Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 13. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/880 E. 2021/511 K. 05.07.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. İstanbul Anadolu 13. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO: 2019/880 Esas
KARAR NO: 2021/511
DAVA : İtirazın İptali (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 03/12/2019
KARAR TARİHİ: 05/07/2021
Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ/
DAVA; Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Taraflar arasında sözleşme akdedildiğini, faturaya dayalı alacak söz konusu olduğundan ——- sayılı dosyası ile icra takibi başlatıldığını ancak davalının bu borca itiraz ettiğinden takibin durduğunu, borçlunun icra takibine yaptığı itirazın iptali ile takibin devamına karar verilmesini, davalı yanın tarafından davacıya toplamda ——- borcu olduğunu, tüm bu nedenlerden dolayı haksız ve kötü niyetle itiraz yapılan, kötü niyetle itiraz yapılan, kötü niyetli borçlu aleyhine asıl alacağın % 20’sinden aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesine, yargılama harç ve giderleri ile ücret-i vekaletin davalı yan üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Davacının dava dilekçesindeki iddialarının hukuka aykırı olduğu gibi maddi gerçekleri de yansıtmadığından Huzurdaki davanın görev yerinin asliye ticaret mahkemesi olmadığını aslında davanın görev yerinin sulh hukuk mahkemesi olduğunu, davacı tarafından davalıya yöneltilen icra takibi kötü niyetli olup kötü niyet tazminatına hükmedilmesinin gerektiğini, haksız ve hukuki dayanaktan yoksun itirazın iptali isteminin reddine, haksız ve kötü niyetli davacının İİK. Md. 67 gereğince % 20 oranında tazminata mahkum edilmesine, yargılama giderleri ile avukatlık ücretinin davacıya yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER: ——- dosyası, ——-, dosyadaki diğer bilgi ve belgeler.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava İtirazın İptali (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)davasıdır.
Mahkememizce dilekçeler aşaması tamamlanmış ve usulüne uygun olarak yapılan davet sonucunda duruşma açılarak ön inceleme duruşması icra edilmiş ve tarafların sulh olmaması ve arabuluculuğa da başvurmaması nedeniyle uyuşmazlık belirlenerek işin esasının incelemesine geçilmiştir.
2004 Sayılı İİK.’nın 67.maddesi; ——— Takip talebine itiraz edilen alacaklı, itirazın tebliği tarihinden itibaren bir sene içinde mahkemeye başvurarak, genel hükümler dairesinde alacağının varlığını ispat suretiyle itirazın iptalini dava edebilir. ———- Bu davada borçlunun itirazının haksızlığına karar verilirse borçlu; takibinde haksız ve kötü niyetli görülürse alacaklı; diğer tarafın talebi üzerine iki tarafın durumuna, davanın ve hükmolunan şeyin tahammülüne göre, red veya hükmolunan meblağın ———yüzde yirmisinden aşağı olmamak üzere, uygun bir tazminatla mahkum edilir. İtiraz eden veli, vasi veya mirasçı ise, borçlu hakkında tazminat hükmolunması kötü niyetin sübutuna bağlıdır.——- fıkrada yazılı itirazın iptali süresini geçiren alacaklının umumi hükümler dairesinde alacağını dava etmek hakkı saklıdır.——- Bu Kanunda öngörülen icra inkar tazminatı, kötü niyet tazminatı ve benzeri tazminatların tespitinde, takip talebi veya davadaki talep esas alınır.” hükmüne amirdir.
Davaya konu ——- sayılı icra dosyası getirtilerek incelenmiştir. Yapılan incelemede icra dosyasının davanın tarafları ve konusu ile örtüştüğü görülmüştür.
Yapılan yargılama ve toplanan delillere göre, taraflar arasında hizmet alım-satımına dayalı ticari ve hukuki ilişki bulunduğu ve bu kapsamda davacı tarafından yansıtma faturası alacağından kaynaklı alacağının davalı tarafından ödenmemesi üzerine davacı tarafından bu fatura alacağa ilişkin olarak ilamsız icra takibi başlattığı, davalının vaki itirazı nedeniyle takibin durduğu ve yasal süresi içinde işbu davanın açıldığı anlaşılmıştır.
Davacı tarafın bildirdiği tüm deliller toplanmış, davalı taraf ise dava cevap vermiş ancak defter ve kayıtlarını birlikişi incelemesine esas olmak üzere hazır etmemiştir. Böylelikle dosya taraflar arasındaki alacağın varlığı ve miktarına ilişkin rapor verilmesi için bilirkişiye tevdi edilmiştir. Bilirkişi tarafından verilen rapor taraflara tebliğ edilmiş ve denetimi yapılmıştır. Yapılan incelemede davacı tarafından usulüne uygun olarak tutulan ticari defterlerinin alacağın varlığını aynen tevsik ettiğine yönelik görüş bildirildiği görülmüştür. ——-raporda açıklandığı gibi davacının talep etmiş olduğu takip konusu alacağına ilişkin faturayı usulüne uygun tutarak yasal defterlerine kaydettiği, davacının kayıtlarının HMK 222/5 maddesi gereğince kesin delil niteliği taşıdığı anlaşılmıştır. Her ne kadar davalı firma tarafından dava ve takip konusu faturanın —- edilmemiş olsa da, davalı tarafın iddiasının aksine iş bu davaya konu fatura —–tarihinde davalı tarafa tebliğ edildiği, davalı tarafın —– dışındaki firmanın kesmiş olduğu faturadan haberdar olduğu, faturanın — kendilerine ait olduğunu, ödeme yapılması için kendi bünyelerindeki —- mail yoluyla bilgi verildiğini, davalı bünyesinde bulunan ——kısmının kendilerine ait olduğunu, bu konuda yansıtma faturası kesilmesini, ödemenin ise en kısa zamanda yapılacağını mail yoluyla davacı şirket bünyesinde bulunan ——- tarihinde ise—— mutabakat mektubu davalı tarafın kaşesi basılmış ve —— tarafından kaşe ve imzalandığı, dolayısıyla davaya konu faturanın davalı tarafa tebliğ edildiği, ayrıca icra takibinden önce davalı tarafa iadeli taahhütlü posta yoluyla ihtarname keşide edildiği, iş bu ihtarname davalı tarafa —— tarihinde tebliğ edildiği, davalı taraf iş bu ihtarname ile temerrüde düştüğü, ayrıca davalı taraf iş bu ihtarnameye karşı herhangi bir cevap vermediği anlaşılmıştır.
Tüm bu nedenlerle davacı ve davalı tarafın incelenen kayıtlarında davalının davacıya —— tutarda borçlu bulunduğu ve davacının alacağının varlığını ispat ettiği anlaşılmıştır. Dosyaya mübrez işbu bilirkişi raporunun dosya kapsamı ile uyumlu, gerekçeli, denetime açık, hüküm kurmaya elverişli ve yerinde olduğu kabul ve takdir edilerek davacının davasının kabulü ile davalının —- Esas sayılı dosyasına karşı yapmış olduğu itirazının İİK’nın 67/1. maddesi gereğince iptali ile asıl alacağa —- takip tarihinden itibaren 3095 sayılı kanunun 4/A maddesi uyarınca kamu bankalarının aynı yabancı para türünden 1 yıl vadeli mevduata uyguladıkları en yüksek faiz uygulanmak ve fiili ödeme günündeki —- döviz satış kuru üzerinden hesaplanmak suretiyle aynen devamına karar verilmiştir.
Davacının İcra İnkar Tazminatı İsteğine ilişkin yapılan değerlendirmede ise—– kararlılık kazanmış uygulamasına göre itirazın iptali davalarında İİK’nın 67/2. maddesi çerçevesinde alacaklı yararına icra inkar tazminatına hükmedilebilmesi için usulüne uygun şekilde yapılmış bir icra takibinin bulunması, borçlunun süresi içerisinde ödeme emrine itiraz etmesi, alacaklının bir yıl içinde itirazın iptali davasını açması ve davasında haklı çıkarak inkar tazminatı talep etmiş olması gereklidir. Burada borçlu itirazının kötü niyetle yapılmış olması ve alacağın bir belgeye bağlanmış bulunması koşulları aranmamaktadır. Bu yasal koşullar yanında takibe konu alacağın likit olması da zorunludur. Her uyuşmazlığın kendine özgü somut özelliklerine göre değişmekle birlikte, bir uyuşmazlıkta alacağın likit olup olmadığı belirlenirken, alacak ve onun borçlusu birlikte değerlendirilmelidir. Buna göre likit bir alacaktan söz edilebilmesi için ya alacağın gerçek miktarının belli ve sabit olması ya da borçlusu tarafından belirlenebilmesi için bütün unsurların bilinmesi veya bilinmesinin gerekmekte olması böylece borçlunun borç tutarını tahkik ve tayin etmesinin mümkün bulunması başka bir ifadeyle, borçlunun yalnız başına ne kadar borçlu olduğunu tespit edebilir durumda olması gerekir. Gerek borç gerekse borçlu bakımından bu koşullar mevcut ise ortada likit bir alacak bulunduğu kabul edilmelidir. Olayımızda davalının borcunun cari hesap ve ticari defterlere göre açık ve net olarak belirli ve belirlenebilir olduğundan İcra İflas Kanununun 67/2.maddesi gereğince asıl alacağın %20’si olan —–icra inkar tazminatının da davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmesi gerekmiştir.
6100 Sayılı HMK’nın 332/1 maddesine göre, 323. Maddesinde sayılan yargılama giderleri, 326/1. Maddesi gereğince tamamen davalı taraf sorumlu tutulmuştur. Ayrıca bu kapsamda Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanununun 18/A maddesi ile Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Yönetmeliğinın 26/2. Maddeleri gözetilerek dava öncesi ——bütçesinden ödenen arabuluculuk ücretinin davalıdan alınarak hazineye gelir kaydına da karar verilerek HMK’nın 297/2 maddesi gereğince aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-) Davanın KABULÜNE,
Davalının ——— sayılı takip dosyasına yapmış olduğu itirazın İPTALİ ile, icra takibinin, asıl alacağa ——- takip tarihinden itibaren 3095 sayılı kanunun 4/A maddesi uyarınca ——— yıl vadeli mevduata uyguladıkları en yüksek faiz uygulanmak ve fiili ödeme günündeki —– döviz satış kuru üzerinden hesaplanmak suretiyle aynen DEVAMINA,
2-) Asıl alacağın %20’si olan——- icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
3-) Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 366,82 TL karar ve ilam harcınına 91,71 TL peşin harcın mahsubu ile bakiye 275,11 TL karar ve ilam harcının davalıdan alınarak Hazineye gelir kaydına,
4-) Davacı tarafından yapılan 44,40 TL başvurma harcı 91,71 TL peşin harç, 6,40 TL vekalet harcı 132,25 TL posta masrafı, 600,00 TL bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 874,76 TL yargılama giderinın davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-) Davacı kendisini bir vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan A.A.Ü.T. 13/1,13/2 maddeleri uyarınca 4.080 TL maktu/nispi vekalet ücretinın davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
6-) Arabuluculuk Kanununun 18/A-(13).maddesi ve Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Yönetmeliği’nin 26/2. Maddeleri ile AAÜT uyarınca —– bütçesinden ödenen 1.320 TL arabuluculuk ücretinin davalıdan alınarak Hazineye irad kaydına,
7-) 6100 sayılı HMK’nın 333. maddesi gereğince hükmün kesinleşmesinden sonra kullanılmayan avansının yatırana iadesine ve bu konuda —- Adliye ve Adli Yargı İlk Derece Mahkemeleri İle Cumhuriyet Başsavcılıkları İdari ve Yazı İşleri Hizmetlerinın Yürütülmesine Dair Yönetmeliğin 207/1 maddesi gereğince Yazı İşleri Müdürü tarafından resen işlem yapılmasına,
Dair, davacı ve davalı vekilinin yüzüne karşı HMK.’nın 341/2. maddesi gereğince karar tarihi itibariyle kararın miktar yönünden İstinaf kanun yoluna başvuru sınırının altında kaldığı anlaşılmakla, KESİN olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 05/07/2021