karar verilerek HMK’nın 297/2 maddesi gereğince aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-) Davanın KABULÜNE,
Davalının —- sayılı takip dosyasına yaptığı İTİRAZIN İPTALİNE, icra takibinin asıl alacak — takip tarihinden itibaren —- oranlarda avans faizi uygulanmak suretiyle aynen DEVAMINA,
2-) Asıl alacağın —- icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
3-) Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken — karar ve ilam harcına peşin alınan —peşin harcın mahsubu ile bakiye —- karar ve ilam harcın davalıdan alınarak Hazineye gelir kaydına,
4-) Davacı tarafından yapılan —— yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5) Davalı tarafından yapılan masrafların kendi üzerinde bırakılmasına,
6-) Davacı kendisini bir vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan A.A.Ü.T. 13/1, 13/2 maddesi uyarınca 4.080 TL nispi vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
7-) ——- arabuluculuk ücretinin davalıdan alınarak Hazineye irad kaydına,
😎 HMK’nın 333. maddesi gereğince hükmün kesinleşmesinden sonra kullanılmayan avansının yatırana iadesine ve bu konuda Bölge Adliye ve Adli Yargı İlk Derece Mahkemeleri İle Cumhuriyet Başsavcılıkları İdari ve Yazı İşleri Hizmetlerinın Yürütülmesine Dair Yönetmeliğin 207/1 maddesi gereğince Yazı İşleri Müdürü tarafından resen işlem yapılmasına,
Dair, davacı ve davalı vekilinin yüzüne karşı gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içinde———— Adliye Mahkemesinde istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.25/10/2021