Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 13. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/895 E. 2022/296 K. 24.03.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 13. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2019/895 Esas
KARAR NO : 2022/296

DAVA : Alacak (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 04/12/2019
KARAR TARİHİ : 24/03/2022

Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda, dosya incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ /
DAVA/TALEP ;
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkil şirketin ————– tarihinde davalı satıcı ————— satın aldığını, Müvekkil şirketin aracın satım bedelini ve —– masraflarını ödemiş olup, davalı şirket tarafından irsaliye faturası düzenlenerek sıfır aracın müvekkile teslim edildiğini, Müvekkil şirketin aracı 19.06.2017 tarihinde satın aldığını, aracı kullandıktan sonra müvekkil şirket yetkilisi ———–kalkmasın fark ettiğini ve hemen——– giderek aracı gösterdiğini, müvekkil şirket yetkilisi de aracı incelediğinde aracın sadece bir yerinde değil aracın en az beş yerinde daha boya kalması olduğunu tespit ettiğini, ancak —- servisi çalışanlarının yapmış oldukları tespite ilişkin müvekkile herhangi bir yazılı rapor vermediklerini, aracın —- aracı incelemek üzerine uzman bir kişi gönderildiğini, ekspertiz raporu düzenlediğini ve aracın dış etkenlerden dolayı boyasının kalkmadığını aracın kendi kusurunda dolayı boyasının kalktığını belirterek raporu —– beyan ettiğini, daha sonra —- müvekkil şirket yetkilisini arayarak incelemenin sona erdiğini ve garanti kapsamında aracı ücretsiz boyamayı ve değer kaybını karşılamayı teklif ettiklerini ancak müvekkil aracının ücretsiz boyanmasını değil aracın ayıpsız bir misli ile değiştirilmesini istediklerini, —- ise yetkili birimin böyle bir şeyi kabul etmediğini belirttiğini, müvekkil şirkete satılan aracın —- herhangi bir ayıbı olmadığı taahhüt edilerek satılmış olduğundan hem ayıplı malın müvekkile satışını gerçekleştiren davalı —- üreten davalı——— ortaya çıkan ayıptan müteselsilen sorumlu olduklarını, Müvekkil şirketin kanunun kendisine tanımış olduğu seçimlik haklardan satılanın ayıpsız bir benzeri ile değiştirilmesi hakkını kullandığını ileri sürerek fazlaya ilişkin tüm talep ve dava hakları saklı kalmak kaydıyla; davanın kabulüne, dava konusu aracın ayıpsız bir misli ile değiştirilmesine bunun mümkün olmaması durumunda bilirkişi tarafından hesaplanacak olan satış bedelinin dava tarihinde itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline, yargılama giderlerinin ve vekalet ücretinin davalılara yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davacı vekili —–tarihli ıslah dilekçesinde özetle; Dosya kapsamında en son alınan bilirkişi heyet raporunda dava konusu aracın 12.04.2021 tarihi itibariyle — için gerekli olan boya ile işçilik tutarının ——- olduğunun, aracın komple boyanması nedeniyle oluşacak değer kaybının—- itibariyle yaklaşık 30.000-TL seviyelerinde olduğunun belirtildiğini, aracın ayıpsız bir misli ile değiştirilmesi mümkün değilse bilirkişi tarafından hesaplanacak olan satış bedelinin davalılardan tahsilinin de talep edildiğini, bilirkişi raporu ile tespit olunan 302.500,00 TL üzerinden hüküm tesisi halinde müvekkil aracı piyasa değerinden aşağı bir bedel karşılığında aracı geri vermek zorunda olacağından müvekkilin zarara uğrayacağını, dava konusu aracın ücretsiz onarılması durumunda aracın boyalı hale geleceğinden araçta değer kaybı oluşacağını, bilirkişi tarafından alınan heyet raporunda da aracın komple boyanması nedeniyle oluşacak değer kaybının yaklaşık 30.000-TL seviyelerinde olduğunun belirtildiğini ileri sürerek fazlaya ilişkin tüm talep ve dava hakları saklı kalmak kaydıyla; haklı davanın kabulü ile TBK 227/4 maddesi dikkate alınarak ayıp nedeniyle bütün masrafları davalılara ait olmak üzere dava konusu aracın ücretsiz onarılmasına, iş bu taleplerinin kabul görmemesi halinde aracın ücretsiz onarım bedeli karşılığı 35.000,00 TL nin dava tarihinden itibaren işleyecek avans faiziyle birlikte davalılardan müşterek ve müteselsilen tahsiline, aracın tamamının yeniden boyanacak olması sebebi ile araçta oluşacak değer kaybı bedeli karşılığı 30.000,00 TL nin dava tarihinden itibaren işleyecek avans faiziyle birlikte davalılardan müşterek ve müteselsilen tahsiline, yargılama giderlerinin ve vekalet ücretinin davalı taraflar üzerine bırakılmasına karar verilmesini beyan ve talep etmiştir.
CEVAP /TALEP :
Davalı——— vekili cevap dilekçesinde özetle; Satış sözleşmesi alıcı ve satıcı arasında kurulmuş olduğundan ve ithalatçı sıfatını haiz müvekkil şirket’in işbu sözleşmede taraf sıfatı bulunmadığından, müvekkil şirket’e yöneltilen işbu davanın husumet yokluğundan reddi gerektiğini, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanun’unda açıkça, satış sözleşmesinin taraflarının yalnızca satıcı ve alıcı olduğunun açıkça düzenlendiğini, ithalatçı sıfatını haiz Müvekkil Şirket’in işbu sözleşmede herhangi bir taraf sıfatı bulunmadığını, bahse konu aracın diğer davalı tarafından davacıya satıldığını, satış sözleşmesinin diğer davalı ve davacı arasında akdedildiğini, dava zamanaşımı süresinden sonra açılmış olup davanın usulden reddi gerektiğini, işbu davada hem Müvekkil Şirket, hem de diğer davalı ve davacı ayrı ayrı tüzel kişi tacirler olduklarını, bu sebeple TTK m. 19/1 gereği tarafların arasında yaptıkları işlerin ticari iş niteliğinde olduğunu, tacir sıfatını haiz davacının, amir kanun hükmüne göre yasal süresi içerisinde ayıbı satıcıya ihbar etme yükümlülüğünü yerine getirmediğini, davacının iddia ettiği alacak basit bir incelemeyle belirlenebileceğinden, belirsiz alacak davası açılmasının mümkün olmadığını, dava konusu araçta herhangi bir ayıbın söz konusu olmadığını, dava konusu aracın üstün teknoloji ürünü olarak üretildiğini ve birbirinden farklı teknik sistemlerin bir araya getirilmesi ile oluştuğunu, bununla birlikte, söz konusu araçların üretim esnasında ve— aşamasında birçok kontrolden geçtiğini ve denetlendiğini, yapılan kontroller sonucu alıcının kullanımına uygun olduğu kanaatine varılan araçların piyasaya arz edildiğini, araçtaki arızanın, basit bir onarım ile giderilebilecek nitelikte olduğunu, araçta 2 yıl boyunca sorunsuz şekilde davacı tarafından kullanılmış olup halen de fiili olarak davacı tarafından kullanıldığını, somut olayda hüküm tesis edilirken hak ve menfaatler dengesi gözetilerek değerlendirme yapılması gerektiğini, Yargıtay içtihatları dikkate alındığında, orantılılık ilkesinin aksine aracın ayıpsız misli ile değişimine karar verilmesinin davacının lehine sebepsiz zenginleşme oluşturacağını, bu itibarla, Yargıtay’ın yerleşik içtihatları uyarınca davacının aracın ayıpsız misliyle değişimi talebinin karşılıklı menfaatler dengesi ve orantılılık ilkesine aykırı olacağından; işbu haksız davanın husumet ve zamanaşımı nedeniyle usulden reddine, Sayın Mahkemenizin aksi kanaatte olması halinde davanın esastan reddine, vekalet ücretleri ve mahkeme masraflarının davacı tarafa yükletilmesine karar verilmesini beyan ve talep etmiştir.
Davalı —— tarafından 6100 Sayılı HMK’nın 126-131 maddeleri kapsamında cevap dilekçesi verilmemiştir.
DELİLLER : Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Son Tutanağı, İrsaliyeli Fatura, Araç Ruhsatı, Trafik Tescil Kayıtları, Ekspertiz Raporu, Fotoğraflar,—-Bilirkişi Kök ve Ek Raporu, Bilirkişi Heyet Raporu, dosyadaki diğer bilgi ve belgeler.
DEĞERLENDİRME VE SONUÇ:
Dava, 6098 sayılı TBK’nın 217-231 maddelerinde düzenlenen ayıplı araç nedeniyle ücretsiz onarım ve değer kaybının ödenmesi istemine ilişkindir.
6100 Sayılı HMK’nın 316 ilâ 322 maddeleri gereğince Basit yargılama usulüne tabi işbu davada dilekçeler aşaması tamamlanmış ve usulüne uygun olarak gönderilen ve yapılan davetiyeler sonucunda duruşma açılarak ön inceleme duruşması icra edilmiş ve yapılan teşvike rağmen tarafların sulh yoluna gitmek istememeleri üzerine uyuşmazlık belirlenmiş ve tahkikata geçilmiştir. Bu aşamada mevcut ve toplanan deliler incelenip değerlendirilerek tahkikat tamamlanmış, son duruşmada taraf vekillerinin beyan ve talepleri dinlenerek yargılama bitirilmiş ve aşağıdaki hüküm sonucuna ulaşılmıştır. Öncelikle dosyaya mübrez Arabuluculuk son tutanağına göre zorunlu arabuluculuk dava şartının yerine getirildiği ve anlaşmazlık üzerine işbu davanın açıldığı da ifade edilmelidir.
Bilindiği üzere 6098 sayılı TBK’nın 207. maddesinde; satıcının, satılan malı alıcının ödemek zorunda olduğu bedel karşılığında alıcıya zilyetlik ve mülkiyetini devretme borcunun bulunduğu belirtilmiş, bu asıl borç yanında satıcının satılan mal nedeniyle zapt ve ayıp nedeniyle de sorumlu olduğu devam eden maddelerde düzenlenmiştir. Ayıba karşı satıcı sorumluluğunu düzenleyen TBK’nın 219-223 maddelerinde ise, satıcının alıcıya karşı herhangi bir surette bildirdiği niteliklerin satılanda bulunmaması nedeniyle sorumlu olacağı gibi nitelik ve niteliği etkileyen niceliğine aykırı olan kullanım amacı bakımından değerini ve alıcının ondan beklediği faydaları ortadan kaldıran veya önemli ölçüde azaltan maddi, hukuki ya da ekonomik ayıpların bulunmasından da sorumlu olduğu, satıcının bu ayıplardan sorumlu tutulması için onları bilmesi gerekmediği, alıcının ayıbı öğrendiğinde satıcıya uygun bir süre içinde bildirimde bulunması gerektiği, uygun süre içinde bildirimde bulunmadığı takdirde satılanı ayıplı hali ile kabul etmiş sayılacağı düzenlenmiştir. Satıcı, satış sözleşmesine konu taşınır malın niteliği ve kullanım amacı bakımından malın değerini ve kullanım amacını azaltan veya ortadan kaldıran mülkiyet hakkının sonucu olan tasarrufi işlemler yapmasını engelleyen bir eksikliğin bulunmamasını sağlama borcu altında olup ayıba karşı sorumluluğu ise satıcının mülkiyeti geçirme borcunun tamamlayıcısıdır.
6102 sayılı TTK’nın 23/c maddesinde “Malın ayıplı olduğu teslim sırasında açıkça belli ise alıcı iki gün içinde durumu satıcıya ihbar etmelidir. Açıkça belli değilse alıcı malı teslim aldıktan sonra sekiz gün içinde incelemek veya incelettirmekle ve bu inceleme sonucunda malın ayıplı olduğu ortaya çıkarsa, haklarını korumak için durumu bu süre içinde satıcıya ihbarla yükümlüdür. Diğer durumlarda, Türk Borçlar Kanununun 223 üncü  maddesinin ikinci fıkrası uygulanır. ” hükmü ve bu madde yollaması ile Türk Borçlar Kanunu 223/2 maddesinin “Alıcı gözden geçirmeyi ve bildirimde bulunmayı ihmal ederse, satılanı kabul etmiş sayılır. Ancak, satılanda olağan bir gözden geçirmeyle ortaya çıkarılamayacak bir ayıp bulunması hâlinde, bu hüküm uygulanmaz. Bu tür bir ayıbın bulunduğu sonradan anlaşılırsa, hemen satıcıya bildirilmelidir; bildirilmezse satılan bu ayıpla birlikte kabul edilmiş sayılır.”
6098 sayılı TBK’nın 223. maddesinde ayıp ihbarı için herhangi bir şekil şartı ise getirilmemiştir. Ancak 6102 sayılı TTK’nın 18-(3) maddesi uyarınca, taraflar tacir ise ihbarın noter aracılığıyla, taahhütlü mektupla,——– kullanılarak kayıtlı —- sistemiyle yapılması gerekmektedir.
6098 Sayılı TBK’ nın 227.maddesinde ise “Satıcının satılanın ayıplarından sorumlu olduğu hâllerde alıcı, aşağıdaki seçimlik haklardan birini kullanabilir:
1. Satılanı geri vermeye hazır olduğunu bildirerek sözleşmeden dönme;
2. Satılanı alıkoyup ayıp oranında satış bedelinde indirim isteme,-
3. Aşırı bir masrafı gerektirmediği takdirde, bütün masrafları satıcıya ait olmak üzere satılanın ücretsiz onarılmasını isteme,
4. İmkân varsa, satılanın ayıpsız bir benzeri ile değiştirilmesini isteme. Alıcının genel hükümlere göre tazminat isteme hakkı saklıdır.
Satıcı, alıcıya aynı malın ayıpsız bir benzerini hemen vererek ve uğradığı zararın tamamını gidererek seçimlik haklarını kullanmasını önleyebilir. Alıcının, sözleşmeden dönme hakkını kullanması hâlinde, durum bunu haklı göstermiyorsa hâkim, satılanın onarılmasına veya satış bedelinin indirilmesine karar verebilir.Satılanın değerindeki eksiklik satış bedeline çok yakın ise alıcı, ancak sözleşmeden dönme veya satılanın ayıpsız bir benzeriyle değiştirilmesini isteme haklarından birini kullanabilir.” hükmü düzenlenmiştir.
Yukarıda gösterilen yasal düzenlemeler, yapılan açıklamalar, toplanan deliller ve yapılan yargılama ışığında somut olaya bakıldığında; davacı şirketin —– davalı —- satın almıştır. Dava konusu aracın—— celbedilen kayıtları dosyada muhkemdir. Diğer davalı——söz konusu markanın —– asıl sorumlusu —- olduğundan araçta üretim kaynaklı tespit edilecek ayıptan diğer satıcı firma ile birlikte müteselsil olarak sorumlu olacağı da aşikardır. Bu kapsamda davacının iddiası aracın satın aldıktan iki yıl sonra boyasının kalktığını bu durumun imalat hatasından kaynaklandığını ve aracın ayıpsız misli ilie değiştirilmesini veya bedelde indirim talep edilmiştir. Öncelikle davacının aracı yetkili servise götürdüğü ve ayıba ilişkin rapor düzenlendiğinden ayıp ihbarına ilişkin yasal prosedür aranmamıştır. Mahkememizce gösterilen delillerin toplanmasına müteakip dosya bilirkişiye verilerek aracın ayıplı olup olmadığı, ayıbın niteliği, onarım gerekip gerekmediği ve ayıp oranında bedel indirimi hakkında rapor tanzimi istenmiştir. Makine Mühendisi Bilirkişi —– tarafından hazınlanan rapora özetle ve mealen ; dava konusu araçtaki boya dökülmesinin kullanım kaynaklı olmadığı, dava konusu araçtaki boyama hatasının üretim aşamasında meydana geldiği, ayıbın gizli ayıp niteliğinde olduğu ve aracın dava tarihi itibariyle 189,500 TL olduğu yönünde tespit, hesap ve görüş bildirilmiştir. Mahkememizce bilirkişi raporu taraf vekillerine tebliğ edilmiş ve vaki itirazlar gözetilerek bilirkişiden ek rapor düzenlemesi istenmiştir. Bilirkişi ek raporunda ise boya ve işçilik tutarının dava tarihi itibariyle 18.000,00 TL, ek rapor tarihi olan 12/04/2021 tarihi itibariyle 35.000,00 TL olduğu, aracın tamamen boyanması halinde değer kaybının 30.000,00 TL seviyelerinde olacağı kanaati beyan edilmiştir. Mahkememizce bilirkişi ek raporu da taraf vekillerine tebliğ edilmiş ve vaki itirazlar gözetilerek bu kez içinde — olduğu bir heyetten rapor düzenlemesi istenmiştir. Bilirkişiler—– tarafından hazırlanan raporda ilk rapora atıf yapıldığı ve tespitlerin önemli ölçüde benimsendiği ve boya ve işçilik giderinin 35.000,00 TL , boyama nedeniyle değer kaybının ise 35,000,00 TL olacağına ilişkin ortak görüş bildirilmiştir. Kuşkusuz işbu heyet raporu da taraf vekillerine tebliğ edilerek beyan ve itirazlar değerlendirilmiştir. Bu sırada davacı vekili tarafından verilen dilekçe ile davası ıslah edilmiş ve dava konusu aracın ücretsiz onarılması ve değer kaybının ödenmesi talep edilmiş ve buna göre harç tamamlanmıştır. Davacı vekili tarafından verilen ıslah dilekçesi davalılara tebliğ edilmiş ve buna karşı sunulan beyanlarda dosyaya girmiş ve değerlendirilmiştir. Mahkememizce yapılan değerlendirmede satışa konu araçtaki ayıbın; ekspertiz raporları, aracın marka ve modeli ve bilirkişi raporları gözetildiğinde ağır ve gizli ayıp niteliğinde olduğu ve işbu ayıptan satıcı ve ithalatçının müteselsilen sorumlu tutulması gerektiği konusunda tam bir hukuki ve vicdani inanç oluşmuştur. Bu kapsamda taleple bağlılık ilkesi ve kısmi ıslaha göre 6098 sayılı TBK’nın 219 vd. maddelerinde düzenlenen ayıba karşı tekeffül hükümlerine göre bilirkişi raporları ve sair tüm deliler gözetildiğinde davaya konu aracın gizli ayıplı olduğu ve davacının seçimine göre ücretsiz onarım ve değer kaybını isteyebileceği sonuç ve kanaati hasıl olmuştur. Binaenaleyh, davacının davasını TMK’nın 6, HMK’nın 190 ve TBK’nın 219 vd. maddeleri nazarında açıkça ispat ettiği anlaşılmakla; davanın ıslah doğrultusunda ayıplı aracın ayıplı satılan aracın onarım bedeline (değer kaybı dahil) yönelik kabulü ile, toplam 65.000,00 TL’nin dava tarihinden itibaren işleyecek avans faiziyle birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine karar verilmiştir.
6100 Sayılı HMK’nın 332/1 maddesine göre, 323. maddesinde sayılan yargılama giderlerinden, 326/1-3 maddesi gereğince davalılar müteselsil sorumlu tutulmuştur. Ayrıca Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanununun 18/A maddesi ile Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu Yönetmeliğinin 26/2. Maddeleri gözetilerek dava öncesi—- ödenen arabuluculuk ücretinin de yargılama gideri olarak davalılardan müteselsilen alınarak hazineye gelir kaydına da karar verilmek suretiyle 6100 Sayılı HMK’nın 26, 297/2 maddelesi gereğince aşağıdaki şekilde hüküm ihdas edilmiştir.
HÜKÜM :Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere:
1-)Davanın, kısmi ıslah doğrultusunda ayıplı satılan aracın onarım bedeline (değer kaybı dahil) yönelik kabulü ile, toplam 65.000,00 TL’nin dava tarihinden itibaren işleyecek avans faiziyle birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine,
2-)Harçlar Kanunu gereğince alınması gerekli 4.440,15 TL karar ve ilam harcından başlangıçta peşin alınan 85,39 TL peşin harç ve 1.025,00 TL ıslah harcınının mahsubuyla bakiye 3.329,76 TL harcın davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak Hazineye gelir kaydına,
3-)Arabuluculuk Kanununun 18/A-(13).maddesi ve Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Yönetmeliği’nin 26/2. Maddeleri ile —– bütçesinden ödenen 1.320,00 TL arabuluculuk ücretinin davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak hazineye gelir kaydına,
4-)Davacı tarafından yapılan 44,40 TL başvurma harcı, 85,39 TL peşin harç, 1.025 TL. ıslah harcı, 8,50 TL vekalet harcı, 2.950,00 TL. Bilirkişi ücreti, 156,85 TL posta masrafı olmak üzere toplam 4.270,14 TL yargılama giderinin davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine,
5-)Davacı kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan —–. 13/1 maddesi uyarınca kabul edilen miktar üzerinden hesaplanan 9.250,00 TL nispi vekalet ücretinin davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine,
6-)6100 sayılı HMK’nın 333. maddesi gereğince hükmün kesinleşmesinden sonra kullanılmayan gider avansının yatırana iadesine, ( Yazı İşleri Müdürü tarafından Bölge Adliye ve Adli Yargı İlk Derece Mahkemeleri İle Cumhuriyet Başsavcılıkları İdari ve Yazı İşleri Hizmetlerinin Yürütülmesine Dair Yönetmeliğin 207/1 maddesi gereğince resen işlem yapılmasına, )
Dair, taraf vekillerinin yüzlerine karşı ; 6100 sayılı HMK’nın 341/1, 342, 343, 344 ve 345/1 maddeleri gereğince gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki hafta içinde istinaf harç ve giderleri yatırılmak suretiyle mahkememize veya başka bir yer mahkemesine verilecek dilekçeyle İstanbul Bölge Adliye Mahkemesinde İstinaf Kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.