Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 13. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/847 E. 2021/957 K. 15.12.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 13. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO: 2019/847
KARAR NO: 2021/957
DAVA: İtirazın İptali (Ticari İlişkiden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ: 29/11/2019
BİRLEŞEN MAHKEMEMİZİN —– SAYILI DAVASI:
ESAS NO: 2019/848
KARAR NO: 2020/530
DAVA: İtirazın İptali (Ticari İlişkiden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ: 29/11/2019
BİRLEŞTİRME KARAR TARİHİ : 07/12/2020
KARAR TARİHİ: 15/12/2021
Tarafları yukarıda belirtilen davanın Mahkememizde yapılan açık yargılaması sonunda:
GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili tarafından verilen dilekçe ile taraflar arasındaki uzun yıllardan beri süregelen ticari ilişkiye bağlı olarak icra takibine konu faturalarda belirtilen ürünlerin davalıya satılıp teslim edildiği halde bedellerinin ödenmediği ve bu hususun taraflarca imzalı mutabakat formu ile de teyit edildiği halde söz konusu borcun ödenmemesi üzerine işlemiş faizi ile birlikte toplam —–sayılı icra dosyası üzerinden başlatılan takibe davalının itirazı üzerine takibin durduğu, itirazın haksız olduğu ileri sürülerek asıl alacak yönünden itirazın iptaline, takibin devamına ve %20’den aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına karar verilmesi talep ve dava edilmiştir.
Dava asıl alacak yönünden yapılan itirazın iptaline yönelik olup, işlemiş faiz yönünden yapılan itiraz dava konusu edilmemiştir.
Davalı vekili tarafından ibraz edilen cevap dilekçesinde dava dilekçesinde ileri sürülen hususların hiçbirinin gerçeklerle bağdaşmadığı, davacı tarafın —– teminat yatırmak zorunda olduğu; davalı şirketin davacı şirkete borcunun olmadığı; davalı şirketin ticari faaliyetlerinin kesintisiz devam ettirilebilmesi için çoğunlukla yeşil reçeteli ilaçların imalatında kullanılan, temini çok çok zor olan———için davacı şirkete sipariş verildiği, davacı şirket tarafından siparişe konu —– maddelerin hazırlanarak gönderildiği, ilk siparişin verildiği —-iken davacı tarafından söz konusu —- —– olarak davalı şirkete fatura edildiği; davalı şirketin hem sözleşmenin kurulduğu sırada ve sonrasında —- maddesini temininde güçlük yaşadığı için ve hem de davacı firmanın söz konusu —— değerine paralel şekilde revize edileceği şeklinde taahhüdü üzerine davacı şirket ile söz konusu —- çalışmaya devam edilmek zorunda kalındığı ve söz konusu—– temini zor olduğu için davacı firma ile bu ilişkinin tam olarak kesilemediği; davalı şirketin o dönemde satış direktörü görevini üstlenmiş olan ——isimli yetkili tarafından söz konusu süreçlerin yönetildiği ve dilekçede belirtilen sürece bağlı olarak en son yetkilinin söz konusu şahıs ile yaptığı görüşme üzerine söz konusu şahsın kaçamak cevaplar verdiği ve sonrasında da davalı şirketteki görevinden istifa ederek ayrıldığı, davalı şirketin bu nedenle zarara uğraması halinde ilgililer hakkında ilgili cezai ve hukuki yollara başvurma hakkının saklı tutulduğu; olayda —düzenlenmiş ——hükümlerinin uygulanması gerektiği, davacı firmadan toplamda ———— maddesi piyasa koşullarında başkaca tedarikcilerden temin edilmiş olsaydı davalı şirketin — ödeme yapmış olacağının söz konusu olacak olduğu halde —-ödeme yapmak durumunda kalındığı; taraflar arasında yıllardır süregelen birim fiyat/sözleşme bedeli anlaşmazlığı bulunduğu, o nedenle faturalara itiraz edilmediği yönündeki iddiaların kabul edilmediği, davalı şirketin tüm itirazlarına ve iyi niyetli yaklaşımına rağmen davacı tarafça birim fiyatın düşürüleceği yönündeki taahhütlerin yerine getirilmediği, davalı şirketin tutumunun davacı tarafça suiistimal edildiği; olayda — düzenlemesinde öngörülen şartların gerçekleştiği; — de aşırı yararlanma hükümlerinin tacirler arasında da uygulandığı, tarafların edimleri arasındaki oransızlığın bu konuda—- sözleşmeye müdahale edilerek zayıf durumda olan davalı şirketin korunmasının ve —- —– maddesinin birim fiyatının piyasa koşullarına çekilmesinin talep edildiği; alacağın yargılamayı gerektirmesi ve likit olmaması nedeni ile icra tazminatı şartlarının gerçekleşmediği savunularak davacı tarafın kötü niyetli davranmak suretiyle davalı şirketin zor durumundan faydalanarak piyasa değerinin —- fazlası tutarları ödemeyi davalı şirkete dayatması nedeni ile sözleşme bedelinin piyasa koşullarına uyarlanmasına, ödenen bedellerden mahsup edilmesine, haksız davanın reddine ve reddedilen kısım üzerinden davalı şirket lehine %20 oranında kötü niyet tazminatına karar verilmesi istenmiştir.
Söz konusu dava ile ilgili olarak davacı vekili tarafından ibraz edilen — tarihli dilekçe ile ihtiyati haciz talebinde bulunulması üzerine —- tarihinde oluşturulan ara karar ile:
—-
Dilekçelere göre gerekli araştırmalar yapılarak sonuçları dosyaya yansıtılmış olup, nihayetinde — kararına göre —-kapsamında daha önce farklı zamanlarda ve farklı dosyalar üzerinden alınmış olan bütün tedbirlerin kaldırılmasına karar verilmiş olduğu belirlenmiştir.
İcra dosyası, söz konusu — Soruşturma sayılı dosyası üzerinden verilen cevabi yazı ile söz konusu soruşturma kapsamında alınmış olan bütün tedbirlerin kaldırıldığına ilişkin söz konusu—- dilekçesinin —–savunmasına yönelik içeriği, mutabakat formu, iddia ve savunmanın mahiyetlerine göre menfaat dengeleri yönünden yakın ispat kuralları, dava dilekçesi ekinde ibraz edilen deliller, İİK. Madde 257 düzenlemesi, dayanılan belgeler ve tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde dava değeri olan — yönünden istemin yerinde olduğu sonucuna varıldığından söz konusu —-üzerinden takdiren %20 teminat mukabilinde ihtiyati haciz talebinin kabulüne ilişkin olmak üzere aşağıdaki şekilde karar verilmiştir.
KARAR: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere:
1)İ.İ.K.nun 257. ve sonraki ilgili maddelerinde öngörülen koşulların gerçekleştiği ve bu istemin yerinde bulunduğu belirlendiğinden, İHTİYATİ HACİZ İSTEMİNİN KABULÜ İLE,
2)Gerekçede belirtilen —- alacak miktarı ile sınırlı olmak üzere davalının;
a)Taşınır mallarının,
b)Taşınmaz mallarının,
c)Üçüncü şahıslardaki hak ve alacaklarının, İHTİYATEN HACZİNE,
3)İhtiyati haciz isteyen tarafından alacak miktarı karşılığı — üzerinden % 20 karşılığı —-nakdi veya kati süresiz banka teminat mektubunun mahkeme veznesine yatırıldığı takdirde ihtiyati haciz kararının ihtiyati haciz isteyene verilmesine, takibin kesinleşmesi ve borçlunun muvafakatı halinde teminatın ihtiyati haciz isteyene iadesine,
şeklinde ihtiyati haciz kararı verilmiştir.
Söz konusu ihtiyati haciz kararına itiraz üzerine yapılan duruşmaya bağlı olarak —- tarihinde oluşturulan ara karar ile itirazın reddine karar verilmiştir.
Birleşen Mahkememizin —-sayılı dava dosyası üzerinden işlem gören davaya esas dava dilekçesinde de aynı ilişkiye bağlı olarak icra takibine konu faturalarda belirtilen ürünlerin davalıya satılıp teslim edildiği halde bedellerinin ödenmediği ve bu hususun taraflarca imzalı mutabakat formu ile de teyit edildiği halde söz konusu borcun ödenmemesi üzerine işlemiş faizi ile birlikte toplam —– icra dosyası üzerinden başlatılan takibe davalının itirazı üzerine takibin durduğu, itirazın haksız olduğu ileri sürülerek asıl alacak yönünden itirazın iptaline, takibin devamına ve %20’den aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına karar verilmesi talep ve dava edilmiştir.
Bu dava da asıl alacak yönünden yapılan itirazın iptaline yönelik olup, işlemiş faiz yönünden yapılan itiraz dava konusu edilmemiştir.
Birleşen dava yönünden — tarihinde oluşturulan ara karar ile;

1-)İhtiyati haciz talebinin — teminat mukabilinde kabulü ile, İİK’nın 257. vd.maddeleri gereğince karşı tarafın davalı borçlu —- menkul ve gayrimenkul malları ile üçüncü şahıslardaki hak ve alacaklarının, dava değeri olan — alacak miktarına yetecek kadar kısmının İHTİYATEN HACZİNE,
—-
şeklinde ihtiyati haciz kararı verilmiştir.
Birleşen dava yönünden sunulan cevap dilekçesi içeriği yukarıda özetlenen —sayılı dava yönünden sunulan cevap dilekçesi ile aynı olduğundan burada tekrarlanmasına gerek görülmeyip bu atıfla yetinilerek sonuçta aynı savunmalar yapılıp teminat alınması gerektiği ileri sürülerek olayda TBK Madde 28 düzenlemesinde öngörülen şartların gerçekleştiği; —-yararlanma hükümlerinin tacirler arasında da uygulandığı, tarafların edimleri arasındaki oransızlığın bu konuda —-belirlenen kıstastan da kat kat fazla olduğu, Mahkemece —-sözleşmeye müdahale edilerek zayıf durumda olan davalı şirketin korunmasının ve ——–birim fiyatının piyasa koşullarına çekilmesinin talep edildiği; alacağın yargılamayı gerektirmesi ve likit olmaması nedeni ile icra tazminatı şartlarının gerçekleşmediği savunularak davacı tarafın kötü niyetli davranmak suretiyle davalı şirketin zor durumundan faydalanarak piyasa değerinin—-katı fazlası tutarları ödemeyi davalı şirkete dayatması nedeni ile sözleşme bedelinin piyasa koşullarına uyarlanmasına, ödenen bedellerden mahsup edilmesine, haksız davanın reddine ve reddedilen kısım üzerinden davalı şirket lehine %20 oranında kötü niyet tazminatına karar verilmesi istenmiştir.
Birleştirme kararı doğrultusunda her iki davanın yargılaması Mahkememizin —–sayılı dosyası üzerinden yapılarak sonuçlandırılmıştır.
Her iki davada taraflar ve rolleri ile ticari ilişki, iddialar ve savunmalar aynı olup, icra takipleri farklıdır.
Her iki davada da davalının savunması ——yönünden ve gabin/aşırı yararlanma hükümlerine dayalıdır.
Celbedilip incelenen her iki icra dosyasına göre de süresinde yapılan itirazla takiplerin durmuş olduğu belirlenmiştir.
Davacı şirketin uyruğunda olduğu —-olması nedeni ile davalı tarafın teminat alınmasına yönelik itirazı yerinde görülmeyerek davacı tarafın —- alınmasından muaf sayılmasına karar verilerek ön inceleme duruşması tamamlanmış olup, taraflar arasındaki uyuşmazlığın:
Takiplere konu alacağın varlığı ve miktarı ile, davalı tarafın —kalıp kalmadığı, —–şartlarının olayda söz konusu olup olmadığı ve —-olması ihtimalinde bunun takibe konu miktara etkisinin ne şekilde olması gerektiği ve nihayetinde bütün bunlara bağlı olarak sonuçta:
— sayılı dava yönünden — Esas sayılı icra dosyası üzerinden yapılan takibe konu asıl alacağın—- olarak miktarının aydınlatılmasına,
Birleşen —— karşılığı olarak miktarının aydınlatılmasına,
yönelik olduğu belirlenmiştir.
İbraz edilen Hukuk Uyuşmazlıklarında Dava Şartı Arabuluculuk Son Tutanağına göre —– tarihinde yapılan başvurunun taraflarla ilgili olduğu, tarafların davete uyduğu ancak anlaşma sağlanamadığı için anlaşma sağlanamadığına dair —-tarihli son tutanak düzenlendiği; başvuru ve tutanağın her iki davaya dayanak her iki icra takibini de kapsadığı ve sonuçta hem dava ve hem de birleşen dava yönünden olmak üzere arabuluculuğa başvuruya ilişkin dava şartının yerine getirilmiş olduğu belirlenmiştir.
Ön inceleme duruşması tamamlanarak tahkikata geçilmek suretiyle tarafların bildirdiği deliller toplanarak tarafların tacir olup ticari defterlere dayanılmış olması ve davanın niteliği gözetilerek ticari defter ve kayıtlar üzerinde bilirkişi incelemesi yapılmasına karar verilerek davanın ve savunmanın mahiyetine uygun olarak oluşturulan bilirkişi heyetinden rapor temini yoluna gidilmiştir.
Ön inceleme duruşmasında davanın niteliğine, değere, tarafların konumuna, davacı vekilinin muvafakat etmemiş olmasına ve dosya kapsamına nazaran hukuki yarar görülmediğinden tanık dinlenmesine yer olmadığına karar verilerek birleşen dava yönünden de tanık dinlenmesine yönelik ara karardan dönülmüş ise de davalı vekili tarafından ibraz edilen — tarihli dilekçe ile tanık bildirilmiş olması karşısında dosya disiplini açısından — tarihli duruşmada tanıkların dinlenmesine yer olmadığına ilişkin ara karar korunmak suretiyle — tarihli ara kararda belirtilen gerekçelere bağlı olarak — tarihli dilekçe ile bildirilen tanıkların dinlenmesine yer olmadığına karar verilmiştir.
Tahkikat aşamasında ihtiyati haciz yerine yatırılan teminatın döviz cinsine çevrilerek nemalandırılmasına yönelik talepler üzerine:
Birleşen —- tarihli ara karar ile:
—-
Talep birleşen dava ile ilgili olup birleşen davanın değeri — olduğundan gerekli kısmı yukarıya aktarılan ihtiyati haciz kararına ve ihtiyati haciz kararının teminata kaydırılmasına ilişkin —-karşılığıdır. Dolayısıyla söz konusu kararlara konu bedel esas itibariyle — yapılan takibe bağlı olarak —Dosya kapsamına yansıyan taraflar arasındaki ilişki, takibin — yapılmış olması ve dava değerinin — olması; yargılama aşaması, muhtemel yargılama süresi, paranın satın alma gücünün enflasyona ve —- bağlı olarak etkileşimi, talebin karşılanmasında iki tarafında hukuki yararının bulunması ve buna engel bir yasal düzenleme olmadığı gibi ihtiyati hacze ve teminata ilişkin yasal düzenlemelerin amacına ve hakkaniyete uygun olması hususları birlikte değerlendirildiğinde talebin aşağıdaki şekilde karşılanmasının yerinde olacağı sonuç ve kanaatine varıldığından aşağıdaki şekilde karar oluşturulmuştur.
KARAR: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere ;
1-Talebin kabulü ile,
Birleşen mahkememizin — sayılı dosyası üzerinden verilen — tarihli ihtiyati haciz kararının teminata kaydırılmasına ilişkin —tarihli duruşmada alınan- nolu ara karar gereğince davalı şirket adına— bedelin dayanağı olan dava değeri kadar teminatın aşağıdaki şekilde nemalandırılmasına,
2-Yukarıdaki karara bağlı olarak birleşen —-üzerinden nemalandırılmak suretiyle ve bu konuda Mahkememizce verilecek karara göre hak edene ödenmek üzere yatıran adına ——yatırılarak nemalandırılmasına,
3-Mahkememizin talimatı olmadan adına hesap açtırılan davalı-talepte bulunan da dahil olmak üzere bu hesaptan hiç kimseye ödeme yapılmaması konusunda hesap üzerine şerh konulması ve ödeme yapılıncaya kadar aynı vade ile nemalandırılmaya devam edilmesi için söz konusu banka şube müdürlüğüne müzekkere yazılmasına,
4-Karar gereğinin talepte bulunan-davalı vekili ile —– güvenli bir şekilde sürecin tamamlanması gözetilmek suretiyle yerine getirilmesine,
5-Yukarıdaki kararlara göre belirtilen şekilde hesap açıldığına ilişkin söz konusu banka şubesinin cevabi yazısı ve dayanak evrak dosyaya sunulduktan ve teyidi —— yatırana ve/veya vekiline iadesine,
6-Ara kararın taraf vekillerine tebliğine,
İlişkin olmak üzere dosya üzerinden yapılan inceleme sonunda oy birliği ile karar verildi.—-şeklinde ara karar ve,
—sayılı dava yönünden ise — tarihli ara karar ile:–
Dosya — sayılı dava yönünden icra dosyasına yatırılan teminat karşılığının —-cinsinden depo edilen miktarın nemasıyla birlikte iadesine ilişkin taleplere bağlı olarak —- tarihli duruşmada yapılan irdeleme, alınan ara kararlar, yapılan yazışmalara bağlı olarak temin edilen cevaplar ve en son — tarihli dilekçe yönünden ele alınmış olup sonuçta bu talep — cinsinden yatırılan nakdi teminatın — cinsinden ——-cinsinden teminatın nemasıyla birlikte iadesine yönelik olup birleşen dava hakkında verilen ve gerekli kısımları yukarıya aynen aktarılan emsal ara karar gibi işlem talebine yönelik olup icra dosyası üzerinden ileri sürülen talep hakkında söz konusu icra dosyası üzerinden —tarihinde oluşturulan karar ile talebin kısmen kabul edilerek — cinsine çevrilmesi talebi reddedilerek yatırılan — cinsinden teminatın nemalandırılmasının kabulüne karar verildiği ve şikayet üzerine —- sayılı kararla şikayete konu işlemin ihtiyati haciz kararının infazına yönelik olması nedeniyle ihtiyati tedbir kavramı kapsamında esas davanın görüldüğü mahkemece karara bağlanabileceği ve icra hukuk mahkemesinin görevsiz olduğu açıklanarak görevsizlik nedeniyle şikayetin reddine karar verildiği belirlenmiştir.
Talebe konu teminatın talep eden tarafından — söz konusu icra dosyası hesabına yatırılmış olduğu ve şikayete konu icra müdürlük kararına bağlı olarak da nemalandırıldığı anlaşıldığından söz konusu talebin karşılanmayan —çevrilmesi ve buna bağlı olarak da —yatan teminatın nemasıyla iadesine münhasır olup emsal olan ve birleşen dava hakkında verilen kararda da belirtildiği şekilde yargılama aşaması, muhtemel yargılama süresi, takibin —açılmış olması, paranın satın alma gücünün —– bağlı olarak etkileşimi, talebin karşılanmasında iki tarafın da hukuki yararının bulunması, icra hukuk mahkemesinin kararında da belirtilen şekilde ihtiyati haczin uygulanmasına yönelik olması, engel bir yasal düzenleme olmadığı gibi ihtiyati hacze ve teminata ilişkin yasal düzenlemelerin amacına ve hakkaniyete uygun olması hususları birlikte değerlendirildiğinde talebin bütünüyle karşılanması gerektiği ve bunu sağlamak üzere şikayete konu “kısmen red” kararının kaldırılması ve teminatın icra dosyasına yatmış olması, söz konusu şikayete konu kısmen kabul-kısmen red kararı, irade birliği, işletilen şikayet prosedürü, süreçlerin güvenli bir şekilde takip edilebilip daha kolay anlaşılabilir olmasının sağlanması yönünden talebin bütünüyle karşılanması icra müdürlüğünce gözetilmek üzere söz konusu kısmen red kararının kaldırılması yöntemine bağlı olarak aşağıdaki şekilde karar verilmesi uygun görülmüştür.
KARAR: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere ;
1-Talebin kabulü ile,
Mahkememizin —- sayılı dosyasına ihtiyati haciz kararının teminatı olarak talep eden-davalı-takip borçlusu tarafından yatırılan teminatın karşılığının — cinsinden depo edilmesine bağlı olarak —cinsinden yatırılmış olan teminatın nemasıyla birlikte yatırana iadesi ile — cinsinden yatırılacak teminatın — için açılmış mevduata uygulanan en yüksek —üzerinden nemalandırılmasına yönelik talep hakkında söz konusu icra dosyası üzerinden İcra Müdürlüğü tarafından verilen —– çevrilmesi talebinin REDDİNE,” şeklindeki kısmının kaldırılmasına ve SONUÇTA İCRA MÜDÜRLÜĞÜNCE yukarıya aynen alınan emsal karardan da yararlanılarak:
— sayılı dava yönünden söz konusu icra dosyasına ihtiyati haciz kararının teminatı olarak talep eden-davalı-takip borçlusu tarafından yatırılan teminatın karşılığının —depo edilmesine bağlı olarak— cinsinden yatırılmış olan teminatın nemasıyla birlikte yatırana iadesi ile — cinsinden yatırılacak teminatın—- açılmış mevduata uygulanan en yüksek döviz faizi üzerinden nemalandırılmasına,
İlişkin talebin bütünüyle karşılanmasının sağlanmasına,
2-Mahkememizin talimatı olmadan adına hesap açtırılan davalı-talepte bulunan da dahil olmak üzere bu hesaptan hiç kimseye ödeme yapılmaması konusunda hesap üzerine şerh konulması ve ödeme yapılıncaya kadar aynı vade ile nemalandırılmaya devam edilmesi için söz konusu banka şube müdürlüğüne müzekkere yazılmasının icra müdürlüğünce gözetilmesine,
3-Karar gereğinin talepte bulunan-davalı vekili ile İcra Müdürlüğünce güvenli bir şekilde sürecin tamamlanması gözetilmek suretiyle yerine getirilmesine,
4-Yukarıdaki kararlara göre belirtilen şekilde hesap açıldığına ilişkin söz konusu banka şubesinin cevabi yazısı ve dayanak evrak dosyaya sunulduktan ve teyidi İcra Müdürlüğünce sağlandıktan sonra yerine getirilmek üzere davalı şirket adına icra dosyasına yatırılmış olan söz konusu —— cinsinden teminatın nemasıyla birlikte yatırana ve/veya vekiline iadesinin icra müdürlüğünce sağlanmasına,
5-Ara kararın taraf vekillerine tebliğine,
İlişkin olmak üzere dosya üzerinden yapılan inceleme sonunda oy birliği ile karar verildi. ——–şeklinde ara karar oluşturulmuş olup gerekli kısımları yukarıya aynen aktarılmıştır.
Birleşen dava yönünden oluşturulan söz konusu — tarihli ara karar yönünde ve bu ara kararın gereğine bağlı olarak hesap açılması için süre —tarihinde müzekkere yazılmıştır.
Bilirkişi heyeti tarafından yukarıda açıklanan şekilde dosya kapsamına uygun olarak ve davanın esasının aydınlatılması yönünden mahkememizce de yeterli görülen —- tarihli raporda ihtimali değerlendirme ve hesaplar da yapılarak —-şartlarının yerine geldiğinin kabul edilmesi ihtimaline ve kabul edilmemesi ihtimaline göre hesaplar yapıldıktan sonra somut olayda —-halinin bulunmadığı kanaati açıklanmış olup, söz konusu raporun gerekli kısımları:
2.2 DAVACININ CARİ HESAP EKSTRESİ
Davacının davalıdan cari hesap alacağı—- tarafların cari
hesapları tutmaktadır.
3. TARAF İDDİALARININ DEĞERLENDİRİLMESİ :
Davalı şirket vekili müvekkilinin —- faaliyet konusunun ilaç imalatı için gerekli —– ihtiyacını uluslararası alanda karşıladığını, davalı müvekkili ile davacı arasındaki ticari ilişkinin —yılında başladığını, davacıya çoğunlukla yeşil reçeteli ilaçların imalatında kullanılan —–hammaddesi tedariki için sipariş verildiğini, ilk siparişin verildiği —yılında ve daha sonrasında söz konusu ——- hammaddesi kilogram fiyatı dünya genelinde ——- olarak müvekkili firmaya fatura edildiğini, müvekkili firmanın ——-temininde güçlük yaşadığı için ve davacının fiyatı ——–taahhüdü üzerine çalışmaya devam
ettiğini, yine piyasa koşulları üzerinde bedeller ile —— davacıdan sipariş edildiğini, örneğin —-fatura edildiğini, firma yetkilisinin firma satış direktörü—– davacının ne zaman — yapacağını sorduğunu, satış direktörünün kaçamak cevaplar vererek istifa ettiğini, davalı müvekkilinin davacı şirketten toplam —- sipariş ettiğini ve toplamda—- ödeme yaptığını, başka firmadan tedarik edilse idi aynı —- davalı—- yapacağını ancak müvekkilinin — ödeme yaptığını, gerek müvekkili —-daha rahat bir şekilde —– maddesini temin etmesi gerekse de —- işten ayrılması nedeni ile dünya fiyatları üzerinden ——- maddesinin
temin edilmeye başlandığını belirtmiştir.
Aşırı yararlanmayı düzenleyen Türk Borçlar Kanunu (TBK) m. 28/1’e göre : “Bir sözleşmede
karşılıklı edimler arasında açık bir oransızlık varsa, bu oransızlık, zarar görenin zor durumda
kalmasından veya düşüncesizliğinden ya da deneyimsizliğinden yararlanılmak suretiyle gerçekleştirildiği takdirde, zarar gören, durumun özelliğine göre ya sözleşme ile bağlı olmadığını diğer tarafa bildirerek ediminin geri verilmesini ya da sözleşmeye bağlı kalarak edimler arasındaki
oransızlığın giderilmesini isteyebilir.”
Aşırı yararlanma hükümleri, bir sözleşmedeki edimler arasında herhangi bir oransızlığın bulunduğu hallerde değil; açık, bariz yani aşırı bir oransızlığın bulunduğu durumlarda uygulanmaktadır.
Edimler arasında açık oransızlığın bulunması yanında bu oransızlığın zarar görenin zor durumda kalmasından, düşüncesizliğinden veya deneyimsizliğinden istifade etmek suretiyle ortaya çıkmış olması
gerekmektedir.
Zor durumda kalma; zarar görenin açık oransızlığın varlığını idrak etmesine rağmen, mevcut koşulları gereği an itibarıyla ihtiyacı olmasından dolayı bu hususa itiraz etmemesi olarak açıklanabilir.
Düşüncesizlik, zarar görenin sözleşmeyi hazırlarken detaylı bir inceleme yapmadan hareket etmesini ifade eder. Deneyimsizlikten anlaşılan ise; çoğu zaman zarar görenin sözleşme ve/veya konusu hükümleri
hakkında yeterli bilgiye sahip olmamasıdır. Bu üç durumdan biri varsa, sözleşmedeki edimlerin arasındaki açık oransızlık; aşırı yararlanma hükümlerinin uygulanması sonucunu doğurur.
Davalı şirket vekili —-yılında ve daha sonrasında ——- hammaddesi kilogram fiyatı –müvekkili firmaya fatura edildiğini, firmanın ——- hammaddesinin temininde güçlük yaşadığı ve
fiyatın —–edileceği taahhüdü ile çalışılmaya devam ettiğini savunmuştur.
Davalı şirket vekili müvekkili şirketin —- bir kuruluş
olduğunu belirtmiş olup; bu noktada sektörde deneyimsiz olduğundan söz edilemeyecektir. Diğer taraftan—- faturalandırıldığı anlaşılmakla,
aralarında fiyatın belirlendiği bir sözleşme ile devamında fiyatın ne şekilde ve hangi koşullarda —- edileceği yönünde yazılı bir anlaşma bulunmadığı görülmüştür. Davalı şirketin ——– davacı şirketin satış fiyatı arasında —– ithalat yapmak suretiyle daha düşük fiyatlarla veya
dünya pazarı fiyatlarına göre tedarik etme imkânı olduğu halde alımlarını davacı şirketten yapmayı seçtiği değerlendirilmekle; davalı şirketçe hammaddenin temin edilmesinin güçlüğü hususunda dosya
kapsamında somut bir veri tespit edilememiştir.
Sektörde yaklaşık —- yakın tecrübesi olan davalı şirketin, dosya kapsamı ile TTK18/2 maddesi bir arada değerlendirildiğinde; davalının —–hali bulunmadığı kanaatine varılmış olup;
davalının —–halinin bulunup bulunmadığı hususunun nihai takdir Sayın Mahkeme’ye ait olmakla hesaplamalar seçenekli şekilde hazırlanarak sunulmuştur.
4. CARİ HESAPLARIN ESAS ALINMASI HALİNE GÖRE DOSYA HESABI:
Davacı ile davalın cari hesap bakiyeleri tutarlı olup davalının davacıya cari hesap borcu —-olduğu heyetimizce görüldüğünden icra tarihi ile dava tarihi
arasında temerrüt faizi hesaplanarak dosya alacağı aşağıda hesaplanmıştır.
—–
5. ——HALİ BULUNDUĞU KABULÜNE GÖRE DOSYA HESABI:
Davalı vekilinin —–hali iddiasının kabulü halinde; –
—-Bakiye borç — üzerinden icra tarihinden dava tarihine kadar
temerrüt faizi işletilmesi halinde aşağıda alacak hesabı yapılmıştır.
—-SONUÇ VE KANAAT: Yukarıda açıklandığı üzere hukuki durumun değerlendirilmesi ve nihai takdir
Sayın Mahkemeye ait olmak üzere;
—- sunduğu,
— —– ilişkin ithalat verilerinin incelemesinde — tarihleri
arasında söz konusu —– davalı ve dava dışı şirketlerce — arasında değiştiği, —– gerçekleşen ithalat
fiyatlarının söz konusu —————- için davalı ve dava dışı şirketlerce kilogramı — alımının gerçekleştiği, bu kapsamda sektördeki tecrübesi—-yaklaşan davalı şirketçe ithalatın hammaddenin daha ucuz olduğu ülkelerden yapılma imkânı bulunduğu değerlendirilmekle; aşırı yararlanmayı düzenleyen Türk Borçlar Kanunu (TBK) m. 28/1’e göre gabin
halinin bulunmadığı,
Tarafların defter ve kayıtları birbiri ile uyumlu olup;
—–
alacağı — olup; takip tarihinden itibaren —– uygulanan—- dava tarihi itibarıyla davacı alacağının — olarak hesaplandığı, takip tarihinden itibaren fiili ödeme gününe kadar anapara alacağına kamu bankalarınca mevduata uygulanan en yüksek —-işletilebileceği, — karşılığı ödenmesi halinde fiili ödeme günündeki —-hesap edilebileceği,
—alacağı — takip tarihinden itibaren kamu bankalarınca mevduata uygulanan —- dava tarihi itibarıyla davacı alacağının
—-olarak hesaplandığı, takip tarihinden itibaren fiili ödeme gününe kadar anapara alacağına ——-
ödenmesi halinde fiili ödeme günündeki —kuru üzerinden hesap
edilebileceği,
Sayın Mahkemenizce davalı şirketin söz konusu —- hammaddesinin
alımından dolayı —- halinin bulunduğunun kabulü halinde;
—-
bildirdiği —–ödeme
yaptığı, bu kapsamda davacı alacağı olan —-
itibaren kamu bankalarınca mevduata uygulanan —- itibarıyla davacı alacağının —– olarak hesaplandığı, takip
tarihinden itibaren fiili ödeme gününe kadar anapara alacağına kamu bankalarınca mevduata uygulanan
en yüksek —- karşılığı ödenmesi halinde fiili ödeme günündeki—- takip tarihinden itibaren ——– dava tarihi itibarıyla davacı
alacağının —-hesaplandığı, takip tarihinden itibaren fiili ödeme gününe kadar
anapara alacağına —- işletilebileceği,
—karşılığı ödenmesi halinde fiili ödeme günündek—-
üzerinden hesap edilebileceği,
—- Tarafların icra inkâr tazminatı ve sair taleplerinin Sayın Mahkemeniz takdirlerinde bulunduğu Sonuç ve kanaatine varıldığını, saygılarımızla Sayın Mahkemenize arz ederiz. —-
şeklinde olup yukarıya aynen aktarılmıştır.
Raporun tebliği üzerine davalı vekili tarafından ibraz edilen —-işlem tarihli dilekçe ile dilekçe ekinde sunulan savcılık şikayetinde belirtildiği üzere ———- dışındaki ———- madde fiyatlarına ilişkin bir değerlendirme olmadığı ileri sürülerek buna ilişkin ilgili ——müzekkere yazılıp cevabı alındıktan sonra yeniden rapor temin edilmesi talebine bağlı olarak ve önceki savunmalar doğrultusunda rapora itiraz edilmiştir.
Davacı vekili tarafından sunulan —- tarihli dilekçede ise her iki dava yönünden de raporun davacı tarafın haklılığını teyit ettiği belirtilerek davalı vekilinin itiraz dilekçesinde ileri sürdüğü hususların haksız, davayı uzatmaya ve davalının alacağını elde etmesini geciktirmeye yönelik olduğu, sermaye şirketi olan davalı şirketin —hükümlerine dahi dayanamayacağı, kaldı ki davalının talebi üzerine yazılan müzekkerelere verilen cevaplara göre de ——ve hatta fahiş fiyatın dahi söz konusu olmadığının anlaşıldığı, itiraz edilmemiş mutabakat formunun bulunduğu ileri sürülerek ve savunmanın ——dışındaki ürünlere yönelik olarak daha önce—— savunmasında bulunulmadığı halde bu aşamada diğer ürünlere yönelik ileri sürülen talebin savunmanın değiştirilmesi ve genişletilmesi yasağı kapsamında olduğu belirtilerek buna muvafakat edilmediği ifade edilmiştir.
Davacı vekilinin söz konusu —- tarihli dilekçesinde de belirtildiği gibi davalı taraf rapor temininden öncesi aşamalarda ve cevap dilekçesinde sadece —– yönünden ——savunmasına dayanmış olması, hatta borca yönelik bir itirazın da esasında söz konusu olmayıp gabine dayanılmış olması, bu aşamaya kadar ——— dışında ve söz konusu şikayet dilekçesinde dile getirildiği belirtilen ürünler yönünden bir itirazın olmadığı gibi —–yönünden de bir itirazın bulunmaması; bu haliyle bu aşamada söz konusu talebin savunmanın değiştirilmesi ve genişletilmesi yasağı kapsamında kalmış olması, davacı vekilinin buna muvafakat edilmediğini belirtmesi; rapora karşı yöneltilen sair itirazların mahiyeti ve temin edilen rapordaki ihtimali hesap-değerlendirmeler ile tercih edilen ihtimale ilişkin kanaat ve tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde itirazlar yönünden tahkikatı gerektirir bir husus olmadığına karar verilmiş olup, ek rapor alınmasına dahi gerek görülmemiş ve sonuçta itirazlar yerinde görülmemiştir.
İlgili yasal düzenlemeler:
”6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu:
…TİCARİ DEFTERLERİN İBRAZI VE DELİL OLMASI
Madde 222 – (1) Mahkeme, ticari davalarda tarafların ticari defterlerinin ibrazına kendiliğinden veya taraflardan birinin talebi üzerine karar verebilir.
(2) Ticari defterlerin, ticari davalarda delil olarak kabul edilebilmesi için, kanuna göre eksiksiz ve usulüne uygun olarak tutulmuş, açılış ve kapanış onayları yaptırılmış ve defter kayıtlarının birbirini doğrulamış olması şarttır.
(3) İkinci fıkrada belirtilen şartlara uygun olarak tutulan ticari defter kayıtlarının sahibi ve halefleri lehine delil olarak kabul edilebilmesi için, diğer tarafın aynı şartlara uygun olarak tutulmuş ticari defterlerindeki kayıtların bunlara aykırı olmaması veya diğer tarafın ticari defterlerini ibraz —- yahut defter kayıtlarının aksinin senet veya diğer kesin delillerle ispatlanmamış olması gerekir. Diğer tarafın ikinci fıkrada yazılan şartlara uygun olarak tutulan ticari defterlerinin, ilgili hususta hiçbir kayıt içermemesi hâlinde ticari defterler, sahibi lehine delil olarak kullanılamaz.—— Bu şartlara uygun olarak tutulan defterlerdeki sahibi lehine ve aleyhine olan kayıtlar birbirinden ayrılamaz.
(4) Açılış veya kapanış onayları bulunmayan ve içerdiği kayıtlar birbirini doğrulamayan ticari defter kayıtları, sahibi aleyhine delil olur.
(5) Taraflardan biri tacir olmasa dahi, tacir olan diğer tarafın ticari defterlerindeki kayıtları kabul edeceğini belirtir; ancak, karşı taraf defterlerini ibrazdan kaçınırsa, ibrazı talep eden taraf iddiasını ispat etmiş sayılır.
2004 Sayılı İcra ve İflas Kanunu:
A İTİRAZIN İPTALİ :
Madde 67 – —– Takip talebine itiraz edilen alacaklı, itirazın tebliği tarihinden itibaren bir sene içinde mahkemeye başvurarak, genel hükümler dairesinde alacağının varlığını ispat suretiyle itirazın iptalini dava edebilir.
—-Bu davada borçlunun itirazının haksızlığına karar verilirse borçlu; takibinde haksız ve kötü niyetli görülürse alacaklı; diğer tarafın talebi üzerine iki tarafın durumuna, davanın ve hükmolunan şeyin tahammülüne göre, red veya hükmolunan meblağın —- yüzde yirmisinden aşağı olmamak üzere, uygun bir tazminatla mahkum edilir.
İtiraz eden veli, vasi veya mirasçı ise, borçlu hakkında tazminat hükmolunması kötü niyetin sübutuna bağlıdır.
—-
Birinci fıkrada yazılı itirazın iptali süresini geçiren alacaklının umumi hükümler dairesinde alacağını dava etmek hakkı saklıdır.
—- Bu Kanunda öngörülen icra inkar tazminatı, kötü niyet tazminatı ve benzeri tazminatların tespitinde, takip talebi veya davadaki talep esas alınır.
6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunun madde 18/A düzenlemesinde yargılama gideri yönünden yer alan ilgili fıkralar:
Dava şartı olarak arabuluculuk
Madde 18/A- —–
(1) İlgili kanunlarda arabulucuya başvurulmuş olması dava şartı olarak kabul edilmiş ise arabuluculuk sürecine aşağıdaki hükümler uygulanır.
—–
(11) Taraflardan birinin geçerli bir mazeret göstermeksizin ilk toplantıya katılmaması sebebiyle arabuluculuk faaliyetinin sona ermesi durumunda toplantıya katılmayan taraf, son tutanakta belirtilir ve bu taraf davada kısmen veya tamamen haklı çıksa bile yargılama giderinin tamamından sorumlu tutulur. Ayrıca bu taraf lehine vekâlet ücretine hükmedilmez. Her iki tarafın da ilk toplantıya katılmaması sebebiyle sona eren arabuluculuk faaliyeti üzerine açılacak davalarda tarafların yaptıkları yargılama giderleri kendi üzerlerinde bırakılır.
(12) Tarafların arabuluculuk faaliyeti sonunda anlaşmaları hâlinde, arabuluculuk ücreti, Arabuluculuk Asgari Ücret Tarifesinin eki Arabuluculuk Ücret Tarifesinin İkinci Kısmına göre aksi kararlaştırılmadıkça taraflarca eşit şekilde karşılanır. Bu durumda ücret, Tarifenin Birinci Kısmında belirlenen iki saatlik ücret tutarından az olamaz.
(13) Arabuluculuk faaliyeti sonunda taraflara ulaşılamaması, taraflar katılmadığı için görüşme yapılamaması veya iki saatten az süren görüşmeler sonunda tarafların anlaşamamaları hâllerinde, iki saatlik ücret tutarı Tarifenin Birinci Kısmına göre——–bütçesinden ödenir. İki saatten fazla süren görüşmeler sonunda tarafların anlaşamamaları hâlinde ise iki saati aşan kısma ilişkin ücret aksi kararlaştırılmadıkça taraflarca eşit şekilde uyuşmazlığın konusu dikkate alınarak Tarifenin Birinci Kısmına göre karşılanır. ——- bütçesinden ödenen ve taraflarca karşılanan arabuluculuk ücreti, yargılama giderlerinden sayılır.
(14) Bu madde uyarınca —— tarafından yapılması gereken zaruri giderler; arabuluculuk faaliyeti sonunda anlaşmaya varılması hâlinde anlaşma uyarınca taraflarca ödenmek, anlaşmaya varılamaması hâlinde ise ileride haksız çıkacak taraftan tahsil olunmak üzere —- bütçesinden karşılanır.

şeklinde olup yukarıya aynen aktarılmıştır.
Sonuç olarak celp edilip incelenen icra dosyaları, faturalar, taraflar arasındaki ilişkiyi gösterir ve raporda dökümü yapılan diğer belgeler, hesap mutabakat formu, savunmanın sadece—–ürününe bağlı ve gabine dayalı olması; dosya kapsamına uygun, denetime ve hükme esas alınmasına elverişli olup Mahkememizce de dosya kapsamına uygun ve yeterli görülen rapor, bilirkişilerin isabetli görülen tercihe ilişkin kanaati; davalının rapora itirazında dile getirdiği savunmaya davacı tarafın muvafakat etmemiş olması da gözetilerek rapora itirazların yerinde olmaması; sermaye şirketi olan davalı şirketin basiretli tacir olarak taşıdığı sorumluluk, taraflar arasında işleyen sürecin tarih aralığı; esasen savunmaların davalı şirketin işlem tarihine göre yöneticilerinin sorumluluğu kapsamında kalması ve muhatabının sorumlu olduğu düşünülen yönetici/yöneticilerin olması; yöneticinin sorumluluğu kapsamında olan bir husustan ticari ilişkinin karşı tarafı aleyhine bir durumun çıkarılmasının ticari hayatın kendine özgü kurallarına ve akışına da uygun olmaması; yukarıya aktarılan ilgili yasal düzenlemeler ve tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde takiplere itirazların yerinde olmadığı ve her iki davanın da söz konusu rapor doğrultusunda sübuta erdiği kanaatine varılmıştır.
Davacı tarafın icra inkar tazminatı adı altında talep ettiği icra tazminatı yönünden yukarıya aynen alınan İcra ve İflas Kanunu’nun 67.maddesinin 2. Fıkrası hükmü, davanın niteliği, davalının asıl borç ve hesabı yönünden bir itirazının olmayıp, itirazın ve savunmanın sadece gabine dayalı olması, ————-şartlarının gerçekleşip gerçekleşmemesinin yapılacak yargılamaya ve Mahkemenin değerlendirmesine bağlı olması hususları birlikte değerlendirildiğinde davalı aleyhine icra tazminat şartlarının somut olayda gerçekleşmediği sonuç ve kanaatine varıldığından her iki dava yönünden de davalı aleyhine icra tazminatına hükmolunmamıştır.
Her iki davada sadece asıl alacak yönünde itirazın iptaline yönelik olması nedeni ile:
—- sayılı dava yönünden asıl alacağa münhasır dava değeri takibe konu asıl alacakların toplamı olan —olup, dava dilekçesinde de harca esas olarak bu değer gösterilmiştir.
Birleşen —sayılı dava yönünden de asıl alacağa münhasır dava değeri takibe konu asıl alacakların toplamı olan — olup, dava dilekçesinde de harca esas olarak bu değer gösterilmiştir.
Son olarak belirtmek gerekir ki harç yönünden dava tarihine göre değerlendirme yapılması gerektiğinden:
—Esas sayılı dava yönünden: —- —– üzerinden ve,
Birleşen — sayılı dava yönünden ise: — dava tarihi itibari ile efektif satış kuru üzerinden ———üzerinden,
işlem yapılmış ve avukatlık ücreti hesabı yönünden de harca esas alınan bu bedeller gözetilmiş olup; davanın niteliğine karşılık gelen 492 Sayılı Harçlar Kanununun;
”…
İLAMSIZ TAKİPLERDE PEŞİN HARÇ:
Madde 29 – İlama dayanmıyan takip isteklerinden alacak miktarının binde beşi peşin alınır.
Peşin harçlar takip sonunda alınacak asıl harca mahsup olunur.
İlama dayanmıyan takiplerde alacaklı mahkemeye müracaata mecbur kalırsa, peşin alınan harç kendisine iade olunur. Veya alacaklının isteği üzerine mahkeme harçlarına mahsup edilir.
…”
şeklindeki ilgili maddesinde yer alan söz konusu düzenleme, derkenar yazıları ve icra dosyalarının kapsamına göre davacı tarafın:
— sayılı dava yönünden —- yatırmış olması, eldeki davanın söz konusu derkenara bağlı olarak açılmış olması karşısında söz konusu takip için yatırılan peşin harç miktarı da bu dava yönünden,
Birleşen —-peşin harç yatırmış olması, eldeki davanın söz konusu derkenara bağlı olarak açılmış olması karşısında söz konusu takip için yatırılan peşin harç miktarı da bu birleşen dava yönünden,
işleme tabi tutulmuştur.
— her iki davanın bilgilerinin —– edildiği anlaşıldığından her iki davada davalının ve sorumlunun aidiyet birliği de gözetilerek harç dışındaki yargılama giderleri yönünden her iki dava müştereken karara bağlanmıştır.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere ;
A) Mahkememizin —-sayılı davası yönünden:
1-Davanın kabulü ile—- üzerinden yapılan takibe itirazın asıl alacak kalemi yönünden iptaline ve takibin asıl alacağa takip tarihinden itibaren işleyecek —– faizi ile birlikte tahsil edilmek üzere devamına,
2-İcra tazminat şartları somut olayda gerçekleşmediğinden davalı aleyhine icra tazminatına karar verilmesine yer olmadığına,
3-Gerekçede açıklanan —–üzerinden hesaplanan 311.088,04 TL nispi karar harcından, Mahkeme veznesine yatan 52.429,18 TL peşin harç ile İcra veznesine yatan söz konusu —– davalıdan alınarak Hazineye gelir kaydına,
4-Davacı tarafından İcra veznesine ve Mahkeme veznesine yatırılan söz konusu peşin harçların toplamı olan —- davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-Gerekçede açıklanan ve harca esas alınan ——üzerinden davacı vekili yararına tarife gereğince hesap ve takdir edilen 134.166 TL nispi avukatlık ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
B) Birleşen Mahkememizin —- sayılı davası yönünden:
1-Davanın kabulü ile —-üzerinden yapılan takibe itirazın asıl alacak kalemi yönünden iptaline ve takibin asıl alacağa takip tarihinden itibaren işleyecek —- olarak açılmış —- faizi ile birlikte tahsil edilmek üzere devamına,
2-İcra tazminat şartları somut olayda gerçekleşmediğinden davalı aleyhine icra tazminatına karar verilmesine yer olmadığına,
3-Gerekçede açıklanan —– üzerinden hesaplanan 5.628,69 TL nispi karar harcından, Mahkeme veznesine yatan 942,43 TL peşin harç ile İcra veznesine yatan söz konusu 469,68 TL’nin toplamını oluşturan 1.412,11 TL’nin mahsubu ile EKSİK 4.216,58 TL’nin davalıdan alınarak Hazineye gelir kaydına,
4-Davacı tarafından İcra veznesine ve Mahkeme veznesine yatırılan söz konusu peşin harçların toplamı olan 1.412,11 TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-Gerekçede açıklanan ve harca esas alınan ———-üzerinden davacı vekili yararına tarife gereğince hesap ve takdir edilen 11.512 TL nispi avukatlık ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
C) Zorunlu arabuluculuk gideri her iki dava yönünden müştereken yapılmış olduğundan buna göre sonuçta:
6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunun madde 18/A-(13) ve (14) düzenlemelerine ve Arabuluculuk Asgari Ücret Tarifesine bağlı olarak ——-zaruri giderin davalıdan alınarak Hazineye gelir kaydına,
D) Her iki dava yönünden de harçlar dışında davacı tarafça yapılan toplam 3.225,20 TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
E) Her iki dava yönünden davalı tarafça yapılan yargılama giderinin davalı üzerinde bırakılmasına, ) Artan avansın karar kesinleştiğinde ilgilisine iadesine,
İlişkin olmak üzere taraf vekillerinin yüzlerine karşı aleni olarak yapılan yargılama sonunda gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içinde ————– Adliye Mahkemesinde İstinaf Kanun yolu açık olmak üzere oy birliği ile verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 15/12/2021