Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 13. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/877 E. 2022/170 K. 21.02.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 13. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO: 2019/877 Esas
KARAR NO: 2022/170
DAVA: İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ: 03/12/2019
KARAR TARİHİ: 21/02/2022
Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA; Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili firmanın, davalı şirketlere, ——- kiraladığı, — davacı müvekkil bünyesinde çalışanı olması sebebiyle verilen taraflar arasındaki —— olduğu, müvekkilinin sözleşmeden doğan edimlerini yerine getirmesine rağmen, davalıların yüklendikleri edimleri yerine getirmediği, davalıların, müvekkil şirkete olan borçlarını ödemediğini bu nedenle alacağın tahsili amacı ile——- borçlu davalı aleyhine icra takibi yapıldığını, borçlu davalının itiraz etmesi üzerine takibin durdurulduğunu beyanla davanın kabulü ile itirazın iptaline, borçlu davalı hakkında %20 den az olmamak kaydı ile icra inkar tazminatına hükmedilmesine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin karşı tarafa tahmiline karar verilmesi talep ve dava edilmiştir.
CEVAP : Davalılar vekili cevap dilekçesinde özetle; dosya alacaklısı tarafından takibe konu edilen faturaların müvekkili tarafından kabul edilmediği, taraflar arasındaki sözleşmeye konu olarak kesilen faturaların gerçeği yansıtmadığı, iş makinesinin aktif olarak çalışma saatlerinin müvekkil aleyhine gerçekte olduğundan fazla olarak hesaplandığı ve fatura düzenlendiği, iş makinalarının sık sık arızalanması sebebiyle verimli çalışamadığı, ayıplı ve eksik ifa nedeniyle müvekkil şirketin uğradığı zararlar ise alacaklı olunduğunu iddia edilen tutarı da aşacak nitelikte olduğu, müvekkili tarafından yapılan ödemelerin, —— gerçek kullanım süresi karşılığında yapılan ödemeler olduğu, davacı tarafça inkar tazminatı talep edilmişse de likit bir alacağın söz konusu olmadığından bahisle davacının dava konusu ettiği tutarının %20’sinden aşağı olmamak üzere davalılara tazminat ödenmesine, yargılama gideri ve vekalet ücretinin davacı tarafa yükletilmesine karar verilmesini; talep etmiştir.
DELİLLER: Dava dilekçesi ve ekleri, cevap dilekçesi, Mahkememizce temin edilen bilirkişi rapor- ek raporu,——, ticari defter kayıtları, dosyadaki diğer bilgi ve belgeler.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasıdır.
Mahkememizce davanın dayanağı —– Esas sayılı dosyası getirtilerek incelenmiştir. Yapılan incelemede davaya esas teşkil ettiği ve davanın tarafları ve konusuyla uyumlu olduğu davacının davalı borçlular aleyhine alacağı için ilamsız icra takibi başlattığı, ödeme emrinin borçlu davalılara tebliğinin üzerine davalıların süresinde borca itiraz ettiği, itiraz üzerine takibin durdurulmasına karar verildiği anlaşılmıştır.
2004 Sayılı İİK.’nın 67.maddesi;—- Takip talebine itiraz edilen alacaklı, itirazın tebliği tarihinden itibaren bir sene içinde mahkemeye başvurarak, genel hükümler dairesinde alacağının varlığını ispat suretiyle itirazın iptalini dava edebilir. —-Bu davada borçlunun itirazının haksızlığına karar verilirse borçlu; takibinde haksız ve kötü niyetli görülürse alacaklı; diğer tarafın talebi üzerine iki tarafın durumuna, davanın ve hükmolunan şeyin tahammülüne göre, red veya hükmolunan meblağın —- yüzde yirmisinden aşağı olmamak üzere, uygun bir tazminatla mahkum edilir. İtiraz eden veli, vasi veya mirasçı ise, borçlu hakkında tazminat hükmolunması kötü niyetin sübutuna bağlıdır. —-Birinci fıkrada yazılı itirazın iptali süresini geçiren alacaklının umumi hükümler dairesinde alacağını dava etmek hakkı saklıdır.—– Bu Kanunda öngörülen icra inkar tazminatı, kötü niyet tazminatı ve benzeri tazminatların tespitinde, takip talebi veya davadaki talep esas alınır.” hükmüne amirdir.
—- duruşmasında davacı —- ifadesinde;—–yanında çalışıyorum, —- olarak çalışıyorum, taraflarla herhangi bir akrabalığım yoktur, —– davalı şirket aralarında anlaştılar—– davalı şirkete iş makinesi kiraladı, ben de bu kiralanan——- olarak görev yapıyordum, yaklaşık dört ay davalı şirkette çalıştım, ilk üç ay sonunda——-şirketten parasını alamadığı için bu işi yapmayacağını söyledi, daha sonrasında davalı taraf parayı ödeyeceklerini söyleyerek —-ikna ettiler, bir ay daha çalıştım, bu bir aylık süreçte de para ödenmeyince—- de alarak gerik döndük. Çalıştığımız dört aylık süreç boyuncu makinelerde bir arıza veya sıkıntı meydana gelmedi.— —-yaptırıyordu.—– çalışma saatlerine göre bakım zamanları vardır, belirli saati dolduran makineler genel bakıma sokulur. Tekrar bakım zamanı gelene kadar herhangi bir bakım yapılmaz. Benim fazla fatura kesildiğine ilişkin iddialara dair herhangi bir bilgim yoktur. Kaldı ki şirket küçük bir şirkettir, dedi.” şeklinde beyanda bulunduğu görülmüştür.
Tarafların aktif ve pasif dava ehliyetleri denetlenip uyuşmazlık konuları re’sen belirlenerek taraflarca gösterilen deliller toplanmış ve konunun incelenmesinde uzmanlık gerektiren yönler olduğundan bilirkişi incelemesi yaptırılmak suretiyle dava sonuçlandırılmıştır.
Mali Müşavir Bilirkişi —- tarihli raporunda özetle; Davalı firmaya ait —- yılına ait ticari defterlerin; usulüne uygun tutulmuş olduğu, davalının incelenen ticari defter kayıtlarına göre; davalı firmanın, davacı firmaya —- borçlu olduğu, davalı firma tarafından, icra takip tarihinden sonra——– ödemenin infazı sırasında icra müdürlüğünce dikkate alınabileceği, davalı tarafın fatura konusu hizmetin eksik ve ayıplı olduğunu dile getirmiş olmasına rağmen, bu hususta davacıya usulünce her hangi bir ayıp ihbarında bulunmadığı/sunulmadığı, iade de yapmadığı, delil listesinde gösterilen ilgili tutanakların dosyaya sunulmadığı/bulunmadığı, davacı tarafından, iş ortaklığı adına düzenlenen faturaların,—– tarafından — bulunmuş olacakları üzere, adi ortaklığın —- celp edilmesi halinde davacı firmadan yapılan alışların, davalı adi ortaklık tarafından——-beyan edilip edilmediği hususunda net bir bilgiye sahip olunabileceği, beyan ve rapor edilmiştir.
Bilirkişi raporuna taraf vekillerinin beyan ve itiraz etmeleri üzerine dosya ek rapora gönderilmiş olup bilirkişinin ——- tarihli ek raporunda özetle; davacının ——–tacir olarak işletme defteri olması halinde; ticari defterlerinde tahsilat kayıtlarının yer almayacağı, icra takibine dayanak davacı faturalarının davalı adi ortaklığın—- formlarında beyan edildiği ve ticari defterlerinde de kayıtlı olduğu, kök raporda varılan sonuçtan farklı bir sonuca varılmamış olup; davalıların ortağı bulunduğu iş ortaklığının incelenen ticari defter kayıtlarına göre; davalı firmanın, davacı firmaya —-borçlu olduğu, davalıların ortağı bulunduğu iş ortaklığı tarafından, icra takip tarihinden sonra, —-ödemenin infazı sırasında icra müdürlüğünce dikkate alınabileceği, icra takibinden sonra ödenen, icra dairesinde infaz aşamasında dikkate alınacak —– tutarındaki davalı ödemesine ilişkin davacı vekilinin itirazının bulunduğu, fatura bakiye borcunun ödenip ödenmediği hususunun davalıların ortağı bulunduğu iş ortaklığı tarafından belgelendirilmesinin gerekeceği beyan ve rapor edilmiştir.
Bilirkişi ek raporu taraflara tebliğ edilmiş ve denetimi sağlanmıştır.
Yapılan yargılamaya, toplanan delillere, alınan bilirkişi raporlarına ve tüm dosya kapsamına göre, taraflar arasında cari hesaptan ve faturadan kaynaklı ticari ilişki olduğu, davacının bu ilişkiden kaynaklı alacağın tahsili amacıyla davalı aleyhine takip başlattığı anlaşılmıştır. Her ne kadar davalılar davacıya borcunun bulunmadığını bildirerek takibe itiraz etmiş olsalar da, dosya içerisine alınan bilirkişi raporları, taraf şirketlerin ve adi ortaklığının—– kapsamı ile davacının alacağının varlığını ispat etmiş sayıldığı Mahkememizce kanaat getirilmiştir.
Tüm bu nedenlerle davacının incelenen kayıtlarında davalının davacıya—- tutarda borçlu bulunduğu ve davacının alacağının varlığını ispat ettiği anlaşılmıştır. Dosyaya mübrez işbu bilirkişi raporlarının dosya kapsamı ile uyumlu, gerekçeli, denetime açık, hüküm kurmaya elverişli ve yerinde olduğu kabul ve takdir edilerek davacının davasının kabulü ile davalının—- takip dosyasına yaptığı itirazın iptaline, asıl alacak —- tahsilde tekerrür olmamak şartıyla takip tarihinden itibaren yasal faiz uygulanmak suretiyle aynen devamına karar verilmiştir.
—– sayılı kararında belirtildiği üzere; davadan sonra kısmi ödeme yapılmış ise icra aşamasında nazara alınmasına, tamamının davadan sonra ödenmesi halinde davanın konusu kalmadığından davanın esası hakkında karar verilmesine yer olmadığına kararı verilmesi gerekmekte olup dava aşamasında adi ortaklık tarafından yapılan —-ödemenin infaz aşamasında nazara alınması gerekeceğinden nihai hesapta herhangi bir değişikliğe yer verilmemiştir.
Davacının İcra İnkar Tazminatı İsteğine ilişkin yapılan değerlendirmede ise —– kazanmış uygulamasına göre itirazın iptali davalarında İİK’nın 67/2. maddesi çerçevesinde alacaklı yararına icra inkar tazminatına hükmedilebilmesi için usulüne uygun şekilde yapılmış bir icra takibinin bulunması, borçlunun süresi içerisinde ödeme emrine itiraz etmesi, alacaklının bir yıl içinde itirazın iptali davasını açması ve davasında haklı çıkarak inkar tazminatı talep etmiş olması gereklidir. Burada borçlu itirazının kötü niyetle yapılmış olması ve alacağın bir belgeye bağlanmış bulunması koşulları aranmamaktadır. Bu yasal koşullar yanında takibe konu alacağın likit olması da zorunludur. Her uyuşmazlığın kendine özgü somut özelliklerine göre değişmekle birlikte, bir uyuşmazlıkta alacağın likit olup olmadığı belirlenirken, alacak ve onun borçlusu birlikte değerlendirilmelidir. Buna göre likit bir alacaktan söz edilebilmesi için ya alacağın gerçek miktarının belli ve sabit olması ya da borçlusu tarafından belirlenebilmesi için bütün unsurların bilinmesi veya bilinmesinin gerekmekte olması böylece borçlunun borç tutarını tahkik ve tayin etmesinin mümkün bulunması başka bir ifadeyle, borçlunun yalnız başına ne kadar borçlu olduğunu tespit edebilir durumda olması gerekir. Gerek borç gerekse borçlu bakımından bu koşullar mevcut ise ortada likit bir alacak bulunduğu kabul edilmelidir. Olayımızda davalının borcunun cari hesap ve ticari defterlere göre açık ve net olarak belirli ve belirlenebilir olduğundan İcra İflas Kanununun 67/2.maddesi gereğince asıl alacak —– icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiştir.
Yargılama giderlerinin tamamından davalılar taraf sorumlu tutulmuş, dava öncesi ——bütçesinden ödenen arabuluculuk ücretinin davalılardan alınarak hazineye gelir kaydına da karar verilerek 6100 Sayılı HMK’nin 297/2 maddesi gereğince aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-) Davanın KABULÜNE,
Davalının —- sayılı takip dosyasına yaptığı İTİRAZIN İPTALİNE, asıl alacak 34.958,78 TL’ye tahsilde tekerrür olmamak şartıyla takip tarihinden itibaren yasal faiz uygulanmak suretiyle aynen DEVAMINA,
2-) Asıl alacağın %20’si olan 6.991,75 TL icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
3-) Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 2.388,03 TL karar ve ilam harcının, peşin alınan 597,01 TL harçtan mahsubuyla bakiye 1.791,02 TL harcın davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak Hazineye gelir kaydına,
5-) Davacı tarafından yapılan 44,40 TL başvurma harcı, 597,01 TL peşin harç, 6,40 TL vekalet harcı, 262,00 TL posta masrafı ve 600,00 TL bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 1.509,81 TL yargılama giderinin davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine,
6-) Davacı kendisini bir vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan A.A.Ü.T. 13/1, 13/2 maddesi uyarınca 5.243,82 TL nispi vekalet ücretinin davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine,
7-) Arabuluculuk Kanununun 18/A-(13).maddesi ve Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Yönetmeliği’nin 26/2. Maddeleri ile AÜT uyarınca —— bütçesinden ödenen 1.320,00 TL arabuluculuk ücretinden davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak Hazineye irad kaydına,
😎 HMK’nın 333. maddesi gereğince hükmün kesinleşmesinden sonra kullanılmayan avansının yatırana iadesine ve bu konuda Bölge Adliye ve Adli Yargı İlk Derece Mahkemeleri İle Cumhuriyet Başsavcılıkları İdari ve Yazı İşleri Hizmetlerinın Yürütülmesine Dair Yönetmeliğin 207/1 maddesi gereğince Yazı İşleri Müdürü tarafından resen işlem yapılmasına,
Dair, davacı ve davalı vekilinin yüzüne karşı gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içinde Mahkememize verilecek dilekçe ile——- istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.21/02/2022