Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 13. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/855 E. 2021/160 K. 11.03.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. İstanbul Anadolu 13. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2021/134 Esas
KARAR NO : 2021/150
DAVA : Tazminat (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVANIN
AÇILDIĞI TARİH: 18/12/2019
MAHKEMEMİZE TEVZİ TARİHİ : 03/03/2021
KARAR TARİHİ : 08/03/2021
————- sayılı kesinleşen görevsizlik kararı üzerine mahkememize tevzi edilen dosyanın yapılan açık yargılaması sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkilinin ———– sahibi olduğunu, müvekkiline ait aracın hem müvekkili satın almadan önce ve satın aldıktan sonra —- zamanında yetkili servisler olan ————–servisinde yapıldığını ve hiçbir şekilde bakımlarının ertelenmediğini, zamanında yaptırıldığını, buna rağmen müvekkiline ait araçtaki sorunların bir türlü giderilemediğini, müvekkilinin iş bu aracı ——— tarihinde satın aldığını, müvekkili aracı aldıktan sonra —– arızalandığını ve yetkili servis olan —— takıldığını, müvekkili tarafından iş bu motor için yetkili servise ——– ödendiğini, yetkili——- servisi aracın daha önceki sorunları nedeniyle müvekkile iş bu motor için %50 indirim dahi yaptığını, yine yeni motor yapılmasından itibaren kısa süre sonra motor tekrar arızalanmış ve araç tekrar servise götürülmek zorunda kalındığını, iş bu durum servis iş emirlerinde açıkça görülmekte olup iş emirlerinin davalılardan celbi gerektiğini, iş bu süreçleri bittiğinde müvekkile araç —– tarihinde teslim edilebildiğini, yine aracın ilk sahibi olan ————– iş emirlerinden de görüleceği üzere araçta bir çok motor sorunu yaşandığını, bu nedenlerle ve davalı —- servisinin kabul ettiği üzere araçta başlangıçtan beri gizli ayıplı olduğunun açıkça görüldüğünü, araçta gizli ayıbın olduğu ve müvekkilden tamirat için alınan bedelin ödenmesi için davalılara ————- yevmiye nolu ihtarnamesi davalılara tebliğ edilmesine rağmen davalılarca müvekkile herhangi herhangi bir olumlu yanıt verilmediğini, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu ve 6502 Sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun 8. Maddesi uyarınca söz konusu aracın ayıplı olduğunun ortada olduğunu, 6502 Sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanunda yer alan tüketicinin seçimlik hakları gereğince bütün masrafları satıcıya ait olmak üzere satılanın ücretsiz onarılmasını isteme hakkımızı kullanarak tarafımızdan alınmaması gerekirken alınan tamirat ücretinin iadesi için mahkemeye başvurma gereğinin hasıl olduğunu bu nedenlerle müvekkili tarafından davalılara tamiratı için ödenmiş olan bedelin fazlaya ilişkin haklarımız saklı kalmak kaydıyla şimdilik ———— ödeme tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan müşterek ve müteselsilen alınarak müvekkile ödenmesi, yargılama masrafları ile ücreti vekaletin davalı taraflara yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı ———- vekili cevap dilekçesinde özetle; Müvekkilinin aracın satıcısı değil ithalatçısı olduğunu, pasif husumet ehliyeti yokluğu nedeniyle davanın reddine karar verilmesi gerektiğini, aracın trafiğe çıkış tarihinin ——-olduğunu, garanti süresinin bu tarihte başladığını ve — yıl olan garanti süresinin ise ——— tarihinde dolduğunu, bu itibarla, araçtaki arızanın, garanti süresinin dolmasından çok çok sonra meydana geldiğine göre, davacının müvekkili şirketten ücretsiz onarım hakkını kullandığından bahisle ———- bedelinin iadesinin tahsilini talep etmesinin açıkça hukuka aykırı olduğunu, dava konusu aracın her türlü ayıptan ari olarak üretildiğini, dava konusu araçta üretim kaynaklı bir imalat hatası bulunmadığı gibi, aracın bakımlarının yetkili servis istasyonunda yapılmış olmasının bir ömür hiçbir şeklide arızalanmayacağı şeklinde yorumlanamayacağını, aracın garanti süresi dahilinde aracın motorunun değiştirilmesi gerektirecek hiçbir arıza olmadığını, aracın o tarihteki sahibi tarafından sorunsuz biçimde kullanıldığını, aracın motor değişiminin davacının onayı doğrultusunda yapıldığını, yine davacının talebi üzerine, müşteri memnuniyeti kapsamında—– bedeli üzerinden indirim uygulandığını, davacının iadesini talep ettiği tutar —- olup, aracın motor değişimine ilişkin —— tarihli faturanın toplam bedelinin ———- olduğunu davacının, söz konusu ödemeye dair hiç bir belge sunmadığı gibi, dava dilekçesinde yer alan delil kısmında da delil olarak hiçbir ödeme belgesine dayanmadığını belirterek davanın reddini savunmuştur.
Davalı ——— vekili cevap dilekçesinde özetle; davada tüketici mahkemelerinin değil asliye ticaret mahkemelerinin yetkili olduğunu, davada 6502 sayılı TKHK’nın uygulanmasının mümkün olmadığını, 6098 sayılı TBK hükümlerinin uygulanacağını, aracın bakımları ve onarımlarının garanti süresi boyunca müvekkili tarafından eksiksiz biçimde yerine getirildiğini, aracın garanti kapsamı dışında olduğunu dolayısıyla araçtaki arızalar sebebiyle müvekkiline kusur yükletilemeyeceğini, araçta gizli ayıp bulunmadığını belirterek davanın reddini savunmuştur.
Deliller
Dava konusu aracın tramer kayıtları celp edilmiştir.
——— müzekkere yazılarak davacıya ait aracın servis kayıtları celp edilmiştir.
———– davacıya ait aracın tescil kaydı getirtilmiştir.
—————- yevmiye nolu araç satış sözleşmesinin bir örneği celp edilmiştir.
SAFAHAT
—– mahkemelerinin görevsizliğine dair ————- kararı ile; “1-)Davanın görevsizlik nedeniyle HMK’nun 114/1-c ve 115/2. maddeleri uyarınca usulden REDDİNE, 2-)HMK.20/1. maddesi uyarınca, taraflardan birinin kararın kesinleşmesinden itibaren 2 hafta içinde mahkememize başvurarak dilekçe ile dosyanın görevli mahkemeye gönderilmesini talep etmeleri halinde dosyanın bu davaya bakmaya görevli ve yetkili———– gönderilmesine, aksi takdirde HMK.20/1. maddesi gereğince davanın açılmamış sayılmasına karar verileceğinin taraflara ihtarına”, karar verilmiştir.
Delillerin değerlendirilmesi ve gerekçe:
Dava, malın ayıplı olmasından kaynaklanan tazminat davasıdır.
———— tarihinde yürürlüğe giren ——- tarihli ve 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 5’inci maddesinden sonra gelmek üzere eklenen 5/A maddesine göre: “(1) Bu kanunun 4’üncü maddesinde ve diğer kanunlarda belirtilen ticari davalardan, dava konusu bir miktar paranın ödenmesi olan alacak ve tazminat talepleri hakkında dava açılmadan önce arabulucuya başvurulmuş olması dava şartıdır.”
6235 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu’nun 3’üncü maddesinin birinci fıkrasına eklenen 18/A maddesine göre: “(1) İlgili kanunlarda arabulucuya başvurulmuş olması dava şartı olarak kabul edilmiş ise arabuluculuk sürecine aşağıdaki hükümler uygulanır.
(2) Davacı, arabuluculuk faaliyeti sonunda anlaşmaya varılmadığına ilişkin son tutanağın aslını veya arabulucu tarafından onaylanmış bir örneğini dava dilekçesine eklemek zorundadır. Bu zorunluluğa uyulmaması halinde mahkemece davacıya, son tutanağın bir haftalık kesin süre içinde mahkemeye sunulması gerektiği, aksi takdirde davanın usulden reddedileceği ihtarını içeren davetiye gönderilir. İhtarın gereği yerine getirilmez ise dava dilekçesi karşı tarafa tebliğe çıkarılmaksızın davanın usulden reddine karar verilir. Arabulucuya başvurulmadan dava açıldığının anlaşılması halinde herhangi bir işlem yapılmaksızın davanın, dava şartı yokluğu sebebiyle usulden reddine karar verilir.”
Tüm dosya kapsamından; dava arabuluculuğa elverişli olmakla beraber dava şartı arabuluculuk kapsamında kalabilmesi için uyuşmazlık konusunun para alacağının ödenmesine ilişkin olması ve talep sonucunun tazminat veya alacağa ilişkin olması ya da her ikisini birlikte içermesi gerekir. TTK nun 5/A maddesindeki düzenleme ile talep sonucuna değil dava konusuna açıkça vurgu yapılarak dava konusunun bir miktar paranın ödenmesi olması şartı aranmış olduğu, tazminat davalarının esas itibariyle bir miktar paranın ödemesine ilişkin olmaları da dikkate alındığında dava şartı arabuluculuk kapsamında kaldığının kabulü gerekmiştir. Aksinin kabulü halinde hem kanun koyucunun amacına aykırı yorum yapılmış olacak hem de uygulamada büyük bir kargaşa yaşanacaktır.
Bu hali ile davacı yanın arabuluculuğa başvurmadan doğrudan dava açtığı ve dava konusu tazminat talebi bakımından davanın ilk açılış tarihi olan ——- tarihi itibarıyle zorunlu arabuluculuğun söz konusu olduğu, dava şartının gerçekleşmediği, bu hususun da hakim tarafından re’sen gözetilmesi gereken ve eksikliği giderilemeyecek bir konu olduğu, 6100 sayılı HMK 114/2 maddesi gereğince özel kanunlardaki dava şartlarının da incelenmesi gerekeceğinden HMK 115/2 maddesi gereğince davanın dava şartı yokluğundan usulden reddine karar verilmiştir.—————
6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 138. Maddesi Gereğince: ”(1) Mahkeme, öncelikle dava şartları ve ilk itirazlar hakkında dosya üzerinden karar verir; gerektiği takdirde kararını vermeden önce, bu konuda tarafları ön inceleme duruşmasında dinleyebilir. ”
Ayrıca her ne kadar iş bu dosyaya henüz ön inceleme günü tayin edilmemiş ise de usulen dinlenmesi mümkün olmayan davanın dava şartı yokluğundan usulden reddine karar verilmiş olup, dava şartlarının hakim tarafından yargılamanın her aşamasında resen incelenmesi gerektiğinden dosya üzerinden yapılan inceleme sonucu karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın 6100 sayılı HMK’nın 114/2 ve HMK 115/2 maddeleri gereği dava şartı yokluğundan USULDEN REDDİNE,
2-Karar tarihi itibariyle alınması gereken 59,30 TL karar ve ilam harcı ile davanın ilk açılışında başvuru harcından muaf Tüketici Mahkemesinde davanın açılmış olması ve mahkememize görevsizlik ile gelmesi sonucu 44,40 TL başvuru harcının toplamı olan 103,70 TL harcın davacıdan alınarak hazineye gelir irad kaydına,
3-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına,
4-Davalılar vekille temsil edildiğinden yürürlükte bulunan AAÜT uyarınca 1.000,00 TL vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalılara verilmesine,
5-Davalılar tarafından yapılan yargılama gideri olmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
6-Karar kesinleştiğinde varsa bakiye gider avansının yatırana iadesine,
Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde——— Adliye Mahkemesi İlgili Hukuk Dairesi nezdinde İstinaf yasa yolu açık olmak üzere karar verildi.08/03/2021