Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 13. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/861 E. 2021/238 K. 15.04.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. İstanbul Anadolu 13. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO: 2019/861 Esas
KARAR NO: 2021/238
DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ: 02/12/2019
KARAR TARİHİ: 15/04/2021
Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda, dosya incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
DAVA/TALEP ;
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili olan şirket ile davalı —— gerçekleştirilen ticari mal satımı soncunda davalının —- borçlu hale geldiğini,her ne kadar davalı tarafla müvekkili olan şirketin çalışanları tarafından defalarca görüşülmüş ise de takip konusu borcun ödenmediğini, alacağın tahsili için ——- dosyası üzerinden icra takibi başlatıldığını, borçluya ödeme emri gönderildiğini, ancak davalının haksız ve mesnetsiz olarak borca itiraz ettiğini, icra dosyasına yapılan itirazda davalı şirketin birleşme yolu ile —— devredildiğini ve bu devir sonrası tüzel kişiliğinin sona erdiğini beyan ettiğini, bu sebeple husumetin —— yöneltildiğini, davalının fatura borcunun sabit olmasına rağmen sırf takibi akamete uğratmak amacıyla kötü niyetli olarak takibi itiraz ettiğini belirterek itirazın iptaline, takibin devamına, alacağın %20’sinden az olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesine ve yargılama giderleriyle vekalet ücretinin davalı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP /TALEP :
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; ——- dosyasında başlatılan ilamsız takipte ödeme emrinin müvekkiline tebliğ edilmesinin ardından müvekkili takipte alacaklı görünen şirkete yani davacıya herhangi bir borcu olmadığından sebeple borca itiraz ettiğini, davacı tarafın takibe konu ettiği asıl alacak kaleminin neye istinaden talep olunduğu ödeme emrinden anlaşılamadığını, borcun sebebine ilişkin herhangi bir açıklama olmadığını, müvekkili olan şirket ile davacı arasındaki bu nitelikte bu tutarda bir borca müteallik olmadığını, öte yandan müvekkili olan şirketin takipte davacı şirkete bu tutarda muaccel bir borcuda bulunmadığını belirterek davanın reddine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini beyan ve talep edilmiştir.
DELİLLER: — sayılı dosyası ,——- irsaliyesi, Bilirkişi Raporu, dosyadaki diğer bilgi ve belgeler.
DEĞERLENDİRME VE SONUÇ:
Dava İtirazın İptali ve tazminat (Ticari Satımdan Kaynaklanan) istemine ilişkindir.
Basit yargılama usulüne tabi işbu davada mahkememizce dilekçeler aşaması tamamlanmış ve usulüne uygun olarak yapılan davet sonucunda duruşma açılarak ön inceleme duruşması icra edilmiş, uyuşmazlık belirlenmiş ve vaki davete karşın tarafların sulh olmak istememeleri üzerine tahkikata geçilerek tahkikat işlemleri yerine getirilmiş ve karar duruşmasına katılan taraf vekillerinin son sözleri dinlenerek aşağıdaki hüküm sonucuna ulaşılmıştır.
Davaya konu —— sayılı dosyası getirtilerek, incelenmiştir. Yapılan incelemede icra dosyasının davanın tarafları ve konusu ile uyumlu olduğu görülmüştür. Dosyaya mübrez Arabuluculuk tutanağına göre de zorunlu arabuluculuk dava şartının yerine getirildiği ve anlaşmazlık üzerine işbu davanın açıldığı anlaşılmıştır.
Öncelikle davanın yasal dayanığının hatırlatılmasında yarar vardır;2004 Sayılı İİK.’nın 67.maddesinde ——– Takip talebine itiraz edilen alacaklı, itirazın tebliği tarihinden itibaren bir sene içinde mahkemeye başvurarak, genel hükümler dairesinde alacağının varlığını ispat suretiyle itirazın iptalini dava edebilir. ——- Bu davada borçlunun itirazının haksızlığına karar verilirse borçlu; takibinde haksız ve kötü niyetli görülürse alacaklı; diğer tarafın talebi üzerine iki tarafın durumuna, davanın ve hükmolunan şeyin tahammülüne göre, red veya hükmolunan meblağın ——– yüzde yirmisinden aşağı olmamak üzere, uygun bir tazminatla mahkum edilir. İtiraz eden veli, vasi veya mirasçı ise, borçlu hakkında tazminat hükmolunması kötü niyetin sübutuna bağlıdır. ———Birinci fıkrada yazılı itirazın iptali süresini geçiren alacaklının umumi hükümler dairesinde alacağını dava etmek hakkı saklıdır. ——– Bu Kanunda öngörülen icra inkar tazminatı, kötü niyet tazminatı ve benzeri tazminatların tespitinde, takip talebi veya davadaki talep esas alınır.” hükmü bulunmaktadır.
Yapılan açıklamalar, anılan yasal düzenleme, toplanan deliller ve yargılama sonucunda somut olaya bakıldığında evvelin,———-dosyasından davalı-borçlu hakkında satış sözleşmesi kapsamında kesilen faturaya dayalı olarak icra takibi başlatıldığı ,icra takibe yapılan itiraz üzerine icra takibinin durdurulduğu ve bir senelik yasal süre içinde işbu davanın açıldığı anlaşılmıştır. Mahkememizce açılan dava üzerine taraf teşkili sağlanarak işin esasının incelenmesine geçilmiş ve taraflarca gösterilen deliller toplanmış, tarafların bağlı bulunduğu vergi dairelerinden uyuşmazlığa ilişkin ——- getirtilmiş ve dosya bilirkişi raporu düzenlenmesi için bir serbest muhasebeci mali müşavir bilirkişiye verilmiştir. Bilirkişi ———- tarafından tarafların ticari defterleri üzerinde yapılan inceleme sonucunda hazırlanan işbu rapora göre tarafların ticari defterlerinin usulüne uygun olarak tutulduğu ve sahibi ve halefleri lehine delil vasfı taşıdıkları, taraflar arasında ticari ilişki bulunduğu, uyuşmazlığa konu faturanın karşılıklı olarak ——beyan edildiği, sevk irsaliyesine göre faturaya konu malın teslim edildiği, ticari defter ve — kayıtlarının birbirleriyle uyumlu olduğu ve sonuçta davacının ——– alacaklı olduğu yönünde görüş bildirilmiştir. Mahkememizce işbu rapor taraf vekillerine tebliğ edilerek beyan ve itirazları da alınıp değerlendirilmiştir. Bu kapsamda bilirkişi raporunda da görüldüğü üzere uyuşmazlığın aydınlandığı ve her iki tarafın ticari defterlerine göre borcun sabit olduğu ve ödenmediği görülmüştür. —– davacı şirketin davasını, TMK’nın 6 ile HMK’nın 190 ve 222/3 maddeleri nazarında her iki tarafın usulüne uygun olarak tutulan ve birbirini doğrulayan ticari defter ve kayıtları ile bilirkişi raporuna göre açıkca ispat ettiği anlaşılmıştır. Binaenaleyh dosyaya mübrez sözü geçen bilirkişi raporunun gerekçeli, denetime açık, hüküm kurmaya elverişli ve yerinde olduğu kabul ve takdir edilerek davacının davasının kabulü ile, davalı-borçlunun — sayılı takip dosyasına yapmış olduğu itirazın iptali ile talep gibi icra takibinin asıl alacağa —– takip tarihinden itibaren yasal faiz uygulanmak suretiyle aynen devamına karar verilmiştir.
Davacı tarafın İcra İnkar Tazminatı İsteğine ilişkin yapılan değerlendirmede ise——- kararlılık kazanmış uygulamasına göre itirazın iptali davalarında İİK’nın 67/2. maddesi çerçevesinde alacaklı yararına icra inkar tazminatına hükmedilebilmesi için usulüne uygun şekilde yapılmış bir icra takibinin bulunması, borçlunun süresi içerisinde ödeme emrine itiraz etmesi, alacaklının bir yıl içinde itirazın iptali davasını açması ve davasında haklı çıkarak inkar tazminatı talep etmiş olması gereklidir. Burada borçlunun itirazının kötü niyetle yapılmış olması ve alacağın bir belgeye bağlanmış bulunması koşulları aranmamaktadır. Bu yasal koşullar yanında takibe konu alacağın likit olması da zorunludur. Her uyuşmazlığın kendine özgü somut özelliklerine göre değişmekle birlikte, bir uyuşmazlıkta alacağın likit olup olmadığı belirlenirken, alacak ve onun borçlusu birlikte değerlendirilmelidir. Buna göre likit bir alacaktan söz edilebilmesi için ya alacağın gerçek miktarının belli ve sabit olması ya da borçlusu tarafından belirlenebilmesi için bütün unsurların bilinmesi veya borçlunun borç tutarını tahkik ve tayin etmesinin mümkün bulunması, başka bir ifadeyle borçlunun yalnız başına ne kadar borçlu olduğunu tespit edebilir durumda olması gerekir. Gerek borç gerekse borçlu bakımından bu koşullar mevcut ise ortada likit bir alacak bulunduğu kabul edilmelidir. Somut olayda alacağın gerçek miktarı belli olmasının yanında, davalı taraf da borcunun varlığı ve miktarını açık ve net olarak belirleyip tespit edebilir durumdadır. Bu nedenlerle davalının itirazının haksızlığına karar verildiğinden ve davalı-borçlu yönünden alacak/borç likit ve muayyen olduğundan İcra İflas Kanunu’nun 67/2.maddesi gereğince koşulları oluşmakla asıl alacağın %20’si olan —— icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine hükmedilmiştir.
6100 Sayılı HMK’nın 332/1 maddesine göre, 323. Maddesinde sayılan yargılama giderlerinden, 326/1. Maddesi gereğince tamamen davalı taraf sorumlu tutulmuştur. Ayrıca bu kapsamda Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanununun 18/A maddesi ile Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu Yönetmeliğinin 26/2. Maddeleri gözetilerek dava öncesi —– bütçesinden ödenen arabuluculuk ücretinin de davalıdan alınarak hazineye gelir kaydına da karar verilmek suretiyle 6100 Sayılı HMK’nın 26, 297/2 maddeleri gereğince aşağıdaki şekilde hüküm ihdas edilmiştir.
HÜKÜM:Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-) Davanın KABULÜNE,
2-) 2004 sayılı İİK’nın 67/I maddesi gereğince davalı-borçlunun —— dosyasına yapmış olduğu itirazının İPTALİ ile icra takibinin asıl alacağa —— takip tarihinden itibaren yasal faiz uygulanmak suretiyle aynen DEVAMINA,
3-)Davacının, 2004 sayılı İİK’nın 67/II maddesi gereğince icra inkar tazminatı talebinin kabulüyle; asıl alacağın —— icra-inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
4-)Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 1.254,64 TL karar ve ilam harcınına 313,66 TL peşin harcın mahsubuyla bakiye 940,98 TL karar ve ilam harcının davalıdan alınarak Hazineye gelir kaydına,
5-)Arabuluculuk Kanununun 18/A-(13).maddesi ve Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu Yönetmeliği’nin 26/2. Maddeleri ile AÜT uyarınca ——-bütçesinden ödenen 1.320,00 TL arabuluculuk ücretinin davalıdan alınarak hazineye irad kaydına,
6-)Davacı tarafından yapılan 44.40 TL başvurma harcı 313,66 TL peşin harç, 6,40 TL vekalet harcı, 69,75 TL posta masrafı ve 700,00 TL bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 1.134,21 TL yargılama giderinın davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
7-)Davacı kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan A.A.Ü.T. 13/1 maddesi uyarınca 4.080,00 TL nispi/maktu vekalet ücretinın davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
8-)6100 sayılı HMK’nın 333. maddesi gereğince hükmün kesinleşmesinden sonra kullanılmayan gider avansının yatırana iadesine ve bu konuda Bölge Adliye ve Adli Yargı İlk Derece Mahkemeleri İle Cumhuriyet Başsavcılıkları İdari ve Yazı İşleri Hizmetlerinın Yürütülmesine Dair Yönetmeliğin 207/1 maddesi gereğince Yazı İşleri Müdürü tarafından resen işlem yapılmasına,
Dair, davacı vekilinin ve davalı vekilinin yüzlerine karşı gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki hafta içinde mahkememize verilecek dilekçeyle ———–Adliye Mahkemesinde İstinaf Kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 15/04/2021